Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/46 E. 2020/85 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/46
KARAR NO : 2020/85

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/01/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile daval ıyan arasında hizmet alım – satımına dayanan ticargi ilişki bulunduğunu, bu ilişkiden kaynaklı 24/10/2013 tarih ve …numaralı Parça Dahil Donamık Bakım Sözleşmesi ve 24/10/2013 tarih … numaralı Yazılım Bakım ve Destek sözleşmelerinin akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme gereği bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, söz konusu hizmetlere karşılık davalı yana e-faturaların kesildiğini ve davalı yana tebliğ edildiğini ancak davalı yanın faturaların karşılığını ödemediğini, müvekkilinin alacağının temini içni İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası üzerinde fatura ve sözleşmelere dayalı icra takibi başlatıldığını, davalı yanca icra takibine itirazda bulunulduğunu ve takibin durduğunu, İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazı iptali ile takibin devamına karar verilmesini, kötü niyetli davalı borçlunun takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi ekleriyle birlikte davalı yana usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalı yanca mahkememiz dosyasına davaya karşı herhangi bir cevap veya beyan dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Dava konusu uyuşmazlık,taraflar arasında hizmet alım satımına dayanan ticari ilişki ve ticari ilişkiden kaynaklı fatura alacağına yönelik yapılan icra takibine itirazin iptali istemine ilişkindir.
Dava İİK’nın 67. maddesine dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davacı tarafın 6.742,10 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %9,75 değişen oranlarda işleyecek ticari faizi ile birlikte ödetilmesi istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafın yasal süresi içinde itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK’nın 67. maddesinde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli araştırmalar yapılmış, dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası mahkememiz dosyası arasına celp edilmiştir. Mahkememiz 22/01/2019 tarihli ara kararı ile dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu döneme ait ticari defter ve kayıtları üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
18/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;Davacı yanca ibraz olunan ticari defter ve tüm dosya muhaviyatı belgeler üzerinde inceleme yapıldığını, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerden yevmiye ve Defter-i Kebir defterleri’nin E- Defter olduğnuu, 2016 – 2017 yılı E -Defter beratlarının oluşturma tarihlerinin süresi içerisinde olduğunu, ibraz edilen defterlerden 2016 – 2017 yılı Envanter defterlerinin açılış noter tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olduğunu, kayıtların düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunduğunu ve kayıtların davacı yan lehine kesin delil vasfının bulunduğunu davalı yanca inceleme tarihi itibariyle herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz edilmediğini, davalı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığını, dava konusu alacak bakiyesinin belirlenmesinde davacı kayıtları ile dosya kapsamı belgelerin esas alındığını, Davacının ticari defter kayıtlarında takip tarih 18/12/2017 tarihi itbariyle davacı yanın davalı yandan 6.742,10 TL alcaklı olduğu görüşü bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğe çıkarılmış, davacı yanca bilirkişi raporuna beyanda dilekçesi sunulmuştur.
Davalı inceleme gününde ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmemiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle cari hesap alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan defter incelemesi sonucunda davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı 6.742,10 TL faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağı yönünden taraflar arasındakiparça donanım bakım sözleşmesi ile yazılım bakım ve destek sözleşmesi kapsamında hizmet alımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu anlaşılmış olup, davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve asıl alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE,
İstanbul … İcra Müd’nün … esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptıkları itirazların iptali ile takibin 6.742,10 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 değişen oranlarda ticari faiz yürütülmek suretiyle devamına,
Kabul edilen asıl alacağın % 20 si oranında 1.348,42 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalılardan tahsiline
2-Karar tarihinde yürürlükte buluna Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 460,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 81,43 TL harcın mahsubu ile eksik 379,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 960,83 TL ( 81,43 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 650,00 TL BK, 188,30 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …