Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/369 E. 2019/114 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/369 Esas
KARAR NO : 2019/114 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/04/2018
KARAR TARİHİ: 27/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine başlatılan icra takibinde davalılar tarafından yetki itirazında bulunulduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davalı gerçek kişilerin yetkilisi olduğu davalı şirkete 6 adet aracın kiralama sözleşmesi ile kiralandığını, kira bedellerin ödenmediğini, eksik ödemelerin bulunduğunu, davalıların sözleşmeyi asılsız ve gerçeği yansıtmayan iddialar ile tek taraflı feshettiğini, davalılar ile yapılan görüşme ile bir kısım ödemelerin gerçekleştirildiğini, km aşım bedeli, vade farkı, petronet cayma bedeli ve kalan kira bedellerinin ödemesinin yapılmadığını, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemelerin müvekkili şirket merkez adresinin olduğunu, davalı gerçek kişilerin kiralama sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, yetki şartının bu davalılar yönünden bağlayıcılığının olmadığını, sözleşmenin davacı tarafından 07/11/2017 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkilinin sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, sözleşmenin bitiş tarihine kadar olan tüm kira bedellerinin talep edildiğini, müvekkilince bu bedel dışında talep edilen diğer tüm bedellerin icra dosyasına yatırıldığını, kalan kira bedelleri yönünden borca itiraz edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK nun 1. maddesi “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK’nın 4. maddesi incelendiğinde, üç grup ticarî davanın bulunduğu, ayrımın 1- Mutlak Ticari Davalar, 2- Havale, Vedia ve Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticarî İşletmeyi İlgilendiren Davalar 3- Nispi Ticari Davalar olarak yapılabileceği, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davaların (mutlak ticarî davalar); ticarî sayılması için en azından bir ticarî işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar (nispî ticarî davalar) olarak nitelendirilebileceği, Mutlak Ticarî Davaların, 6102 Sayılı TTK’ nın 4/1.a bendinden f’ bendine kadar sayılan hususlardan doğan davalar ile özel kanun hükümleri gereği (Mutlak) ticarî sayılan davalar olarak ikiye ayrılabileceği, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın belirtildiği gibi bu tür davaların mutlak ticarî dava sayılacağı ve Ticaret Mahkemelerinin görevine gireceği, havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlığın ticarî dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın, taraflardan birinin ticarî işletmesiyle ilgili olması koşulu aranmayacağı (TTK 4.1, son cümle), nispi ticari davalar ile ilgili olarak ise; TTK 4/1 Maddesinde yer alan hükme göre “her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının” ticarî dava sayılacağı, taraflardan yalnız birinin ticarî işletmesi ile ilgili olarak yasada sayılanlar dışında sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların, ticarî davaya vücut vermeyeceği, taraflardan birinin ticarî işletmesini ilgilendiren bu tür sözleşmelerin, her ne kadar TTK 19.2 uyarınca diğer taraf için de ticarî iş sayılırsa da, bu durumun, davanın TTK 4/l’e göre (nispî) ticarî dava sayılmasını gerektirmeyeceği anlaşılmıştır.
Somut olayda; HMK’nın 4/1-a md.sinde “kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların” sulh hukuk mahkemesi görevi içerisine gireceğinin belirtilmiştir. HMK’da yapılan bu yasal düzenleme, icra hukukundan kaynaklanan tahliye davaları hariç olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalara, tarafların sıfatlarına ve miktarına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde bakılacağını açıkça ifade etmektedir. Anılan hükme göre, kira ilişkisinden kaynaklanan bütün dava ve işlerde genel görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesinin olduğunun belirtildiği, somut olayda; dava dilekçesi içeriğine göre davacı tarafından davalıya kiralanan ve davalılar tarafından tek taraflı olarak feshedilen kiralama sözleşmesinden doğan ödenmemiş ve eksik kira bedelleri, km aşım bedeli, vade farkı, petronet cayma bedeli ve kalan kira bedellerinin ödenmediği gerekçesi ile başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istediği, uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen kaynaklandığı, kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi görevi içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına konu uyuşmazlığın da araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmış olmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin E…. , K. …, Karar Tarihi 30\05\2018 Sayılı istinaf kararı da dikkate alınarak mahkememizin görevsiz olduğuna karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 20. Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK’nın 331. Maddesi uyarınca harç-vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
Katip …
Hakim …