Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/596 E. 2022/208 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/596
KARAR NO :2022/208

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:02/07/2018
KARAR TARİHİ:13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili Banka ile … arasında Genel Nakdi ve Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak, dava dışı …’ye kredi kullandırıldığını ve davalı …’ın da bu sözleşmeye ait borca 40.000,- TL. limitle kefil olduğunu, borçlu …’ye kullandırılan kredinin, geri ödenmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek, alacağın ödenmesi için … 19. Noterliği’nin 02/01/2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ve hesap özeti tebliğ edildiğini, borcun ödenmediğini, bunun üzerine asıl borçlu ve kefil aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının borca ve fer’ilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, borçlunun yaptığı itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira dava konusu borcun davalı kefilin müvekkili bankadan kullanılan kredi borcuna müteselsil kefaletinden kaynaklandığını, alacaklının alacağını elde etmesine engel olmayı amaçlayan tamamen haksız ve kötü niyetli bir itiraz olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, davalı tarafından yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, davalının % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul’da ikamet etmesi nedeniyle, huzurdaki davada yetkili mahkemenin Büyükçekmece mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, diğer yandan dava tüketici kredisinden kaynaklı olduğundan, görevli mahkemenin de asliye ticaret mahkemesi değil, tüketici mahkemesi olduğunu, davanın görevsizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın temelde … isimli üçüncü şahsın, davacı bankadan kullandığı krediyi ödememesinden doğduğu, ödemelerini düzenli yapmadığından krediden doğan alacağın muaccel hale geldiğini, akabinde alınan ihtiyati haciz kararının …. İcra Müdürlüğü … Esas sayısı ile icra takibine konu edildiğini, ancak dava dışı … adlı şahsın borcundan, müvekkilinin de sorumlu tutulduğunu, asıl borçluya icra takibi yapılıp takip semeresiz kalmadıkça ve asıl borçlunun ödemeden kesin aczine hükmedilmedikçe kefilin sorumluluğuna gidilemeyeceğinin Yargıtay kararları ile belirli olduğunu, genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinde de görüleceği üzere, müvekkilinin kefil sıfatı ile bu sözleşmeye taraf olması gibi bir durum söz konusu olmadığını, bunun Yargıtay içtihatları ile de belirli olduğunu, dava dilekçesi ekinde bulunan kredi sözleşmesinin 03/09/2010 tarihinde imzalandığını ve bunun akabinde … adlı şahsa davacı tarafından kredi kullandırıldığını, oysa davacının yine dava dilekçesi ekinde bulunan sözde kefalet beyanında da görüleceği üzere, anılan kredi sözleşmesine dair herhangi bir bilgilendirme yapılmamış olduğuğunu, müvekkilinin konuyla ilgili cehaletinden faydalanılarak, adeta aldatmak suretiyle bu metinin imzalatılmış olduğunu, bu kefalet beyanını bir an için kabul ettiğiklerini düşünseler dahi, metnin sonunda yer alan tarihten (26/11/2012) de kefalet, kredi sözleşmesinin imza edilmesinden iki yılı aşkın bir süre sonra imzalandığını, bu durumda davacının adeta para tahsil edebileceği bir kimse aradığını ve bu talihsizliğin de müvekkilinin başına geldiğini kabul etmek gerektiğini, dolayısıyla iki tarih arasındaki farktan dahi bu kefaletin geçersiz olduğunu ve müvekkilin anılan kredi borcundan sorumlu olamayacağını kabul etmek gerektiğini, öte yandan yine davacı tarafça sunulmuş kefalet beyanında, müvekkili …’ın “Önceki kefil olunan tutar:0 TL” ibaresi bulunduğunu, yani müvekkilinin bu beyanı ile önceye dair herhangi bir kefalet bildirmemekte, üçüncü şahıs …’nin bu tarihten sonra doğacak borçlarına kefil olunduğunu bildirmesine rağmen davacı, ciddi bir kötü niyetle, …’nin önceden gelen borçlarından da müvekkilini sorumlu tutmaya çalıştığını, bir sözleşmeden doğan borç ile ilgili asıl borçludan tahsil yolu denenip bütün vasıtalar tüketilmedikçe kefilin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davanın reddini, davaya sebep …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takibin müvekkili … yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 10/10/2018 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
14/11/2018 tarihli raporunda bilirkişi; davalının davacı bankaya dava dışı borçlunun doğmuş/doğacak borçları nedeniyle 40.000 TL’ne kadar kefil olduğunu el yazısı ile yazmak, tarih koymak ve imzalamak suretiyle açıkça belirtmiş bulunduğu, davalırın genel kredi sözleşmesini imzalamadığı ve değinilen kefalet beyanında da genel kredi sözleşmesine herhangi bir atıfta bulunulmadığı, davacı bankaca davalı borçluya 85.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi uyarınca ticari nitelikteki BCH ve KMH kredilerinin kullandırıldığı, davalı-kefilin 40.000 TL’ye kadar kefili olduğunu bildirdiği kredilerden kaynaklanan borcun dava dışı borçlu tarafından ödenmediği ve kredi hesabının davacı banka tarafından kat edilerek, ihtarname keşide edildiği, davalı-kefil temerrüdünün 12.01.2018 tarihi itibariyle oluştuğu, hesap kat tarihi itibariyle banka alacağının, her iki krediden kaynaklanan alacağının akdi faiz oranları üzerinden, 39.983,97 TL asıl alacak, 2.021,25 TL akdi faiz ve 101,06 TL de BSMV olmak üzere toplam 42.106,28 TL olarak belirlendiği, davalı-kefilin kefalet beyanındaki sorumluluğu ise 40.000,00 TL ile sınırlı olduğu, temerrüt tarihi itibariyle alacak miktarının 39.983,97 TL asıl alacak, 2.313,70 TL akdi faiz, 115,54 TL de BSMV olmak üzere 42.413,31 TL olarak hesaplandığı, bu tutarların, kredilerin ticari olması nedeniyle temerrüt tarihi itibariyle kapitalize edilebileceği, davalı-kefilin sorumluluğunun tememüt tarihi itibariyle 40.000 TL ile sınırlı olduğu, davacı bankanın ödeme emri ile talepte bulunduğu tutarların dikkate alınmasıyla, talep ve hesaplamalar doğrultusunda BCH kredisi asıl alacağının 31.718,91 TL ve KMH asıl alacağının da 5.774,12 TL olarak esas alınacağı, davalı-kefilin her ne kadar kredi sözleşmesini imzalamamışsa da dava dışı kredi borçlusunun bankadan kullandığı/kullanacağı krediye belli bir limit dahilinde kefil olduğu beyanında bulunduğu, bankaların faiz karşılığında topladıkları paraları üzerine kar oranlarını koyarak yine faiz geliri elde etmek için plase ettikleri ve bu şekilde faaliyetlerini ve hayatiyetlerini devam ettirdiklerinin dikkate alınmasıyla, davalı-kefilin de bu durumu bilerek kefalet verdiğinin kabulünün uygun olacağı, dolayısıyla bankadan kullandırılan kredilere temerrüt tarihine kadar akdi, temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında da temerrüt faiz oranlarının uygulanabileceği, her iki kredi yönünden ve takip tarihi itibariyle toplam borç miktarının, asıl alacak 37.491,03 TL, faiz 893,11 TL, BSMV 4465 TL ve ihtiyati haciz vekalet ücreti 485,00 TL olmak üzere 38.913,79 TL olarak hesaplardığı, hesaplanan bu tutarın davalı-kefilin sorumluluk limiti içinde kaldığı, kredi türleri farklı olduğundan BCH hesap asıl alacağı olan 31.716,91 TL’ne temerrüt faiz olan (yıllık %18 akdi faiz oranının 2 katı olan) %36; KMH için de 5.774,12 TL üzerinden kredili mevduat hesaplarına uygulanacak faiz oranlarının 5464 sayılı Kredi Kartları Yasası’nın 26.maddesinde belirtilen ve takip tarihi itibariyle (Aylık 2,34 ve yıllık % 28,08 olan) oran üzerinden faiz yürütülmesi gerekeceği, davalı-kefil vekilinin öne sürdüğü itirazların yerine bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 26/02/2020 tarihli tarihli ara karar ile bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
12/12/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; BCH’a ilişkin 06.09.2017 – 29.12.2017 tarihli ekstreden 29.12.2017 tarihli bakiyenin akdi faiz oranı üzerinden 31.858,50 TL olması gerektiği anlaşıldığı, davacı banka da aynı ekstrenin altında talep edecekleri tutarı, bu şekilde gösterdiği, ancak davacı banka ihtarnamede alacağını; toplam 32.112,45 TL olarak belirtildiği, davacı banka aynı ekstrede temerrüt faizi de uygulamak suretiyle faiz alacağını fazlalaştırmıştır. Bu nedenle hesap kat tarihi itibariyle bankanın BCH kredi alacağı (Banka kayıtları ve akdi faiz oranı üzerinden), toplam 31.858,50 TL olarak hesaplandığı, davacı bankanın KMH dolayısıyla oluşan alacağı da KMH için takip talebi ile istenilen asıl alacak miktarı olan 5.774,12 TL üzerinden yapılmış ve KMK alacağının 5.774,12 x 100 gün x 22,08) / 36.500- 349,29 TL faiz ve % 5’i 17,46 TL de BSMV olmak üzere 6.140,87 TL olduğu, hesaplanan alacak miktarı, kefalet limitinin altında kaldığından, kefilin sorumluluğu da elbette ki, hesaplanan alacak miktarı ve temerrüdü ile sınırlı olacağı, hesaplanan alacak miktarı kefalet limitinin üstünde olması halinde ise kefilin sorumluluğunun kefalet miktarı ve temerrüdü ile sınırlı olacağı hususu tartışmasız olduğu, davalı-kefil, dosyaya sunulmuş olan GKS’yi imzalamadığını, GKS’nin kefil bölümü imzalanmadığı, kefaletle ilgili 71. Maddesi de imzalanmadığı, GKS’de davalı-kefilin sözleşme hükümlerine tabi olduğu hakkında herhangi bir açıklama bulunmadığı, ayrı bir kefalet beyanında bulunan davalı-kefilin imzalamış olduğu “ayrı kefalet beyanı”nda da GKS hükümlerine atıfta bulunmadığı sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce bu kez 03/01/2020 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunmaları toplanan deliller ve ön incelemede tespit edilen hususlar ile dosyada daha önce alınmış olan kök rapor ve ek raporlara karşı yapılan itirazlar da dikkate alınarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
27/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın davalıdan 06.02.2018 takip tarihi itibarıyla itibarıyla borçlu Cari Hesap Kredisi İle İlgili olarak tespiti gibi 30.018,00 TL. asıl alacak ve talebiyle bağlı olarak 1.543,48 TL. işlemiş faiz ve 77,17 TL. da gider vergisi olmak üzere toplam 31.638,65 TL. alacaklı olduğu, takip Tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 30.018,00 TL. matrah üzerinden % 36 faiz ile bunun % 5 i gider vergisinin istenebileceği, Ticari Kredili Mevduat Hesabı Kredisi İle İlgili olarak taleple bağlı olarak 5.774,12 TL. asıl alacak ve tespitimiz gibi 149,50 TL. işlemiş faiz 7,48 TL. gider vergisi ve 485,00 TL. da İhtiyati Haciz Vekalet Ücreti olmak üzere toplam 6.416,10 TL. alacaklı olduğu, takip Tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 5.774,12 TL. matrah üzerinden % 28,08 faiz ile bunun % 5’i gider vergisinin istenebileceği, davacının tespitlerini aşan talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Açılan dava Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup davacı banka ile davadışı asıl borçlu … arasında 03/09/2010 tarihinde 85.000,00TL limit bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, söz konusu sözleşmelere davalı …’ın 26/11/2012 tarihli ve 40.000,00TL bedelli limiti itibariyle müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı kefilin kefalet miktarını imzaladığı, gözetilerek TBK m. 583 vd. Hükümlere uygun olarak davalı ile banka arasında yasal şartlara uygun olarak geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Davalı kefil tarafından, takibe karşı sunmuş oldukları itiraz dilekçesinde, faiz miktarına ve oranına itiraz ettikleri görülmektedir. Taraflar arasındaki GKS sözleşme yapılmadığı, kefalet sözleşmesinin TBK şekil şartlarına uygun olmadığı, açıkça imza ve yazı inkarında bulunulmadığı anlaşıldığından davanın itirazın iptali olması nedeniyle niteliği gereği itiraz kapsamında inceleme yapılması için dosyada bilirkişi incelemesine yönelik ara karar kurulmuştur.
Mahkememizce aldırılan 27/12/2021 tarihli bilirkişi usul ve yasaya uygun denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı kefilin kefaleti, 40.000,00TY bedelli olarak elle yazılmış olup, sözleşmenin ilk kuruluş taraihinden sonrada kefil olmaya kanunen herhangi bir engel bulunmayıp, Genel Kredi Sözleşmelerinin niteliği itibariyle verilen kefelatin bu sözleşmeye dayalı olarak açılan kredileri kapsadığı, TBK m. 583 vd. Hükümlere uygun olarak davalı ile banka arasında yasal şartlara uygun olarak geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı banka, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borç ödenmediğinden davalıya … 19. Noterliği 02/01/2018 tarihli 175 yevmiye nolu kat ihtarı göndermiş olup taraflar arasındaki GKS m. 84/1 gereğince tebliğ edilmiş sayılacağından ihtarnamede verilen 7 günlük sürenin sonunda 12/01/2018 tarihinde temerrüde düştüğü tespit edilmiştir.
Davalı, ihtara rağmen kredi borcunu ödemediklerinden, davacı, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapmış, anılan takibe davalı itiraz ettiğinden takip durmuş, davacı da itirazın iptalini, takibin devamını talep etmiştir.
Dava konusu Genel Kredi Sözleşmeleri ve davalı kefilin kefaleti hukuken geçerli olup, TBK’nun 581 ve devamı maddelerine uygundur. Davalının kat ihtarına rağmen kredi borcunu ödemedikleri açıktır. Davacı bankanın alacak miktarının tespiti için dosyadaki belgeler ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, borçlu ve kefil yönünden her kredi yönünden Yargıtay kararlarına uygun olarak hesaplamalar yapılmıştır. Bu kapsamda davalı taraflarca ödemeye ilişkin herhangi bir belge bunulmadığı, 27/12/2021 tarihli raporunun bu haliyle yasaya uygun olup denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından, Mahkememizce kabul edilmiş ve davanın kısmen kabulü ile Davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına itirazlarının kısmen iptali ile;Cari hesap kredisi yönünden takibin 30.018,00 TL asıl alacak, 1.543,48 TL işlemiş faiz, 77,17 TL BSMV olmak üzere toplam 31.638,65 TL üzerinden asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %36 temerrüd faizi ve bu faizin %5 BSMV’si ile devamına, Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 6.003,60 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,Ticari kredili mevduat yönünden takibin 5.774,12 TL asıl alacak, 149,50 TL işlemiş faiz, 7,48 TL BSMV, 485,00 TL masraf olmak üzere toplam 6.416,10 TL üzerinden asıl alacağın takip tarihinden itibaren %28,08 oranında temerrüd faizi ile faizin %5 BSMV’si ile devamına, Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 1.154,82 TL icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜNE;
Davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına itirazlarının kısmen iptali ile;
a)Cari hesap kredisi yönünden takibin 30.018,00 TL asıl alacak, 1.543,48 TL işlemiş faiz, 77,17 TL BSMV olmak üzere toplam 31.638,65 TL üzerinden asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %36 temerrüd faizi ve bu faizin %5 BSMV’si ile devamına,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 6.003,60 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
b)Ticari kredili mevduat yönünden takibin 5.774,12 TL asıl alacak, 149,50 TL işlemiş faiz, 7,48 TL BSMV, 485,00 TL masraf olmak üzere toplam 6.416,10 TL üzerinden asıl alacağın takip tarihinden itibaren %28,08 oranında temerrüd faizi ile faizin %5 BSMV’si ile devamına,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 1.154,82 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.599,52-TL nispi karar harcının peşin alınan 683,10-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.916,42-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 1.823,00-TL ( 1.400,00-TL BK ücreti, 423,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.734,34-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 724,20-TL ( 35,90-TL BH, 683,10-TL PH, 5,20-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.708,21 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.945,24 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır