Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/469 E. 2022/207 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/469
KARAR NO : 2022/207

DAVA : İSTİRDAT
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinden özetle; şirket yetkilisi …’in odasında bulunan kasa, 30/07/2017 tarihinde gece 03.20 sularında silahlı kişilerce kırılarak açılmış ve kasanın içinde bulunan değerli eşyalar ve paralarla birlikte dava konusu müşteri çeklerin de çalınmış olduğunu, adli makamlara gerekli şikayetler yapılmış olduğunu, … Cumhuriyet Savcılığının …soruşturma numaralı dosyası ile kovuşturma ve araştırmaların devam ettiğini, dava konusu çekteki cirantalardan …Tic. Ltd. Şti. Yetkilileri de bu dosyada şüpheli sıfatıyla aranmakta olduğunu, savcılığın ayrıca suça konu çekler için müsadere kararı da vermiş bulunmakta olduğunu, çek … tarafından müvekkili şirkete ciro edildiğini, müvekkili bu çeki ciro etmeden çalınmış olduğunu, şahıslar sahte kaşe ve imza atarak çeki yine paranvan şirketi olan …Ltd. Şti’ne ciro etmiş gibi gösterildiğini, çekin ciro silsilesinin bozulduğunu ve kesintiye uğradığını dava konusu çeklerin müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkması nedeniyle çeklerin iptali ve telafisi imkansız zararların oluşması söz konusu olacağından çalınan çeklerin iptali için … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan çek iptali davasında dava konusu çekler hakkında ödeme yasağı konulduğunu dava konusu çekler hakkında ödeme yasağı konulmasına rağmen davalı taraf … 37. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyalarından icra takibi yapmış olduğunu, davalı taraf dava konusu çekin çalıntı olduğunu bilerek almış olduğu kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu basiretli bir tüccar gibi hareket etmediğini, hırsızlarla iş birliği yaptığı sistemli olarak müvekkilinin kasasından çalınan bu çeklerin tahsil etmeye çalışmakta olduğunu, davalının iyi niyetli olması halinde kendi geriye doğru kendi müşterisine giderek alacağını kendi müşterisinden alması gerektiği böylece her ciranta kendi müşterisine giderse, çek çalındıktan sonra yeniden tedavüle kim tarafında sürüldüğü de ortaya çıkacak olduğunu, davalı kendi müşterisine gidip çalıntı çekleri iade edeceğine müvekkilinin mağdur olduğunu bile bile müvekkilinin müşterisine giderek, çeki ondan tahsil etmeye çalışarak bir anlamda hırsızlarla işbirliği yapmış olduğu günümüz bankacılık sisteminde ve teknolojik gelişmelerin sonucunda bir çekin güvenlik sorgulaması anında yapılabildiğini, … çek sorgulama sisteminde anında çek hakkındaki bütün bilgilerin ortaya konulmakta olduğunu, çek iptali davasına konu çekin icra takibine koyulması nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespitini, çekin ve paranın iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle, müvekkilinin basiretli bir tacirin yapması gerektiği şekilde çekin kanuni unsurları taşıyıp taşımadığını ve ciro silsilesinde bir kopukluk olup olmadığına bakarak kabul ettiğini, bankaya tahsil için ibraz ettiğinde ise ödeme yasağı gerekçe gösterilerek bir işlem yapılmadığını, müvekkilinin icra takibi yoluyla kavuşmak üzere bahse konu dosyada dosya numarası geçen icra takibinin başlatıldığını, bahse konu çeklerin kanunu unsurları tümüyle taşıdığını, ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk mevcut olmadığını, borçlular dava açarak çekin çalıntı olduğunu, hakkına ödeme yasağı olduğunu, çek hakkında yürütülen bir ceza soruşturma olduğunu ve müvekkilinin meşru hamil sayılamayacağını, icra takibinin durdurulmasını, davaya konu çek üzerinde ciro silsilesi tam olduğunu, çekin zorunlu unsurların tümünü eksiksiz taşıdığını, davaya konu çekte … A.Ş.’nin hiçbir şekilde taraf sıfatının bulunmadığını, bu kapsamda davacının borçlu sıfatının bulunmaması nedeniyle açılan davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, husumet itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddini talep etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, çekin istirdadı istemine yöneliktir.
Davacı, davaya konu çekin zilyedinde iken henüz ciro edilmeden çalındığını, davalılar tarafından çekin haksız olarak ele geçirildiğini, ayrıca davalı lehtar şirketi adına atılı imzanın şirketin yetkilisine ait olmadığı için ciro silsilesinde kopukluk olduğunu beyanla çekin istirdadı isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davacı, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur. Davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp,TTK. 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmadığı gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtar ve cirantaların kaşe ve imzalarının sahte olduğunun tespiti bile davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmez.
TTK. 792. maddesiyle, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı.” hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 717,26-TL harçtan mahsubu ile artan 636,56-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır