Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/378 E. 2019/486 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/378
KARAR NO: 2019/486

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 27/04/2018
KARAR TARİHİ: 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı davalı tarafça müvekkili … ve …Şti hakkında 16/08/2014 günlü… seri nolu 37.000,00TL bedelli çek ile İstanbul…İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, her ne kadar ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini ve sonrasında imzaya itiraz edilmiş ise de işbu davanın İstanbul … Hukuk Mahkemes… Esas … Karar sayı ile yasal süresinden sonra açıldığı gerekçesi ile reddedildiğini, müvekkilinin kaybettiği çek koçanına ilişkin 13/06/2014 tarihinde açılan İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının o dönem devam ediyor olması nedeni ile imzaya itiraz etmediğin, ancak İzmir… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas… Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yarglama neticesinde boş çeklerin keşidecisinin davacı olması nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, takibe konu çek üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibe konu çek ile birlikte toplamda 10 adet çekin bulunduğu koçanın müvekkilin rızası lihafında boş olarak elinden çıktığını, müvekkili hakkında başlatılan bir başka icra takibi nedeniyle takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, buna ilişkin İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Tadad. 27/04/2017 tarihli kararı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu çeke ilişkin imzaya itirazın kabulüne ve müvekkil açısından raporun sunulduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu çekin 16/08/2014 keşide tarihli … çek olduğunu, davaya konu İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe konu çekin ise yine 16/08/2014 keşide tarihli ve… nolu çek olduğunu, yani işbu çeklerin müvekkilinin kaybettiği koçana ait ve arka arkaya gelen çekler olduğunu, takibe konu söz konusu çekin müvekkili tarafından doldurulmadığını ve imzalanmadığını, müvekkile ait olmayan bir imza nedeni ile müvekkilinin davalıya borçlu olduğunun düşünülemeyeceğini, bu doğrultuda işbu icra dosyasında müvekkil aleyhine devam eden haciz işlemleri nedeniyle müvekkilin zarara uğradığını, tüm bu hususlar doğrultusunda takibe konu çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına konu… nolu çek üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını ve bu doğrultuda müvekkilinin davalıya borcu olmadığına, dava sonuna kadar icra dosyasının tedbiren durdurulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, alacaklısı oldukları İstanbul … İcra Müdürlüğü …E. dosyasına dayanak… seri nolu 16/08/2018 tarih 37.000TL bedelli çekteki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek işbu menfi tespit davasını ikame ettiklerini, davacı …’ın takibe İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi…E. dosyasından yetki ve imza itirazında bulunduğunu ve mahkeme 5 günlük itiraz süresi geçtiğinden 30.12.2015 tarihinde itirazın reddine karar verildiğini, davacı tarafın dilekçesinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. dosyasından çek koçanına ilişkin dava mevcut olduğunu belirtildiğini ancak bunun ne davası olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi verilmediğini, söz konusu dosyaya taraf olmadıklarından ve henüz de işbu dosyaya celbi sağlanmadığından bilgi sahibi olmadıklarını, davacı tarafın çalındığını, kaybolduğunu, rızası hilafına piyasaya sürüldüğünü iddia ettiği çek koçanına ilişkin suç duyurusunda bulunmadığını, (belki de bulunulmadığını ancak soruşturmaya/kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinden ve işbu davada davacı aleyhine kesin hüküm oluşturacağından davacı tarafça bahsedilmediğini, davacı tarafça çekin başkalarının eline nasıl geçtiğini izah edilmediğini ve yıllardır bununla ilgili Savcılığa herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını, bu durumun, çekin aslında davacının elinden rıza hilafına çıkmamış olduğunun aksine çekin davacının bilgisi dahilinde imzalanmış olduğunu ve bu şekilde tedavüle çıkartıldığını kanıtlamadığını, davacının bu yöntemi kullanarak dilediği alacaklısına ödeme yaptığı dilediğine ise “çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek” ödeme yapmaktan kaçındığı kanaatinde olduklarını, müvekkil şirketin faktoring ilişkisin kapsamında temlik alınan alacağın ödeme vasıtası olarak davaya konu çeki teslim aldığını, çekin nasıl ellerine geçtiğine ilişkin sözleşme, fatura, teslim bordrosunun sunulduğunu, müvekkil şirketin çekin iyi niyetli meşru hamili olduğunu, iktisapta herhangi bir ağır kusuru olmadığını, bile bile borçlu zararına hareket edilmediğini, aksini ispatın davacıya düştüğünü, 6361 sayılı kanuna göre faktoring şirketlerinin bir alacağı temlik alabilmesi için ; alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olması ve fatura ile tevsik edilebilir olması gerektiğini, yasa koyucunun bunun dışında faktoring şirketlerine bir yükümlülük yüklemediğini, gerek kendi mevzuatının yüklediği yükümlülükler gerekse de kıymetli evrak tedavül kabiliyeti ve esasları, kambiyo senedini devralan kişiye imzaların gerçek olup olmadığı veya ciro zincirindeki kişilerin gerçekliği veya imzalarının sahte olup olmadığı ile ilgili sorgulama yapma yükümü yüklemediğin, şeklen yapılacak inceleme sonucu ciro zincirinin düzgün ve geçerli olan kambiyo senedinin muteber olduğunu, dolayısıyla yasal yükümlülüklerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini ve akabinde faktoring müşterisine ön ödeme yolu ile finansman temin edildiğini, Açıklanan nedenlerle davacı tarafın müvekkil şirkete borçlu olduğunu, açıklanan nedenlerle ve sayın mahkemece tespit edilecek nedenlerle davanın reddini, talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; tekrara düşmemek adına dava dilekçelerini yinelediklerini, davalı yanın, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü ve İcra Hukuk Mahkemesindeki dosyaların işbu dava ile alakası olmadığından celbine muvafakat etmediklerini, İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E.- … K dosyası ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sy dosyalarına konu çekin de müvekkilin rızası hilafında boş olarak elinden çıktığını 10 adet çekten biri olup, imzanın müvekkile ait olmadığı tespit edilen … nolu çek olduğunu, Sayın Mahkemeniz’e konu çekin ise … nolu olduğunu, yani arka arkaya gelen kaybolan koçana ait çekler olduğunu, yine davalı yanın müvekkilin dilediği alacaklısına ödeme yaptığını, dilediğine ise çekteki imzanın kendine ait olmadığını ileri sürerek ödeme yapmaktan kaçındığını ve kötü niyetli hareket edildiğini ileri sürdüğünü, ancak, müvekkilin işbu davaya konu icra takibini tebliğ aldıktan sonra vekil aracılığıyla takibe itiraz ettiğini, ancak, vekil tarafından müvekkile bilgi verilmediğini, davanın reddedildiğini işbu dava açılmadan bir kaç gün önce öğrenildiğini, müvekkilin, kötü niyetli hareket etmemekte, mağdur durumda olan olduğunu, her ne kadar davalı yanın, faktoring şirketi olduğunu bu nedenle herhangi bir şahsi defi ileri sürülemeyeceğini beyan etmiş ise de, müvekkile ait olmayan imza nedeni ile söz konusu borçtan sorumlu olmayacağının açık olduğunu, daha önceki beyanları ve re’sen gözetilecek nedenlerle, davalı yanın iddialarının reddi ile, dosya kapsamında bildirilen delillerin toplanmasını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sy dosyasına konu… no’lu çek üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını ve bu doğrultuda müvekkilin davalı yana borcu olmadığının tespitine ve ayrıca işbu dava sonuçlanıncaya kadar icra dosyasının tedbiren durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkil şirketin temlik işleminde faturanın yanında ödeme vasıtası olarak alınan çeklerni tüm ciro silsilesinde yer alan sorumluları arayıp teyit alma gibi bir yükümlülüğü bulanmadığını, 6361 sayılı yasa çerçevesinde usulüne uygun olarak faturayı ve faturanın ekinde vasa ödeme vasıtası olarak çekleri iktisap ettiğini, temellük edilen alacağa ilişkin faturalar ile çek bedellerinin birbiri ile uyumlu olduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin çekleri iktisap ederken ağır kusurlu veya kötü niyetli olmadığını, müvekkilinin tüm yasa ve yönetmeliklere uygun olarak alacağa temellük ettiğini ve dava konusu çekleri iktisap ettiğini, bu durumda müvekkil şirketin kötü niyetli olmadığını ve davacı şirkete zarar verme kastıyla hareket etmediğinin açık olduğunu, davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince imza incelemesine esas olmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu çekin ön yüzündeki … adına atfen atılmış keşideci imzasının … eli ürünü olmadığı, makroskopik olarak gözle ve lupla mikposkopik olarak stereomikroskop ile çeşitli ışık ışınları altına yapılan gözlem, değerlendirme ve grafometrik ölçümlere dayalı incelemede itiraz konusu imzanın inceleme konusu çekin ön yüzünde … adına aten atılmış keşideci imzasının yavaş seyirle, yatay eksene paralel olacak tarzda atılmış olduğu, mukayese imzalarının incelenmesinde …’a ait mevcut mukayese imzalarının olay tarihinden önceki döneme ait bir adet belge aslı, iki adet bila tarihli belge aslı, olay sonrasına ait olmakla birlikte olay ile alakasız bir adet belge aslı ve bir adet belge fotokopisinden müteşekkil olduğu, bu imzaların aralarında kısmi polimorfizm göstermekle birlikte benzer ve uyumlu imzalar oldukları, çekte mevcut inceleme konusu imzalar ile aralarında aşağıda oklarla işaretlenerek mahkeme tarafından objektif değerlendirmeye müsait hale getirilen farklılıklar bulunduğunun saptandığı, inceleme konusu çekin ön yüzündeki … adına atfen atılmış keşideci imzası ile …’a ait mevcut mukayese imzaları arasında , gerek işaret edilen hususlar bakımından gerekse grafolojik tanı unsurlarından tersim tarzı, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultulu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imznın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığını kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında takibe konulan çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takipten dolayı borçlu olmadığını iddia etmekte olup yaptırılan imza ve yazı incelemesi sonucu bilirkişi raporuna göre çek üzerindeki imzanın …’ın el ürünü olmadığı ve tersim tarzı, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar bulunduğu, bu durumun çekteki lehdar ve basiretli tacir gibi hareket etmesi gereken ciranta yönünden ileri sürülebilecek mutlak defilerden olduğu anlaşıldığından; davanın kabulüne ve davacının takibe dayanak çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
2-Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan 16/08/2014 keşide tarihli 37.000,00TL bedelli… numaralı çekten ötürü borçlu olmadığının tespitine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.795,13TL nispi karar harcından peşin alınan 698,79TL harcın mahsubu ile bakiye 2.096,33TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.851,03TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.889,93TL ( 35,90TL BVH, 5,20TL VSH, 698,79TL Peşin Harç, 350,04TL posta ve tebliğler) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır