Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/386 E. 2020/448 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/386
KARAR NO:2020/448

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/05/2018
KARAR TARİHİ:09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
… A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …. Şti. ile aralarında bayilik sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme kapsamında yapılan satış üzerine düzenlenen 06.11.2017 tarih ve … sayılı faturadan kaynaklı bakiye alacaklarının bulunduğunu, bu paranın ödenmemesi nedeniyle …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itirazda bulunması üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı …. Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde, 06.11.2017 tarih ve … sayılı faturaya konu malzemelerin bayilik sözleşmesi kapsamında değil kendilerinin yüklenici konumunda oldukları inşaat işinde kullanılmak üzere satın alındığını, malzemelerin gereksi niteliğe sahip olmadığının tespit edilmesi üzerine de uygun olan malzemelerin gönderilmesinin istenildiğini, ancak davacı tarafın bu talebi reddettiğini, bunun üzerine malzemeleri başka bir firmadan alarak işi tamamladıklarını, uyuşmazlığın bayilik sözleşmesinden değil satılan malın gerekli teknik özelliklere sahip olmamasından kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve davamı maddelerine göre acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, fatura örneğini, bayilik sözleşmesini, ticari defterlerini, yemin delilini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, fotoğraf ve malzemelerin uygun olmadığına ilişkin tutanak örneğini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve davamı maddelerine göre acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf davalı ile aralarında bayilik sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme kapsamında yapılan satış üzerine düzenlenen 06.11.2017 tarih ve … sayılı faturadan kaynaklı bakiye alacaklarının bulunduğunu ileri sürmekte davalı ise söz konusu faturaya konu malzemelerin bayilik sözleşmesi kapsamında değil kendilerinin yüklenici konumunda oldukları inşaat işinde kullanılmak üzere satın alındığını, malzemelerin gereksi niteliğe sahip olmadığının tespit edilmesi üzerine de uygun olan malzemelerin gönderilmesinin istenildiğini, ancak davacı tarafın bu talebi reddettiğini, bunun üzerine malzemeleri başka bir firmadan alarak işi tamamladıklarını, uyuşmazlığın bayilik sözleşmesinden değil satılan malın gerekli teknik özelliklere sahip olmamasından kaynaklandığını ileri sürmektedir.
Taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğuna ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu, dava konusu faturaya konu malların bayilik sözleşmesi kapsamında mı yoksa alım satım sözleşmesi kapsamında mı davalıya gönderildiği noktasındadır.
Bu durumun tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 13.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalının kendi ticari defterlerine göre davacıya 18.407,45 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından icra takibine konulan miktar da 18.407,45 TL’dir.
Davacının ticari defterlerinde yapılacak bilirkişi incelemesi için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve bilirkişiden davacı tarafın davalıya yaptığı satış miktarı ve alacak miktarının ne kadar olduğunun, davacının davalıya yaptığı satışları ticari defterlerinde bayilik sözleşmesi kapsamında satışlar ve bayilik sözleşmesi kapsamında olmayan satışlar şeklinde ayrılma tabi tutularak kayıt altına alıp almadığının tespiti ve davacının davalıya yaptığı satışları bayilik sözleşmesi kapsamında olmayan satışlar şeklinde ayırıma tabi tutarak kayıt altına aldığı satışlar varsa bunların miktarının ne kadar olduğunun tespiti istenilmiştir.
Hazırlanan 17.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının 31.12.2018 tarihine göre davalıdan 18.407,45 TL alacaklı olduğu, davacının davalıya yaptığı satışlar toplamının 61.669,36 TL olduğu ve tamamının bayilik sözleşmesi kapsamında olduğu, bayilik sözleşmesi kapsamında olmayan bir satış kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Her iki tarafın defterlerinin de bu maddeye uygun şekilde tutulduğu anlaşılmakla her iki taraf defterlerinin delil hükmünde olduğu kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak tutulan her iki tarafın defterlerindeki kayıtlar birbirini doğrulamaktadır.
Hazırlanan bilirkişi raporlarının her ikisi de davaya konu faturanın alım satım sözleşmesinden değil bayilik sözleşmesinden kaynaklandığını göstermektedir. Bu durumda 6102 sayılı TTK m. 112’de yer alan “Acente, müvekkiline ait olan parayı göndermekle veya teslim etmekle yükümlü olup da bunu yapmazsa, yükümlülüğün doğduğu tarihten itibaren faiz ödemek ve gerekirse ayrıca tazminat vermek zorundadır.” hükmüne göre davalının davaya konu faturadan kaynaklı borcu ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Davalı taraf 6100 sayılı HMK m. 190 ve 191’e göre satın aldığı ürünleri yüklenici olduğu inşaat işinde kullanacağını ve bu amaçla sipariş verdiğini, bayi olarak sipariş vermediğini, kanıtlamak zorundadır. Ayrıca 6098 sayılı TBK m. 249 ve 251’e göre deneme yoluyla bu malları satın aldığını da kanıtlama yükümlülüğü davalı üzerindedir. Ancak davalı bu konuları kanıtlayacak bir delili dosyaya sunmuş değildir. Davalı bu ürünlerin bayisi olduğuna göre bu ürünlerin nitelik ve niceliğini de bilebilecek durumda olup bu nedenle davaya konu malların “uygun evsapta” olmadığı iddiasında da bulunamaz. Davalı 6102 sayılı TTK m. 18/III’e göre aldığı ürünlerin uygun olmadığı gerekçesiyle iadesi için ihtarname ve benzeri bir hukuki bildirimde de bulunmamıştır. Bu gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması ve davalının kendi ticari defterlerinde de davacıya bu faturadan ötürü borçlu olduğunun kaydının bulunduğunu bilebilecek durumda olması nedeniyle icra takibine yaptığı itirazın iyiniyetli olmadığı anlaşılmakla davacı lehine % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.257,41-TL nispi karar harcından peşin alınan 314,36-TL harcın mahsubu ile bakiye 943,03-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.922,04-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 314,36-TL Peşin Harç, 1.366,20-TL Talimat Gideri, 200,38-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/09/2020

Katip …

Hakim …