Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/360 E. 2020/527 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/360
KARAR NO:2020/527

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:24/04/2018
KARAR TARİHİ:22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketçe müvekkil aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından toplam 31.570,95 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından gönderilen ödeme emirlerinin tebliğinden müvekkilinin zamanında haberdar olamadığından yasal süresinde borca itiraz edemediğini, müvekkilinin takipten haberdar olur olmaz derhal ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün tespiti ile ödeme emrinin tebliği tarihinin düzeltilmesi için …. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyasından dava açmış ise de mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verildiğinden müvekkili hakkındaki takibin kesinleştiğini, ancak, müvekkilinin davalıya takipte talep edilen miktar kadar borcu olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini, davalı tarafla müvekkil şirket arasındaki görüşmeler sonucu; müvekkili şirketin davalı şirkete 1 adet … cihazı, 1 adet C kollu … cihazı, 1 adet röntgen cihazı sattığını, 06.01.2015 tarih, … sıra nolu, 72.343,00 TL bedelli fatura sureti) ilgili tıbbi cihazların müvekkili şirketçe davalı şirkete teslim edildiğini, bu ticaretten müvekkili şirketin davalı şirketten 72.343 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin müvekkiline olam borcuna mahsuben müvekkiline her biri 10.000 TL olan 6 adet çeki imza ederek verdiğini, bu şekilde müvekkilinin davalıdan (72.343 TL fatura bedeli – 60.000 TL çeklerin taplamı = 12.343 TL) 12.343 TL bakiye alacağı kaldığını, taraflar arasındaki bu alışverişten sonra müvekkili şirketin bakiye alacağının ödenmesini beklerken davalı şirketin müvekkili şirketten satın aldığı 1 adet … cihazını iade etmek istediğini ve müvekkilinin de bunu kabul ederek, davalıya sattığı 1 adet … cihazını iade aldığını, buna göre; davalı tarafça iade edilen … cihazının bedelinin müvekkilinin alacağından mahsup edildiğinde müvekilinin davalıya 6.530 TL borcu bulunduğunu, bu miktarı geçen alacak talebinin haksız olduğunu, bu miktarı geçen alacak talebiyle ilgili müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitini, davalı tarafça müvekkil aleyhine başlatılan takibe dayanak olarak gösterilen …. Noterliği’ nin 15.05.2015 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnameyi ve ihtarname içeriğini kabul etmediklerini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkınon saklı kalmak kaydıyla; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takiple ilgili müvekkilimizin davalıya borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine menfi tespit davası ikame edilmiş bulunduğunu, davacının kendi aleyhine başlatılan icra takibine konu borcu ödememek adına huzurdaki mesnetsiz ve haksız davayı açmış olup, nihai takdirin sayın mahkemenizde olmak üzere davanın reddinin gerektiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında … cihazı alımı yönünde anlaşma yapıldığını, davacının verdiği ürünün bozuk çıkması üzerine kendileri ile konuşulduğunu ve taraflara cihazın Siemens S3 model cihazla değiştirilmesi için mutabık kalındığını, davacı tarafın daha önce göndermiş olduğu bozuk makinadan dolayı yapılan fazla ödemeyi geri iade etmediği gibi değiştirmeyi tahhüt etmiş olduğu makineyi de getirmeyerek müvekkil şirketi müteaddit defalar zarara uğrattığını, bu konuda kendilerine gönderilen 15.05.2015 tarihli ihtarnameyi de tabiri caizse “kaale” almayan firmanın ödemeden kaçınmak için haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yasal takibe itiraz ettiklerini, davacı tarafından verilen dava dilekçesi ve dolayısıyla konu evveliyatı incelendiğinde davacı tarafın müvekkili şirkete açıkça borçlu olduğunu, borcun tahsili için yapılan yasal takip yoluna da haksız bir şekilde itiraz ederek müvekkilin alacağına kavuşamamasına neden olduğunu, sadece itiraz edilmek için yapıldığı belli olan bu sürecin bölge adliye mahkemesinde bozulmuş olup, bu durumun dava dilekçesi münderecatına göre davacı tarafın da kabulünde olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından aleyhine karar verilen davacının bu defa huzurdaki davayı ikame ederek müvekkile olan ve kendisinin de ikrar ettiği borcu ödemekten kaçınmaya devam ettiğini, buna gerekçe olarak da bir takım hesaplamaları dava dilekçesine yazmış bulunduğunu, bahse konu borcun yalnızca alım – satım ilişkisinden kaynaklanmadığını, …. Noterliğinin 15.05.2015 tarihli ve … yevmiyeli no.lu ihtarname içerisinde de zikredildiği şekilde ayıplı ürünün iadesi sonrasında davacı tarafça ikame cihaz temin edilmemesinden kaynaklı menfi ve müspet zararları da içerdiğini, müvekkili kurumun Özel Sağlık Kuruluşu olduğu göz önüne alındığında davacı tarafın temin etmediği cihazın müvekkili kurum açısından Sağlık Bakanlığı denetimlerinde oluşturduğu eksiklik ve hasta taleplerini karşılayamama sebebiyle uğradığı zararın boyutunun icra takibinde istenilen miktardan çok daha fazla olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında ticari alım-satım olduğunu ve müvekkili şirketin bu alım-satım karşılığında tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, ancak davacı tarafın bu alım-satım ilişkisindeki sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediğini, getirdiği kısımlarda ise ayıplı ve eksik iş yaptığını, davacının basiretli bir tacir gibi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmek yerine sadece çeşitli hesaplama ve itirazlar yoluyla ikrar ettiği borcunu ödemekten kaçınmaya çalıştığını, davacı tarafın dava dilekçesinin 3. maddesi içerisinde davalı müvekkiline olan borcunun 6.530,00-TL tutarında olduğunu beyan ettiğini, ancak, dava dilekçesinin netice kısmında ise “….İcra Müd. … E. sayılı dosyadan başlatılan takiple ilgili borçlu olmadığının tespitine” şeklinde bir talebin yer aldığını, davacı tarafın bir taraftan borçlu olduğunu kabul etmekle beraber diğer taraftan icra takibinin tamamı bakımından borçlu olmadığının tespitini istediğini, davacı tarafın dilekçesinde borçlu olarak bildirmiş olduğu tutarın taraflarınca kabul edilmemekle beraber takip miktarının tamamı bakımından borçlu olmadıklarının tespiti talebinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, netice itibariyle davacı tarafından İkrarı da göz önüne alınarak davanın tümden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 13/06/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket vekilinin ilgili cevap dilekçesinde “dava konusu takibe konu alacağın sadece taraflar arasındaki alım – satımdan kaynaklanmadığını, bunun haricinde …. Noterliğinin 15.05.2015 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesinde belirtildiği üzere ayıplı ürünün iadesi sonrasında davacı tarafça ikame cihaz temin edilmemesinden kaynaklı menfi ve müspet zararlarını da içerdiği beyan edilmiş ise de davalının işbu beyanlarının haksız olup, kabul etmediklerini, davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine başlatılan dava konusu icra takibinde alacağın dayanağı olarak “…. Noterliğinin 15.05.2015 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gösterildiğini ve ilgili ihtarnamenin suretinin dosyaya eklendiğini, ilgili ihtarname içeriğinde davalının beyan ettiği gibi menfi ve müspet zarar talebi olmadığını, ilgili ihtarnamede cihazın bozuk olduğunu, cihazın tamir edilmesi yada iade alınması, cihaz bedeli olan 17.475 TL’ nin iadesinin talep edildiğini, takip talebinde de asıl alacak olarak ihtarnamede cihaz bedeli olarak belirtilen 17.475 TL’nin gösterildiğini, tüm bunların, davalının takipte talep ettiği alacağın cihaz bedeli alacağı olduğunun kanıtı olduğunu, davalı tarafın takibe dayanak ettiği alacak nedenini değiştirmeye + genişletme çalıştığını, buna muvafakatlerinin olmadığını, davalının bu beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin davalıya satttığı cihazın ayıplı olmadığını, müvekkilinin davalıya satttığı cihazın ayıplı olmadığını, cihazın müvekkilce davalının hastanesine çalışır vaziyette kurulduğunu ve teslim edildiğini, müvekkili şirketin davalıya cihaz satması olayıyla davalı şirketin her hangi bir zararı olmadığını, var ise bu zararın ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davalıya ikame cihaz taahhüdü de olmadığını, davalının menfi – müspet hiçbir zararı olmadığını,, zarar taleplerinin de hukuka uygun olmadığını, dava dilekçesindeki maddi hatanın düzeltilmesi hk. dava dilekçemiz içeriği ile sonuç talep kısmının çelişkili olduğunu, sonuç talep kısmının hatalı olduğunu, işbu hatanın tashihini talep ettiklerini, dava dilekçesi içeriğinde ayrıntılı olarak beyan edildiği üzere müvekilinin davalıya 6.530 TL borcu bulunduğunu, bu miktarı geçen alacak talebinin haksız olduğunu, bu miktarı geçen alacak talebiyle ilgili müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitini, davadaki taleplerini bu şekilde tashih ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 09/07/2018 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı/borçlunun işbu dava ile borcu olduğunu açıkça ikrar ettiğini, uyuşmazlığın borç miktarı konusunda söz konusu olduğunu, davacı tarafa daha önceden sulh teklifinin taraflarınca iletilmiş olup halihazırda bir cevap verilmiş olmadığını, buna rağmen sulh olma ihtimalinin devam ettiğini, yargılamaya devam olunurken bu hususun da bilahare neticelendirilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, davacı ile müvekkili şirket arasında alım-satım sözleşmesi ile bir cihaz alımı gerçekleştirildiğini, arızalı çıkan bu cihazın davacı tarafa iade edildiğini, davacının daha önce de belirttikleri üzere ikame cihazın sağlama taahütünü de yerine getirmediğini, kendisine ayıplı ürün dolayısı ile müvekkilin zarara uğradığı hususunun ortada olduğunu, bu nedenle karşı tarafa …. Noterliği 15.05.2015 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini ve sonuç alınamaması dolayısıyla …. İcra Müdürlüğünde … E. Sayılı dosya ile takibe girişildiğini, davacı tarafından verilen dilekçede kendilerine gönderilen ihtarnamede her ne kadar sadece cihaz bedeli istendiğine dair iddialar bulunsa da söz konusu ihtarname incelendiğinde açıkça görüleceği üzere ihtarnamenin sadece cihaz bedelinin talebini değil borçlu tarafın yeribe getirmediği edimlerin tümünü kapsadığını, bahse konu alacak ile ilgili …. İcra Müdürlüğünde … E. Sayılı dosya ile giriştikleri takipte borçlunun sadece usulsüz tebligattan dolayı şikayette bulunduğunu, ödeme emrindeki borç ve faizleri konusunda herhangi bir itirazı olmadığını, dolayısı ile borcun varlığı ile ilgili o tarihte de bir uyuşmazlık olmadığını, davacının usulsüz tebligat şikayetinin de ilgili makamca reddedildiğini ve takibin kesinleştiğini, sonrasında huzurda görülen bu davayı açarak alacağına kavuşmasının zaten çok gecikmiş olan müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirme amacında olduklarının ortada olduğunu, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere bir an bile borçlu tarafın iddialarının gerçek olduğu düşünülse dahi ;Borçlu tarafin huzurdaki davada kısmi olarak olarak borçlu olduğunu kabul ettiğini ancak takibe değil tebligata itiraz ettiğini, yani huzurdaki davayı o gün ikame etmek yerine alacaklı müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemeye çalıştığını, ayrıca borçlu olduğunu ikrar ettiği kısmını da bugüne kadar yatırmayarak dava konusu olayda iyiniyetli olmadığını da açıkça gösterdiğini, gerek bugüne kadar yapılan itirazlar gerekse huzurda ikame edilen davanın yalnızca alacaklı müvekkilin alacağına kavuşmasını engelleme veya geciktirme saikiyle hareket edildiğinin en büyük göstergesi olup taraflarınca sunulan sulh teklifine cevap dahi verilmediğini ve huzurdak davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; taraflar arasındaki mal alışverişi sonucu davalının faturalardan kaynaklı borcunun oluştuğu sonraki zamanda verilen mallardan birinin iade edildiği, iade ve mahsuplar sonucunda davacının davalıya borcu bulunup bulunmadığı, davacının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında ne miktarda borçlu bulunduğundan ibaret olduğu tespit edilmiştir.
DELİLER;
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafından delil dilekçesi ekinde; dava konusu fatura fotokopileri Mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
…. Noterliği’ne müzekkere yazılarak 15/05/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ şerhli onaylı sureti celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 08/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu ettiği faturadan kaynaklı cari hesaptan dolayı davalı yana 6.529,20TL borçlu olduğu, davalının alacak rakamının başlangıç tarihinin vadeli olarak düzenlediği çekleri davacıya verdiği ve ödemesini yaptığı en son çekin vadesinin 17.9.2015 tarihinden itibaren olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacının borcu yönünden faiz hesaplaması ve icra dosyasında işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılması için ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 07/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu ettiği faturadan kaynaklı cari hesaptan dolayı davalı yana 6.529,20TL borçlu olduğu, davalının talep ettiği faiz olarak genel uygulamada T.C. Merkez Bankası avans faiz oranları uygulandığında, çekin son ödeme tarihinden bu dava tarihine kadar hesaplanan faizin 1.720,09TL, dava tarihinden bu duruşmanın olacağı tarihe kadar hesaplanan faizin, 2.127,98TL olmak üzere toplam faizin 3.848,07TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince tespit edilen 6.529,20TL daalı alacağına temerrüt tarihi olan 19.05.2015 tarihinden takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizinin hesaplanması için ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; 05/04/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu ettiği faturadan kaynaklı cari hesaptan dolayı davalı yana 6.529,20TL borçlu olduğu, davalının talep ettiği faiz hesaplamasının 19.05.2015 tarihinden 4.9.2015 takip tarihine TTK madde 1530 kapsamında hesaplanan faizin 222,17TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, davalı tarafa 72.343,00 TLlik cihaz sattıklarını, 06/01/2015 tarihli fatura düzenlediklerini, davalı tarafın 10.000,00 ‘er TL lik 6 adet çek verdiğini, bakiye 12.343,00 TL alacakları kaldığını, davalının bir cihazı iade etmesi üzerine 29/04/2015 tarihli 18.873,00 TL iade faturası düzenlediklerini, bu bağlamda davalıya 6.530.00 TL borçlu olduklarını ancak davalının haklarında icra takibi başlatarak 31.170,95 TL alacak talep ettğini beyan ederek bakiye talepten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı taraf ise; davacının eksik ve ayıplı ifada bulunduğunu, …. Noterliğinin 15.05.2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile bakiye alacak ve davacı tarafça ikame cihaz temin edilmemesinden kaynaklı menfi ve müspet zararlarını talep ettiklerini, davalının borçlu olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili 08/02/2019 tarihli makbuz ile tamamlama harcını Mahkememiz veznesine yatırmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 04/09/2015 tarihli icra takibinde, alacaklının dosyamız davalısı … Ltd.şti, borçlunun davacı … Ltd.şti olduğu, takibin 17.475,00 asıl alacak, 13.845,95 TL işlemiş faiz ve 250 TL ihtar masrafı olmak toplam 31.570,95 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takibin dayanağının …. Noterliğinin 15/05/2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi olduğu görülmüştür.
Takibin dayanağı …. Noterliğinin 15.05.2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamenin incelenmesinde; davalı tarafından davacı tarafa gönderildiği, arızalı çıkan ve tamir edilmeyip, yenisi ile de değiştirilmeyen cihaz sebebi ile yatırılan harçların geçersiz olduğu, tedavide aksaklıklar yaşanarak zarar oluştuğu belirtilerek; cihazın 3 gün içince tamir edilmesi yada fatura tarihi olan 06/01/2015 tarihinden itibaren %10 faiz ile 17.475,00 TL nin 24 saat içinde ödenmesi gerektiği ihtar edilmiştir. İhtarname, 18/05/2015 tarihinde davacı tarafa tebliğ edimiştir.
Tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmediklerinin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 222’ye göre tarafların ticari defterlerinin mahkememize sunulmasına karar verilmiş, davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş ancak davalı taraf ticari defterlerini mahkememize verilen süre içinde sunmamıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davacı defterlerinin bu maddeye uygun şekilde tutulduğu anlaşılmakla davacı defterlerinin kendisi lehine delil hükmünde olduğu kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir.
Hazırlanan 08/02/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre; davacının davalıya 6.529,20 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, davacının edimini ayıplı ifa etmesi sebebi ile doğan zararlarını ihtarname ile talep ettiklerini iddia etmiş ise de; dosya kapsamında zarara ilişkin bilgi, belge sunulmadığı ve davalı tarafından bu zarara ilişkin açılmış bir dava da bulunmadığından ve davacının, iade dilen cihaz bedelini cari hesaba davalı alacağı olarak kaydetttiği anlaşılmakla; davalı itirazlarına itibar edilmemiştir.
Her ne kadar davalı taraf takip dayanağı ihtarnamede, fatura tarihinden itibaren faiz işletilerek alacağın ödenmesini talep etmiş ve icra takibinde bu işlemiş faizi talep etmiş ise de; davacının fatura tarihinden itibaren değil, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir gün sonrasında 19/05/2015 tarihinde temerrüde düştüğü kanaatine varılarak davacının temerrüd tarihinden takip tarihine kadar olan sürede, bilirkişice hesaplanan 222,17 TL işlemiş faizden sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporlarına itibar edilerek; davalının davacıdan 6.529, 20 TL asıl alacak ve 222,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.751,37 TL alacaklı olduğu, bu bağlamda dava konusu icra takip dosyasında davacının davalıya 24.819,58TL borçlu olmadığı anlaşılmakla; davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-Davacının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 24.819,58TL borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.695,43TL karar harcından peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 427,78TL harcın mahsubu ile eksik 1.267,65TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.713,88TL ( 35,90TL BVH, 5,20TL VSH, 170,78TL Peşin Harç, 257,00TL tamamlama harcı, 245,00TL posta ve tebliğler, 1000,00TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır