Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/566 E. 2021/522 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/566
KARAR NO:2021/522

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :22/06/2018
KARAR TARİHİ:16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile davacı arasındaki ticari ilişki neticesinde, davacı … tarafından ürün satışından kaynaklı alacağından dolayı davalı adına 15.12.2017 düzenlenme tarihli, … numaralı ve 30 gün vadeli fatura düzenlendiğini ve tebliğ edildiğini, ödenmeyen 30 gün vadeli işbu faturanın bedelinin 4.495,80-TL olduğunu, işbu faturanın 30 günlük vadesi sonunda ödenmemiş olması sebebiyle davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden taraflarınca icra takibi başlatıldığını, davalının davacıya ödemesi gereken 4.495,80 TL’lik borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatmış oldukları icra takibinde belirtilen borç miktarım ödemediğini, kötü niyetli bir şekilde takibe, borca, ödeme emrine, avukatlık ücretine, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ederek hakkındaki icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı itirazlarının haksız ve alacağın tahsilini geciktirmeye matuf olduğunu, bu nedenle, mahkememizde İ.İ.K.’nın Mad. 67 uyarınca işbu itirazın iptali davasının açılması gerektiğini, davalı … … Ltd.Şti’nin toplam 4.495,80-TL’lik alacağa vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmişse de davalı yanca mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesinin ibraz olunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
21/11/2018 tarihli raporunda bilirkişi; Davacı taraf ticari defter kayıtlarına göre, davacı …’nın, davalı … … Ltd. Şti. adına 15.12.2017 tarihli … sıra numaralı toplam 4.495,80 TL.’lik irsaliyeli fatura düzenlediğini, davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu irsaliyeli fatura üzerinde, fatura içeriği malların davalı tarafa teslim edildiğine dair … … Ltd. Şti. kaşe ve imzası bulunduğu görüldüğünü, davacı tarafın, davalı taraf adına düzenlemiş olduğu faturayı 15.12.2017 tarihinde 4.495,80 TL olarak işletme defterlerine işlediği, VUK. 194 maddesinde “Satılan mal bedeli veya yapılan hizmet karşılığı olarak tahsil edilen paralarla tahakkuk eden alacaklar ve işletme faaliyetinden elde edilen diğer bütün hasılat kaydolunur” denildiği için faturanın tahsil edilip edilmediği davacı işletme defterinden anlaşılamadığını, dava dosyası içerisinde taraflar arasında düzenlenmiş olan her hangi bir sözleşmeye rastlanmadığını, davacı tarafın işletme defteri tuttuğu ve işletme defteri kayıtlarından alacağın tahsil edilip edilmediğinin anlaşılmasının mümkün olmadığı, davacı tarafın davalı taraf adına 1 adet fatura ile toplam 4.495,80 TL.’lik fatura düzenlediği, davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu irsaliyeli fatura üzerinde, irsaliyeli fatura içeriği malların davalı tarafa verildiğine dair davalı taraf kaşe ve imzasının bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, mahkememizce 08/07/2020 tarihli ara karar ile taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi ve çelişkilerin giderilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
16/11/2020 tarihli ek raporunda bilirkişi; Davacı tarafın işletme defteri tuttuğu ve işletme defteri kayıtlarından alacağın tahsil edilip edilmediğinin anlaşılmasının mümkün olmadığı, davacı tarafın davalı taraf adma 2 adet toplamı 8.531,40 TL, bedelli fatura düzenlediği, davalı taraftan 1 adet 5.607,36 TL. bedelli fatura aldığı ve işletme defterine işlediği, davacı tarafın …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile davalı taraftan 4.495,80 TL. alacak talebinde bulunduğu, alacağa dayanak olarak 15.12.2017 tarihli … sıra numaralı toplam 4.495,80 TL, bedelli fatura sunduğu, davacı tarafın davalı taraf adına düzenlemiş olduğu davaya konu irsaliyeli fatura üzerinde, irsaliydi fatura içeriği malların davalı tarafa verildiğine dair davalı taraf kaşe ve imzasının bulunduğu, davalı ticari defter kayıtlarına göre; Davalı tarafın davacı tarafa 2016 yılından devreden 2.081,32 TL. borcuna karşılık toplamı 3.155,00 TL. olan 2 adet senet verdiği, senetlerin ödendiği kanaatine ulaşıldığı takdirde, davalı tarafın davacı tarafa 2.570,36 TL. borçlu olduğu, davalı tarafın davacı tarafa 2016 yılından devreden 2.081,32 TL. borcuna karşılık toplamı 3.155,00 TL. olan 2 adet senet verdiği, senetlerin ödendiği kanaatine ulaşılmadığı takdirde davalı tarafın davacı tarafa 5.725,36 TL. borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 4.495,80 TL asıl alacak ve asıl alacağa yıllık %9,75 avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, faturadan kaynaklı İİK m. 67 ye dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…”sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12.maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. 26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1.fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şekilde değiştirilmiştir.
6102 sayılı TTK 16/1. maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda davacının esnaf-tacir ayrımının belirlenmesi için internet üzerinden yapılan araştırmada Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğünün Mutabakat Komiteleri hakkındaki 81 il için geçerli olan yazısında Bakanlar Kurulu Kararına göre 2018 yılı için a) 1numaralı bentte yazılı işleri yapanlardan yıllık alımlarının tutarı 95.000TL yi veya satış tutarının 130.000,00TL yi
b) 2 numarallı bentte yazılı işleri yapanlardan bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 100.000TL yi
c)1 ve 2 nmaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 95.000,00TL Yİ aşmayanların esnaf ve sanatkar sayılarak esnaf ve sanatkar siciline ve ilgili odasına kaydedilmeleri gerekmekte olduğu düzenlenmiş olup buna göre davacınınKüçükköy Vergi Müdürlüğü kayıtlarına göre 2018 yılı işletme hesabına göre dönem başı mevcudu 7.890,00 , dönem içi satın alınan emtia 847,46 , gider 170,00, hasılat 600.00 , zarar 8.307,46 olduğu , dolayısıyla davacının esnaf sınırında kaldığı anlaşıldığından davaya bakma görevi genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde olması, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın
araflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır