Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/455 E. 2019/921 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/455 Esas
KARAR NO : 2019/921

DAVA : Kayyım Atama
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayyım Atama davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin davalıların ortağı olduğu …Şti.nin 02.03,1994 yılında 20 yıl süre ile kurulduğunu, süresinin 2014 yılında dolduğunu tarafların sürenin bittiğinin fark etmediklerini varlık değerlerinin tasfiye edilmesini zorunlu olduğunu davalı ortakların tasfiye sürecini başlatmadığını davalılara yapılan çağrıya olumsuz cevap verildiğini ve ayrıca İst .. Tic. Mah. … e ve … K sayılı dosyasında ortaklıktan çıkarma davası açıldığını dâvanın red olduğunu tarafların bir araya gelmesinin mümkün olmadığını belirterek şirketin tasfiyesi için davacı … veya şirket muhasebecisi … ın tasfiye memuru kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım Davalılar vekili 12/06/2018 tarihli savunmasında Özetle; Davacının davalıların ortaklık payını ödemediğini, yıllar geçtikçe davacının mal varlığının arttığını bunun karşılığında davalının mal varlığının azaldığını müvekkillerinin kontrol için işyerine gittiğinde davacının davalılara hakaret ettiğini davacıdan şikayetçi olduklarını davacının 05.12,2008’de sahte imza ile kendisini 10 yıllığına şirket müdürü olarak atadığını bu konuda yaptıkları şikayetin İstanbul CBS’nin… sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini belirterek davacının şirketin tasfiye talebinin reddine dosyanın İst… Asi. Tic. Mah. 21.12.2017 tarih ve…E sayılı dosyası ile birleştirilmesine bu talepler kabul edilmezse bekletici sebep yapılmasını davacı …’m ortaklığın tasfiyesi de dikkate alınarak haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına davacının kendisini müdür olarak atadığı toplantı tutanağında imzada sahtecilik söz konusu olduğunu belirterek davacının müdürlüğünün askıya alınarak pınar üstündaş’m dava sonuçlanıncaya kadar yetkili müdür olarak atanması ve şirket süresinin uzatılması için …’ya başvuru için …’a yetki verilmesi yönünde tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir….Şti. 02.03.1994’de davacı …’ın eşi, diğer müvekkiller … ve …’in babası …ve ortağı…’ca 10.000 000 TL (paradan 6 sıfır atılmadan önce) sermaye ile kurulduğup01.06.1998’de ortağı … ortaklıktan ayrıldığı, O tarihteki TTK hükümleri uyarınca Ltd. Şti, devamı için en az 2 ortak gerekli idi. …’m kardeşi olan davalı … ortak oldu,31.10.2002’de davalı …’ın eşi, diğer müvekkiller … ve …’in babası …vefat etmiştir. Şirket hissesi miras olarak eşi …, kızı … ve oğlu … a kalmıştır. Ticaret sicilinde gerekli işlemler yapılmıştır. Davalılar çocukları o tarihte küçük olduğu için Ankara’ya gönderilmiştir. Davacı müvekkil …’a şirketin her ay kazancın yarısını göndereceğini söylemiş ve o tarihte Şirket müdürlüğünü 5 yıl için kabul ettirmiştir. Davalıların babası …hayatta iken iş yerinin kira kontratı ve çalışma ruhsatını kendi adına yapmıştır, Sonra davacı, davalıların haberi olmadan kira kontratlarını kendi adına geçirmiş ve ruhsalı da şirket adına yapmıştır.Davalı … kontrole geldikçe her şey kendisinden saklanmıştır. Davacı Dükkanın iş yapmadığını söyleyerek ba2en para yollamamış, bazen de az miktar para göndermiştir. Müvekkillerden Pınar sonra tekrar İstanbul’a taşınmış, işinin başına geçmiştir. Yukarıda belirttiğimiz sebeplerle; … Şti. ortağı …’ın haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına,) Müdürlüğünün askıya alınarak …’ın dava sonuçlanıncaya kadar yetkili müdür olarak atanması ve şirket süresinin uzatılması için …Va başvuru için müvekkile yetki verilmesi yönünde tedbir karan verilmesine, Şirket gelirlerini davalı müvekkiller aleyhine yıllardır eşit dağıtmadığından fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve bilirkişi tarafından belirlendikten sonra arttırılmak üzere son 5 yıl için şimdilik her yıl JOÖÛ TL, olmak üzere toplam 5000 TL, kar payının ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillere ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, İstanbul Ticaret Sicil kayıtları,İstanbul …ATM… E.sayılı dosyası celp edilmiş kayyım atanması talebi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 06/08/2019 tarihli raporda ” Davacının ticari defter ve kayıtlarının kendi lehine delil olma özelliğinin bulunduğu, davalılara kar payı ödendiğine ilişkin bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı;Ortaklardan …’a !-w 50 pay üzerinden -16,303,80 TL kar payı tahakkuk eıtiği. … t as :a Tı 20 pay üzerinden 18.521,52 TL kar payı tahakkuk yitiği. … :T 15 pay ürerinden 13.891,14 TL kar payı tahakkuk ettiği, … T 15 pay üzerinden 13.891.14 TL kar payı tahakkuk ettiği;Uyuşmazlığın şirket süresinin sona ermesine rağmen şirketin fiilen faaliyetlerine devam etmesi halinde, hukuken şirketin sona erip ermediği noktasında toplandığı, TTK m, 529/l(a) gereği anonim şirket süresi sona ermesine rağmen işlere fiilen devam ederse belirsiz süreli hâle geleceği, limited şirketin sona erme sebeplerini düzenleyen TTK m.636fda benzer bir hükme yer verilmediği, TTK m.529/l(a) hükmünün dava konusu limited şirket bakımından kıyasen uygu lan masının-kanımızca mümkün olmakla birlikte-mahkemenizin takdirinde olduğu; aksinin kabulü halinde davanın kabul edilerek şirketin tasfiyesine karar verilebilecek olduğu;Tarafların iddia ettiği olayların ve yaşanan anlaşmazlığın şirketin feshi için haklı sebep sayılabileceği (TTK m.636/3} veya organ yokluğu sebebiyle fesih davasının (TTK m,636/2) konusunu oluşturabileceği, ancak davanın şirkete karşı açılmaması sebebiyle hakimin HMK m,33 hükmünden faydalanmak suretiyle feshe karar veremeyeceği;Davalıların şirket gelirlerlerinin paylaşımına ve davacının şirketi yönetmesi sırasındaki fıilerinc ilişkin iddialarının açılacak bir sorumluluk davasının veya tazminat davasının konusunu oluşturduğundan, davalıların bu taleplerinin reddi gerektiğinin mahkemenizin takdirinde olduğu ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava, tasfiye işlemlerini yapmak üzere kayyım atanması talebine ilişkindir. Dava dışı … Şti.’nin 02/03/1994 tarihinde 20 yıl süreyle kurulduğu, şirketin süresinin 02/03/2014 tarihinde sona erdiğinin unutulduğu faaliyetlere devam edildiği, fakat ortakların biraraya gelememeleri nedeniyle tasfiye işlemlerini yapmak üzere kayyım atanması talep edilmiş olup davacı ortak % 50 şirket payına sahip yetkili müdürdür.
Uyuşmazlık, şirketin faaliyetlerine devam etmesi nedeniyle 20 yıl sürenin sonunda tasfiye haline girmiş sayılıp sayılmayacağı ve bunun için kayyım atanması gerekip gerekmediği noktasında toplanmakta olup açılan davada TTK 636 mad’de Limited şirketlerinin sona erme sebeplerine bakıldığında sürenin sona erme haline yer verilmediği fakat TTK 636 mad.gerekçesinde belirtildiği üzere anonim şirketlere paralel düzenleme getirilmiş olduğunun vurgulandığı yine aynı şekilde TTK 643 mad.de tasfiye usulünde anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtilmiş olduğu, TTK 529/1(a) bendinde “Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hale gelme durumuna dikkat çekilmiş olduğu, Ltd.Şti’ler içinde aynı hususun geçerli olabileceği, doktrin ve Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğu, somut davada şirketin süresinin 02/03/2014 tarihinde sona ermesine rağmen halen faaliyetlere devam ettiği, davacının şirket müdürü olduğu dikkate alındığında bu hususun gözden kaçırıldığı iddiasının dinlenemeyeceği, şirketin süresi sona ermesine rağmen iş ve işlemlere devam edilmesine karşın 2018 yılına gelindiğinde bu iddianın öne sürülmesinin MK 2 mad.kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olup davacının basiretli bir tacirin göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermediğinin anlaşıldığı, açılan dava şirketin feshi davası olmaması nedeniyle davalının davacının ortaklıktan çıkarılma talebinin de bu davayla ilgisinin olmadığı, zaten açılan dava şirketin feshi davası olsaydı bile şirkete karşı açılması gerektiği, dava dışı şirket belirsiz süreli hale geldiğinden tasfiyeye girmiş sayılamayacağı bu nedenle kayyım atanmasını gerektirecek bir durum bulunmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …