Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/367 E. 2021/53 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/367
KARAR NO:2021/53

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:25/04/2018
KARAR TARİHİ:27/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında varılan anlaşma neticesinde davacıya jıakine teslim edilmesi kayıt ve şartı ile 28,12.2016 tarihinde … bedellerinin bir kısmı o an toplam 28.500 TL bedelli 4 adet bono verildiğini, davacının bonoyu davalıya teslim etmîş ise de, makineleri hiçbir zaman teslim almadığını, makinelerin teslim edilmemiş olması sebebi ile davalı tarafa senetlerin ûıde edilmesi şifahi olarak bildirildiğini, makinelerin tesliminin yapılacağı belirtilerek senet İadelerinin gerçekleştirilmediğini, devamında ise … tesliminin yapılmayacağını senetlerin iade edileceğinin davacıya bildirildiğini, bu hususta davalı tarafından davac ya kesilmiş herhangi bir fatura bulunmadığını, davacı tarafından malların teslim alındığına dair ifade içeren sevk irsaliyesi veya … teslim formu da bulunmadığından davacı aleyhine işlem başlatılacağının düşünülmediğini, senetlerin üzerlerinde yazılı vade tarihlerinin 10.02.2017, 10.03.2017, 10.04.2017 ve 10.05.2017 olduğunu, 3.kişilere ciro edildiği manasına gelen ödememe protestosunun tebliğ alınmamış olması sebebi ile davacının senetlerin davalı tarafta olduğundan emin olmakla vade tarihlerinde senetlerin işleme konulmaması, davalıya makinenin teslim alındığına dair bir yazı verilmemiş olması sebebi ile senetlerin İade edileceği noktasında daviı tarafa güvenildiğini ve yasal işlemlere başvurmadığını, davacının yukarıda izah edildiği üzere senetlerin iadesini beklerken senetlerin vade tarihinden itibaren 10 ay geçtikten sonra Aralık 2017’de davalı tarafından sranarak senetlerin 2017 yılı defterlerine işlendiğini, bu sebeple 2017 yılında icraya konulması gerektiğini, icraya konulmaması için senet bedelinin Banka üzerinden ödeme sınırını aşmaması sebebi ile senet bedeli kadar tutarının 2017 yılı içerisinde hesaplarına ödenmesi gerektiği yere davacıdan senet bedellerini talep ettiğini, davacının ise konu senetk ri alınmayan makineler için verdiğinden mağdur olmamak üzere parayı ödemeyi reddettiğini, 19.12.2017 günü davacı hakkında icra takibinin usulen başlandığını, parayı ödemesi halinde icra takibinin kapatılacağının beyan edilerek arandığını, davalının 28.500 TL senet bedellerini muhatabın … A.Ş. nezdindeki sonu … İle biten IBAN numarasına 20.12.2017 tarihinde gönderdiğini, davacının ödeme ile senetlerin ve halsiz yere ödenen 28.500 TL bedelin elden kendisine iade edilmesini beklerken, davalının icra dosyasındaki vekili Av. …’nun yönlendirmeleri ile icra dosyasının …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile başlatılmış olması sebebi ile harçları, masraflan, vekalet ücreti de dahil olmak üzere tüm dosya borcundan kalan 7.600 TL’nin daha ödenmesini aksi takdirde haciz işlemlerine başlanacağı baskısı altında kaldığını, davacının daha evvel ödediği bedeli icra dosyasına değil şirket hesabına ödemiş olması ve takibe tüm rakam üs erinden devam edilerek davacı hesaplarına haciz konulma, üretim araçlarının haczedilerek muhafaza altına alınma, müşterilerine haciz müzekkeresi gönderilme tehdidi altında belirtilen tutarın icra müdürlüğü hesabına 10.01.2018 tarihinde ödemek zorunda bırakıldığını, senedin elinde bulundurulması bu meyanda haksız olmasına rağmen icraya konulması, TCK. 156 kapsamında suç olduğunu, bu taleplerinin, davalıya …. Noterliğinin 26,02.2018 Mrih ve … yevmiye no ile ihtarname keşide edilerek bildirildiğini, ihtarname tebliğ edilmesine ı halen yapılmadığından haksız yere ödemiş oldukları bedellerin istirdadını talep zorunluluğu hasıl olduğunu, yukarıda sayılan nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklan saklı kalması kaydıyla, davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 36.100,00 TL’nin ödeme tarihinden İtibaren işleyecek ticari avans faizi ile istirdadımı, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya ytikletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda davacının, davalı … Sanayi ve Limited Şirketine ödemiş olduğu 4 adet bononun icra tehdidi altında ödendiğini ve yapılan öc emenin eşyaların teslim edilmediğinden haksız yere tahsil edildiğini belirtmekle, ödenen miktarın iadesini talep ettiğini, dava konusu 2.el ayran dolum makinesinin aslında davacı … firması tarafından üretilen bir … olduğunu, bu makinenin üretiminden sonra davacının söz konusu makineyi … Su firmasına sattığını, … Su bir müddet sonra ayran dolum işini yapmayacağından do ayı davalı … firmasına makinasının satılması için teslim ettiğini, makinenin davalı şirkette olduğunu öğrenen … Su yetkilisi davacı …’ın ise makineye müşteri bulduğunu ve kendisine ürünün satılmasını davalı şirketten talep ettiğini, davacı …’a davalı şirket tarafından 2. El Ayran Dolum Makinesi 28/12/2016 tarihinde (faturad avacının talebi üzerine ücret ödendikten sonra kesilme koşulu ile) davalıya verilen 4 adet bono karşılığında teslim edildiğini, ayran dolum makinesi davacıya tam ve eksiksiz bir şekilde teslim edildiğini, hatta davacı …’ın nakliye masrafından kaçınmak için halihazır nakliye araçları ve personeli bulunan davalıdan ürünün teslim edilmesini talep ettiklerini, bunun üzerine … yüklemesinin … ve …tarafından araca yüklendiğini, teslim edileceği yere kadar şoför … tarafından götürüldüğünü ve firma yetkilisi … tarafından da tesliminin gerçekleştirildiğini, olaya dahil olan isimlerin mahkemece tanık olarak dinletilmesini talep ettiklerini, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere kambiyo senetlerinin kural olarak bir ödeme vasıtası olduğuna, satış işleminin peşin yapıldığı konusunda kanuni bir karinenin varlığının kabul edileceğini, söz konusu olayda davalının makinenin teslim edildiği noktasında hiçbir tereddüt yaşamadığını, Yargıtay içtihatlarına göre ispat yükünün mal teslim edilmediğini ileri süren davacıya ait olduğunu, Yargıtay’ın faturanın sadece mali konularda taraflara yükümlülik yüklediğini, ve yine ispat yükünü davacıya yükleyerek bu yöndeki deliller ile hareket eti nesi gerektiği yönünde kararlar verdiğini, ayran dolum makinasımn tesliminden sonra alınan bonoların vadesinde ödenmemesi üzerine davacı ile irtibata geçildiğini ve parayı ödeyeceğini beyan ettiğini, verilen sürelerde borcunu ödemeyen davacının icra takibi başlattıktan ve kendisine ödeme emri dahi gitmeden söz konusu bonoların ana borcunu davalı hesabına ödediğini, şirket hesabına gönderiien havale açıklamasında ise, “(10.02.2017) (10,03.2017) (10.04.2017) (10.05.2017) senetlere mahsuben hesap kapanışı senetlerin iadesi” açıklaması yer aldığını, davacı …’ın kendisine ödeme emri gitmeden dosyayı kapatarak senetleri teslim almak istediğini, bu tabirin borcun ikrar edildiğinin açık kanıtı olduğunu, bu ödemeden scnra icra dairesine tahsil bildiriminde bunulduğunu ve tahsil harcı ödenerek geri kalan tutar içiı icra işlemlerine devam edildiğini, davacının bononun faizlerini ve icra masrafları ile vekalet ücreti kabul etmeyerek diğer kısmi ödemek istediğini, daha sonra kendisine ana borcu öder ıesinin dosya borcunu kapatmayacağını, icra dairesinde belirlenen kapak hesabındaki tutarın ödendiği takdirde takip işlemlerinin sona erdirileceğini, diğer tutarın icra dairesine yatınlnak suretiyle dosyanın kapatıldığını, davalının hesabına yapılan ödemenin ardından ürünün satılması için davalıdan talepte bulunan … Su firmasının resmi hesabına satışın gerçekleşmesi halinde anlaşılan tutarın yatırıldığını, davalının davacıya bonolar ödendiğinde faturaların kesileceği belirtildiğinden şirket hesabına söz konusu miktar ödendikten sonra fatura düzenlenerek davacı tarafa gönderildiğini, … Su firmasının davalıya makinayı fatura ettiğini, davalının ia davacı …’ın yetkili olduğu … … San. Tic.’e fatura kestiğini, yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı Ürettiği makineyi iki defa satmak suretiyle kazanç elde eden ve daha sonra ürünün teslim edilmediğini iddia ederek … karşılığında yapmış olduğu ödemenin iadesini talep eden davacının talebinin reddine karar verilmek suretiyle masrafların davacı tarafa yükletilmesi talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 27/02/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
08/05/2019 havale tarihli raporunda bilirkişi özetle; Tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, icra takibine konu senetlerin davacı ve davalı ticari defterlerine kayıtlı olmadığı, davalı tarafın, kesmiş olduğu Ayran Dolum Makınası faturasnın, davacı taraf ticari defterlerine işlenmediği, davacı tarafın, kendi ticari defterlerine göre dava tarihi itibariyle davalı taraftan 6.460,25 TL, alacaklı göründüğü, ticari defterlerinde alacağına dayanak olarak …. İcra Müdürlüğüne yaptığı 7.600,00 TL ödemeyi gösterdiğini, davalı tarafın, kendi ticari defterlerine göre davacı taraftan 25.04.2018 dava tarihi itibariyle 33.630,00 TL alacaklı göründüğü, davalının takibe konu “malen” meşruhatını içeren senetler nedeni ile Yargıtay 19. H.D.’nin 12.03.2004 tarihli kararının uygulama yeri bulup bulmayacağı, davacının ayran dolum makinesini almadığını ispatlaması gerekip gerekmediği veya ispatlamış sayılıp sayılmayacağı hususlarının mahkememiz takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş, 16/10/2019 tarihli ara karar ile davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
09/12/2019 tarihli ek raporunda bilirkişi özetle; Tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, icra takibine konu senetlerin davacı ve davalı ticari defterlerine kayıtlı olmadığı, davalı tarafın, kesmiş olduğu Ayran Dolum Makinası faturasının, davacı taraf ticari defterlerine işlenmediği, davacı tarafın, kendi ticari defterlerine göre dava tarihi itibariyle davalı taraftan 6.460,25 TL alacaklı göründüğü, ticari defterlerinde alacağına dayanak olarak …. İcra Müdürlüğü’ne yaptığı 7.600,00 TL ödemeyi gösterdiğini, davalı tarafın, kendi ticari defterlerine göre davacı taraftan 25.04.2018 dava tarihi itibariyle 33.630,00 TL alacaklı göründüğü, davalının takibe konu “malen” meşruhatını içeren senetler nedeniyle Yargıtay 19.H.D.’nin 12.03.2004 tarihli kararının uygulama yeri bulup bulmayacağı, davacının ayran dolum makinesini almadığını ispatlaması gerekip gerekmediği veya ispatlamış sayılıp sayılmayacağı hususlarının mahkememiz takdirinde olduğu, mahkememiz davacı tarafın ayran dolum makinasını almadığını ispat ettiği kanaatinde ise, davacının davalı taraftan 34.960,25 TL. alacaklı olduğu, mahkememiz davacı tarafın ayran dolum makinasını aldığı kanaatinde ise, davacının davalı taraftan alacaklı olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, davacının keşidecisi olduğu ve malen kaydı içeren bono nedeniyle mal teslimi yapılmamasına rağmen bononun takibe konu edilmesi nedeniyle ödeme yapıldığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.
İhtilaf, malen kaydını içeren senedin geçersiz olup olmadığı, geçersiz ise davacının senet nedeniyle yaptığı ödeme miktarının istirdadının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Dava konusu senet malen kaydını içermekte olduğundan ve bu kayıt kural olarak senedin mücerretliğini ilga etmediğinden davacı keşideci malın kendisine teslim edilmediğini ve üçüncü kişi cirantaların kötü niyetli olduğunu ispat yükü altındadır.
dava konusu senedin malen kaydını içermesi senedin ciro edilmesine daha doğrusu senede konu alacağın sebepten soyut olduğu ilkesine halel getirmeyeceği gibi ispat yükünü de ters çevirmez. Bu manada senetteki malen kaydı ile esasen keşideci borçlu malı aldığını yazılı olarak kabul etmiş olmaktadır. Bu nedenle kaydın aksini yazılı delil ile ispat yükü davacı keşidecidedir. (Hüseyin Ülgen – Mehmet Helvacı – Abuzer Kendigelen – Arslan Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul Vedat Yayınları Sayfa 114 ve Tamer Bozkurt, Ticaret Hukuku, İstanbul Kuram Yayınları, 2017, Sayfa 423)
Nitekim bu husus HGK’nun 11/04/2018 tarih 2017/19-819 Esas ve 2018/771 Karar sayılı kararında “… Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen – nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarını içeren senetlerin niteliğine etki etmez. Kambiyo senedi hukuken geçerli olduğundan eldeki menfi tespit davasında davacı borçlunun bononun kömürün tesliminden önce avans olarak verildiğini, malın (kömürün) teslim edilmediğini ve senedin bedelsizliğini de usul hükümleri gereğince yazılı delil ile ispatlaması gerekmektedir.” şeklindeki içtihadı ile de kabul edilmiştir.
İstirdat davası; bir kişinin borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı paranın iadesi için açtığı davadır.İstirdat davasının amacı, maddi hukuk bakımından esasen borçlu olmadığını iddia eden borçluya, borçlu olmadığını genel hükümlere göre tespiti imkânını tanımaktır. Böylelikle borçluya, cebri icra tehdidi altında ödeme mecburiyetinde kaldığı ve fakat gerçekte borçlu olmadığı bir paranın iadesi sağlanmaktadır.Borcun cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması;ilk koşul borcun cebri icra tehdidi altında ödenmiş olmasıdır. Cebri icradan kastımız, borçlunun borcu ödememesi durumunda mallarının haczedilecek olmasıdır. Ancak şunu da önemle belirtmemiz gerekir; borçlu diğer hukuki imkanları kullanmayıp, bunun yerine borcu ödeyip istirdat davası açmışsa bu dava dinlenmez. Yani kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurabilecekken istirdat davası açamaz.Davanın ödemeden itibaren bir yıl içinde açılmasının zorunlu olması;dava açmak bir yıllık süreye tabidir. Bu bir yıllık süre, hak düşürücü süredir ve bir yıllık süre, paranın icra dairesine tamamen ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ancak bu süreyi geçiren taraf, koşulları varsa sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak alacak davası açabilir.Borç olmayan bir bedelin ödenmiş olması;borçlunun maddi hukuk hükümlerine göre borcunun bulunmaması gerekir. Borçlu hiç var olmayan bir borcu ya da daha önce ifa ettiği veya itfa edilmiş borcu yeniden ödemiş olabilir.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından dosyaya sunulan dekont incelendiğinde işlem tarihi olarak 20/12/2017 tarihinde…EFT yoluyla davalı şirkete açıklama kısmında “10.02.2017,10.03.2017,10.04.2017,10.05.2017 ibaresinin bulunduğu toplam 28.500,00TL nin gönderildiği, istirdat talep edilen davaya konu ….İcra Müdürlüğü … takip dosyasında ödeme emrinin 19/12/2017 tarihli olduğu gözetildiğinde davacıya henüz ödeme emri tebliğ olmadan davalı alacaklıya ödemede bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde ayran dolum makinesinin teslim almadığını ileri sürmesine rağmen 20/12/2017 tarihli EFT ödemesindeki miktarın takibe konulan senet bedellerinin toplamıyla örtüştüğü, davacı tarafın teslim almadığı mal için davalı şirkete bonolardaki vade tarihlerini belirterek ödeme yapmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının bu ödemeyi henüz kendisine ödeme emri tebliğ edilmeden yaptığı, davacı borçlunun malın (ayran dolum makinesinin) teslim edilmediğini ve senedin bedelsizliğini usul hükümleri gereğince yazılı delil ile ispatlayamadığı, ayrıca istirdat davası için ödemenin icra tehdidi altında yapılması gerekmekte olup lik bono bedellerine ilişkin 28.500,00TL’lik ödemenin icra tehdidi altında yapıldığının ödeme tarihleri dikkate alındığında anlaşılamadığı gözetilerek kanıtlanamayan davanın Reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 616,50 TL harçtan mahsubu ile artan 557,20 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.415,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır