Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/436 E. 2019/478 K. 02.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/436
KARAR NO: 2019/478

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 16/05/2018
KARAR TARİHİ: 02/09/2019

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı taraf, davalı taraftan borç para aldığını ve bunun karşılığında da bono verdiğini, bononun bedelini de eşinin sahibi olduğu şirketin hesabı üzerinden davalı tarafa havale yaparak ödediğini, ancak davalının bonoyu icra takibine koyarak bedelini kendisinden tahsile çalıştığını, bu nedenle İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ: Davacı ile aralarında sürekli para ilişkisi olduğunu, kendilerine 02.10.2014 tarihinde ilk ödeme yapıldıktan bir yıl sonra 58.000,00 TL tutarlı ödemeler yapıldığını, davacının kendilerinden daha önce 16.000,00 TL tutarlı para aldığını, bu parayı 17.000,00 TL olarak geri ödemesi konusunda anlaştıklarını, bunun için de 15.02.2016 vade tarihli bononun hazırlandığını, bu borcun 1.000,00 TL tutarını eşinin şirketi üzerinden ödediğini, borç olarak aldığı 17.000,00 TL’nin dışında 42.000,00 TL daha borç istediğini, bu paranın da kendisine verildiğini ve bu para karşılığında da tutanak alındığını, ancak tutanakta belirlenen ödeme takvimi aksatıldığı için borcun tamamının muaccel hale geldiğinin davacıya bildirildiğini, davacının da borcunu kapattığını, söz konusu bononun da kendisine iade edildiğini, söz konusu senedin takibe konu senetlerle ilgisinin olmadığını belirtmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ: Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncü nedeniyle yapılan m. 555 ve devamı maddelerine göre havale işleminden kaynaklı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre açılmış menfi tespit davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Hangi davaların ticari dava oldukları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinde tanımlanmıştır. Davacının davalıdan borç para aldığı maddi vakıası konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Borç para alınması hukuki nitelik olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncü sözleşmesi kapsamına girmektedir. Davacının söz konusu ödünç sözleşmesini kendi ticari faaliyeti ya da ticari işletmesi için yaptığına dair dosya kapsamında bir delil bulunmamaktadır. Aynı şekilde davalının da 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 962 ilâ 969’uncu maddelerine göre rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraştığına ilişkin bir delil bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK m.4’e göre ticari işletme ile ilgili havaleden kaynaklı uyuşmazlıklar da ticari dava kapmasında kabul edilmişse de aynı madde herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davaları ticari davaların istisnası saymıştır. Davacı taraf her na kadar davalı tarafa yapılan havalenin eşine ait şirket hesabından yapıldığını ileri sürmüşse de havalenin eşine ait hesaptan yapılmış olması havalenin davacının ticari işletmesi ile nedensellik bağı içinde olduğu anlamına gelmemektedir. 6102 sayılı TTK m. 4’ün aradığı taraflardan birinin ticari işletmesini ilgilendirmesidir. Davacının eşinin şirketi üzerinden yapılan banka havaleleri davacının hangi ticari faaliyeti ya da hangi ticari işletmesi ile ilgili olduğu ya da davalının hangi ticari işletmesi ile ilgili olduğu konusunda dosya kapsamında bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle dava ticari dava niteliğinde olmadığından ve asliye hukuk mahkemeleri görevli ve yetkili olduğundan 6100 sayılı HMK m. 1 ve 20’ye göre mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK’nın 20. Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-HMK’nın 331. Maddesi uyarınca harç-vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸