Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/395 E. 2019/415 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/395 Esas
KARAR NO : 2019/415 Karar

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 04/05/2018
KARAR TARİHİ: 21/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; genel yetki kuralları gereğince İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın sigorta şirketinden olan alacak hakkının müvekkiline temlik edilmesi neticesinde ortaya çıktığını, taraflar arasında tüketici ilişkisinin olmaması ve davalı tarafın sigorta şirketi olması karşısında Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davalı şirkete sigortalı …’ın malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 20/12/2017 tarihinde …’ya ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsü dosyası kapsamındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, … plakalı aracın 07/01/2017-07/01/2018 vade tarihli zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalının hasarın tamamından ve değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, kaza neticesinde … plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, değer kaybının ZMM poliçesi kapsamında olup, poliçe limitleri dahilinde ödenmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketine değer kaybı alacağının temlik alan taraflarına ödenmesi için 16/03/2018 tarihinde başvuru yapılmış ise de, işbu davanın açıldığı güne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığım, davalının 26/03/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü beyanla taraflar arasındaki değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceği miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar attıracakları, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250 TL değer kaybı bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 26/03/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde 20/12/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığım belirttiği … plakalı aracın 07/01/2017 başlangıç-07/01/2018 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile … adına kaza tarihi itibariyle maddi hasarda araç başına 33.000 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu maddi teminat miktarının davalı müvekkili sigorta şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, davacı vekilinin davaya konu talepleri ile müvekkili sigorta şirketine başvurusu akabinde müvekkili şirket nezdinde hasar dosyaları açıldığı ve konunun değerlendirildiğini, ancak davacı vekilinden değer kaybı hesaplaması yapılması için hasar gören aracın okunaklı kilometre bilgisi istenilmiş ise de, davacı tarafından bu aşamada dava açma yoluna gidildiğini, müvekkili şirketin dava konusu talep ile sorumlu olduğu bir an için düşünülse bile müvekkilinin kusur oranı ve poliçe limiti ile sorumlu olabileceğini, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespiti ve davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının tespit ettirilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce 22/01/2019 tarihli ara karar ile dava konusu araçta meydana gelen değer kaybının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 19/04/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; meydana gelen kazanın oluşumunda; … plakalı araç sürücüsü…’nun %50 oranında, … plakalı araç sürücüsü Zakir Kaymak’ın %50 oranında kusurlu olduklarını, kaza sonucu hasarın niteliği ve onarımına göre, meydana gelen kaza sonucu hasarın oluş şekli, belirlenen onarım bedelinin yapılan işlemler ile uyumlu olduğunu, aracın onarılabilir durumda olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş Değer Kaybı Hesap Yöntemine göre araçtaki değer kaybının 846,12 TL olduğunu bildirmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğe çıkarılmış, taraflarca herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Davacı vekili 29/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile 250,00 TL olan dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen 846,12 TL’ye yükselterek ıslah etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava trafik kazasından kaynaklı değer kaybına ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir. 20/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsünün %50 kusurlu olduğu, bu kusur oranına göre davalı sigorta şirketi’nin sorumlu olacağı yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hasar gören araçta 846,12-TL değer kaybının oluştuğu, davalıya gönderilen ihtarname ile temerrüde düşürülmüş olduğundan 26/03/2018 tarih itibariyle yasal faizi istenebileceği anlaşılmakla ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
846,12 TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatın 26/03/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe teminat limitleri dahilinde tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 57,80 TL karar harcından peşin ve ıslah ile alınan toplam 46,90 TL harcın mahsubu ile 10,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 846,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 862,50 TL (35,90 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 11,00 TL IH, 650,00 TL BK, 124,50 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim