Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/236 E. 2018/1331 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/236
KARAR NO : 2018/1331
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 31/10/2012
KARAR TARİHİ: 18/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında 03.04.2012 tarihinde, 12-15 Nisan 2012 tarihleri arasında … Merkezi – …’de düzenlenen … Fuan için davalılara ait 5 adet standın hazırlanması ve fuar bitiminde sökülüp nakledilmesi konusunda eser sözleşmesi İmzalandığını, bahsi geçen sözleşmenin KDV dahil toplam bedelinin 71.862,00 TL olduğunu, müvekkilinin sözleşme bedeli olarak; 26.04.2012 tarihli … nolu 5.310,00 TL bedelli, 26.04.2012 tarihli … nolu 3.540,00 TL bedelli, 30.04.2012 tarihli … nolu 47.790,00 TL bedelli, 25.05.2012 tarihli … nolu 14.160,00 TL bedelli, 25.05.2012 tarihli … nolu 1.062,00 TL bedelli, Toplam 5 adet fatura tanzim ederek davalıya teslim ettiğini, davalının fuara katılarak müvekkilinin teslim etmiş olduğu standı kullandığını, müvekkilinin sözleşme ile Üstlendiği edimi eksiksiz yerine getirdiğini, davalının işin yapılmadığına veya eksik yapıldığına dair herhangi bir ihtar veya ihbarının da bulunmadığını, davalının toplam bedelden 48.000,00 TL ödediğini (Daha sonra 07.04.2014 tarihli dilekçe ile bu miktarın sehven yazıldığı belirterek tüm ödemelerinin 45.634,00 TL olduğu beyan edilmiştir.), halen 23.862,00 TL’lik alacağın ödenmediğini, davalının söz konusu borcunu ödememesi üzerine davalı-borçlu aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun İtirazı sonucu takibin durduğunu, başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı-borçlu aleyhine %40 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle;davacı yana yaptırmış olduklan iş karşılığında, davacı tarafça düzenlenen… numaralı fatura bedellerinin ekte sunmuş oldukları makbuz, çek ve banka havaleleri ile ödendiğini, davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının hiçbir yasal dayanağı olmayan ve kendilerine tebliğ edilmeyen … ve …numaralı faturaları düzenleyerek huzurdaki davaya konu icra takibini başlattığını, kendisinin de icra takibine İtirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, davacı ile aralarında hiçbir şekilde yazılı sözleşme bulunmadığını, davacıya yaptırmış oldukları işin şifahi olarak yapılan anlaşma neticesinde yapıldığını, davacının dosyaya sunmuş olduğu sözleşmenin kendisi tarafından imzalanmadığını ve kendisi ile İlgili olmadığını, faturanın tek başına alacağın ispatı için yeterli olmadığını, davacının alacağını yasal belgelere dayanarak ispatlamak zorunda olduğunu belirterek, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir
DELİLLER & DEĞERLENDİRME VE KABUL:
Dava, davalıya sunulan Fuar hizmeti sözleşmesine dayanan faturaya bağlı bakiye alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı-alacaklı vekili tarafından 07.06.2012 tarihinde davalı … ve dava dışı İlker …aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyasından başlatılan haciz talepli ilamsız icra takibinde; 23.862,00 TL Asıl alacak, 258,52 TL İşlemiş faiz olmak üzere, 24.20,52 TL Toplam alacak talep edildiği, talep edilen alacağa dayanak olarak; 03.04.2012 tarihli sözleşme uyarınca düzenlenen 25.05.2012 tarihli 2 adet fatura alacağı ve 26.04.2012 tarihli 2 adet fatura ile 30.04.2012 tarihli faturanın KDV alacağı gösterilmiş olup, 03.04.2012 tarihli sözleşme fotokopisi ile 5 adet fatura fotokopisinin bulunduğu, dosya borçlularına 25.07.2012 tarihinde Ömek-7 ödeme emri tebliğ edildiği, davalı-borçlu … ile dava dışı … tarafından müştereken İmzalanan 25.07.2012 tarihli dilekçe ile icra takibine İtiraz edildiği, itiraz dilekçesinde, davamıza sunulan cevap dilekçesindeki savunmalar doğrultusunda beyanda bulunduğu, borç aslına, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın davacı/alacaklıya tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı dava tarihi olan 31.10.2012 tarihi itibariyle zaten bir yıllık süre dolmadan dava açıldığı, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Olayın irdelenmesi, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi teknik bir incelemeyi, defter ve belgelerin incelenmesini gerektirdiğinden bilirkişi görüşü istenmiş, verilen bilirkişi raporu ile birlikte tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde:
Sözleşme; dava dilekçesi ekinde taraflar arasında imzalandığı iddia edilen 03.04.2012 tarihli sözleşme fotokopisi dosyaya sunulmuştur. Davalı taraf savunmalarında, davacı ile aralarında ticari şifahi anlaşmaya dayanan ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu beyan etmekte, ancak taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığını, dosyaya sunulan sözleşme üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmaktadır. Davacılar vekili 09.06.2013 tarihli beyan dilekçesinde sözleşme aslının müvekkillerince bulunamadığını ve nedenle sözleşme aslını sunamadıklarını beyan etmiştir. 05.12.2013 tarihli beyan dilekçesinde de sözleşmeyi imzalayan kişinin davalının eski eşi…olduğunu beyan etmiştir. Bu nedenle sözleşmedeki imzanın incelenmesine gerek bulunmamaktadır. Zira davacı zaten bu sözleşmenin aslını sunamadığı gibi imzanın da davalıya ait olduğu konusunda bir ısrarı veya iddiası yoktur.
Mahkememizce dava dışı …’m dava konusu dönemde davalıya ait işyeri İle işçi veya işveren olarak ilgili olup olmadığı ve pozisyonu ile ilgili … ve…Ticaret Sicili Memurluğuna müzekkere yazılmış, …’dan gelen 24.01.2014 tarihli cevapta kurum kayıtlannda …’ın kaydının bulunmadığı bildirilmiştir…. Ticaret Sicili Memurluğundan gönderilen 30.01.2014 tarihli yazıda da sicil fihristinde…ve …Hiz.nin kaydı bulunamamıştır denilmektedir. Davalı … tarafından kabul edilmeyen sözleşmede “işveren” olarak davalı “… Organizasyon Hizmetleri …” yazılı bulunduğu, ‘Yetkili’ olarak…isminin yer aldığı, …ın davalı …’ın eski eşi olduğu, bu yöndeki beyana davalı tarafından bir itiraz gelmediği, davalı tarafın bir şahıs firması işletmekte olduğu, firmayı temsilen eski eşi …’ınn firma kaşesi üzerindeki imzasının davalıyı bağlayıcı olduğu, zira böyle bir faaliyetten davalının haberinin olmamasının mümkün görünmediği gibi zaten sözleşme konusu işlerin davacı yüklenici tarafından yapıldığının davalının da kabulünde olduğu, ihtilafın bakiye ücret noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Zira bir kısım ödemelerin yapılmış olması zaten sözleşmenin gereğinin yapıldığı davacının ana edimleri yerine getirdiğine delalet etmektedir. Çünkü davalı iki fatura içeriğini kabul etmemektedir.
Davacı tarafça İcra takibine dayanak yapılan 5 adet faturadan; 26.04.2012 tarihli …nolu 5.310,00 TL bedelli, 26.04.2012 tarihli … nolu 3.540,00 TL bedelli, 30.04.2012 tarihli … nolu 47.790,00 TL bedelli 3 adet faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olup, bu faturaların münderecatı konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların toplam tutan 56.640,00 TL dir. Yukarıdaki faturaların tamamında açıklama olarak “stant kurum bedeli” ibaresi yer almaktadır.
Davalının kabul etmediği ve İcra takibine konu edilen faturalardan; 25.05.2012 tarihli … nolu 14.160,00 TL bedelli, 25.05.2012 tarihli …nolu 1.062,00 TL bedelli, 2 adet fatura davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu faturaların toplam bedeli 15.222,00 TL dir. Davalı taraf savunmalarında bu iki faturanın yasal bir dayanağının bulunmadığını, davacı tarafından kötü niyetle bedelsiz olarak düzenlendiğini, bu faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini beyan etmektedir. Bahsi geçen iki fatura açıklamasında “Fuar standı kiralama bedeli” ve “Muhtelif ebatlarda kiralık stant malzemeleri” ibaresi yer almaktadır. Ancak faturada muhtelif stant malzemelerinin neler olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Mahkememizce istenmesine rağmen davacı tarafça bu iki faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı gibi, söz konusu faturalar münderecatı işin davalıya teslim edildiğine dair herhangi bir sevk irsaliyesi de dosyaya sunulmamıştır. Bu nedenle 26.05.2012 tarihli … ve …nolu ve toplamı 15.222,00 TL bedelli iki adet fatura davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı ise de; söz konusu iki faturanın ve fatura içeriği malların davalıya teslimi yazılı delille kanıtlanamadığından, davalının 26.05,2012 tarihli… ve … nolu faturalardan kaynaklanan borcunun bulunmadığı kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinde, davalının davacıya 48.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı belirtilmiştir. Davacı vekilinin 07,04,2014 tarihli beyan dilekçesinde ise dava dilekçesinde 48,000,00 TL’nİn sehven yazıldığı, davalının tüm ödemelerinin 45.634,00 TL olduğu beyan edilmiştir. Bilirkişi raporunun 5.1 numaralı bendinde yer alan Davacı Tarafın Ticari Defter İncelemeleri bölümünde aynntılı olarak belirtildiği üzere; davacının ticari defter kayıtlarında, davalıdan takip tarihine kadar toplam 26.228,00 TL tutarında tahsilat yapıldığı kayıtlıdır. Bu durumda davacının ticari defter kayıtlan ile kendi beyanları arasında çelişki bulunmaktadır. Davalı taraf, davacıya yapmış olduğunu beyan ettiği ödemelere İlişkin olarak; 26.04.2012 tarihli 44665 nolu 3.540,00 TL bedelli faturanın kapalı olarak düzenlendiğini ve bu faturanın peşin olarak Ödendiğini, diğer faturalara karşılık da; 03.04.2012 tarihinde davacı … hesabına havale yoluyla 3.000,00 TL, 03.04.2012 tarihinde davacı … hesabına havale yoluyla 10.000,00 TL, 05.04.2012 tarihinde davacı … hesabına havale yoluyla 3.000,00 TL, 09.04.2012 tarihinde davacı … hesabına havale yoluyla 2.000,00 TL, 03.05.2012 tarihinde davacı … hesabına havale yoluyla 6.000,00 TL, 09.05.2012 tarihinde davacı … hesabına havale yoluyla 6.000,00 TL, 15.07.2012 tarihli …BANK … Şubesine ait … çek nolu 4.000,00 TL bedelli çek ile 07.06.2012 tarihli … Bankası… Şubesine ait 221310 çek nolu 6.918,00 TL bedelli çek ile 26.04.2012 tarihli makbuz karşılığında 5.310,00 TL nakit olarak, 11.04.2012 tarihinde davacı …’a 1.500,00 TL nakit olarak, 12.04.2012 tarihinde davacı … Korkmazca 1.500,00 TL nakit olarak, 15.04.2012 tarihinde davacının temin etmesi gereken 3.200,00 TL değerindeki masa sandalyeyi davacıya teslim etmek suretiyle toplam 52.428,00 TL tutarında ödeme yaptığını beyan ederek, söz konusu Ödemelere İlişkin dekont ve makbuz suretlerini dosyaya sunmuştur.
Yukanda belirtilen ödemelerden; 03.04.2012 tarihinde davacı … hesabına havale yoluyla ödenen 10.000,00 TL, 26.04.2012 tarihli makbuz karşılığında nakit olarak ödenen 5.310,00 TL davacının ticari defterlerinde de kayıtlıdır.
15.07.2012 tarihli …BANK … Şubesine ait … çek nolu 4.000,00 TL bedelli çek ve 07.06.2012 tarihli … Şubesine ait 221310 çek nolu 6.918,00 TL bedelli çek ile ödenen miktarlar da davacının ticari defterlerinde 10.918,00 TL olarak kayıtlıdır. Davacı vekili yukarıda belirtilen 5.310,00 TL, 4.000,00 ve 6.918,00 TL tutarındaki ödemelere ait makbuzlardaki imzaların müvekkiline ait olmadığını çeklerin de müvekkiline teslim edilmediğini iddia etmekte ise de bu ödemelerin davacı tarafın ticari defterlerine kaydedilmiş olması karşısında, bu iddiaya İtibar etme imkanı bulunmamaktadır.
Davalının havale yoluyla yaptığım iddia ettiği dekontlann İncelenmesinde; Davalı …’ın … Bankası…Şubesinde bulunan… numaralı hesabından, davacı … n …Bankasınn…Şubesinde bulunan 16431 numaralı hesabına, 05.04.2012 tarihinde EFT yoluyla 3.000,00 TL, 09.04.2012 tarihinde EFT yoluyla 2.000,00 TL olmak üzere 5.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, söz konusu deknot açıklamalarında “FUAR STANT BEDELİNE İSTİNADEN” İbaresinin yer aldığı, yine Davalı …’ın … Bankası… Şubesinde bulunan 6649039 numaralı hesabından, davacı …’ın … Bankası…Şubesinde bulunan TR27 0006 2000 1400 0006 6755 60IBAN numaralı hesabına, 03.04.2012 tarihinde havale yoluyla 3.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, söz konusu deknot açıklamalarında “… AVANSI” ibaresinin yer aldığı görülmektedir.Davalının … Bankası aracılığı ile yapmış olduğu ödemeler, … Bankası taraündan dosyaya gönderilmiş bulunan 22.04.2013 tarihli yazı ekinde bulunan hesap ekstresi İle de teyit edilmektedir. Davalı …’m …Bankası … Şubesinde bulunan … numaralı hesabından, davacılar … ve …’ın …Bankası’nın…Şubesinde bulunan 16431 numaralı hesabına,03.05.2012 tarihinde havale yoluyla 6.000,00 TL, 09.05.2012 tarihinde havale yoluyla 6.000,00 TL olmak üzere 12.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, söz konusu deknot açıklamalarında “CARİ HESABA İSTİNADEN” ibaresinin yer aldığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen dekontlarla davalı tarafından davacılara yapılan ödemeler toplamı 20.000,00 TL’dir. Bu dekontlara karşı davacılar vekilinin herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Ancak bu ödemeler davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı değildir.
Davalı taraf; 11.04.2012 tarihinde davacı …’a 1.500,00 TL nakit olarak, 12.04.2012 tarihinde davacı …’a 1.500,00 TL nakit olarak, 15.04.2012 tarihinde davacının temin etmesi gereken 3.200,00 TL değerindeki masa sandalyeyi davacıya teslim etmek suretiyle davacıya ödeme yaptığım iddia ederek, bunlara İlişkin… FUAR ALANINDA YAPILAN ÖDEMELER başlıklı 1 sayftılık fotokopi belgeyi dosyaya sunmuştur. 11.04.2012 tarihli ve 12.04.2012 tarihli İki ayrı belgede 1.500,00 TL aldım ibaresi ile … isimi ve imza yer almaktadır. Davacı vekili açıkça 26.04.2012 tarihli 2 adet makbuzdaki imzaların müvekkiline ait olmadığını iddia etmiş olup, yukarıda belirtilen 11.04.2012 ve 12.04.2012 tarihli makbuzlara karşı açıkça bir İtiraz ileri sürmemiştir. Bu sebeple davalı tarafça 11.04.2012 tarihli makbuzla 1.500,00 TL ve 12.04.2012 tarihli makbuzla 1.500,00 TL olmak üzere davacı …’a fuar alanında 3.000,00 TL tutarında ödeme yapmış olduğu kanaatine varılmıştır.
15.04.2012 tarihli belgede ise “3.200,00 TL karşılığı standlarda bulunan 12 masa ve 70 sandalye…’a teslim edilmiştir” ibaresi ile bir paraf yer almaktadır. Bu belgede herhangi bir imza ve isim bulunmamaktadır. Davacılar vekili bu belgede imza bulunmadığını, parafın da müvekkillerine ait olmadığını beyan etmektedir. Davalı vekilinin 06.12.2013 tarihli beyan dilekçesinin 3.maddesinde; davacıların bu masa ve sandalyeleri stant kurulum bedeli olarak müvekkiline fatura ettiklerini, müvekkilinin de bunların bedelini davacılara ödediğini, daha sonra müvekkilinin bu eşyanın fiyatının toplam fatura bedellerinden düşülmesi karşılığında davacıya iade ettiğini savunmaktadır. Bu durumda her iki taraf da tacir olduğuna göre ve davalı da davacıya teslim ettiğini iddia etmiş olduğu masa ve sandalyeleri borcundan düşülmesi amacıyla davacıya geriye satış veya iade yaptığını ispatla mükelleftir. Davalı tarafından dosyaya 12 masa ve 70 sandalyenin davacılara satışına veya iadesine ilişkin herhangi bir fatura veya sevk irsaliyesi ibraz edilmemiştir. Bu sebeple davalının bu yöndeki savunmasına itibar etme imkanı bulunmamaktadır.
Buna göre sonuç olarak; Davacının dava konusu döneme ait yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, ilgili döneme ait envanter defterinin incelemeye ibraz edilmediği, bu sebeple ticari defterlerin birbirini teyit edip etmediğinin tespit edilemediği, ayrıca dava dilekçesinde davalının 48.000,00 TL tutarında ödeme yaptığının belirtildiği, davacı vekilinin 07.04.2014 tarihli beyan dilekçesinde ise bunun sehven yazıldığı ve davalının tüm ödemelerinin 45.634.00 TL olduğunun beyan edildiği, davacının ticari defter kayıtlarına göre, davalıdan takip tarihinde kadar toplam 26.228,00 TL tutarında tahsilat yapıldığının kayıtlı olduğu, bu durumda davacının ticari defter kayıtlan ile kendi beyanlan arasında çelişki bulunduğu, diğer bir ifade ile davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, Davalının 2012 yılında işletme usulüne tabi olduğu, dava konusu döneme ait işletme defterinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde yapılmış olduğu ve usulüne uygun olarak tutulduğu ancak İşletme usulünün prensibi gereği işletme defterinde sadece GELİR ve GİDER kayıtlarının yer aldığı söz konusu defterde; borç, alacak tahsilât, ödeme, banka, çek, senet, müşteri, satıcı ve kasa işlemlerinin yer almaması sebebiyle, davalının işletme defterinden herhangi bir borç/alacak bakiyesinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, bu dunrumda; taraflarca dosyaya sunulmuş olan faturalar ile ödeme belgeleri üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği, icra takibine konu edilen faturalardan 26.04.2012 tarihli 44665 no.lu 3.540,00 TL’lİk faturanın KAPALI fatura olarak düzenlenmiş olması sebebiyle bedelinin Ödenmiş olduğu, icra takibine konu edilen faturalardan; 25.05.2012 tarihli … nolu 14.160,00 TL bedelli ve 25.05.2012 tarihli 44674 nolu 1,062,00 TL bedelli, 2 adet faturanın ve fatura İçeriği malların davalıya teslimi yazılı delille kanıtlanamadığından, davalının 26.05.2012 tarihli … ve… nolu faturalardan kaynaklanan herhangi bir borcunun tespit edilemediği, Bu durumda davalının; 26.04.2012 tarihli … nolu 5.310,00 TL bedelli fatura ile 30.04.2012 tarihlî … nolu 47.790,00 TL bedelli, faturalarda yer alan 53.100,00 TL’lik miktardan sorumlu olacağı, Davalının ödemeleri toplamının 49.228,00 TL olduğu, bu durumda davacının takip tarihi itibarıyla yukarıda belirtilen faturalardan kaynaklanan bakiye alacağıının (53.100,00- 49,228,00) = 3.872,00 TL olacağı, bu nedenle davalının aleyhine girişilen icra takibine yaptığı itirazın kısmen kabulü ile 3.872,00 TL üzerinden kaldırılması gerektiği, imza incelemesinden de yukarıdaki anlatılanlar nedeniyle vazgeçildiği, takip tarihinden önce davalıya tebliğ edilen herhangi bir temerrüt İhtarı bulunmadığından, davalının icra takibi ile mütemeırit olduğu, işlemiş faiz talep edilemeyeceği, itirazın haksız olması nedeniyle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, davacı her ne kadar yasanın değiştiği 14.07.2012 tarihinden önce 07.06.2012 tarihinde icra takibi başlatmış ve bu nedenle % 40 dan aşağı olmamak üzere İcra İnkar tazminatı talep etmiş ise de itirazın 25.07.2012 tarihinde yapılmış olması nedeniyle % 20 oranında tazminat hesabının doğru olacağı sonuç ve kanaatine varılarak verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 2016/3536 esas – 2018/137 karar sayılı ilamıyla ” 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı, 06.11.2014 tarihli duruşmada, iş bedeliyle ilgili olarak davacıya …Bankası … Şubesi’nin keşidecisi … Şti. olan, 0248381 seri numaralı, 7.800,00 TL bedelli çeki verdiklerini savunmuştur. Davalının bu savunmasına karşı davacının beyanı alınmadığı gibi …Bankası …Şubesi’nce verilen cevapta takastan …Bankası … Şubesi’ne ödeme yapıldığı bildirilmesi üzerine ilgili bankaya yazı yazılmış olmasına rağmen sonucunu beklenmeksizin ve çekle yapıldığı belirtilen bu ödeme savunması değerlendirilmeksizin dava sonuçlandırılmıştır. Ödeme savunması borcu söndüren sebeplerden olduğundan, yargılamanın her aşamasında ve karar kesinleşinceye kadar ileri sürülebilmesi mümkündür. Öte yandan, İİK’nın 67/II. maddesi hükmünce itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Bu durumda mahkemece davalının 7.800,00 TL müşteri çekiyle yaptığı ödeme savunması nedeniyle öncelikle davacının beyanı alınıp davacı tarafça çekle yapılan ödemenin kabul edilmemesi halinde …Bankası… Şubesi’nin yazı cevabı üzerine …Bankası… Şubesi’ne yazılan yazının akıbeti araştırılıp cevabı alınıp bu ödeme savunması değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazı cevabı alınmadan ve bu ödeme savunması değerlendirilmeden davanın sonuçlandırılması ve alacağın varlığı ile miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla saptanmış olup davalı 24.120,52 TL’lik icra takibine itirazında tamamen haksız olmadığından koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür ” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuş yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 10/07/2018 tarihli duruşmada Yargıtay bozma ilamında belirtilen çekleilgili olarak ödeme yapılmadığını beyan etmiş …bank … Şubesi’ne yazılan müzekkereye çek fotokopisi de eklenerek 25.04.2012 tarihinde takas sistemi kapsamında ödeme yapıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde öncelikle iş bedeliyle ilgili olarak …Bankası … Şubesine ait … çek no’lu 7.800 TL bedelli çekle yapılan ödeme hususu haricindeki davalı vekilinin temyiz itirazları rededilmiş olduğundan mahkememizce daha önce belirlenen, davalının faturalardan kaynaklı 53.100,00 TL bedelden sorumlu olduğu ve bu miktardan ödemeler toplamı olan 49.228,00 TL’nin düşülmesi gerektiği konuları sabit hale gelmiş olup …bank …Şubesince verilen cevabi yazıya göre …Bankası… Şubesine ait …no’lu 7.800 TL bedelli çekle davalının ödeme yapmış olduğu hususu ispat edilmiş olduğundan davalının faturalardan kaynaklı takibe konu borcu kalmamış olup açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 354,40 TL harçtan mahsubu ile artan 318,50 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.863,44
TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 96,00 TL teb. Giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …