Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/426 E. 2022/453 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/426 Esas
KARAR NO:2022/453

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:15/05/2018
KARAR TARİHİ:29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı firma arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, işbu ticari ilişki neticesinde davacının davalıdan sözleşmeden ve cari hesaptan kaynaklı alacağının mevcut olduğunu, davalının yapılan tüm ikaz ve uyarılara rağmen cari borcunu süresinde ödemediğini, bunun üzerine ilk olarak davalı aleyhine … 7. Noterliğinin 27.12.2017 tarih ve … Yev. numaralı ihtarname gönderdiğini, davalının yine ödeme yapmaması üzerine fazlaya ilişkin tüm hakları saklı tutularak 11.01.2018 tarihinde aleyhine…. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takip sonrası davacı şirket hesabına kısmi kısmi ödemeler yaptığını, davalı aleyhine vade farkı dolayısıyla faiz faturası kesildiğini ve davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının işbu bedeli de ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine … 7. Noterliğinin 26.02.2018 tarih ve … Yev. numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, ödeme yapılmadığını, bu kez sözleşmede yer alan yetki kuralı gereği … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile davalıdan olan cari hesap ve fatura alacağının takibe konulduğunu, ancak davalının haksız ve hukuka aykırı olarak söz konusu bu borca, faiz ve ferilere itiraz ettiğini, davalının her ne kadar dosya borcuna itiraz etmiş ise de…. İcra Müdürlüğü … e. sayılı dosyası ile yapılan borca itiraz etmediğini ve buna ilişkin ödemeyi yaptığını,davalının haksız ve hukuka aykırı olarak hem dosyaya itiraz ettiğini hem de kısmi ödeme yaptığını, kendisinin bu borcu kabul ettiğini gösterdiğini, ancak davalı tarafın ilk yapılan takip ile borcu kabul ettiğini ve ödeme yaptığını, cari hesap uyarınca faize haksız olarak itiraz ettiğini, davalının dosyaya haksız yere itiraz ederek icra işlemlerinin devam etmesine engel olduğunu ve kötü niyetli olarak icra takibinin durdurulmasını sağladığını, davalının borcun bir kısmını ödemiş olmasının da borcu kabul ettiğinin ikrarı mahiyetinde olduğunu, borcun kalan kısmına itiraz edilmesi ve faturaya karşı herhangi bir işlemde bulunulmaması, hem borcu kabul edip hem de inkar niteliği taşıdığından davalının ödeme emrine itirazının, kötü niyetinin göstergesi olduğunu, işbu sebeple davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere İİK 67. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, İcra takibinin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, davalının yetkiye itirazının da haksız olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli borca ve faize itirazlarının iptaline, davalı aleyhine %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazmınatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … iltisaklı olduğu ifade edilen davacı şirkette muhatap bulunamaması nedeni ile davalı şirketin ödeme yapamadığı cari hesap ile ilgili olarak icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin söz konusu icra takip dosya borcunu ödediğini ve davacı şirkete herhangi bir borcu kalmadığını, davacı vekili tarafından yapılan işbu takipte herhangi bir şekilde vade farkı talebinde bulunulmadığını, davalı şirketin ödemesini yapmasından sonra davacı şirket tarafından işbu davaya konu 27.01.2018 tarihli geç ödemeden kaynaklı vade faturası açıklaması ile 32.037,00-TL tutarlı e-fatura düzenlendiğini, davalı şirketin işbu faturayı iade etmesi üzerine davacı şirket tarafından … noterliğinden 26.02.2018 tarihli ihtarname gönderildiğini, son olarak ise 32.037,00-TL fatura alacağı açıklaması ile …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı şirket ile davacı arasında düzenlenmiş olan vade farkı ödenmesine dair bir sözleşme olmadığını, davalı şirketi temsile yetkili olan kişilerin Ticaret Sicil kayıtlarında belli olduğunu, davalı şirketi temsile yetkili olan kişiler ile imza altına alınmış olan bir sözleşme ile ancak vade farkı alacağı talep edilebileceğini, davacı şirket tarafından böyle bir sözleşme sunulmadığını, sunulan sözleşmedeki imzanın sahte olduğunu, sahte sözleşmeye dayalı vade farkı talebini kabul etmediklerini, işbu haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri, vekalet ücreti ve davalı şirket hakkında haksız bir şekilde yapılan icra takibinin davalı şirketin ticari itibarını da zedelemesi nedeni ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalı şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış ve Mahkememizce verilen 19/11/2019 tarihli celse kararı ile vade farkı alacağı bulunup bulunmadığının tespitinin için SMM bilirkişiden rapor tanzim edilmesine karar verilmiş,
24/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taraf…. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile 345.326,11.TL ana para ve 553,47.TL işlemiş ticari faiz talep etmiş olup, bu durumda BK.100.m’ne göre takip öncesine ilişkin olarak 553,47.TL aşan miktarda tekrar vade farkı isteyip isteyemeyeceği hususu Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Takipten sonrası için yapılan ödemelerin icra dosyasına bildirilerek, icra dosyasından hesaplama yapılması gerekip gerekmediği, veya takip sonrası İçin BK 100.maddeye göre hesaplama yapılarak ayrıca bir takip yapılıp alacak talep edilip edilmeyeceği husus Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, 3. Sayın Mahkemece ikinci bir takiple, ilk takibe kadar olan tahsilatın ve ilk takipten sonra yapılan tahsilatın BK 100, maddeye göre hesaplanarak ikinci bir takiple talep edilebileceği kanaatine ulaşılırsa, a) Yıllık Y9,75 ticari faiz oranına göre davacı tarafın 42.393,89.TL alacaklı olduğu, b) Yıllık 448 (aylık 04) faiz oranına göre 64.994,90.TL alacaklı olduğu, c) Talep olunan bedelin 32.037,00.TL olduğu, 4, Tarafların %20 tazminat talebinin Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu görüşüne varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasındaki alım satım ilişkisinden kaynaklı vade farkının alacağına ilişkin başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı icra iflas kanununun madde 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki alım satım sözleşmesinden kaynaklı vade farkına ilişkin takip başlatılmış ve akabinde itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmış; davalı yanca cevap dilekçesinde davalı şirket ile davacı arasında düzenlenmiş olan vade farkı ödenmesine dair bir sözleşme olmadığını, davalı şirketi temsile yetkili olan kişilerin Ticaret Sicil kayıtlarında belli olduğunu, davalı şirketi temsile yetkili olan kişiler ile imza altına alınmış olan bir sözleşme ile ancak vade farkı alacağı talep edilebileceğini, davacı şirket tarafından böyle bir sözleşme sunulmadığını, sunulan sözleşmedeki imzanın sahte olduğunu, sahte sözleşmeye dayalı vade farkı talebini kabul etmediklerini belirtmiş ve mahkememizce vade farkına ilişkin proforma faturanın imzalı aslının sunulması için taraflara süre verilmiş olup; verilen süre içerisinde eksiklik tamamlanmamıştır.
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, ispat yükü üzerine düşen tarafın, iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, ispat yükü üzerine düşen tarafa, yemin teklif etme hakkı bulunduğunu hatırlatmakla yükümlü olup, mahkemece tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden karar verilemez. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur. Davacı yanca açıkça yemin deliline dayanılmış olup; davacı vekiline dava konusu proforma faturasındaki vade farkına ilişkin taraflar arasında anlaşma bulunup bulunmadığına ilişkin yemin metninin hazırlamak üzere süre verilmiş ve bu hususta gerekli ihtaratlar yapılmıştır. Tüm dosya kapsamından, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü kendisinde olan davacının verilen süreye rağmen yemin delilline dayanmaktan kaçındığı ve uyuşmazlığa konu bilgi ve belgelerin dosyamız arasına sunulmadığı bu haliyle davasını ispat edemediği anlaşılmakla; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022

Katip …

Hakim …