Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/555 E. 2022/195 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/555
KARAR NO :2022/195

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:20/06/2018
KARAR TARİHİ:12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilleri … ve …’ın çocuğu … 01.02.2017 tarihinde … plakalı davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın … … Üzerinde seyir halindeyken trafik kurallarına aykırı olacak şekilde hareketleri sonucu araçtan düştüğünü ve arka sol tekerin altında kalarak ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin kaza sonrasında hastaneye kaldırıldığını, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce yapılan kontrol ve muayenede kaza nedeniyle müvekkilimin %10 sürekli engelli konumuna geldiğine dair rapor oluşturulduğunu, rapordan sonra müvekkil çocuğun durumu kötüleşmiş ve acilen tekrar ameliyat olmak zorunda kaldığını, kaza sonrasında soruşturma başlatıldığını, yapılan soruşturmada daha mağdur çocuğun beyanı alınmadan kusur incelemesi yaptırıldığından soruşturma dosyasında yer alan kusur paylaşımı farazi olduğunu ve gerçek durumu yansıtmadığını, hal böyleyken davalı sigorta şirketine … poliçe numarası ile sigortalı aracın sebebiyet verdiği kaza nedeniyle müvekkilinin %10 sürekli iş göremez hale geldiğini, sigorta poliçesi gereği ödemekle yükümlü tazminatların ödenmesi talebiyle 17.05.2018 tarihinde iadeli taahhütlü posta ile davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, başvuru üzerine davalı Sigorta şirketi de …-0 numarası ile hasar dosyası oluşturulduğunu, davalı Sigorta şirketi 21.05.2018 tarihli cevabi yazısıyla hasar dosyasının açıldığını, dosyanın tamamlanabilmesi için Savcılık takipsizlik kararı ve kusur tespit mahkeme kararının gönderilmesi gerektiğini bildirmesi üzerine bu defa 24.05.2018 tarihinde verdiğimiz cevapta savcılık dosyasının hâlen derdest olduğunu, yine savcılık dosyasında yer alan kusur raporunun bir örneği sigorta şirketine gönderildiğini, başvurusuna rağmen bugüne kadar taraflarına olumlu veya olumsuz bir dönüş yapılmadığını, müvekkilinin 10 yaşında çocuk olduğunu ve maluliyet oranının artma ihtimalinin olduğunu, müvekkilinin kaza sonucu özel hastaneye kaldırıldığını ve 2-3 defa ameliyat olduğundan hastane masraflarını da kendilerinin karşıladıklarını beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek iş gücü kaybı tazminatı için şimdilik 100,00-TL, tedavi nedeniyle yapılan giderler ( tedavi giderleri, yol, yemek, ulaşım ve bakıcı gideri ) için ise tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00-TL olmak üzere şimdilik toplamda 300,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından 31.05.2016-2017 vadeli … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, tedavi giderleri bakımından davanın tümden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın 17.05.2018 tarihli dilekçeyle müvekkili şirkete başvuru yaptığını, müvekkili şirket ise 15 günlük yasal süresi içerisinde 21.05.2018 tarihinde eksik evrak talebiyle davacı tarafın başvurusunu yazılı olarak cevapladığını, davacı tarafın ZMMS genel şartlar, KTK 99. Madde ve KTK 97. Madde dikkate alındığında usule aykırı olarak dava açtığını, bu sebeple davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yerleşik Yargıtay kararları gereği hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, dava konusu olay incelendiğinde işleten tarafından yapılan taşımanın ticari nitelik taşımadığı, bilakis hatır taşıması teşkil ettiğini, ayrıca dava konusu olayın haksız fiil teşkil ettiği gözetilerek ticari faiz taleplerinin talep etmelerinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, trafik kayıtları, hastane evrakları, hasar dosyası ve sigorta poliçesi celp edilmiş, Mahkememizce verilen 20/09/2018 tarihli tensip ara kararı ile usul ekonomisi gereğince, dosyanın davacının maluliyet durumunun belirlenmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas kurumuna ve ayrıca dosyanın bir örneği alınarak tarafların kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
03/10/2018 tarihli ATK Maluliyet Raporunda; … oğlu, 2007 doğumlu …’ın 01.02.2017 tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası ilerde ihraz edeceği meslek ve mevkii bilinmemekle Grup 1 kabul olunarak;Gr1 XI (3……..15)A %19E cetveline göre %14.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1.5 aya kadar uzayabileceği görüşüne varılmıştır.
14/02/2019 tarihli ATK Kusur Raporunda; Sürücü …’in kusursuz, 2007 doğumlu yolcu …’ın davranış faktörlerinin %100 oranında etken, 2. durumda sürücü …’in %100 oranında kusurlu, 2007 doğumlu yolcu …’ın kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 21/05/2019 tarihli celsede dosya kapsamının yapılan incelemede ATK’nın maluliyete ilişkin raporunun raporun Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlendiği, 01.06.2015 ile 19.02.2019 tarihleri arasında 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet tespitinin yapılması gerektiği, kaza tarihi olan 01/02/2017 tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmeliğin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik olduğu anlaşılmakla davacının maluliyet durumunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri gereğince belirlenmesi için dosyanın yeniden ATK 3. İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiş, davacı tarafın tanıklarının dinlenilmesi bakımından gelecek celse hazır edilmesine karar verilmiştir.
09/07/2019 tarihli ATK Maluliyet Raporunda; Kişinin yeni çektirilecek dalağın görüntülenmesi yönünden batın ultrasonografisini de içeren dava dosyası ile birlikte muayene edilmek üzere Kurumumuza gönderilmesi halinde dosyanın yeniden değerlendirileceği, mevcut tıbbi belgelere göre; … oğlu, 2007 doğumlu, …’ın 01.02.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, sindirim sistemi, slenektomi %10 tespit edildiğine göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %10 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1.5 aya kadar uzayabileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı tanığı … 05/11/2019 tarihli duruşmada “Ben davacı …’ın abisiyim. Kazayı yapan … kendi aracına mahalledeki çocuklardan bir grup çocuğun asker uğurlaması için konvoy yapıldığında kendi arabasının kasasına bindirdi. Bindirilenlerin içinde benim kardeşim …’da vardı. …’in aracına 8-9 kişi bindiler. Araba düz gedirken arabanın arka kısmı bir sağa, bir sol yalpa yaptı, o esnada kardeşim düştü. Tekerin altında kaldı. Araba bir ileri bir geri gitti. O esnada arabadan inip kardeşimi alıp hastaneye götürdük” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 05/11/2019 tarihli duruşmada “Davacı … benim teyzemin torunudur. Kazayı gören benim oğlum …’dir. Kazayı bana o haber verdi. O gün asker uğurlamak için konvoy yapmışlardı.Olay olmadan önce sokaktaki çocukları arabalara binmesi için çağırdılar. Ben …’i bilmiyorum. … olarak görsem tanırım. Benim oğlum … ile birlikte yeğenim … kaza yapan aracın arkasındaki araca bindiler. … ise kaza yapan araca bindi. Kaza yapan araca başka çocuklarda bindi. O araca da 8-9 kişiden fazla çocuk bildi. Çocukların isimlerini bilmiyorum. Daha sonra ben çay ocağına gittim araçlarda sokaklarda dolaşmaya başladılar. Kısa süre sonra oğlum bana telefon açtı. Davacının araçtan düşüp kaza yaptığını söylediler. Çocuğu hastaneye kaldırdıklarını haber verdiler. Oğlum … … Merkezde bulunan … Tugayında askerliğini yapmaktadır. Askerliğinin bitmesine ortalama 4,5 ay süresi kaldı, oğlum izne gelecek”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce 05/11/2019 tarihli celsede davacı tanığı …’in bulunduğu … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak beyanının alınmasına karar verilmiştir.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile dinlenilen davacı tanığı … “Ben İstanbul …’da ikamet etmekteyim. Davalı … benim dayım olur. Mahallemizden tanıdığımız … isimli arkadaş askere gidecekti bu sebeple …’u asker’e uğurlamak için İstanbul … Otogarına konvoy şeklinde gidiyorduk. Konvoyda … Plakalı araç arkası açık kamyonetti. Kuzenim … bu kamyonetin kasasında arkadaşları ile birlikte ayakta yolculuk ediyordu. Aracı süren kişi sağa-sola manevra yapınca kamyonetin arkasındaki kuzenim tutunamayarak aşağıya düştü ve üzerinden arac geçti. O anda trafiği durdurduk ambulansı aradık kuzenimi ambulans ile hastaneye kaldırdılar. Bu kazasından sonra kuzenim birçok hastanede tedavi gördü. Benim bütün bildiklerim bunlardan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce verilen 25/06/2020 tarihli ara karar ile dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi ile 14/02/2019 tarihli ATK kusur raporu 2. durumda sürücünün kusurunun %100 olduğu dikkate alınarak rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
20/08/2020 tarihli bilirkişi raporu; dava konusu 01.02.2017 tarihli trafik kazasında … plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’m kusursuz olduğu, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 28.09.2018 gün ve 8577 sayılı raporu baz alınarak davacı …’ın tüm vücut engellilik oranının %14,3 olduğu ve iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun raporunda davacı …’ın sürekli bakıma muhtaçlığı belirlenmediği ancak takdiri mahkemenize ait ulmak üzere bakıcı gideri hesaplanması gerekirse davacının iyileşme süresi 4,5 ay süreyle sınırlı olarak kaza tarihinden itibaren brüt asgari ücretler üzerinden hesaplanan 2.666,25 TL bakıcı gideri olacağı, davacı …’ın kaza sebebiyle uğradığı geçici iş göremezlik zararı 1.906,13 TL, kaza sonrası sürekli iş göremezlik zararı 145.517,32 TL olmak üzere tazminat tutarının toplam 147.423,45 TL olarak hesaplandığı, davacının yol, yemek, ulaşım ve tedavi giderleri talehine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir belge olmadığı için hesaplama yapılamadığını, temerrüt tarihinin 26.05.2017 olacağı, hatır taşıması, müterafık kusur ve faiz değerlendirmesi mahkemenin takdirinde olmak üzere kaza tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limiti 330.000 TL olup hesaplanan toplam tazminat tutarı poliçe limitini aşmadığı için davalının sorumlu olacağı görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce 07/10/2020 tarihli celsede, mahkememizin 21.05.2019 tarihli duruşmasında kusur oranlarının belirginleştirilmesi için dosyanın ikinci kez ATK’ya gönderilmesine karar verilmişse de dosyanın kusur oranının belirlenmesi için değil maluliyet oranının tespiti için hatalı olarak ATK’ya gönderildiği, hazırlanan ikinci ATK maluliyet raporu ile ilk alınan tarihli ATK maluliyet raporu arasında çelişki oluştuğu anlaşılmakla; hazırlanan ikinci maluliyet raporunda istenen davacının yeni çektirilecek dalağının görüntülenmesi için batın ultrasonografisinin çektirilmesi için davacının hastaneye sevkine ve davacının batın ultrasonografisi raporu geldikten sonra dosyanın maluliyet durumunun tespiti için ATK’ya gönderilmesine karar verilmiştir.
31/12/2020 tarihli ATK Maluliyet Raporunda; Özürlülük ile çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, kişi hakkında dava dosyasına eklenen tıbbi belgelerin değerlendirildiği, mevcut belgelere göre; … oğlu, 2007 doğumlu …’ın 01.02.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, sindirim sistemi, slenektomi %10 tespit edildiğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %10 olduğu, İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1.5 aya kadar uzayabileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 14/04/2021 tarihli ara karar ile dosyanın kusur incelemesi için ATK’ya gönderilerek dosyaya giren tanık beyanlarına göre kusur oranlarının yeniden belirlenmesine karar verilmiştir.
25/08/2021 tarihli ATK Kusur Raporunda; Sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, 2007 doğumlu yolcu …’ın kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 11/10/2021 tarihli celsede dosyanın yeniden aktüerya bilirkişiye tevdi ile dosyadaki kusura ve maluliyete ilişkin aldırılan ATK raporları da dikkate alınmak suretiyle ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
07/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; Dava konusu 01.02.2017 tarihli trafik kazasında … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın kusursuz olduğu, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporları baz alınark davacı …’ın tüm vücut engellilik oranı %10 olduğu ve iyileşme süresinin (1,5) aya kadar uzayabileceği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporlarında davacı …’ın sürekli bakıma muhtaçlığı belirlenmediği ancak takdiri mahkemenize ait olmak üzere bakıcı gideri hesaplanması gerekirse davacının iyileşme süresi (1,5) ay süreyle sınırlı olarak kaza tarihinden itibaren brüt asgari ücretler üzerinden hesaplanan 2.666,25 TL bakıcı gideri olacağı, Davacı …’ın kaza sebebiyle uğradığı zararın; Kaza tarihinden itibaren hesaplandığında geçici iş göremezlik zararı 1.906,13 TL, kaza sonrası sürekli iş göremezlik zararı 312.303,07 TL olmak üzere tazminat tutarının toplam 314.209,20 TL olarak hesaplandığı, 18 yaşından itibaren hesaplandığında geçici iş göremezlik zararı oluşamayacağı 18 yaş sonrası sürekli iş göremezlik zararı toplam 177.476,00 TL olarak hesaplandığı, davacının yol, yemek, ulaşım ve tedavi giderleri talebine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir belge olmadığı için hesaplama yapılamadığı ve bu husustaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, temerrüt tarihinin 26.05.2017 olacağı, hatır taşıması, müterafık kusur ve faiz değerlendirmesi Sayın Mahkemenizin takdirinde olmak üzere kaza tarihinde (01.02.2017) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limiti 330.000 TL olup toplam tazminat tutarı poliçe limitini aşmadığı için davalıdan hesaplanan tazminattan sorumlu olacağı görüşüne varılmıştır.
Davacı vekili 21/09/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile talep miktarını 106.181,74-TL olarak arttırmış ve tamamlama harcını yatırmıştır.
Davacı vekili 12/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 210.542,71-TL arttırmış ve ıslah harcını yatırmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, iş gücü kaybı tazminatı ile trafik kazası nedeniyle yapılan tedavi, yol, yemek, ulaşım ve bakıcı gideri bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 91/1 maddesi uyarınca, işletenlerin bu kanunun 85/1 maddesine göre, sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) yaptırmaları zorunludur. Ancak işletenin 91.madde gereğince, mali sorumluluk sigortası yaptırmaması durumunda, üçüncü kişilerin uğradıkları zararların karşılanması amacıyla Güvence Hesabı kurulmuştur.
01/02/2017 günü davacının trafik kazası nedeniyle yaralamalı trafik kazası geçirdiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52. Maddesinde ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101. Maddesinde yer alan kuralları ihlal etmiş olduğu ve anlaşıldığından; 25/08/2021 tarihli ATK Kusur Raporunda Sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, 2007 doğumlu yolcu …’ın kusursuz olduğu kanaatine varıldığı, kusura ilişkin raporunun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkememizce itibar edildiği,
18/01/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre özürlülük ile çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, kişi hakkında dava dosyasına eklenen tıbbi belgelerin değerlendirildiği, mevcut belgelere göre; … oğlu, 2007 doğumlu …’ın 01.02.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, sindirim sistemi, slenektomi %10 tespit edildiğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %10 olduğu, İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1.5 aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığının belirtildiği, mahkememizce raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edilerek dosya maddi tazminat hesaplamasına ilişkin rapor düzenlenmesi için aktüerya uzmanına tevdi edilerek rapor aldırıldığı,
07/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu 01.02.2017 tarihli trafik kazasında … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın kusursuz olduğu, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporları baz alınark davacı …’ın tüm vücut engellilik oranı %10 olduğu ve iyileşme süresinin (1,5) aya kadar uzayabileceği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporlarında davacı …’ın sürekli bakıma muhtaçlığı belirlenmediği ancak takdiri mahkemenize ait olmak üzere bakıcı gideri hesaplanması gerekirse davacının iyileşme süresi (1,5) ay süreyle sınırlı olarak kaza tarihinden itibaren brüt asgari ücretler üzerinden hesaplanan 2.666,25 TL bakıcı gideri olacağı, Davacı …’ın kaza sebebiyle uğradığı zararın; Kaza tarihinden itibaren hesaplandığında geçici iş göremezlik zararı 1.906,13 TL, kaza sonrası sürekli iş göremezlik zararı 312.303,07 TL olmak üzere tazminat tutarının toplam 314.209,20 TL olarak hesaplandığı,18 yaşından itibaren hesaplandığında geçici iş göremezlik zararı oluşamayacağı 18 yaş sonrası sürekli iş göremezlik zararı toplam 177.476,00 TL olarak hesaplandığı, davacının yol, yemek, ulaşım ve tedavi giderleri talebine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir belge olmadığı için hesaplama yapılamadığı ve bu husustaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, temerrüt tarihinin 26.05.2017 olacağı, hatır taşıması, müterafık kusur ve faiz değerlendirmesi Sayın Mahkemenizin takdirinde olmak üzere kaza tarihinde (01.02.2017) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limiti 330.000 TL olup toplam tazminat tutarı poliçe limitini aşmadığı için davalıdan hesaplanan tazminattan sorumlu olacağı görüşünün bildirildiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve açık olması nedeni ile mahkememizce hükme esas alındığı görülmektedir.
Davacı vekili 21/09/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi adı altında ıslah dilekçesi sunduğu ve talep miktarını 106.181,74-TL olarak arttırmış ve tamamlama harcını yatırmıştır. Yine davacı vekili 12/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 210.542,71-TL arttırmış ve ıslah harcını yatırmıştır. Her ne kadar aktüer bilirkişi raporuyla da davacı yanın maddi zararı; kaza tarihinden itibaren hesaplandığında geçici iş göremezlik zararı 1.906,13 TL, kaza sonrası sürekli iş göremezlik zararı 312.303,07 TL olmak üzere tazminat tutarının toplam 314.209,20 TL olarak tespit edilmiş ise de; bir davada iki kez ıslah dilekçesi verilemeyeceğinden; 21/09/2020 tarihli dilekçesi dikkate alınarak hüküm kurmak gerekmiştir.
Tüm bu bilgiler kapsamında, davanın kısmen kabulü ile; 101.760,36 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacının davalıya başvuruda bulunduğu tarihten sonraki 8. İş günü olan 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.906,13 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 2.665,25 TL bakıcı giderinin davacının davalıya başvuruda bulunduğu tarihten sonraki 8. İş günü olan 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının bakıcı giderleri ile yol, yemek, ulaşım ve tedavi giderleri talebine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir belge olmadığı anlaşılmakla bu talepler yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
101.760,36 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacının davalıya başvuruda bulunduğu tarihten sonraki 8. İş günü olan 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.906,13 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 2.665,25 TL bakıcı giderinin davacının davalıya başvuruda bulunduğu tarihten sonraki 8. İş günü olan 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 7.081,46-TL nispi karar harcının; peşin, tamamlama ve ıslah ile alınan toplam 2.568,51-TL harçtan mahsubu ile eksik 4.512,95-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 4.090,31-TL ( 700,00-TL BK ücreti, 2.723,50-TL ATK Fatura ücreti, 78,00-TL talimat, 588,81-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 3.982,17-TL’nin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 2.609,61-TL ( 35,90-TL BH, 35,90-TL PH, 5,20-TL VH, 719,11-TL Tamamlama Harcı, 1.813,50-TL IH ) harcın davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.798,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.815,25-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip …

Hakim …