Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/531 E. 2022/557 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/531 Esas
KARAR NO :2022/557

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:12/06/2018
KARAR TARİHİ:28/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından müvekkili şirketi haksız ve mesnetsiz icra takibi başlatıldığı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 1.06.2017 tarihinde komisyon sözleşmesi imzalanmış olup sözleşme gereği müvekkili şirket davalı şirkete hasta yönlendirmeyi davalı şirkette yönlendirilen hasta başına %10 komisyon bedeli ödemeyi kabul ettiğini müvekkili şirket hasta yönlendiremediği taktirde herhangi bir yükümlülüğü olmayıp komisyon bedeli almaya hak kazanmadığını müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadı kaldı ki taraflar arasında müvekkilinin borç altına sokmayı gerektirecek bir anlaşma ve durumun söz konusu olmadığını icra takibine konu olan alacak kalemlerinin ve icra takibinin neye dayanarak yapıldığının anlaşılamadığı müvekkilinin davalıya herhangi bir borçu olup olmadığını tespit edilmesinin telafisi imkansız zararların ortaya çıkmaması için icra takibinin durdurulmasını ve davanın kabulü talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirket arasında sözleşmesel bağ olup bu sözleşme gereği müvekkili şirket bünyesinde davacının işçilerini çalıştırmak durumunda kalmış olduğu, bu sebeple işçilerin sigorta primlerinin ödenmiş olduğu bu ödemelerin de davacıya icra takibi ile yansıtıldığı sağlık bakanlığı tarafından müvekkili şirkette yapılan denetimde davacının işçilerinin çalışma izin belgeleri olmadığının anlaşıldığı bu sebeple müvekkili şirketin cezai yaptırımla karşı karşıya kalacağının, müvekkili şirketin ödemiş olduğu sigorta primleri ve müvekkili şirkete kesilen cezaların yansıtılmasından ibaret olduğu ve icra takibinin dayanaksız olduğu yönündeki iddialarının haksız olduğu ödeme emrinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu müvekkili şirketin alacakları detayları ile mahkemeye sunulacak olan delillerden de anlaşılacağının müvekkilinin aleyhine açılanan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kaynaklı menfi tespit davasıdır.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen istemin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise, hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacı tarafa aittir. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış ve Mahkememizce 16/07/2019 tarihli ara kararı ile dosyanın SMM ve sözleşmeler konusunda uzman bilirkişiye verilerek tüm dosya kapsamında rapor aldırılmasına karar verilmiştir.13/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafın başlattığı takibin dayanağının 3 adet faturadan oluştuğu, bunların 31.08.2017 tarihli 1.559,19 TL ve 30.09.2017 tarihli 1.913,56 TL bedelli iki adet kağıt fatura, 30.11.2017 tarihli 47.067,15 TL bedelli E-Arşiv temel faturadan ibaret olduğu, davacının yasal defterlerinin açılış ve kapanış
tasdiklerinin süresinde yapılmış olduğu, dolayısıyla yasal defterlerin davacının lehine delil olarak kullanılabileceği, davacı taraf defterlerinde davalı tarafın alacak/borç bakiyesi ile karşılaşılmadığından davacının davalı tarafa herhangi bir borcunun varlığına rastlanılmadığı, davalı taraf defterlerinde takibe konu edilen faturaların alacak bakiyesi şeklinde olduğunun tespit edildiği, davalının ticari defterlerinde davacının davalı tarafa 50.539,90 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, fatura içeriğinin “ceza yansıtması” şeklinde olduğunun tespit edildiği, temel fatura senaryosu ile gönderilen e-arşiv faturanın, kabul edilmek zorunda olduğu, e-arşiv fatura olması sebebiyle kabul edilen faturanın noter/posta yoluyla iade edilebileceği veya ihtar ile kabul edilmediğinin/içeriğinin kabul edilmediğinin bildirilmesi gerektiği, davacı tarafın e-arşiv fatura için, itiraz veya kabul etmediğine dair bir delilinin dosyada bulunmadığı, bu nedenle e-arşiv faturanın kabul edilmiş sayılması gerektiğinin sayın Mahkemenin değerlendirmesine muntazır olduğu, diğer 2 adet; 31.08.2017 Tarih ve … sayılı 1.559,19.-TL, 30.09.2017 Tarih ve … sayılı 1.913,56.-TL kağıt faturaların (toplam 3.472,75.-TL) davalı tarafından Davacıya teslim edildiğine dair bir delilin söz konusu olmadığı, davacı taraf defterlerinde bu faturaların yer almadığı tespit ve muhasebesel sonuçlara varıldığının belirtildiği, mahkememizin 19.10.2020 tarihli ara kararı ile ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, 09.03.2021 tarihli ek raporda; kağıt faturaların davacı tarafa teslim veya tebliğ edildiğine dair delil bulunmadığı, e-arşiv fatura için alıcının değil satıcının e-arşiv fatura mükellefiyetinin arandığı, davalının e-arşiv fatura mükellefi olmasının yeterli olduğu ancak; e-arşiv faturanın davacıya nasıl iletildiğinin ortaya konulması gerektiği, davalıya teslim/tebliğ edildiğinin ortaya konulamadığı, BA-BS formlarının istenilmesinin önem arz ettiği, davacının defterlerinde davalı tarafa borç gözükmediği, davalı defterlerinde davacının davalı tarafa 50.539,90 TL borçlu olduğu kanaat ve sonucuna varıldığının belirtildiği, vergi dairelerinden BA-BS formları celbedilip 08.12.2021 tarihli ara karar ile bilirkişi heyetinden 2. Ek raporun istenildiği, 05.05.2022 ek raporda; önceki tespitlere ek olarak BA-BS formlarının incelenmesi sonucunda; davalının düzenlediği faturaları davacıya tebliğ etmediği, davacının faturaları kayıtlarına almadığı ve beyanlarına konu etmediğinin görüldüğü, davalının düzenlediği faturaları davacıya tebliğ ettiğini ispatlayamadığı, bu durumda davacının borcunun olduğunun kabul edilemeyeceği kanaat ve sonucu varıldığı belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında Sağlık Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığının tarafların kabulünde olduğu, sözleşme gereği davacının yönlendireceği hastaların davalıdan alacakları tüm sağlık hizmetlerinde davalının tüm iştirak ve şubeleri ile sunacağı ayakta veya yatarak teşhis ve tedavileri kapsamında davalı tarafından davalıya komisyon ödeneceğinin kararlaştırıldığı, icra takibi ve dava konusu olan alacağın kaynağı davalının cevap dilekçesinde davacı işçilerinin davalı şirket nezdinde çalıştırılması ve buna istinaden yapılan sigorta prim ödemeleri ile T.C Sağlık Bakanlığı denetimi sırasında bu işçilerin çalışma izni olmaması sebebi ile kesilen cezaların yansıtılmasından ibaret olduğu belirtilmiş ise de davalının sunduğu deliller arasında bulunan T.C Sağlık Bakanlığı tarafından kesilen ceza tutanağında cezanın dayanağının davacı ile ilişkisi mahkememizce tespit edilememiştir, yine davalı tarafça davacı tarafa kesilen faturalarda “personel yansıtma” ibaresi bulunmakta ise de bunların hangi personellere ilişkin olduğu da tespit edilememiş, taraflar arasındaki sözleşmede de davalı tarafın davacının personellerini kendi bünyesinde çalıştıracağına ilişkin bir düzenleme olmadığı gibi işçilerden kaynaklı sigorta, vergi, ceza durumlarında kimin sorumlu olacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Ayrıca davalı tarafından düzenlenen faturaların davacıya tebliğ edildiği dosya kapsamından anlaşılamamış olup davacının defterlerinde söz konusu faturaların mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda değinildiği üzere menfi tespit davasında alacaklı olduğunu ispat yükü davalı alacaklıya düşmekte olup davalı sunduğu bilgi ve belgeler ile davacıdan alacaklı olduğunu ispat edememiştir. Bu sebeplerle davanın kabulü ile; davacının 31/08/2017 tarihli … no’lu 30/09/2017 tarihli … no’lu ve 30/11/2017 tarihli … nolu fatulardan dolayı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu faturalardan borçlu olmadığının tespiti ile yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacının 31/08/2017 tarihli … no’lu 30/09/2017 tarihli … no’lu ve 30/11/2017 tarihli … nolu fatulardan dolayı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.486,05 TL nispi karar harcının peşin alınan871,52 TL harçtan mahsubu ile geri kalan2.614,53TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yapılan toplam 912,62 TL (35,90 TL BVH, 5,20.TL VSH,871,52.TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam1.753,00TL (253,00 TL tebliğler ve posta,1.500,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2022

Katip … Hakim …
E imzalıdır E imzalıdır