Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/349
KARAR NO: 2020/375
DAVA: TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 18/04/2018
KARAR TARİHİ: 06/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …’nin su abonesi olduklarını, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16’da turizm belgeli yatırım ve işletmelerin su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödeyeceklerinin düzenlendiğini, ancak davalı …’nin bu maddeyi uygulamayarak yüksek tarife üzerinden su bedeli tahsil ettiğini, … ile 14.04.2008 tarihinde sözleşme yaptıklarını, bu tarihten itibaren fazla ödedikleri miktarın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m. 1/I hükmü gereği 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16 hükmünü uygulamadıklarını, bu konu ile ilgili yasal düzenleme bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava abonelik sözleşmesinden ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16’ya göre haksız tahsil edilen ücret nedeniyle alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 14.04.2008 tarihli abonelik sözleşmesini, faturaları, … tarifeleri, … tarih ve … sayılı turizm işletme belgesini, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, tarifeler yönetmeliğini, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava abonelik sözleşmesinden ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16’ya göre haksız tahsil edilen ücret nedeniyle alacak davasıdır.
Davalı taraf zamanaşımı defini ileri sürmüş olup öncelikle zamanaşımı yönünden dosyanın incelemesi yapılmıştır. Taraflar arasında 14.04.2008 tarihli su abonelik sözleşmesi bulunmakta olup davacı taraf su abonelik sözleşmesinin kanunların kendisine verdiği hakların ihlal edilerek hatalı uygulanmasından kaynaklı olarak kendisinden fazla tahsil edilen paranın iadesini talep etmektedir. Bu nedenle zamanaşımı süresi sözleşmesel zamanaşımı süresine bağlı olup 6098 sayılı TBK m. 146’daki on yıllık zamanaşımına bağlıdır. Davacı taraf sözleşmenin kurulduğu 14.04.2008 tarihinden itibaren fazla ödenen su paralarının iadesini talep etmektedir. Davanın açıldığı 18.04.2018 tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi hesaplandığında davacının en son talep edebileceği fazla ödenmiş su faturası bedeli 18.04.2008 tarihli su faturasıdır. Dolayısıyla davacının Nisan 2008 tarihli faturadan önceki talepleri zamanaşımına uğramıştır. Bu gerekçelerle ön inceleme duruşmasında karar verilmeyen zamanaşımı defi hakkında 18.10.2019 tarihli duruşmada Nisan 2008 döneminden önceki davacı talepleri hakkında zamanaşımı definin kabulüne, Nisan 2008 sonrası için davacı talepleri hakkında ise zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16’da turizm belgeli yatırım ve işletmelerin su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödeyeceklerinin düzenlenmesi sebebiyle davalı …’nin bu yasaya aykırı şekilde fazla su tüketim bedeli aldığı iddiasından kaynaklanmaktadır. Davalı … ise 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m. 1/I hükmü gereği 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16 hükmünün uygulanamayacağını savunmaktadır.
Tarafların iddialarının doğruluğunun araştırılması için her iki yasa metninin de hukuken incelenmesi gerekmektedir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16’ya göre; “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler.” Bu yasa 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanundan önce çıkartılmış olup hem “önceki kanun” hem de turizm belgeli yatırım ve işletmeler hakkında düzenlemeler içermesi nedeniyle “özel kanun” niteliğindedir.
4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m. 1/I’e göre; “Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseseleri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, (…) özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tâbi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tâbi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticarî indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz.” hükmünü düzenlemektedir. Bu kanun “sonraki kanun” olma özelliğine sahip olmasına karşın turizm belgeli yatırım ve işletmeler hakkında düzenleme içermemektedir. Bu kanunda ücretsiz ya da indirimli tarife uygulanmayacak olanlar “24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tâbi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tâbi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri” olarak sayılmıştır. Bunların içinde turizm belgeli yatırım ve işletmeler olmadığı gibi başka özel kuruluşlarda bulunmamaktadır. Yasal düzenleme tamamen özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar için yapılmıştır. Dolayısıyla davalı …’nin 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m. 1/I hükmüne dayanarak 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu m. 16 hükmünü uygulamaması açıkça taraflar arasındaki abonelik sözleşmesine ve hukuka aykırıdır. Bu nedenle davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı bulunmakta olup fazla ödediği bedellerin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Hazırlanan 18.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının Nisan 2008 döneminden davanın açıldığı tarihe kadar fazla ödediği su faturası bedelinin 489.617,00 TL olduğu, bunun faizinin 31.611,00 TL olduğu, toplamda 521,228,00 TL davacının alacağının doğduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir.
Davacı taraf davasını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL üzerinden açmış, hazırlanan 18.11.2019 tarihli bilirkişi raporundan sonra bedel arttırımına gitmemiştir. 6100 sayılı HMK m. 26’ya göre taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının talebi doğrultusunda 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının da saklı tutulmasına yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması nedeniyle davacı tarafın ticari faiz talebinin reddine ve faiz talebinin yasal faiz olarak kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK madde 26’ya göre talepte bağlılık ilkesi uyarınca, 10.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının ticari faiz talebinin reddine,
4-Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10-TL nispi karar harcının peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile eksik 512,32-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.680,38-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 170,78-TL Peşin Harç, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti, 168,50-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2020
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır