Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/434 E. 2019/10 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/434 Esas
KARAR NO : 2019/10 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/05/2018
KARAR TARİHİ: 22/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın… şubesinde müvekkili adına müvekkilin amcası tarafından 1977 yılında hesap açıldığının, vefat eden amcanın evinin dağıtılması neticesinde tesadüfen ele geçen hesağ cüzdanı ile öğrenildiği bankaya bu konuda bilgi talepli yazı yazıldığını, davalı banka tarafından söz konusu hesap hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamadığına dair bilgi verildiği, eldeki hesap cüzdanına göre en son 1989 yılında bir miktar para yatırıldığının görüldüğü ancak vefat eden amcanın bu hesaba yaşamı süresince para yatırdığının bilindiğini, yatırılan paranın iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazının bulunduğunu, müvekkili bankaya kusur izafe edilemeyeceğini, 1977 yılında nüfus kayıtlarının T.C. kimlik numarası olmaksızın kayıtlı olduğunu, bu nedenle isim ve soy isim benzerliği olabileceğini, husumet itirazında bulunduklarını, davaya konu ettiği vadeli hesaba ilişkin kayıt bulunmadığını, talebin çelişkili olduğunu, davacının iddialarını ispat edemediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde;
Dava, davacının adına açıldığı iddia edilan banka hesabına yatırılan paranın davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Görev dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulmak zorundadır. 27.11.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre bu Kanun’un kapsamını “her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” oluşturmakta olup, anılan Kanun’un, 3/1-k maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmış, 3/1-l maddesinde de gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan bankacılık sözleşmeleri tüketici işlemi olarak düzenlenmiştir. Yine, aynı Kanun’un 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiş, ayrıca 83/2. maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” denilmek suretiyle görev hususunda ortaya çıkması muhtemel ihtilafların önüne geçilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas- … karar sayılı, …Esas-… karar sayılı ve …esas – … karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere; aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usulüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yapılarak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Bu husus, hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereğidir.
Somut olayda, davacı tüketici olup, dava tarihi itibariyle bankacılık işleminden kaynaklı alacak isteminde yukarıda belirtilen yasal düzenleme gereğince görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmakla Tüketici Mahkemesine yönelik görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin HMK 114/1-C mad. gereğince GÖREVSİZLİĞİNE, HMK mad. 115 gereğince dava dilekçesinin görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 20.Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK’nın 331. Maddesi uyarınca harç-vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim