Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/547 E. 2020/652 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/547
KARAR NO:2020/652

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:11/06/2018
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine icra mahkemesinde icranın geriye bırakılması ve imzaya itiraz talepli dava açıldığını, mahkemece icranın geriye bırakılmasına karar verildiği, imzaya itiraz yönünden karar verilmediğini, davalı alacaklının icra takip dosyasının zaman aşımına uğraması nedeniyle takibin devamı için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, takip konusu dayanak belgelerin 2 adet bono olduğunu, bonolardaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, davanın kabulü ile icra takibinin ve dayanak iki adet bononun imza itirazı nedeniyle iptaline ve borçlu olunmadığının kabulüne, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının imzaya itirazının zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, takip konusu bono bedelleri ödenmeyince takibe girişildiğini, davanın reddine ve %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, dava konusu takip dosyasına dayanak bonolardaki imzanın kendisi eli ürünü olmadığı gerekçesiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış ve mahkememiz ara kararı ile dosyanın imza incelemesi yapılmak üzere rapor alınmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verilmiştir.
27/01/2020 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi sonuç olarak; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede, inceleme konusu senetlerdeki …’e atfen atılı imzalar ile …’ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını ve bononların sahte olarrak düzenlendiğini iddia etmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 778/1.d – 677.maddeleri uyarınca bir kambiyo senedi bonoda kendisine atfedilen imzanın sahte olduğunu ileri süren ve bu iddiasını kanıtlayan kişi kambiyo senedi bonodan dolayı sorumlu tutulamaz. Bu husus senedin hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebilir. Ancak senetteki imzasını inkar etmeyen bir kişi diğer imza sahiplerinden birinin imzasının sahte olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Bu husus kambiyo senetlerinde imzaların bağımsızlığı ilkesinin gereğidir.
Davalının yetki itirazı incelendiğinde icra takip dosyasının bulunduğu yargı çevresinde de menfi tespit davası açılabileceğinden …. İcra Müdürlüğü … E dosyasında İstanbul Ticaret Mahkemleri yetkili sayıldığından yargılamaya devam olunmuştur.
Davalının Zamanaşımı defisi incelendiğinde; Mahkememiz yargılamasından önce … İcra Hukuk Mahkemesince … E … K imzaya itirazın incelendiği dosyasında Mahkemece Boçlunun Zamanaşımı itirazınnı kabul edilerek ilgili takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği, bunun üzerine alacaklı tarafça …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E … K dosyasında İİK 33/A uyarınca icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden sonra 7 gün içinde alacağın zamanaşımna vaki olmadığına ilişkin olarak açılan davada her takip işleminden sonra 3 yıllık süre içinde yeniden bir takip işlemi yapıldığından takip sonrasında da alacağın zamanaşımına uğamadığının tespiti ile icra takibinin devamına 05/04/2017 tarihinde karar verilmiştir… Asliye Ticaret Mahkemesi … E … K dosyasındaki karardan sonra 11/06/2018 tarihinde Mahkememiz nezdindeki dava açılmış olup yine 3 yıllık sürenin dolmadığı gözetildiğinde zamanaşımı defi yerinde değildir.
Dosya kapsamında davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, iş bu davanın süresi içerisinde açıldığı, takibe dayanak senedin kambiyo senedi vasfını taşıdığı, borçlu tarafından senet metnindeki imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin iddiası nedeniyle Adli Tıp Kurumundan imza incelemesine yönelik rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce imza örnekleri toplandıktan sonra dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, Adli Tıp Kurumu’nun yapmış olduğu incelemede davacının mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu senetlerdeki …’e atfen atılı imzalar ile …’ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği sonucuna ulaştığı, raporda, davacının bonoların tanzim tarihinden önceki tarihli samimi imzalarını içeren mukayese konusu belge asılları (04/03/1998 tarihli motorlu taşıt sürücüleri kursuna müracaat formu,
13/07/1998 tarihli sürücü belgesi müracaat formu, 07/02/2004 tarihli … Abonelik Sözleşmesi,07/02/2004 tarihli cihaz bildirim formu) karşılaştırma yapıldığı, raporu düzenleyen bilirkişilerin konusunda uzman ve adli tıp ve grafoloji uzmanı olan üyeler oluşu da dikkat alındığında yeniden ATK Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına gerek bulunmaması ve bilirkişi heyeti raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi gözetilerek; bu rapor hükme esas alınarak imzanın davacıya ait olmadığı hususunda yeterli kanaate varılmış olup bu itibarla takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu 20.12.2007 düzenleme tarihli 20.03.2008 ödeme tarihli 1.600,00TL bedelli bono ve 20.12.2007 düzenleme tarihli 20.04.2008 vade tarihli 1.400,00TL bedelli bonodaki imzaların borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olduğundan bu iddiayı ispat külfetinin de davalı alacaklıya ait olduğu, davalının bu iddiasını ispatlayamadığı,bu haliyle bonodan dolayı davacının herhangi bir sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile davacı …’ün takibe konulan 20.12.2007 düzenleme tarihli 20.03.2008 ödeme tarihli 1.600,00TL bedelli bono ve 20.12.2007 düzenleme tarihli 20.04.2008 vade tarihli 1.400,00TL bedelli bonolardaki kaynaklı alacaktan dolayı başlatılan kambiyo senetlerine özgü ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Ayrıca davalı tarafça dava konusu bonolara istinaden davacı hakkında icra takibi başlatılmışsa da, yapılan bu takibin kötü niyetle yapıldığının davacı tarafça ispat edilememesi nedeniyle kötüniyet kanıtlanamadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 821,67 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 205,42 TL harçtan mahsubu ile eksik 616,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 490,87 TL ( 205,42 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 244,35 TL müzekkere ve tebliğler ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır