Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/345 E. 2018/1175 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/345
KARAR NO : 2018/1175
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 17/04/2018
KARAR TARİHİ: 14/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı banka nezdinde “…” numaralı mevduat hesabı ve “…” numaralı kredi kartı kullandığını, müvekkilinin, “…” plakalı, “…” plakalı ve “…” plakalı araçlar ile ilgili olarak HGS geçiş ödemelerinin söz konusu kredi kartından otomatik olarak ödenmesi için talimat verdiğini, davalı banka 09/04/2014 tarihine kadar otomatik ödeme talimatına uygun olarak ödemeleri gerçekleştirdiğini, 09/04/2014 tarihinden sonra ise talimata aykırı olarak ödemeleri gerçekleştirmediğini, söz konusu durumdan 04/05/2015 tarihinde haberdar olur olmaz banka ile iletişime geçildiğini fakat banka tarafından 08/05/2015 tarihinde verilen cevabi yazıda “23/05/2013 tarihinde kullanmış olduğu 28.000TL tutarındaki kredi ödemesinin taksitlerinde gecikme olduğu için kredi kartlarına bloke konulduğunun bildirildiğini, öncelikle belirtmek gerekir ki bankalar ile müşterileri arasında vekalet ilişkisi ve bu ilişkiden doğan güven ilişkisi mevcut olduğunu, bankalara duyulan bu güvenin, bankanın üst düzeyde özen yükümlülüğünün doğmasına sebep olacağını, örneğin otomatik ödeme talimatı veren bir müşterinin, gelecek ay elektrik faturasının banka tarafından ilgili hesaptan otomatik olarak ödeneceğini bildiğini ve buna güvenerek banka ile hizmet ilişkisine devam edeceğini, nitekim müvekkilinin de bankaya duyduğu bu güven nedeni ile 09/04/2014 tarihinden 04/05/2015 tarihine kadar HGS ödemelerinin otomatik olarak ödendiğini düşündüğünü, oysa ki yanıltılmış ve zarara uğratıldığını, davalı bankanın, özen yükümlülüğüne aykırı eyleminden dolayı otomatik ödeme talimatının bulunduğu kredi kartından HGS geçişlerine ait ücretlerin ödenmediğini ve idare tarafından müvekkili hakkında 10/11/2015 tarih ve …seri numaralı 17.149,00TL tutarında 13/01/2015 tarih ve … seri numaralı 187,00TL 09/01/2015 tarih ve … seri numaralı 46,75TL tutarlı idari para cezaları kesildiğini, söz konusu idari para cezalarına ilişkin geçiş ihlal tarihlerinin, davalı bankanın HGS’nin bağlı olduğu kredi kartına bloke koyarak taraflarına bildirimde bulunmadığı tarih aralıklarını kapsadığının aşikar olduğunu, bu nedenle kusurlu eylem ile zararları arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığını, sonuç olarak davalı bankanın, hem MK 2. uyarınca dürüstlük kuralına aykırı eyleminden hem de bir güven kurumu olarak bilgilendirme yükümlülüğüne uymayarak objektif özen yükümlülüğüne aykırı eyleminden doğan zararımızı tazmin etme sorumluluğu olduğunu, davalı bankanın kusurlu eylemi nedeni ile müvekkili hakkında verilen toplam 17.382,75TL idari para cezası zararlarının cezaların tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan tazminini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, talep etmiştir.
2.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının müvekkil Bankanın kusurlu eylemi ile zarara uğradığını, müvekkili bankanın özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesine dayandırılmakla; haksız fiilden kaynaklanan zararının tazminini talep ettiğini, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için müvekkilim Banka eyleminin kusurlu olduğu kabul edilse dahi bu durumda hukuki sorumluluğu haksız fiil hükümleri çerçevesinde değerlendirileceğini, davacının haksız fiile dayanan tazminat talebine bakıldığında; davacının dava konusu olaydan idari para cezalarının 10.11.2015, 13.01.2015 ve 09.01.2015 olduğu belirtilmekle davacının bu tarihler itibariyle tazminata konu eylemi ve zararı öğrenildiğini, Her bir eylemin öğrenilme tarihinin üzerinden 2 yıl geçmesi ile zamanaşımına uğramakla davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle Sayın Mahkeme tarafından talebin öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davacırnın 2004 yılında HGS etiketinin bağlı olduğu kredi kartı borcunu ödememesi nedeniyle idari etiket aldığını, davacının bu durumu bilmekle borcu nedeniyle blokeli olan kartından HGS geçiş bedellerinin karşılanamayacağından da haberdar olduğunu, davacının yerine getirmediği yükümlülüğüne bağlı ve bilgisi dahilinde oluşan zararından müvekkilim bankayı sorumlu tutmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın HGS etiketinin bağlanması yönünde talimat verdiği 4273 1400 0142 9162 no.lu kredi kartının hamili olduğunu, davacı işbu kredi kartına ait 2014 yılı dönem borçlarını düzenli ödememesi nedeniyle öncelikle “ön idari” ardından da “idari” etiket aldığını, kredi kartı borcunun vadesinde ödenmemesi nedeni ile müvekkili Bankanın hak ve yükümlülüğü gereği kartına bloke uygulandığını ve borç ödemesi yapılıncaya kadar kullanıma kapatıldığını, bu kapsamda; davacının HGS geçiş ödemelerinin gerçekleşememe nedeninin, davacının HGS etiketini bağlamış olduğu ürünü borcunu ödememesi, bu ürünün kullanıma kapatılmasına neden olması olduğunu, davacının HGS etiketinin bağlı olduğu kredi kartı ile harcama gerçekleştirmesinin, işbu harcaması karşılığı borcunu ödememesi ve sonuç olarak da ödenmeyen borçlar nedeni ile kartına bloke uygulanarak harcamaya ve diğer borçlandırıcı işlemlere kapatılmasının kendi eylemi ile ve bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, davacının bugün vadesinde ödenmeyen borçları sebebi ile kullanıma kapatılan kredi kartından otomatik ödeme işleminin gerçekleştirilememesi sorumluluğunu müvekkili Banka’ya aktarmaya çalışmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, kaldı ki; davacının basiretli tacir olduğu ve hgs etiketinin bağlandığı kredi kartının da ticari nitelikte olduğu düşünüldüğünde imzalamış olduğu sözleşmelerden ve borçlarından sorumluluğunda özen yükümlülüğünün de yasa gereği olduğunu, davacının otomatik ödeme talimatı verdiği kredi kartının işlem yapmaya müsait olmadığından ve buna kendi eylemi ile sebep olduğundan haberdar olduğunu, davacı tarafın OGS etiketi sözleşmesi gereğince KGM tarafından tahakkuk ettirilen cezalardan sorumlu olduğunu, davacı tarafından kabul edilen HGS Etiketi sözleşmesi gereğince KGM tarafından tahakkuk ettirilen cezalardan Bankanın sorumlu olmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın kredi kartını ödemeye uygun bulundurmaması nedeni ile karta para aktarımı yapılamamış olup kaçak geçişler nedeni ile müvekkili Bankaya sorumluluk yükleyebilmesinin mümkün olmadığını, davacının hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için kartının ödemeye müsait olmadığını farketmese dahi, otoyol ve köprülerden ilk geçişinde yazılı uyarı ve alarm olarak tabir edilen siren sesi ile cezalı geçişten haberdar olduğunu, bu kapsamda davacı tarafın hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir zararı var ise bu zararının oluşmasına ve artmasına kendi kusuru ile sebep olduğunu, davacı tarafın HGS etiketinin bağlı olduğu kredi kartına bloke uygulanması ardından otoyol ve köprülerden kaçak geçiş yaptığını, davacının HGS noktalarından yapmış olduğu kaçak geçişlerden dolayı ödemiş olduğu cezalardan müvekkil bankanın sorumlu olduğunu iddia ettiğini, HGS geçiş noktalarının fiziki şekli itibariyle aracın geçişi sırasında bir adet kamera ile plaka kontrolü yapan ve gişenin sonunda bulunan ekranlarda sürücünün ödediği tutarın, geçtiği nokta ve yaptığı kaçak geçiş hakkında bilgi veren bir yapıya sahip olduğunu, bu uyarılara rağmen geçişlere devam edilmesinin bizzat sürücünün araç sahibinin kusurunun kabul edileceğini, diğer taraftan her cezalı geçişte OGS gişesinde alarm niteliğinde siren sesi duyulduğunu, herkes tarafından bilindiği üzere OGS gişelerinde alarm sesinin gişelere 50-60 metre mesafeden dahi duyulduğunu, hal böyle iken; yazılı uyarı dikkate alınmayarak, siren sesi duyulmadığını iddiası ile geçişlere devam etmek, ceza geldiğinde de ilgili tutarın bankadan talep edilmesinin iyi niyet kaideleri ile bağdaşmadığını, davacı tarafın köprü ve otoyollardan kaçak geçiş yapmış olup bu durumu fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın her geçişinde uyarı verilmesine ve kaçak geçiş yaptığını bilmesine rağmen kaçak geçiş yapmaya devam ettiğini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte biran için bile belirtilen tarihte geçiş ihlali tespitinin doğru olduğu varsayıldığında hgs ihlalinin söz konusu olabileceğinin farklı sebep ve gerekçelerin söz konusu olabileceğini, herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın ceza tutarı içerisinde yer alan normal geçiş ücretini bankadan talep edebilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından ödeme yapıldığının belgelendirilmesi halinde dahi ceza tutarının içerisinde normal geçiş ücretinin de yer almakta olup davacı tarafın normal geçiş ücretini bankadan talep edebilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafça kaçak geçiş yaptığının bilinmesine rağmen geçiş yapılmaya devam edildiğini, davacı tarafın müvekkil bankayı sorumlu tutmasının haksız ve hukuka aykırı olup davanın reddini talep yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, talep etmiştir.
3.Taraf vekillerince dava ilişkin bilgi ve belgeler dosyaya sunulmuştur.
4.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı …Ş.’ye … ve … plakalı araçların HGS – geçiş ödemeleri için kredi kartından otomatik olarak ödenmesi için talimat verdiğini, ( Banka nezdindeki …mevduat hesabı ve … nolu kredi kartlarından) ancak bu talimatlara aykrı olarak ödeme gerçekleştirilmediğinden HGS ödemeleri yapılmadığından idare tarafından 10/11/2015 tarih ve … seri no ile 17.149,00TL’lik ve 13/01/2015 tarih, … seri nolu 187,00TL ve 09/01/2015 tarih, … seri nolu 46,75TL tutarında idari para cezası kesildiğini, bu idari para cezalarının davalı bankanın kusurlu eyleminden gerçekleştiğinden bankadan tahsilini talep etmiştir.
Davamızın konusu bankanın kusurlu eylemi sonucu, davacının uğradığı zararın tazmini talebidir.
Davacı adına 3 adet idari para cezası kesilmişse de otoyollardan kaçak geçişlere ilişkin geçmişde kesilmiş henüz tahsil edilmemiş cezalarıda kapsar şekilde 25/05/2018 tarih ve 7144 sayılı kanun ile cezalarda indirime gidildiğinden, sözkonusu yasa dava konusu cezaları da kapsadığından davacı tarafından henüz bir ödeme yapılıp zararda oluşmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90TL maktu karar harcının peşin alınan 296,86TL harçtan mahsubu ile artan 260,96TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Başkan …