Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/427 E. 2019/397 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/427 Esas
KARAR NO : 2019/397 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 15/05/2018
KARAR TAR.: 12/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 07/09/2017 tarihinde Halkla İlişkiler Sözleşmesi imzalandığını, davacının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini ve davalıya 05/12/2017 tarihli 7.670,00 TL ve 29/12/2017 tarihli 7.670,00 TL olmak üzere hizmet bedeli içerikli iki adet fatura gönderildiğini, faturalara herhangi bir itiraz olmadığını, davalı tarafından davacıya 17/01/2018 tarihli … yevmiye numaralı … Noterliği’ne ait ihtarname gönderildiğini ve sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiğini, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığnı, takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, alacağın muaccel olmadığı alacağın belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği iddiasında bulunulduğunu, davalıya icra takibi esnasında sözleşmede bulunan “…” adresine gönderilen tebligatın yapılamadığını ancak itiraz esnasında vekil tarafından aynı adres gösterilmesine rağmen, adresten ayrıldığı bildirildiğinden icra müdürlüğünce tebligat yapılan adres borçlu adresi olarak belirtildiğini davalının sözleşme ile yüklenilen hizmeti en iyi şekilde aldığını ve fatura bedellerine bir itirazda bulunmadığını, sözleşmedeki feshe ilişkin sürelere uymadıklarını, feshe rağmen hizmet almaya devam ettiklerini, davalıya kötüniyetli haksız fesih ve sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle maddi manevi tazminat ve diğer hukuksal hakları saklı kalmak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına alacağın ticari avans faizi ile tahsiline, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalı yana usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalı yanca herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli araştırmalar yapılmış ve 22/01/2019 tarihli ara karar ile davacının alacağının varlığının ve miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 04/04/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı tarafın incelenen ticari tefter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacı tarafın 19/02/2018 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 15.340,00-TL alacaklı olduğunu beyan etmiştir. Alınan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş, taraflarca herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi kapsamında doğan fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davası niteliğindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, 6102 Sayılı TTK’nın 1530/2 maddesi gereğince takip talebinde talep edilen faiz alacağı talebinin yerinde olduğu anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin 15.340,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faiz ile faiz işletilmesine,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 3.068,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.047,88 TL nispi karar harcından peşin alınan 273,24 TL harcın mahsubu ile eksik 774,64 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.094,84 TL’nin ( 35,90 TL BVH, 5,20 TL VH, 273,24 TL Peşin Harç, 130,50 TL tebligat, 650,00 TL bilirkişi ücreti. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …