Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/390 E. 2020/449 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/390
KARAR NO:2020/449

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:03/05/2018
KARAR TARİHİ:09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigortaladığı … plakalı aracın diğer davalı … tarafından kullanılırken 21.10.2017 tarihinde kendi kullandığı bisiklete çarpması sonucunda yaralandığını, meydana gelen olay nedeniyle vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü, davalı … şirketine 04.04.2018 tarihinde başvuruda bulunduklarını ancak olumlu yanıt alamadıklarını bu nedenle sürekli maluliyet tazminatının tespit edilerek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı … ve kaza yapan aracı kullanan … tarafından kendilerine ödenmesine karar verilmesini ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı vekili dava dilekçelerinde geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmamıştır.
DAVALILARIN TALEBİ:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, sigortaladıkları aracın kusur oranı ve poliçedeki limit dahilinde sorumlu olduklarını, davacı tarafın müterafik kusurunun araştırılması gerekiğini, faiz başlangıcı yönünden de kendilerinin temerrüte düşürülmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, yetkisizlik itirazında bulunmuş ve … mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Davanın esasına ilişin açıklamada bulunmamıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 54’e göre maluliyet tazminatı davası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56’ya göre manevi tazminat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, sigorta poliçesini, davacıya ait tedavi evraklarını, kaza tespit tutanağını, hastane kayıtlarını, hasar dosyasını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş., sigorta poliçesini, kaza tespit tutanağını, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … delil listesi sunmamıştır.
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 54’e göre maluliyet tazminatı davası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56’ya göre manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde sadece tazminat talebinde bulunmuş olması nedeniyle tazminat talebini 6100 sayılı HMK m. 119’a göre açıklaması istenilmiş, davacı vekili mahkememize verdiği 09.03.2020 tarihli dilekçesinde “iş gücü kaybı nedeniyle daimi iş göremezlik (maluliyet) tazminatıdır.” açıklamasını yapmıştır. Davacının bu açıklamasına göre sadece sürekli iş gücü kaybı tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf 25.10.2017 tarihinde davalı … şirketine başvuruda bulunarak 2918 sayılı KTK m. 97’deki sigorta şirketine başvuru ön koşulunu yerine getirmiştir.
Davacı taraf, 6098 sayılı TBK m. 54’e göre çalışma gücünün kalıcı kaybından doğan zararlarını ve geçici iş gücünden kaynaklı zararlarını talep etmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 92’de mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan durumlar sayılmış olup bunların içinde çalışma gücünün kaybından doğan zararlar bulunmamaktadır. Ayrıca Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3. “Sigortanın Kapsamı” başlıklı maddesine göre; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” Genel Şartların A.5/c maddesine göre de Sürekli Sakatlık Teminatı; “Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır. Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır. Tazminat ödemesinde, ilgili sağlık hizmet sunucularınca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispat sigorta şirketine aittir. Sigortacı söz konusu rapor hakkında ilgili mevzuat uyarınca itiraz usulüne başvurduğunda mağdurun itiraz üzerine yaptığı belgelenmiş harcamaları bu teminat kapsamında karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde tanımlanmıştır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre davacının sigorta şirketine karşı dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Davacı diğer davalıdan 6098 sayılı TBK m. 54’e göre tedavi giderlerini, kazanç kaybını, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıpları ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpları talep etme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 56’ncı maddesine göre de davalı …’den haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi olarak manevi tazminat talep etme hakkına da sahiptir.
Dava konusu olay haksız fiil olması nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49’a göre öncelikle zararın ve kusur durumunun tespitinin yapılması gerekmektedir. Bu amaçla davacı …’ın meydana gelen kaza sonucu maluliyet durumunun tespiti için … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalına gönderilmiştir. Buradan alınan 11.09.2019 tarihli raporunda davacının maluliyet oranı % 6 iyileşme süresi ise 12 ay olarak belirlenmiştir.
Dava konusu olay trafik kazası olup meydana gelen kazada davacı da bisikleti ile trafikte seyir halindedir. Bu nedenle kusur durumunun araştırılması için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya kusur incelemesi için trafik bilirkişisine verilmiştir. Hazırlanan 02.05.2019 tarihli raporda davacının % 75 oranında kusurlu olduğu, davalı …’nin ise % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Tarafların rapora itiraz etmeleri üzerine dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiştir. Hazırlanan 19.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının % 100 oranında kusurlu olduğu davalı …’nin ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir.
Her iki rapor ve dosya içerisindeki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde davacının kırmızı ışık ihlali yaparak kusurlu olduğu açıktır. Ancak Adli Tıp Raporunda davalı sürücünün kavşak noktasına geldiği esnada kendisine yeşil ışık yansa bile hızını düşürmesi gerektiği kuralını ihlal etmiş olması değerlendirilmeye alınmamıştır. Nitekim kaza tespit tutanağında bu durum tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkememizce 02.05.2019 tarihli trafik bilirkişi raporu hükme esas alınmış ve aktüerya hesabının davalı sürücünün % 25 oranında kusurlu olduğu dikkate alınarak yapılması yönünde ara karar oluşturulmuştur.
Hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporuyla meydana gelen kazada davacının zarara uğradığı ve davalı sürücünün de % 25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla davalılar davacının çalışma gücünün sürekli kaybından doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür.
Dosya aktüerya bilirkişisine verilmeden önce davacı vekilinin dava dilekçesinde 1.000,00 TL olarak talep ettiği maddi tazminat talebini açıklaması istenilmiştir. Davacı vekili 09.02.2020 tarihli dilekçesinde “Dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında davacı … … için talep edilen maddi tazminat alacağı, iş gücü kaybı nedeniyle daimi iş göremezlik (maluliyet) tazminatıdır.” açıklaması yapılmıştır. Dolayısıyla davacının maddi tazminat talebi sürekli iş göremezlik tazminatı ile sınırlıdır.
Dosya son olarak davacının sürekli iş göremezlik tazminatının hesabı için aktüerya bilirkişisine gönderilmiştir. Hazırlanan 25.12.2019 tarihli aktüerya bilirkişisi raporunda sürekli iş göremezlik tazminatının 12.141,92 TL, geçici iş göremezlik tazminatının ise 4.693,24 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili 10.03.2020 tarihinde 6100 sayılı HMK m. 176’ya göre ıslah dilekçesi vermiş ve dava değerini 25.12.2020 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda belirlenen miktar üzerinden sürekli iş göremezlik tazminatı tutarı 12.141,92 TL ve geçici iş göremezliktazminatı tutarı 4.693,24 TL’nin toplamı üzerinden 16.83516 TL’ye çıkartmış ve eksik kalan harcı da tamamlamıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 90’a göre; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri ise m. 49’da düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile hazırlanan kusur bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde davalı … şirketinin sigortaladığı aracın sürücüsü davalı …’nin meydana gelen trafik kazasında % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı 6098 sayılı TBK m. 54’e göre çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıpları ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpları talep etme hakkına sahiptir. Hazırlanan 25.12.2019 tarihli aktüerya bilirkişisi raporunda davacının çalışma gücünün sürekli yitirilmesinden doğan kayıplardan kaynaklı maddi tazminatı ve geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 97’ye göre; “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” Davalı … Sigorta A.Ş., tarafından yapılmış olan zorunlu mali sorumluluk sigortasına göre davalı … Sigorta A.Ş., davacının uğradığı zararlardan poliçe limiti dahilinde hukuken sorumlu durumdadır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3. ve A.5/c maddesine göre de davalı … şirketinin zararı karşılama sorumluluğu bulunmaktadır. Bu gerekçelerle davalı … Sigorta A.Ş., yönünden davacının maddi tazminat taleplerinin kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı …’nin % 25 oranında kusurlu olduğu hazırlanan kusur raporuyla sabittir. 6098 sayılı TBK m. 49’a göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Davalı …’nin kusurlu olduğu hazırlanan raporla sabit bulunduğundan davalının kusurlu hareketi nedeniyle davacının uğradığı manevi zararlarının giderilmesini de talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Aynı yasanın 56’ncı maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi manevi tazminat talep etme hakkına da sahiptir.
Kaza sonucunda davacının engellilik oranının % 6 olduğu ve iyileşme süresinin de 12 ay olduğu tespit edilmiştir. Davacının % 6 oranında kazanma gücü kaybına uğraması, bu kaybı telafi etmek için daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacak olması, vücudunda kırık meydana gelmiş olması, kırığa bağlı yürüyüş bozukluğunun olması, davacıda belli bir manevi ızdırap ve üzüntü yaratacaktır. Bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56’ncı maddesine göre davalıların manevi tazminattan sorumlu olduğu kanaatine varılarak belli bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği açıktır. Davalı … aracı kullanan ve haksız fiile neden olan kişi olarak manevi tazminattan sorumludur.
Manevi tazminatın kişide zenginleşmeye neden olmayacak derecede ve aleyhine hükmedilecek kişi yönünden ise fakirleşmeye neden olmayacak derecede olması gerekmektedir. Bu amaçla tarafların sosyoekonomik durum araştırması yaptırılmış ve dosya içerisine alınmıştır.
Meydana gelen olay trafik kazası nedeniyle haksız fiildir. Davacının kalıcı şekilde beden gücü kaybına uğradığı sabittir. Bu durumun kendisinde manevi bir ızdırap yaratmış olduğu, davacı lehine manevi tazminat şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Manevi tazminatın zarara uğrayanlarda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği tespitlerini içeren 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar yukarıda belirtilmiştir.
Bu gerekçelerle davacının % 6 oranında çalışma gücü kaybına uğraması, bu kaybı telafi etmek için daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacak olması, 12 ay gibi uzun bir iyileşme süresine ihtiyaç göstermesi, vücudunda kırık meydana gelmiş olması, kırığa bağlı yürüyüş bozukluğunun olması dikkate alınarak 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Maddi tazminatın faiz başlangıç tarihi 2918 sayılı KTK m. 99/I’e göre davalı … yönünden davacının davalı … şirketine başvuruda bulunduğu tarihten sonraki sekizinci iş gün olan 13.04.2018 olarak, diğer davalı … yönünden ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 117/II’ye göre haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 21.10.2017 olarak kabul edilmiştir.
Davacı vekili 10.03.2020 tarihinde 6100 sayılı HMK m. 176’ya göre ıslah dilekçesi vermiş ve dava değerini 25.12.2020 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda belirlenen miktar üzerinden 16.83516 TL’ye çıkartmış ve eksik kalan harcı da tamamlamıştır. Ancak davacı vekili ıslah dilekçesiyle bedel artırımı yaparken sadece sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden değil dava dilekçesinde ve tazminat talebini açıkladığı dilekçesinde belirtmediği geçici iş göremezlik tazminatı yönünden de bedel arttırımında bulunmuştur. Davacının 6100 sayılı HMK m. 176’ya göre ıslah yoluyla talep sonucunu arttırabilmesi için talep sonucunu arttırdığı talep konusunun dava dilekçesinde yazılı olması gerekmektedir. Davacının davanın başında ileri sürmediği talebini ıslah yoluyla artırması gerek Yargıtay kararlarında gerek hukuk öğretisinde kabul edilmemektedir. Davacı vekili 10.03.2020 tarihli ıslah dilekçesinde dava dilekçesinin talep sonucuna yönelik ıslah talebinde de bulunmamıştır. Bu nedenle davacının 4.693,24 TL tutarlı geçici iş göremezlik tazminatı yönünden ıslah ile yönelttiği talebinin reddine ve 12.141,92 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin haklarının da saklı tutulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının sürekli işgöremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE,
a)12.141,92-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden, davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuru tarihinden sonraki 8. İş günü olan 13/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden kaza tarihi olan 21/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıların her ikisinden de müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
a)20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 21/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi de alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının her iki tazminat talebi yönünden avans faiz talebinin REDDİNE,
4-Davacının geçici işgöremezlik tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Davacının geçici işgöremezlik tazminatı yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.199,03-TL nispi karar harcından peşin ve ıslah ile alınan toplam 244,20-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.954,83-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.166,51-TL ( 1.300,00-TL BK ücreti, 318,00-TL ATK Faturası, 100,00-TL Talimat gideri, 448,51-TL tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.050,60-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 285,30-TL ( 35,90-TL BH, 174,20-TL PH, 70,00-TL IH, 5,20-TL VH ) harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
11-Kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
12-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesinin 13/3 maddesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI …’ye VERİLMESİNE,
13-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/09/2020

Katip …

Hakim …