Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/404 E. 2020/766 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/404
KARAR NO :2020/766

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:08/05/2018
KARAR TARİHİ:11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının, …. Sisteminin yapımına ilişkin 20.03.2016 tarihli anlaşmaya göre, tarafların … …. Sisteminin satış işlemi konusunda toplamda 1.239.000,00 TL bedelle anlaşıldığını, satış, montaj ve teslim işlemlerinin gerçekleştirildiğini, davalı tarafça borcun kısmen ödendiğini, ancak davacının tüm sorumluluklarını yerine getirmiş olmasına rağmen davalının cari hesaptan kalan bakiye borcunu ödemediğini, davacının verdiği hizmet karşılığında bir ticari ilişki doğduğunu ve de bu ilişki neticesinde davacımn fatura kestiğini ve davalı tarafça da kabul edildiğini, davalının toplamda 49.999,99 TL kalan cari hesap borcunu ödemediğini, davalı aleyhine taraflarınca …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığım, takip çıkışının 49.999,99 TL olduğunu, davalının süresi içinde takibe, davacıya hiç bir borcu bulunmadığından takibe, borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız, dayanaksız olmakla beraber alacağın tahsilini engellemeye yönelik olduğunu, sundukları ve gerekli görüldüğünde yargılama aşamasında toplanacak delillerin davalı itirazımn yerinde olmadığını, davalının …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında, vaki itirazın iptali ile takibin 49.999,99 TL toplam alacak üzerinden devamına ve bu alacağa takip tarihinden itibaren değişken oranlarda avans faizi oranı üzerinden faiz yürütülmesine, takip konusu alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının itirazında haksız olan davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa ytikletilmesine, fazlaya ilişkin ve diğer tüm yasal hakları saklı kalmak kaydı ile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında … sisteminin yapımına ilişkin 20.03.2016 tarihinde bir sözleşme akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen bu sözleşmeye göre, … …. Sisteminin satışı konusunda anlaşıldığını, davacı tarafın yan edim yükümlülükleri de işbu sözleşmeye göre belirlendiğini, belirtilen klimaların teslim ve montaj işlemlerinin de davacı tarafından yüklenildiğini, davacı tarafın altına imza attığı bu sözleşmeye aykırı hareket etmek suretiyle yükümlülüklerini tam manasıyla yerine getirmediğini, davacı tarafça iddia edilen “borcun kısmen ödendiğine, dolayısıyla müvekkil firmanın davacı firmaya halen borçlu olduğu” beyanına katılmadıklarını, davalı tarafça, davalı firmanın borcu kısmen ödediğini, kalan bakiye borcunu ödemediğinin iddia edildiğini, aksine kendilerinin de sözleşmede belirtilen hususları tam olarak yerine getirdiklerini beyan ettiklerini, bu iddiaların tamamen mesnetsiz, gerçeğe aykırı iddialar olduğunu, taraflar arasında yukarıda da belirtilen sözleşmenin İşletmeye Alma başlıklı maddesinde belirtildiği üzere cihazların işletmeye alınmasının tamamen davacı şirket sorumluluğunda olduğunu, davacı şirketin sözleşmede imza altına aldığı sorumluluğunu tam olarak yerine getirmediğini, işin sonucunda bedel ödenebilmesi için işin taraflar arasında kabul edilen hususta tamamlanması gerektiğini, davalı şirketin, davacıya karşı muaccel olmuş herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü nezdinde … esas sayılı dosya ile davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığım, başlatılan bu haksız icra takibine davalının süresi içerisinde itiraz ettiğini ve bu yolla takibin durduğunu, davacının kötü niyetli ve ihtarlaşmaya başlanılmasından beri de hukuka aykırı ve dayanaktan noksan iddialar ile hak etmediği bir bedeli ukdesine katmaya çalıştığını, eksik ve ayıplı ifa dolayısıyla davalı şirketin davacı şirkete karşı muacceliyet kazanmış bir borcu bulunmadığım ve dolayısıyla davalı şirketin temerrüde düşmediğini, eser sözleşmelerinin tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olduğunu, taraflardan birinin sözleşme için asli olan bir hususu yerine getirmediğinde sözleşme amacına aykırılıktan diğer taraf üzerinde sözleşme bedelini ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığım, bunun neticesinde de diğer tarafın üzerinde borcun muaccel olduğuna dair bir sonuç doğmayacağını, olayda ifa mevcut iken bu ifanın tam ifa olmadığım; eksik ve ayıplı ifa olduğunu, ifanın eksik ve ayıplı olmasından dolayı davalı şirketin sözleşme bedelini ödemek gibi bir yükümlülüğü bulunmadığım, TBK ilgili hükmü olan 112. Maddesinde “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararım gidermekle yükümlüdür. ” şeklinde dile getirilen düzenlemenin davanın haksız bir dava olduğunu ve reddinin gerektiğini açıkça ortaya koyduğunu, işbu dilekçe ekinde de sayın mahkeme ile de paylaşacakları örney Yargıtay kararının da konuda haklı olduklarını ortaya koyduğunu, Söz konusu eksik ve ayıplı ifanın davacı şirkete çekilen ihtarname ile de bildirildiğini fakat davacı şirketin çekilen ihtarnameye rağmen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı şirket adına 21 Mart 2018 tarihinde …. Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini ve eksik ve ayıplı ifa durumunun davacı şirkete ihtaren bildirildiğini, söz konusu ihtarda cihazların işletmeye alma yani devreye alma yükümlülüğünün davacı şirkette olduğu lâkin davacı şirketin bütün bildirimlere rağmen halen konuyu halletmediğinin bildirildiğini, aynı ihtarnamede davacı şirketin bilgisi dahilinde çalışmayan 2.500m3/h geri kazanım cihazımn davacı şirket tarafından sorunun giderilmemesi üzerine dışardan yardım alındığı ve neticesinde 4500 TL+KDV ek masraf yapıldığının bildirildiğini, halen şirketin sorunu dışardan aldığı destekle çözmeye çalıştığını ve bu destek neticesinde yukarıdaki cümlede belirtilen 4500 TL+KDV ek masraftan fazla ödeme yapma durumuyla da karşı karşıya kaldığının bilinmesini, dışardan destek alman firmanın konunun mahiyetine göre davalı şirkete ek masraflar çıkarıp bunu da fatura edebileceğini, söz konusu ihtaren bildirimlere davacı şirketin hiçbir şekilde yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediğini ve bir nevi pasif hareketle sözleşmeyi ihlal ettiğini kabul ettiğini, işbu yukarıda sayılan nedenlerle huzurda görülmekte olan davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle alacaklı olunduğu iddiası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK 67 Mad.’sine dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 49.999,99 Euro asıl alacak, 10.000,00 Euro Cezai Şart Alacağı olmak üzere toplam 26.840,00 TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %2,40 Euro TCMB azami faiz oranlarında avans faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.’si uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67. Mad.’sinde belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 26/03/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
21/12/2018 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı şirketin 2015 ve 2016 yılına ait ticari defterlerinin açılış tasdikinin ve yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresi içinde tasdik ettirdiği, bundan dolayı davacının ticari defterlerinin son karar yayın mahkemeye ait olmak üzere kendi lehine delil olma özelliğinin bulunduğu, davalı şirketin 2015 ve 2016 yılına ait ticari defterlerinin açılış tasdikinin ve yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresi içinde tasdik ettirdiği, bundan dolayı davalının ticari defterlerinin son karar sayın mahkemeye ait olmak üzere kendi lehine delil olma özelliğinin bulunduğu, davacı taraf Davalının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, eksik ifa da bulunmadığını ifade ettiği, davalı … Ltd. Şti. sözleşmeye göre cihazların işletmeye alma yükümlülüğünün davacı şirkette olduğu, davacının sözleşmeden doğan sorumluluğunu tam olarak yerine getirmediğini, işin sonucunda bedel ödenebilmesi için işin taraflar arasında kabul edilen hususta tamamlanması gerektiğini, esik ve ayıplı ifa nedeni ile davalının davacıya borcu olmadığı belirtilmesine rağmen dosyada sözleşmeye dayalı işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığına dair teknik bilirkişi raporu veya başka yollardan temin edilen eksik ve ayıplı ifa ile ilgili tespitin dava dosyasında bulunmadığı tespit edildiğini, davalı … Ltd. Şti. ticari defterlerinin incelenmesi sonucu davacı …. Şti.’nin 16/03/2018 tarihli ilamsız icra takip tarihi itibari ile davalı …. Şti.’den 49.999,99 TL alacaklı olduğunu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Mahkememiz 15/01/2020 tarihli ara kararı ile davalı yanın eksik ifa iddiasının değerlendirilmesi ve davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
17/08/2020 tarihli raporunda bilirkişi heyeti özetle; dava konusu sözleşmeye göre, temin ve teslimi davacı tarafından (montaj hariç) yapılan ve arızalanmaları nedeniyle ve yasal süre içinde onarımı veya değişimi, garanti şartları kapsamı içinde davacı tarafından yapılmayan/yaptırılmayan ve teknik tespite göre davalı tarafından başka bir firmaya zorunlu olarak arızaları giderilen 2 adet ısı geri kazanım kazanlarının onarım bedeli olan 4.500 TL + KDV’nin davacı tarafından davalıya ödenmesi gerektiği ancak bu hususun davada çekişme konusu olmadığının mahkememiz takdiri içinde kaldığı, davacının yönünden, davacı ile davalı şirketin 20.03.2016 tarihinde imzaladıkları ve sözleşme şartlarının ekindeki teknik yükümlülükleri yerine getirmesi ve tüm tesisatın işletmeye açılması ve taraflar arasında da teknik bir anlaşmazlık olmaması nedeniyle sözleşme gereği davalının (davacının talep ettiği meblağın içinde sözleşme dışı bir meblağın bulunmaması halinde) Davalının davacıya 49.999 TL ödemesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 20.03.2016 tarihinde imzalanan … teklif formu ile davacının … dış ünite, … iç ünite, … geri kazanımlı taze hava üniteleri , … Kumanda Sistemleri, … bağlantı elemanları satım ve tesliminin buna karşılık davalı şirketin genel teklif tutarınını 1.189.000,00 TL’nin %30’u siparişte nakden kalan bakiyenin çeklerle ve 50.000.00 TL bedelin de iş tesliminde davacı şirkete ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.Bu kapsamda usul ve yasaya uygun denetime elverişli talimat mahkemesince aldırılan ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davalı ve davacı tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, yapılan mali hesaplamalara göre davacının ticari defter kayıtlarına göre dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle 50.000,00 TL’nin davalıdan alacak olarak işlendiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre de dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle 50.000,00TLnin cari hesap olarak davacı tarafa borç olarak işlendiği tespit edilmir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriğide hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.Davalı tarafça 21.03.2018 Tarihli …. Noterliği … yevmiye nolu ihtarname ile davacı şirkete cihazların işletmeye devralınması yükümlülüğü yerine getirilmediği, 2.500 m3/h geri kazanım cihazının sorununu giderilmemesi nedeniyle 4.500 TL+KDV harcama , bu cihazın şantiyede bulunduğu ve değiştirilen geri kazanım cihazını 3 iş günü içinde şantiyeden alınara kesin hesabın yapılması ihtar edilmiştir. Davacı şirket bu ihtarnameye cevap olarak 10.04.2018 tarihli …. Noterliği … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, cari hesap borcunun davalı şirketçe süresinde ödenmediği, kendilerinin satıcı olduğu servis ve devreye alma hizmelerinin … A.Ş. tarafından gerçekleştirildiğini belirtmiştir. 17.08.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda teknik bilirkişinin yerinnde inceleme sırasında davacı şirketin sözleşmede kararlaştırılan … marka tüm cihaz ve ürünlerin davalıya teslim edildiğitespit edilmiştir. Davalının, davacı tarafından teslim edilen ancak montajının davalı tarafınndan yapılması gereken ısı geri kazanımlarınadn 2 tanesinin onarım ve değişiminin yapılmaması itirazı incelendiğinde taraflar arasında 20.03.2016 tarihinde imzalanan … teklif formu “İŞLETMEYE ALMA” madde başlığı altında … yetkili servisleri tarafından işletmeye alınmayan garanti kapsamında dışında olacağı ve “MONTAJ VE İŞÇİLİK“ maddesinde ise montaj yetkisinin sadece … yetkili servislerinde olduğunun hükme bağlandığı,dosyaya sunulan servis formlarında da … amblemi olduğu,davacının sözleşme konusu malların teslim yükümlülüğünü yerine getirdiği, davalının bozuk olduğunun iddia ettiği ısı geri kazanları ile ilgili olarak garanti süresi içinde Daikine başvurabileceği dikkate alınarak hükme esas alınan bilirkişi raporlarında 50.000,00 TL’nin tarafların ticari defterlerinde karşılıklı olarak kayıtlı olduğu ,davacının dava konusu cari hesap nedeniyle HMK m. 222 uyarınca incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil ve davalı aleyhine delil oluşturduğunun kabulü ile taeple bağlı kalınarak davacının 49.999,99 TL cari hesap alacağı olarak davalıdan alacaklı olduğunun kanıtlandığı anlaşılmış olup dava dilekçesinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak 49.999,99 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tarfların tacir ve yapılan işin ticari olması nedeniyle takip dosyasınndaki taleple bağlı kalınarak %9 yasal faiz işletilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 49.999,99 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 9.999,98 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 3.415,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 603,88 TL harcın mahsubu ile eksik 2.811,62 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.556,92 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.580,98 TL ( 603,88 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 600,00 TL BK, 336,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) toplam yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır