Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/578 E. 2023/803 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/578 Esas
KARAR NO:2023/803

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/06/2018
KARAR TARİHİ:21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla …. İcra Müdürlüğü nezdinde tarafımızdan başlatılan … E. dosya numaralı ilamsız icra takibinin, davalı borçlunun itirazları nedeniyle durduğunu davalı borçlu tarafından yapılan itiraz haksız olduğunu müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında 11/08/2016 tarihli Satış Teklif Formu yazılı belge ile … kodlu … ürünün satışı noktasında tarafların mutabık kaldığını söz konusu satış teklif formunda İstanbul Mahkemelerinin yetkisi açıkça kabul edildiğini müvekkili şirketin anlaşma uyarınca 49,5 TOn ürününün davalı-borçluya teslim edildiğini borçlu şirketin söz konusu ürün tesliminden kaynaklı olarak müvekkili şirkete çek ve banka havalesi ile ödemeler yaptığını ancak söz konusu ürün tesliminden kaynaklı olarak 13.325,36 Amerikan doları cari hesap bakiyesi kaldığını anılan şirket ile müteahhit kereler yapılan yazışmalara ve taleplere rağmen anılan tutarın müvekkili şirkete ödenmemiş olduğunu bu nedenle müvekkili şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla …. İcra Müdürülüğünde … E sayılı icra takibi başlatıldığını davalı borçlu anılan takibe haksız itiraz ederek takibin durmasına yol açtığını yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Mahkeme tarafından re’sen gözetilecek nedenlerle davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, kötü niyetli davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve masrafları ile ücret-i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını müvekkili şirketin merkezinin … olduğunu davanın yetki itirazı nedeniyle … İcra Dairesine/Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini davacı tarafın müvekkili ile arasında mevcut bir sözleşme ve bu sözleşme içinde yetki sözleşmesi olduğu iddiasında olduğunu böyle bir yetki sözleşmesinin mevcut olmadığı gibi delil dilekçesi ekinde sunulan sözleşme ekinde mevcut imzanın kimin tarafından atıldığının belli olmadığını fakat müvekkilinin temsil ve ilzama yetkili kişi ya da kişiler tarafından atılmış bir imza olmadığını sözleşme altındaki imzayı kabul etmediğini sözleşmenin ıslak imzalı nüshası sunulduğunda ve kimin tarafından imzalandığı Isim olarak bildirildiğinde beyanda bulunma hakkını saklı tuttuğunu davacı tarafından gönderilen cari hesap ekstresi gönderildiğinde müvekkiline kur farkları yansıtıldığı görünmekte olduğunu herhangi bir kur farkı sözleşmesi olmadığın kur farkından dolayı müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, faiz oranının fahiş olduğunu müvekkilinin temerrüde düşmediğini faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, öncelikle yetki itirazının
kabulü ile davanın dava şartı yokluğundan reddini ayrıca esas yönünden borcunun bulunmadığından davanında reddine alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatının davacıdan alınarak tarafına verilmesini yargılama masrafı ile vekalet ücretininde davalıdan alınarak tarafına verilmesine talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Taraflar arasındaki ürün satımı nedeniyle cari hesap alacağı için başlatılan icra takibine yönelik itirazıp iptali isteminden ibaret olduğu görüldü.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Davacı … A.Ş. defter ve belgeleri incelenmiş ve 2016-2017-2018-2019-2020 Takvim yılına ait incelenen defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalı … A.Ş yapılması konusunda talebin olduğu defter belge incelemesinin talimatla davalının merkez adresinde Davacının; faturaları tanzim ettiği dönemlere ait “BS Form”unu beyan ettiği, Dava dosyasında, davalının ürünlere ilişkin yazılı olarak iade veya ayıplı olduğuna ilişkin tamamen veya kısmen ihbarın olmadığı, TTK. 18. Madde ile 23.Maddeye ilişkin ihbarda bulunmadığı, Ticari defter kayıtları dayanakları ile birlikte dikkate alındığında; İncelememizde davacının davalıya düzenlediği faturalara TTK. 21/2 Mad. Göre itiraz edilmediği, Davacının, davalıya tanzim ettiği 15.08.2016 ve 25.08.2016 tarihlere 120 gün vadede anlaştığı, ödemelerin süresi içerisinde yapılmadığı, davalıca yapılan ödemelerin vadeli olduğu, fatura tarihlerinden sonraki 121.günün temerrüt tarihi olduğu, Davacının kayıtlarında; 14.796,09 USD. alacağı olduğu kayıt altına alınmış ise de, gerçek alacağının 13.325,36 Usd. Olduğu, Davacının icra takibi ile talepte bulunduğu 14.954,19 USD. nin bilirkişi tarafından hesaplanan 16.573,37 Usd. den düşük olması sebebiyle; taleple bağlılık ilkesi gereğince; Taktirin Sayın Mahkemede olduğu belirtilerek; 14.954,19 Usd. talep edebileceği, 14.954,19 Usd. alacağına 02.06.2017 icra takip tarihinden itibaren Usd. alacağına yasal faiz talep edebileceği, İcra inkâr tazminatına hükmedilmesi meselesi Sayın Mahkemenizin münhasıran yargılama yetkisine dair bir husus olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince davalının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat yoluyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 15/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”… A.Ş.’nin 2016 ve 2017 yılına ilişkin … İth. İhr. Tic. A.Ş. ile olan ticari ilişkilerini gösteren muavin hesap kayıtları incelendiğinde işlem sonu tarihi olan 29.05.2017 tarihi itibari ile herhangi bir alım satımdan veya kur farkından doğan borç alacak farkına rastlanmamıştır. Cari hesap kaydı borç ve alacak bakiyesi vermeden kapanmış görülmektedir” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 30/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;”Talimat Bilirkişi Raporunda; Davalının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalının, davacıya borcu olmadığı, hesabın borç veya alacak bakiyesi vermeden kapandığı, Kur farkı hesaplanamayacağı (Bilirkişinin rapor ekinde sunuduğu “Satış Teklif Formları”nda tanzim edilen faturaların tanzim edildiği tarihteki “TCMB Döviz Satış Kuru” dikkate alınarak düzenleneceği belirtildiğinden kur farkı hesaplanacağı, geciken ödemelere %1,5 aylık faiz uygulanacağı belirtilmiştir.) Talimat bilirkişi raporunun ekinde bulunan ve bilirkişiye inceleme sırasında davalı şirketin gerek imzaya, gerek varlığına itiraz ettiği “Satış Teklif Formları”nı sunduğu dikkate alındığında davalının teklif formlarından haberdar olduğu, Her iki tarafında ticari defter kayıtlarında bulunan faturalar ile yapılan ödemeler dikkate alındığında yapılan hesaplada, davacının davalıdan; 13.630,45 USD. alacağı olduğu, Davacının 25.08.2016 tarihinde kestiği 37.620,12 USD. tutarındaki faturanın 13.630,45 USD. Sini tahsil etmediği, alacağına sözleşmede geçerli olan aylık %1,5 faiz talep edebileceği dikkate alındığında; Davacının 25.08.2016 Fatura Tarihinden – 02.06.2017 İcra Takip Tarihine Kadar Davalıdan; Ana Para 13.630,45 USD, Yıllık 96 18 Oranı ile 281 Gün için 1.888,84 USD, Toplam ; 15.519,29 USD. alacağı olduğu, Davacının icra takibine konu ettiği ana para 14.796,09 USD. nin yerinde olmadığı, işlemiş faiz, hesaplamamızda 1.888,84 USD. hesaplandığından taleple bağlılık ilkesi gereği icra takibinde talep ettiği 158,10 USD. işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu İcra inkâr tazminatına hükmedilmesi meselesi Sayın Mahkemenizin münhasıran yargılama yetkisine dair bir husus olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 01/06/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 08/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın ve 27/06/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 05/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
Davacının ticari defterlerinin lehine delil vasfına haiz olduğu, BS formunu beyan ettiği, davacı kayıtlarında 14.796,09 USD alacağı olduğu kayıt altına alınmış ise de gerçek alacağının 13.325,36 TL olduğu, davacının icra takibi ile talepte bulunduğu 14.954,19 USD’nin bilirkişi tarafından hesaplanan 16.573,37 USD’den düşük olması sebebiyle taleple bağlılık ilkesi gereği 14.954,19 TL talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yoluyla alınan 15/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
… A.Ş.’nin 2016 ve 2017 yılına ilişkin … İth. İhr. Tic. A.Ş. ile olan ticari ilişkilerini gösteren muavin hesap kayıtları incelendiğinde işlem sonu tarihi olan 29.05.2017 tarihi itibari ile herhangi bir alım satımdan veya kur farkından doğan borç alacak farkına rastlanmadığı, cari hesap kaydının borç ve alacak bakiyesi vermeden kapandığı tespitinde bulunulmuştur.
Mahkememizce davacı ve davalı ticari defterlerinin karşılıklı incelenmesi amacıyla 20/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporu alınmış, ek raporda;
Talimat bilirkişi raporuna göre, davalının ticari defterlerinin lehine delil vasfına haiz olduğu, hesabın borç veya alacak bakiye vermeden kapandığı, kur farkının hesaplanamayacağının tespit edildiği, talimat bilirkişi raporunun ekinde bulunan ve bilirkişiye inceleme sırasında davalı şirketin gerek imzaya, gerek varlığına itiraz ettiği “Satış Teklif Formlarını” sunduğu dikkate alındığında davalının teklif formlarından haberdar olduğu, her iki tarafın da ticari defter kayıtlarında bulunan faturalar ile yapılan ödemeler dikkate alındığında yapılan hesaplamada, davacının davalıdan 13.630,45 USD alacağı olduğu, davacının 25.08.2016 tarihinde kestiği 37.620,12 USD tutarındaki faturanın 13.630,45 USD’sini tahsil etmediği, sözleşme gereği aylık %1,5 faiz talep edebileceği dikkate alındığında toplam alacağın 15.519,29 USD olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı dava dilekçesi ekinde 11.08.2016 tarihli satış teklif formu suretini sunmuş ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu formun kabulü suretiyle gerçekleştiğini iddia etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde satış teklif formundaki imzanın kim tarafından atıldığı belli olmadığı için imzayı inkar ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce davalı şirket yetkililerin isticvabı için meşruhatlı davetiye ve adres durumlarına göre talimat yazılmış. Şirket yetkili … isticvaba icabet ederek verdiği beyanında teklif formunun altındaki imzayı inkar etmiştir.
Mahkememizce şirket yetkilisi …’ın isticvabı için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasından yazılan talimat ise şirket yetkilisine usulüne uygun yapılan meşruhatlı davetiyeye rağmen şirket yetkilisinin isticvaba katılmaması sebebiyle bila ikmal iade dönmüştür.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu her iki tarafın ticari defterleri ile de sabittir. Tarafların ticari defterlerinde kayıtlı faturaların davalı tarafça imzası inkar edilen satış teklif formu ile uyumlu olması, davalı şirket yetkilisi …’ın meşruhatlı davetiyeye rağmen isticvaba katılmaması sebebiyle satış teklif formu altındaki davalı şirket kaşesi altındaki imzanın davalı şirket yetkilisi …’a ait olduğu mahkememizce kabul edilmiş, satış teklif formu ve hükümlerinin taraflarca kabul edilmiş sözleşme mahiyetinde olduğuna kanaat getirilmiştir.
Bu doğrultuda davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazın sözleşmenin 14. Maddesinde kararlaştırılan yetki şartı gereği reddine karar vermek gerekmiştir.
Sözleşmede ürün bedeli USD, ödeme tarihi “120 gün vadeli kur riskli”, ödeme şekli “çek” olarak kararlaştırılmış olup,
1. Maddesi “Satış bedeli, aksine anlaşma yoksa, faturaların kesim tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanır. Geciken ödemelere, fiili ödeme gününe kadar aylık TL bazında %3, Euro ve USD bazında %1,5 vade farkı ilave edilir. Bununla beraber satıcının malı geri isteme hakkı saklıdır.”,
2. Maddesi “Geciken ödemelerde oluşacak kur ve vade farkları KDB eklenerek, satıcının uygun gördüğü ve ödemenin yapılacağı zamanda fatura edilir ve bu farklar cezai şarta mahsup edilmez”
6. Maddesi “Satış ile ilgili KDV, Gümrük Vergileri ve diğer vergiler oranlarında meydana gelebilecek değişmeler ve doğabilecek her türlü vergi ve resimler ile damga vergileri alıcıya aittir. Ödeme TL cinsinden yapılacak durumlarda ödemenin yapıldığı günün TCMB döviz satış kuru esas alınacaktır.
10. Maddesi “Ödeme vadesi fatura kesim tarihi baz alınarak yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin geçerli olup olmadığı, geçerli ise kur farkı alacağının doğup doğmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında yapılan “satış teklif formunda”nde sözleme konusu işin tutarı USD olarak belirlenmiş ve ödemelerin 120 gün vadeli kur riskli, çek ile yapılacağı belirtilmiştir. Sözleşmede yine ödemelerin Türk Lirası üzerinden yapılması halinde ödemenin yapıldığı günün TCMB döviz satış kuru esas alınacağı düzenlenmiş olup, ödeme vadesinin fatura kesim tarihi baz alınarak yapılacağı kararlaştırılmıştır.
Her ne kadar kural olarak çek ile yapılan ödemeler kur farkının istenebilmesi mümkün değilse de taraflar arasında yapılan sözleşmede ödeme şekli olarak çek yazılıp, ödeme tarihi olarak 120 gün vadeli kur riskli tabirinin kullanılıp, ödemelerin Türk Lirası üzerinden yapılması halinde ödemenin yapıldığı günün TCMB döviz satış kuru esas alınacağı düzenlendiğinin davacının kur farkı talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafından 2 adet banka ödemesi, 2 adet de çek ile Türk Lirası üzerinden ödeme yapılmış olup, bilirkişi tarafından 05/01/2021 tarihli kök ve 20/09/2022 tarihli ek raporda, sözleşmenin 10. Maddesi gözetilerek davacının fatura kesim tarihi baz alınarak alacaklı olduğu USD tutarı toplam 90.640,37 USD olarak belirlenmiş, buna karşılık sözleşmenin 6. Maddesi gereği ödemelerin yapıldığı tarihlerdeki TL ödemelerinin USD’ye çevrilmesi neticesinde ödemeler toplamının 77.009,92 USD olarak tespit edilmiş, sonuç olarak davacının 13.630,45 USD alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce taraf ticari defterlerinin karşılıklı olarak incelenmesine yönelik düzenlenen raporlar incelenmiş, taraflarca düzenlenen faturalar ve ödemelerin karşılıklı ticari defterlerde kayıtlı olduğu, faturalar ve ödemeler hususunda bilirkişi 05/01/2021 tarihli kök raporda tespit edilen 1.470,73 USD’lik tutar harici bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır. Nitekim bu uyuşmazlık bilirkişi tarafından davacı alacağından düşülmüş, netice olarak 13.630,45 USD alacak tespit edilmiştir.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça sözleşme altındaki imza inkar edilmiş ise de davalı şirket yetkilisi …’ın meşruhatlı isticvap davetiyesine icabet etmemesi, taraflar arasında satış teklif formunun düzenlendiği tarihten sonra ticari ilişkinin bulunuyor olması, davalı ticari defterlerinde davacının dava öncesi tarihlere ilişkin düzenlediği kur farkı faturalarının kayıtlı olup ödenmiş olması dikkate alındığında, satış teklif formunun içeriğinin taraflarca kabul edilmiş olup, kur farkı alınacağı hususunda taraflar arasında bir teamül oluştuğu mahkememizce kabul edilmiştir. Buna göre; bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada davacı yanın davalı yandan 13.630,45 USD alacaklı olacağının belirtildiği, davacı tarafça icra takibi 14.796,09 USD asıl alacak, 158,10 USD işlemiş faiz üzerinden başlatılmış ise de davanın 13.325,36 USD üzerinden açıldığı, mahkememizce HMK 31.maddesi gereği açıklama istenilmesi sonucu davacının 13.325,36 USD üzerinden takibin iptalini istediği yönünde beyanda bulunduğu görülmekle, taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatı ödemesine, davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden icra takibi öncesindeki işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 13.325,36 USD asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a bendi gereğince Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden devamına,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 9.487,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 4.214,48TL nispi karar harcının peşin alınan 788,71 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 3.425,77 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yapılan toplam 829,81 TL(35,90 TL BVH, 5,20 TL VSH, 788,71 TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.662,60 TL ( 712,60 TL tebliğler ve posta, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır