Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/247 E. 2020/551 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/247
KARAR NO:2020/551

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:10/02/2017
KARAR TARİHİ:25/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı temlik eden … A.Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın … Şubesi ile … arasında akdedilen kredi sözleşmesini davalı borçlu …’nun müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkil bankaca davalı borçluyla ticari ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, borçlunun borcunu yasal süresi içerisinde ödemediğini, davalı borçlu aleyhine …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrini tebliğ aldığını, itiraz ettiğini, davalının itirazının hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olduğunu ve bu nedenle icra dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalı yanın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen … esas … karar sayılı dava dosyasında davacı vekili, müvekkil bankanın … Şubesi ile … arasında akdedilen kredi sözleşmesini davalı borçlu …’nun müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkil bankaca davalı borçluyla ticari ihtiyeç kredisi kullandırıldığını, borçlunun borcunu yasal süresi içerisinde ödemediğini, davalı borçlu aleyhine …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasına davalının itirazın iptali ile takibin devamını, davalı yanın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; İstanbul Anadolu Mahkemeleri” yetkili olduğunu, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı tarafından asıl borçluya kullandırılan “ihtiyaç kredisi”ne ilişkin Kredi Sözleşmesinin usulüne uygun olarak düzenlenmediğini, “hesap kat”ı ihtarı yapılmadığını, muaccel olmuş bir borç doğmadığını, ihtiyaç kredisi için asıl borçlu aleyhine yapılan takibi semeresiz kalmadan kredi sözleşmesinin kefili hakkında icra takibi mümkün olmadığından müvekkil aleyhine icra takibi yapmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, ihtiyaç kredisinden kaynaklanan alacağını tahsili amacıyla yaptığı icra takibine davalı kefilin itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen … Esas …Karar sayılı 19/06/2017 tarihli görevsizlik kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/5264 Esas 2018/406 Karar sayılı 26/02/2018 tarihli ilamı ile kaldırılarak, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydolunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış ve 18/07/2018 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından ibraz olunan 18/10/2018 tarihli eksikliklerin tamamlanması yönündeki ön bilgi raporu doğrultusunda eksiklikler giderilmiş ve bilirkişi 01/02/2019 tarihli raporunda özetle; esas dosyada; dava dışı asıl borçlu …’e kullandırılan kredi kartına davalının kefalet verdiği, ancak bu kart borcunun tasfiyesi amacıyla dava dışı …’in huzurdaki dava dayanağı taksitli krediyi kullanarak kredi kartı borcunu tasfiye ettirdiği, yeni kullanılan bu kredinin geri ödeme tablosunda KKDF kesintisi yapılmış olduğu görüldüğünden, esas dosya dayanağı takibe ait kredinin Tüketici Kredisi (bireysel kredi) mahiyetinde bir kredi olduğu, bu sebeple de ticari kurallar değil, 6502 sayılı tüketici kanunu kurallarının uygulanması gerektiği, bu tespitler çerçevesinde davalı yanın kredi kartı borcunu kapatmak üzere yeni kullandığı bireysel kredi ile ilgili kredi sözleşmesi ve dayanağı geri ödeme planında kefil imzası bulunmadığından davalı kefaletinin mevcut sayılıp sayılamayacağı yönündeki hukuki değerlendirmenin Mahkememize ait olduğu, yapılacak hukuki değerlendirme sonucunda, bu bilgilere nazaran davalı kefaletinin geçerli sayılması halinde; davalı kefile ihtar tebliğ edilmediğinden sadece takip tarihine kadar vadesi gelen taksitlere ait faizlerin istenebileceği, bu durumda 07.12.2016 takip tarihi itibarıyla davalı kefilden 1.177,61 TL. asıl alacak, 299,31 TL işlemiş faiz ve 57,33 TL da gider vergisi olmak üzere toplam 1.534,25 TL istemde bulunabileceği, ancak takipten sonra vadesi gelen taksitlere ait 12.066,46 TL’Iık anaparanın bu takipte istenemeyeceği, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 1.177,61 TL. matrah üzerinden % 17,55 nispetinde bir temerrüt faizi ile bunun % 5 i gider vergisinin istenebileceği, birleşen dosyada; Birleşen dosyaya ait banka alacağının da dışı asıl borçlu …’e kullandırılan ticari nakit kredi için düzenlenen sözleşmelere davalının kefalet verdiği, ancak bu ticari kredi borcunun tasfiyesi amacıyla dava dışı …’in huzurdaki dava dayanağı taksitli krediyi kullanarak nakit ticari kredi borcunu tasfiye ettirdiği, yeni kullanılan bu kredinin geri ödeme tablosunda KKDF kesintisi bulunmadığından bu kredinin Taksitli Ticari Kredi olduğu, bu tespitler çerçevesinde davalı yanın ticari nakit kredi borcunu kapatmak üzere yeni kullandığı taksitli kredi geri ödeme planında kefil imzası bulunmadığından, davalı kefaletinin mevcut sayılıp sayılamayacağı yönündeki hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenize ait olduğu, yapılacak hukuki değerlendirme sonucunda, bu bilgilere nazaran davalı kefaletinin geçerli sayılması halinde; davalı kefile ihtar tebliğ edilmediğinden davalı temerrüdünün takiple oluştuğu, bu durumda davacı bankanın davalıdan 13.12.2016 takip tarihi itibarıyla 31.057,04 TL. asıl alacak, .205,67 TL. işlemiş faiz ve 110,28 TL. gider vergisi olmak üzere toplam 33.372,99 TL. alacaklı olduğu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar, 31.057,04 TL. matrah üzerinden % 28,62 nispetinde bir temerrüt faizi ile bunun % 5 i gider vergisinin istenebileceği sonuç ve kanaatine varıldığın beyan etmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, 09/10/2019 tarihli ara karar ile davacının itirazları doğrultusunda çelişkilerin giderilmesi amacıyla ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
27/01/2020 tarihli ek raporunda bilirkişi özetle; esas dosyada; davacı yanın esas dosya kredisinin de ticari nitelikli olduğundan birleşen dosyadaki gibi hesaplanması gerektiği itirazının, yapılandırılan krediden KKDF kesintisi yapılmış olması nedeniyle bu kredinin bireysel krediye dönüştüğünün kesin olduğu, bireysel kredilerin ise muacceliyet şartları ticari kredilerden farklı olduğundan kök raporumuzda yaptığımız hesaplamanın doğru olduğu, ancak, delillerin takdiri ve hukuki yorumu mahkememize ait olmakla; mahkememizce davalı kefilden bu kredi alacağının bireysel kredi ile kapatılmış olsa da yine ticari sayılabileceğinden ticari şartlara göre istemde bulunulabileceği kanaatine varılması halinde; davacı yanın davalıdan 13.398,63 TL. asıl alacak, 908,96 TL. işlemiş faiz ve 45,45 TL. da % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 14.353,04 TL. istemde bulunmasının mümkün olduğu ve 13.398,63 TL. asıl alacak tutarına takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar yıllık % 28,62 temerrüt faizi ile bunun % 5 i gider vergisinin istenebileceği, birleşen dosya tespitlerimize bir itirazın bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
2018/247E dava dosyası yönünden Açılan dava itirazın iptali davası olup davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı,12.09.2008 tarihli sözleşmeye davalı …’nun 96.000,00 ve 13.000,00TL sözleşme limiti itibariyle müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı davalı …’nun sözleşmeleri müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı,kefalet miktarını kendi eliyle yazdıkları, imzalandığı, gözetilerek TBK m. 583 vd. Hükümlere uygun olarak davalılar ile banka arasında yasal şartlara uygun olarak geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmış olup ,Genel Kredi sözleşme 25. maddesinde delil sözleşmesi düzenlenmiş olup işbu sözleşmeden kaynaklı her türlü uyuşmazlıkta bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil edeceğinin belirtildiği, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarnamelerin davadışı asıl borçlu olan …’e belirtilen adresine çıkartılan 22.04.2016 tarihli 30 günlük ödeme süresi bildirilen ihtarnamenin 26.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’na herhangi bir ihtarnamenin gönderilmediği,asıl borçlu … ihtarnamedeki kredi kartı borcunun tasfiyesi için davacı bankadan 30.05.2016 tarihinde 13.950,00TL lik kredi talep ettiği, 30.05.2016 tarihli Bireysel Kredi Sözleşmesi ve Ödeme Planının sadece davadışı asıl borçlu olan … tarafından imzalanarak her biri 539,24TL olan 36 taksitle 13.950,00TL bireysel tüketici kredisi kullandırıldığı, ihtarnamede belirtilen borcun tasfiye edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi incelemesinde dsya kapsamındakibelgeler incelendiğinde geri ödeme planındaki kesintiler bölümünde tahakkuk eden faizlerden KKDF kesintisi yapılmış olduğu, yeni kullandırılan kredinin ticari mahiyettte olmadığı Tüketici kredisi niteliğinde bulunduğu tespit edilmiş olup davalı …’nun 30.05.2016 tarihli Bireysel Kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı dolayısıyla müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzalamadığı,kefalet miktarını kendi eliyle yazmadığı gözetilerek TBK m. 583 vd. Hükümlerindeki şartların gerçekleşmediği davalı ile banka arasında yasal şartlara uygun olarak geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmış olup davanıın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememiz dosyasıyla birleşen … E dava dosyası yönünden Açılan dava itirazın iptali davası olup davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı,12.09.2008 tarihli sözleşmeye davalı …’nun 96.000,00 ve 13.000,00TL sözleşme limiti itibariyle müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı davalı …’nun sözleşmeleri müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı,kefalet miktarını kendi eliyle yazdıkları, imzalandığı, gözetilerek TBK m. 583 vd. Hükümlere uygun olarak davalılar ile banka arasında yasal şartlara uygun olarak geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmış olup,Genel Kredi sözleşme 25. maddesinde delil sözleşmesi düzenlenmiş olup işbu sözleşmeden kaynaklı her türlü uyuşmazlıkta bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil edeceğinin belirtildiği, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarnamelerin davadışı asıl borçlu olan …’e belirtilen adresine
çıkartılan 22.04.2016 tarihli 30 günlük ödeme süresi bildirilen ihtarnamenin 26.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, asıl borçlu … ihtarnamedeki ticari nakit kredi borcunun tasfiyesi için davacı bankadan 30.05.2016 tarihinde 32.400,00TL lik nakit kredi talep ettiği, 30.05.2016 tarihinde asıl borçlu olan … tarafından imzalanarak her biri 1.204,66TL olan 36 taksitle 32.400,00TLnakit ticari kredisi kullandırıldığı, mevcut kredinin kapatıldığı, yeni ödeme planında davalı müteselsil kefil …’nun imzasının bulunmadığı ancak 12.09.2008 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin bu borcu da kapsadığı ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan bedeller yönünden kefalet limitini aşmadığı, davalı kefile ihtar tebliğ edilmediğinden temerrüdün 13.12.2016 takip tarihinde oluştuğu anlaşılmakla bilirkişi raporunda hesaplamalar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı asıl davası yönünden;
1-Davanın REDDİNE,
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı birleşen davası yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin ticari kredi yönünden 31.057,04 TL asıl alacak, 205,67 TL işlemiş faiz, 110,28 TL BSMV olmak üzere 33.372,99 TL toplam alacağın asıl alacağa %28,62 oranında temerrüt faizi ve %5 faizin gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına fazlaya ilişkin istemin reddine,
Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında 6.211,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl Dava Yönünden;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 174,93 TL harçtan mahsubu ile artan 130,53 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 27,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen Dava Yönünden;
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 2.121,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 405,89 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.715,61 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.658,56TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 441,89 TL ( 405,89 TL PH, 31,40 TL BH, 4,60 TL VH ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 66,00 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 61,00 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davalı birleşen dosyada davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı birleşen dosyada davacı yanın yokluğunda , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/09/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ

Mahkememiz kısa kararında, mahkememiz bu dosyasıyla birleşen mahkememizin … Esas … Karar 17/04/2017 tarihli dava dosyasının esasının … olarak yazıldığı anlaşılmakla, HMK mad. 304’teki “yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar mahkemece resen düzeltilebileceği” hükmü uyarınca “…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı birleşen davası yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, ” şeklinde hükmün tashihine karar verildi. 25/09/2020

Katip … Hakim …
*e-imzalıdır *e-imzalıdır