Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/521 E. 2018/933 K. 28.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/521 Esas
KARAR NO : 2018/933 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 08/06/2018
KARAR TARİHİ: 28/09/2018
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekilinin Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkil şirket …AŞ ile dava dışı …AŞ arasında gerçekleştirilen 24.09.2008 tarihli kira sözleşmesi ile … adresinde bulunan mağaza … işletme adı ile müvekkili şirket tarafından kiralandığını, sonrasında davacı müvekkil şirket ile davalı…Şti arasında gerçekleştirilen Mağaza İşletme ve Bayilik sözleşmesi ile … adresinde bulunan mağazasının bayiliği ve işletmesinin davalı …Şti.’ne verildiğini, kira kontratında bağlı söz konusu ödemelerin … İban No :TR…* nolu hesaba yapıldığını, davacı müvekkil şirket ile davalı …Şti.’ arasında akdedilen mağaza işletme sözleşmesi kapsamında … AVM’de bulunan … Mağazasına ilişkin 2016 Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ilişkin genel giderler, tüketim bedelleri ve su bedellerinin müvekkil şirkete ödenmediğini, müvekkil şirketin ödenmesi gereken genel gider, tüketim bedelleri ve su bedelleri için elektronik fatura düzenlemekte olduğunu, dolayısıyla söz konusu alacakların tahsili amacıyla taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile 22.222,91 TL takip çıkışlı fatura alacağına dayanan ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, iş ub icra takibine davalı tarafça 09.01.2017 tarihli dilekçesi “alacaklıya takipte iddia edilen miktarda borçlarının olmadığı ” nın belirtilerek borç ve faize itiraz edilmiş olduğunu , söz konusu icra takibi icra müdürlüğünce durdurulmuş olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı da ; davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle %20’den az olmamak kaydı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; davacının iddialarının hiçbirinin hukuki geçerliliği olmadığını, Nedeni bilinmez bir şekilde davacı firmanın müvekkil şirkete karşı büyük bir ekonomik savaş başlatmış olduğunu, ana kiracı olmanın verdiği avantajları kullanarak geriye yönelik sahte evraklar düzenlemek suretiyle müvekkil firmanın alışveriş merkezleri içinde bulunan mağazalarını bir anda tahliye ettirmiş olduğunu, teminat mektuplarını nakde çevirtmiş, risk sigortasının teminatını sigorta şirketinden talep etmiş olduğunu, Tüm iyiniyetli sulh girişimlerin anlaşılmaz bir düşmanlıkla reddedilmiş olduğunu, Davacı firmaya … Noterliğinin …yevmiye nolu 4 Kasım 2016 tarihli ihtarını keşide ederek nakde çevrilmiş bulunan tüm banka teminat mektuplarından elde edilen parayı ve sigorta şirketinden tahsil edilecek olan sigorta bedelini kira borçlarına mahsup kabul edilen ihtaren bildirmiş olduğunu, ödemeyi yapanın seçimlik hakkı mevcut olup müvekkil şirkette kendisinden tahsil edilen bedelleri kira parası borcuna karşılık yapılmış ve kabul etmiş olduğunu, Davacının buna itiraz etme hakkının olmadığını, Davacı şirketin müvekkil şirketin kendisine vermiş olduğu …bank 50.000 TL. … Bankası 68.195,60 TL…. Bankası 125.000 TL. …Bankası 75.000 TL. …Bankası 90.000 TL.Finansbank 100.000 TL. TOPLAM 508.195,60 TL halinde bildirilmiş olduğunu ve teminat mektuplarını nakde çevirmiş olduğunu, davacı şirket müvekkilden doğacak alacaklarına karşılık olarak … A.Ş. ye 1.000.000 TL. değerinde sigorta yaptırmış bununda bedelini sözkonusu şirketten tahsil etmiş olduğunu, davacının taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının takip öncesi dönemde müvekkile keşide etmiş olduğu bir temerrüt ihtarı sözkonusunun olmadığını, Bu nedenle takip öncesi dönem için faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacının talep etmiş olduğu faiz oranının çok fahiş olduğunu, bu miktarın kabulünün mümkün olmadığını, Davacının alacaklarını teminat mektubu ve sigorta ile karşıladığı halde kötüniyetli olarak icra takibi başlatmış olduğunu,Toplanacak delillerin haklılığı kanıtlayacağından kötüniyetli davacı alacaklının talep etmiş olduğu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasında düzenlenen “Mağaza İşletme Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda taraflar arasındaki sözleşmenin hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğu ve tarafların tacir olmasından bahisle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş ve dava dosyası mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesine göre “kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmaktadır. Buna göre kiracının borcu kira sözleşmesi karşılığı bir bedel ödemek, kiraya verenin borcu da belli bir süre için kiralananı kiracının emrinde hazır bulundurmaktır. TBK’nun 314. maddesinde “Kiracı, aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlüdür”, TBK’nun 315. maddesinde; ”Kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Davacı … AŞ ile dava dışı …A.Ş. arasında gerçekleştirilen 03/01/2017 tarihli kira sözleşmesi ile …adresinde bulunan bağımsız bölüm niteliğindeki mağazanın kiralandığı anlaşılmıştır.
Kira sözleşmesi ile alışveriş merkezinde bulunan, nitelikleri dilekçe de belirtilen mağaza sözleşme ile tespit edilen aylık kira bedeli karşılığında davacı kiracıya kiraya verilmiş, sözleşmede kira bedelinin ödeme zamanı ortak giderlerin neler olduğu ne şekilde tespit edileceği ve ödeneceği hususları da ayrıntılarıyla kararlaştırılmıştır. Davacı da kiraladığı bu mağazayı “Mağaza İşletme Sözleşmesi” ile davalıya kiralamıştır. Yukarıda da açıklanan yasal düzenleme uyarınca davaya dayanak oluşturan “Mağaza İşletme Sözleşmesi” başlıklı sözleşme tipik bir kira sözleşmesi niteliğinde olup sözleşme ile taraflara kiralananla veya içinde bulunduğu alışveriş merkezi ile ilgili bir takım yükümlülükler yüklenmesi sözleşmenin Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen ve sözleşme ile kararlaştırılan ana unsurlarını bertaraf etmediği gibi sözleşmenin niteliğini de değiştirmez. Bunun yanında icra takibine konu faturalar incelendiğinde de alacak istemlerinin genel gider, su bedeli, elektrik bedeli gibi alacak kalemlerinden oluştuğu görülmektedir. Bağımsız bölüm niteliğinde bulunan mağaza açısından bu giderlere ilişkin uyuşmazlık bakımından Kat Mülkiyeti Yasasının uygulanacağı kuşkusuzdur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davanın kira sözleşmesinden ve bunun yanında kat mülkiyeti yasasından kaynaklandığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 4. Maddesi ve Kat Mülkiyeti Yasasının Ek-1. maddesi kapsamına göre mahkememiz görevsiz olup, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan taraflarca yasa yoluna gidilmeksizin karar kesinleştiğinde olumsuz görev uyuşmazlığı değerlendirilerek merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Görevli Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkeme, İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan ve daha önce İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden HMK’nın 22/2 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip dosyanın mercii tayini için resen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK’nın 323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …