Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/235 E. 2019/485 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/235
KARAR NO: 2019/485

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Asıl Dava)
ALACAK (Birleşen Dava)
DAVA TARİHİ: 11/03/2013 (Asıl Dava)
20.02.2014 (Birleşen Dava)
KARAR TARİHİ : 10/09/2019

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ & ALACAK davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA
Asıl Dava Dilekçesinde Özetle; davalı … ile müvekkili şirket arasında …Noterliğinde 13.03.2009 tarih ve…yevmiye numarası ile Acentelik Sözleşmesi imzalandığını, bu Acentelik Sözleşmesi gereği müvekkilinin davalı şirketin acentesi olduğunu, bahsi geçen sözleşmenin, davalı tarafından keşide edilen …Noterliğinin … yevmiye numaralı 03.01.2012 tarihli ihtamamesi ile haksız ve sebepsiz olarak feshedildiğini, ilgili sözleşmenin İstihsal Komisyonu başlıklı 24. maddesi gereği tanzim edilecek Zirai Sigorta poliçeleri için müvekkili şirkete %20 oraninda komisyon ödenmesi gerektiğini, sözleşmede bu komisyon oranlarının davalı tarafindan tek taraflı olarak eksiltilmesine imkan tanıyan herhangi bir hüküm bulunmadığım, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre bu tür madde olsa dahi geçersiz sayıldığını, sözleşme tanzim edildikten sonra 2009 yılı sonunda davalı tarafından, müvekkili şirkete yapılan bir teklif ile söz konusu komisyon oranının karşılıklı mutabakat ile sözlü olarak %13’e indirildiğini, 2011 yılı itibari ile de istihsal bittikten sonra davalı tarafından yapılan sözlü bildirim ile bu türdeki komisyon oranının %6,6’ya indirildiğinin müvekkiline sözlü olarak bildirildiğini ancak bu dayatmanın müvekkili tarafından kabul görmemesi üzerine ihtilaf oluştuğunu, oluşan bu ihtilaf nedeni ile müvekkili şirketin, davalı şirkete olan güveninin sarsıldığını, bu nedenle Acentelik Sözleşmesinin başlangıcından bu güne kadar yapılan tüm işlemlerin incelenmesi neticesinde; elementer branşlannda bir eksikliğe rastlanmamasına rağmen, Zirai Sigorta dalinda davalıya 2009 yılında 2.488,00 TL, 2010 yılında ise 12.925,00 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, söz konusu yıllarda müvekkili şirketin davahya borcu olmadığı gibi aksine 2010 yılında davalı tarafından müvekkili şirkete 15.656,00 TL eksik komisyon ödemesi yapıldığını, 2010 yılı içerisinde davacı müvekkilinin alacaklı olmasına rağmen sanki davalı şirkete borcu varmış gibi işlem tesis edilerek teminat amacı ile davalıya verilen 25.000,00 TL miktarlı teminat mektubunun paraya çevrildiğini, 2011 yılında ise davalı şirket adma 1.526.32700 TL prim istihsali yapıldığını, bu İstihsalden dolayı müvekkilinin % 13 oranı üzerinden 198.422,00 TL komisyon alacağı doğduğunu, bu alacakla birlikte müvekkilinin 2009-2011 yılları arasında davalıdan 254.491,00 TL alacağının tespit edildiğini, (fazla ödenen 2.488,00 + 12.925,00+ eksik ödenen komisyon 15.656,00 + teminat mektubu 25.000,00 + 2011 komisyon alacağı 198.422,00) 2011 yılı istihsalinden çiftçi üzerinde kalan prim toplamı olan 215.660,00.-TL’nin müvekkili tarafından toplanarak yukarıda yazılı alacağa mahsup edildiğini, şu durumda müvekkili şirketin davalıdan halen 38.831,00.-TL alacağı bulunduğunu, yapılan tüm incemelerin TARSİM den alınan kayıtlar ve muhasebe kayıtları üzerinden yapıldığını, TARSİM kayıtlarının celbi halinde iddialarının doğruluğnun tespit edilebileceğini, 2010 yılında müvekkili şirketin davalıdan 31.069,00 TL alacaklı olmasiıa rağmen, söz konuşu yıl içerisinde sanki davalı şirkete borcu varmış gibi işlem tesis edilerek davalıya teminat amacı ile verilen 25.000,00 TL miktarlı teminat mektubunun nakde çevrilerek tahsil edildiğini, bu durumun müvekkili şirketi çok zor dumma düşürdüğünü, bankalar nezdindeki itibarını ve kredibilitesini bitirdiğini, 2011 yılı başından fesih tarihine kadar müvekkili tarafından Tarsim tarım sigortasından 1.526.327,00 TL prim istihsali yapıldığını, bu istihsalin büyük bir kısmının hasar tazminatlarından kesildiğini, bir kısmından da verim indirimi yapıldığım, sigortalı üzerinde kalan ye müvekkili tarafından tahsil edilmesi gereken 215.660,00 TL’lik miktarın kaldığını, müvekkilinin bu parayı tahsil ederek geçmişteki bakiye alacakları ile komisyon alacaklarına mahsup ettiğini, sonuçta müvekkilinin davalıdan 38.831,00 TL alacağı bulunduğunu, davalı tarafından yapılan tek taraflı dayatma ile Zirai Sigorta komisyon oranının %6,6’ya indirildiği beyan edilince bu talebin müvekkili tarafindan kabul görmemesi sonucunda, davalı şirketin zirai sigorta dalında istihsalin en verimli olduğu dönemde davacı müvekkilinin sistemini kapanığını ve en verimli olunan dönemde müvekkilin iş yapmasını engellediğini, akabinde de sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin kötü niyetli olması halinde, Acentelik Sözleşmesi gereği davalıdan %20 oranında komisyon talebinde bulunabileceğini, sözleşmede belirlenen komisyon oranlarınn %13’e çekildiğine dair davalı taraf ile müvekkili arasında yazılı bir mutabakat bulunmadığını, ancak müvekkilinin ahlakı bu hususu inkar etmeye elverişli olmadığından bu durumun hali hazırda kendilerince beyan ve ikrar edildiğini, müvekkilinin bakiye alacağı olan 38.831,00 TL’nin ödenmesi için davalıya …Noterliğinden 06.01.2012 tarihinde ihtarname keşide edildiğini, söz konusu ihtarnamenin 18.01.2012 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ihtarnamede belirtilen sürede ödeme yapılmayınca davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafindan bu takibe haksız olarak itiraz edildiğini, bu nedenle huzurdaki davanın açılmasının zaruri hale geldiğini belirterek, Davalı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz sebebiyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Asıl Dava Cevap Dilekçesinde Özetle; davacı acentenin müvekkili sigorta şirketinin … kod numarası ile ilk önce … acentesi, akabinde … kod numarası ile Malatya acentesi olarak …Noterliğinin 13.03.2009 tarih… yevmiye numaralı Acentelik Sözleşmesi ve eki Vekaletnamesi kapsamında faaliyet gösterdiğim, …Noterliğinin 03.01.2012 tarih ve…yevmiye nolu ihtamame/fesihnamesi ile acentelik ilişkisinin sona erdirildiğini, davacı yan iddialarının temelsiz, bilgi eksikliğinden kaynaklanan kötü niyetli iddialar olduğunu, davacı yanın acentelik ilişkisinin başladığı 2009 yılından bitim tarihine değin üretimine aracılık ettiği TARSİM poliçelerinin devlet destekli toplam prim miktarı üzerinden komisyon hak ettiğini ileri sürerek bakiye alacak iddia ve talep ettiğini, TAKSİM poliçelerinin devlet destekli bitkisel ürün sigortaları olduğunu, alınan teminat kapsamına göre primin %50’sinin ve don teminatı alınması durumunda, don riski primme 1/3 oranında ek prim desteğinin devlet tarafından karşılandığını ve doğrudan havuza aktarıldığını, poliçe üretimine aracılık eden sigorta şirketinin de (ve dolaysıyla acentesinin) üreticinin ödediği prim, bir başka ifade ile TARSİM’e devrettiği prim miktarı üzerinden komisyon aldığını, TARSİM’in sigorta şirketine verilecek komisyon oranını belirlediğini, sigorta şirketinin de kendisine ödenecek komisyon üzerinden, aralarındaki anlaşmaya (yazılı/uygulamalı) göre acenteye komisyon ödediğini, dolayısı ile şirketin ve acentenin devlet destekli toplam prim üzerinden prim almadığını, acentenin, havuz tarafından sigorta şirketine ödenen komisyon üzerinden komisyon aldığını, bu hususun…A.Ş.’ye sorulduğunda görüleceğini, havuz sisteminin, devletin sağlayacağı katkı üzerinden poliçeye aracılık eden sigorta şirketine ve/veya acenteye komisyon ödemediğini, davacının düz bir mantık yürüterek devlet destekli prim üzerinden kendisine komisyon ödenmesi gerektiğini iddia ve talep ettiğini, bunun hatalı, yanlış ve eksik bilgi değil, kötüniyetin en bariz örneği olduğunu, zira acentenin kendisine düşecek komisyon oranlarını poliçe üretim aşamasinda bizzat kendisinin bildiğini ve üretim ekranında gördüğünü, davacı acentenin 173921 kod numarasi ile ilk olarak İstanbul Bakırköy bölgesi acentesi olarak faaliyete geçtiğini, ek muavin görüntülemede görüleceği üzere acentenin, … kod numarasi altında yaptığı acentelik faaliyetini Malatya’da sürdürmeye karar vermesi üzerine partajının kapandığını, teminat mektubunun paraya çevrildiğini ve bakiye borcunun Adana Bölge Müdürlüğü nezdinde … kod nolu acente partajma – CH’na aktarıldığını, bu durumun bizzat acentenin bilgisi ve talebi doğrultusunda, bir başka bölgeye geçmek istemesi sebebiyle yapıldığım, bir Bölge Müdürlüğü nezdindeki CH kapatılmadan bir başka Bölge Müdürlüğüne geçiş olmayacağı ve bir hesap kapatılmadan bir başka hesaba geçiş yapılmayacağı için bu işlemin yapıldığını, aksi durumun kanşıklıklara yol açacağını, bu sebeple acentenin 25.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun haksız yere nakde tahvil edildiği iddiasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, nakde tahvil işleminin; bizzat acentenin bir başka Bölge Müdürlüğü bölgesinde çalışmak istemesinin ve cari hesapta da borçlu olmasının bir sonucu olduğunu, Acentenin 2009 yılı ve 2010 yılı için fazla ödediğini iddia ettiği 2.488,00 TL ve 12.925,00 TL’nin ise acentenin cari hesapta borçlu olmasının bir sonucu olduğunu, Acentenin, ürettiği poliçe primlerinin tahsil edilip şirkete ödenmesinden sorumlu olduğunu, şirkete ödediğini belirttiği bahsi geçen rakamların acentenin cari hesap borçları olduğunu, Acentenin, eksik komisyon bedeli iddiasıyla talep ettiği 15.656,00 TL 2009-2010 yılı bakiye komisyon alacağının ise yukarıda arz edildiği üzere acentenin devlet destekli prim miktarı üzerinden komisyon hakkım haiz olduğu iddiasından kaynaklandığını, Dava konusu TARSİM Poliçelerinin 2009, 2010 ve 2011 yıllarında bizzat acente tarafından sisteme girilerek üretildiğini, geçen 3 yıllık süre zarfında acentenin her bir poliçe için kendisine isabet eden komisyon miktarını (ekranda gördüğü halde) bilmemesinin mümkün olmadığını, bu süre zarfında acentenin Tanm/Dolu branşında üretim, iptal ve zeyil işlemleri olarak toplam 2687 işlem gerçekleştirdiğini, bu işlemler yapılırken her bir işlem sırasında kendisine isabet eden komisyon miktarını bildiğini ve gördüğünü, bunun da komisyon miktar ve oranının taraflarca karşılıklı olarak belirlendiğinin ispatı olduğunu, davacının üç yıl boyunca kendisine isabet eden komisyon miktarım poliçe üretimi esnasında ekranda görmesine ve cari hesaba borç/alacak kaydedilmesine rağmen bunun aksini iddia etmesinin kötü niyetli olduğunu, Acentelik Sözleşmesinin 24 maddesinde yer alan komisyon oranlanmn “azami oranlar” olduğunu, müvekkili şirketin komisyon oranlarini belirleme hak ve yetkisinin bulunduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta davacının da kabul ettiği üzere komisyon oraninin % 20 olarak tatbik edilmediğini, komisyon oranının (ve dolayısıyla miktarının) karşılıklı kabul edilerek uygulandığını, 3 yıllık süre boyunca bu konuda hiçbir itirazda bulunulmaması, suskun kalinması; aksine üretime ve acentelik ilişkisine devam edilmesinin tacir sıfatını haiz acentenin miktarını ve komisyon oranını kabul ettiğinin ve benimsediğinin en açık göstergesi olduğunu, acentelik sözleşmesi gereğince davacı acentenin, tahsil ettiği primleri yasal süre içinde aktarmakla yükümlü olduğunu acntenin ikrar ettiği üzere üzerinde hapis hakkını kullandığnı belirttiği, müşteriden tahsil edildiği halde şirkete intikal ettirilmeyen prim alacaklarının bulunduğunu, acentelik ilişkisinin bu sebeple sona erdirildiğini, TARSİM’den gönderilen yazıların eksik ve mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu ilgili alımdan; devlet destekli prim miktarı, poliçe bazında veya toplamda devlet tarafından aktarılan prim miktarı, üretici tarafından ödenmesi gereken prim miktarı ile aracılık eden müvekkili sigorta şirketine verilen toplam komisyon miktarının sorulması halinde konunun açıklığa kavuşacağını, Poliçe üretim/iptal aşamasında, gerek devlet destekli prim miktarının, gerekse de acentenin hak ettiği komisyon miktarının müvekkili şirket kayıtlarında yer aldığını, söz konusu kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması esnasında bunun görüleceği gibi acentenin poliçe üretimi esnasında kendi komisyon miktarını da görebildiğinin tespit edilebileceğini, Acentelik sözleşmesinde müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının geçerli olduğu, başkaca delil sunulamayacağı konusunda anlaşma bulunduğunu, davacının defter ve belgelerinin delil olarak sunulmasma muvafakat etmediklerini belirterek, davanın reddine, haksız ve kötüniyetli davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve masraflarının davacı yana tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.

BİRLEŞEN DAVA
İstanbul 45.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/60 E. 2014/32 K.sayılı dosyasının aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunması nedeniyle davaların birleştirilmesine, davaya mahkememiz asıl davası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir
Birleşen dava da İtirazın İptali davası olup … A.Ş. davacı,…Şti. ile … ve … Davalıdır.
Birleşen Dava Dilekçesinde Özetle; Davacı …Ş. vekili; müvekkili sigorta şirketi ile davalı … Şti arasında …Noterliği’nin 13/03/2009 tarih … yevmiye nolu acentelik sözleşmesi imzalandığını, acentenin davacı müvekkili sigorta şirketi adina prim tahsil etmeye yetkili acentesi sıfatıyla tahsil ettiği primleri sözleşme koşulları ve Sigortacılık Kanunu Hükümleri uyarınca belirlenen sürelerinde yasal kesintiler düşüldükten sonra müvekkili sigorta şirketine ödemek zorunda olduğunu, ayrıca sigortalıdan alınan nakit para yanında çek ve senetlerin vb. ödeme araçlarının şirkete sözleşmede belirtilen yasal süreler içinde verilmesinin zorunlu olduğunu, davalı acentenin kanuni yükümlülüklerine uymayarak müvekkili sigortacıya ödemekle yükümlü olduğu borcunu ödemediğini, davalının bugün itibariyle 163.121,79 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, davalı acente tarafından müvekkili sigorta şirketi aleyhine İstanbul….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasına kayden eksik komisyon ödendiğinden bahisle alacak davası açıldığını, bu nedenle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere 163.121,79 TL alacağın ve 02/01/2012 tarihinden itibaren TCMB Reeskont işlerinde uygulanan ticari temerrüt faizinin yargılama harç ve masrafları ile dava vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile birileştirilmesini, borçluların adına kayıtlı araçların ve taşınmazların üçüncü kişilere devir ve satışının önlenmesi için … ve… sisteminden araç ve taşınmazların tespiti ile araçların ve taşınmazların devir ve satışının önlenmesi için dava neticeleninceye kadar ihtiyati tedbir konulmasmı talep etmiştir.
Birleşen Dava Cevap Dilekçesinde Özetle; Davalı…Şti. vekili; Davacının alacak iddiasının doğru olmadığını, birleşen davanın davacısı Sigorta Şirketinin söz konuşu dava ile müvekkil tarafından sigortalılardan tahsil edilen poliçe bedellerini talep ettiğini, birleşen dosya davalısı müvekkili tarafından 2011 yılında tanzim edilen poliçelere ilişkin olarak sigortalılardan 215.660,00 TL tahsilat yapıldığını, bu meblağın yedinde olduğunu dava dilekçesinde beyan ettiklerini, davalının birleşen dosya ile talep ettiği bedelin müvekkili tarafından toplanan bu paralara ilişkin olduğunu birleşen davacının talep ettiği bedelin müvekkili tarafından sigortalılardan toplandığının (215.660,00 TL dışında başkaca bir tahsilatın söz konusu olmadığını) kabullerinde olduğunu ancak toplanan bu paraların müvekkilinin alacağına mahsup edildiğini, Ticaret Kanunu 132. maddesinde yerini bulan “Acente, müvekkilindeki bütün alacakları ödeninceye kadar acentelik mukavelesi dolayısıyla alıp da gerek kendi yedinde gerek hususi bir sebebe binaen zilyed olmakta devam eden bir üçüncü şahıs yedinde bulunan menkul şeyler ve kıymetli evrak ile emtia senedi vasıtasıyla tasarruf edebildiği emtia üzerinde hapis hakkına maliktir” hükmü gereğince müvekkili şirketin söz konusu bedelleri yedinde tuttuğunu, sözleşme davalı tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedilince de alacağına mahsup edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin karşı davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığı gibi, aksine bakiye alacağının mevcut olduğunu belirterek davalı tarafından açılan birleşen dosyadaki alacak iddiasını kabul etmediklerini beyan ederek, esas davanın kabulüne ve birleşen dosyanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Acentelik Sözleşmesinin İncelenmesinde; … A.Ş. ile…Şti. arasında 13.03.2009 tarihinde sözleşme yapma ve prim tahsiline yetkili acentelik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile…Şti. İstanbul’da sigorta acenteliği yapma görevini üstlenmiştir Sigorta aracılığı yapılacak olan branşlar arasında zirai sigortalar kapsamında dolu, hayvan ve kümes hayvanları sigortaları da bulunmaktadır. Acentelik sözleşmesinin 24.maddesinde acenteye ödenecek komisyon oranları tespit edilmiş olup zirai sigortalardan dolayı bu komisyon oranının da % 20 olduğu kararlaştırılmıştır.
Takip Dosyasının incelenmesinde; Davacı…Şti. vekili tarafindan 03.10.2012 tarihinde İstanbul …İcra Müdüriüğü’nün… Esas sayılı dosyasmdan davalı …Ş. aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde; 3 8.831,00 TL Asıl alacak, 4.739,78 TL İşlemiş faiz olmak üzere 43.570,78 TL Toplam faizli alacak talep edilmiştir. Takip talebinde borcun sebebi olarak; Beyoğlu …Noterliği 06.01.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamede belirtilen alacak gösterilmiştir. Takip borçlusu davalıya 12.10.2012 tarihinde Örnek-7 Ödeme Emri tebliğ edilmiş olup, şirket vekili tarafindan yasal süresi içinde (18.10.2012 tarihinde) müvekkilinin takip alacalısına herhangi bir borcunun bulunmadığı aksine müvekkilinin 163.659,46 TL alacaklı olduğundan bahisle borca, aize ve diğer tüm ferilere itiraz edilmiştir.
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafIndan dosyaya gönderilmiş olan yazılarda; İlgili kurumun 28.10.2013 tarihli yazıda; “…Davacı … Şti. tarafindan … A.Ş. adına 2008-2009-2010-2011 yıllarında toplam 952 adet Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi tanzim edilmiş olup, bu poliçelere ait toplam sigorta bedeli 4.594.876,58 TL dır. Bu poliçeler nedeni ile sigortalılara ödenen tazminat tutarı da 464.691,44 TL ‘ dır.” denilmektedir. 18.07.2014 tarihli yazıda ise; “…Davacı … Şti. Yetkilisi … tarafından …AŞ. adına 2009-2010-2011 yıllarında toplam 952 adet Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi tanzim edilmiş olup; a) Bu poliçelere ait toplam sigorta bedeli 4.594.876,58 TL’ dır. b) Bu poliçelere ait toplam Devlet Destekli prim miktarı 202. 043,60 TL’ dır. c) Bu poliçelere ait Üretici tarafindan ödenmesi gereken toplam prim miktarı 202.064,54 TLdır. d) Bu poliçeler nedeni ile sigortalılara ödenen tazminat tutarı da 464.691,44 TL’ dır. e) Bu poliçeleri tanzim eden … A.Ş. ‘ye verilen toplam komisyon miktarı 60.201,25 TL dır. İlgili poliçe listesi ekte sunulmuştur.” denilmektedir.
Mahkememizce alınan 16/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda; Asıl dava yönünden; davacı…Şti. sigorta acentesi olarak zirai sigorta kapsamında sigorta poliçelerinden dolayı acentelik sözleşmesinde verilmesi kararlaştırılmış oranda acentelik komisyonu talep ettiği, 5363 Sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” na göre: Kanun kapsamına alınan zirai risklerle ile ilgili olarak yapılacak sigorta olmak üzere bir Sigorta Havuzu kurulduğu, bu Havuza ilişkin tüm iş ve işlemlerin, bu Havuza katılan … şirketlerinin eşit hisselerle ortak oldukları…A.Ş. tarafından yürütüldüğü, sigorta şirketleri, tarım sigortası sözleşmelerinin Havuz adına ve Havuz tarafindan belirlenen standart poliçeler üzerinden yaptığı ve primi ile riskin tamamını Havuza devrettiği, Devletin, bu Kanun kapsamında yapılacak sigorta sözleşmelerine münhasır olarak çiftçi adına sigorta primine destek sağladığı, Devlet prim desteğinin miktarının her yıl için ürün, risk, bölge ve işletme ölçekleri itibariyle Bakanlar Kurulu kararıyla belirleneceği, Kanunun 12.maddesinde Kapsama alınacak bitkiler, bitkisel ürünler ve seralar, tarımsal yapılar, tarım alet ve makineleri ile çiftlik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, taban suyu, fırtına, hortum, zararlar ve/veya tarım sektörü bakımından önemli görülecek diğer risklere ilişkin Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirleneceğinin hükme bağlandığı, Kanunun 13.maddesinde de Devlet tarafindan sağlanacak prim desteğinin miktarlarının, her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafindan belirleneceği ve Prim desteğine ilişkin ödeneğin, her yıl bütçe kanunu ile Bakanlık bütçesinde yer alacağı, Bakanlığın sigorta şirketleri tarafından Havuza aktarılacak prim miktarlarım çiftçi kayıtları ile karşılaştırarak prim desteğini hesaplayacağı ve gecikmeksizin Havuza aktarılacağınin belirtildiği, dava konusu uyuşmazlığın olduğu 2009 yılı için tarım sigortaları havuzu tarafından kapsama alınacak riskler ve bölgelere göre prim desteği oranlanna ilişkin Bakanlar Kurulunun 2008/14479 sayılı karar 31.12.2008 tarih 27097 Sayılı Resmi Gazetede yayınlandığı, bu karar ile bitkisel ürünler için dolu ana riski ile birlikte; yangın, heyelan, fırtına, hortum ve deprem ek riskleri paket halinde; ayrıca, açık alanda yetiştirilen meyveler için yukarıda belirtilen risklere ilave olarak don riski; ilgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve talimatları kapsamında; Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin, mevcut arazi ve ürün bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafindan teminat altına alındığı, kapalı sistemde üretim yapan bio-güvenlik ve hijyen tedbirleri alınmış tesislerde yetiştirilen kümes hayvanları ile Çiftçi Kayıt Sistemine entegre edildiği, soy kütüğü ve önsoy kütüğüne kayıtlı olan süt sığırları için ölüm riski; ilgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve talimatları kapsamında. Tarım Sigortaları Havuzu tarafindan teminat altına alındığı, bu Karar kapsamında belirlenen riskler için 2009 yılında, sigorta priminin %50’si oranında prim desteği Tarım Sigortaları Havuzuna bütçenin ilgili tertibinden aktarılarak karşılandığı, sayılmış olan şartların 2010 ve 2011 yıllarında da aynı koşullarda sürdürüldüğü, buna göre de Davacı…Şti. sigorta acenteliği portföyünden düzenlenmiş olan zirai prímlerinin % 50’sinin devlet tarafından Tarsim’e ödenerek karşılandığı, sigorta acentelerinin ancak primini tahsil etmiş bulundukları sigorta sözleşmelerine ait komisyona hak kazandıkları, davacı… Şti portföyünden düzenlenmiş olmakla birlikte kendisinin tahsile yetkili bulunmadığı, Devletçe ödenen prim tutarına isabet eden komisyonu talep etmesinin mümkün olmadığı, esasen buna dair Tarsim kayıtlarının incelenmesinde, sigorta havuzuna katılmış olan … A.Ş. nin de bu sigortalar nedeniyle Tarsim’den tahsil etmiş bulunduğu komisyonun içinde Devlet tarafindan ödenmiş olan prim tutarının komisyonu bulunmadığı kanaatine varıldığı Birleşen dava yönünden; … A.Ş.,…Şti.’nin acenta sıfatıyla tahsil etmiş bulunduğu sigorta primlerini kendilerine aktarmadığını bu nedenle de 163.121.79.-TL alacaklı bulundukları, ayrıca … ve …’ın da bu acentelik sözleşmesinin müşterek ve müteselsil borçlu kefílleri olduğunu bu nedenle alacaklanndan bu iki davalının da sorumlu bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraf itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişilerden ek rapor alınmış olup 04/12/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Bilirkişi Prof. Dr. …’ın görüşünün benimsenmesi halinde; Asıl davada İstanbul …Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde davacı alacaklı… Şti’nin davalı borçlu … A.Ş’den takip tarihi itibariyle talep edebileceği miktarın 30.458,78TL olarak hesaplandığı, Birleşen davada davacı …Ş’nin davalılardan talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı, Bilirkişi …’ün görüşünün benimsenmesi halinde Asıl dava ve Birleşen dava yönünden kök bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaatte herhangi bir değişiklik olmadığı, kök rapordaki görüş ve kanaatin aynen muhafazasının gerektiğ kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 2014/998 Esas 2016/101 Karar sayılı 11/02/2016 tarihli karar ile; Asıl dava yönünden davanın Kısmen Kabulüne, Birleşen dava yönünden davanın Reddine karar verilmiş olup asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin temyiz üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/5372 Esas 2017/4736 Karar sayılı 26/09/2017 tarihli ilamıyla; “Taraflar arasında düzenlenen 13.03.2009 tarihli acentelik sözleşmesinin 24. maddesinde zirai sigortalardan dolayı acenteye ödenecek komisyon oranının azami %20 olduğu belirlenmiş olup, komisyon miktarının nasıl hesaplanacağı belirtilmemiştir. Ancak sözleşmenin 22. maddesinde acentenin tahsil ettiği primleri, komisyonlar ve ilgili vergiler düşüldükten sonra sigorta şirketi hesabına yatırması gerektiği düzenlenmiştir. Ayrıca 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamına alınan zirai risklerle ile ilgili olarak yapılacak sigorta sözleşmelerine yönelik bir Sigorta Havuzu kurulmuştur. Bu Havuza ilişkin tüm iş ve işlemler, bu Havuza katılan … şirketlerinin eşit hisselerle ortak oldukları…A.Ş. tarafından yürütülmektedir. Sigorta şirketleri, tarım sigortası sözleşmeleri Havuz adına ve Havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapar ve primi ile riskin tamamını Havuza devreder. Devlet, bu Kanun kapsamında yapılacak sigorta sözleşmelerine münhasır olarak çiftçi adına sigorta primine destek sağlamaktadır. Kanunun 13. maddesinde Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarlarının Bakanlık tarafından Havuza aktarılacağı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, 5363 sayılı Kanun kapsamında asıl davada davacı acentenin portföyünden düzenlenmiş olan zirai sigorta primlerinin % 50’si devlet tarafından Tarsim’e ödenerek karşılanmıştır. Bu durumda mahkemece, 5363 sayılı Kanun hükümleri ve taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 22. maddesi göre acentenin ancak primini tahsil etmiş bulunduğu sigorta sözleşmelerine ait komisyona hak kazandığı, acentenin portföyünden düzenlenmiş olmakla birlikte tahsile yetkili bulunmadığı devletçe ödenen prim tutarına isabet eden komisyonu talep etmesinin mümkün olmadığı nazara alınarak asıl ve birleşen davadaki taleplerin değerlendirilmesi gerekirken, yukarıda yazılı şekilde toplam poliçe miktarı üzerinden acentenin hak kazandığı komisyon miktarının hesaplanması doğru olmamıştır” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Bozma sonrası Mahkememiz yukarıdaki esasına kayıt edilen dosyada alınan bilirkişi raporunda özetle; Asıl dava yönünden; davacılardan… Şti sigorta acentesi olarak ancak pirimini tahsil etmiş bulunduğu sigorta sözleşmelerinin komisyonuna hak kazandığı, zirai sigortaların primlerinin %50’sinin devlet tarafından Tarsim’e ödenmiş olduğunda bu sigortalardan dolayı devletin ödemş olduğu prime ait komisyonun… Şti’ye ödenmesinin mümkün olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı, bu sebeple asıl davadaki davacı… Şti’nin takip tarihi itibariyle davalı …Ş’den herhangi bir alacağının bulunmadığı, Birleşen dava yönünden; kayıtlarda yapılan incelemede … A.Ş’nn 20/02/2014 birleşen dava tarihi itibariyle… Şti’nden 163.121,79TL asıl alacaklı olduğunun tespit edildiği, söz konusu miktarın… Şti’nin sigorta yaptıranlardan tahsil ettiği halde …A.Ş’ye ödememiş bulunduğu primlerden kaynaklandığının tespit edildiği, söz konusu miktarın müvekkilinin yedinde bulunduğu hususunun birleşen davalı vekili tarafında da ikrar edildiği, davalılardan … ve Bahadır Behzat Polat’ın acentelik sözleşmesinin müşterek ve müteselsil borçlu kefil sıfatı ile acentelik borcundan sorumluluklarının bulunmadığı sonucuna varıldığı, davalı … Şti … Noterliğinin 03/01/2012 tarihli ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren 7.günün sonunda temerrüde düştüğü, şeklinde görüşve kanaati verildiği, 16/03/2015 tarihli kök raporda belirtmiş oldukları ayrıca 04/12/2015 tarihli ek bilirkişi raporunun 2. Seçeneğinde de tekrarlanmış olan görüş ve kanaatlerini Yargıtay 11. HD’nin bozma ilamında belirtilen hususları karşılar mahiyette olduğu, konunu ayrıntılarının 16/03/2015 tarihli kök bilirkişi raporunda arz ve izah edildiği, bu aşamada da 16/03/2015 tarihli kök bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Asıl dava, acente tarafından açılan acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali; birleşen dava ise, sigorta şirketi tarafından açılan acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı acente, zirai sigorta kapsamında düzenlemiş olduğu sigorta poliçelerinden dolayı komisyon alacağı bulunduğunu ileri sürmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 13.03.2009 tarihli acentelik sözleşmesinin 24. maddesinde zirai sigortalardan dolayı acenteye ödenecek komisyon oranının azami %20 olduğu belirlenmiş olup, komisyon miktarının nasıl hesaplanacağı belirtilmemiştir. Ancak sözleşmenin 22. maddesinde acentenin tahsil ettiği primleri, komisyonlar ve ilgili vergiler düşüldükten sonra sigorta şirketi hesabına yatırması gerektiği düzenlenmiştir. Ayrıca 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamına alınan zirai risklerle ile ilgili olarak yapılacak sigorta sözleşmelerine yönelik bir Sigorta Havuzu kurulmuştur. Bu Havuza ilişkin tüm iş ve işlemler, bu Havuza katılan … şirketlerinin eşit hisselerle ortak oldukları…A.Ş. tarafından yürütülmektedir. Sigorta şirketleri, tarım sigortası sözleşmeleri Havuz adına ve Havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapar ve primi ile riskin tamamını Havuza devreder. Devlet bu kanun kapsamında yapılacak sigorta sözleşmelerine münhasır olarak çiftçi adına sigorta primine destek sağlamaktadır. Kanunun 13. maddesinde Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarlarının Bakanlık tarafından Havuza aktarılacağı belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, 5363 sayılı Kanun kapsamında asıl davada davacı acentenin portföyünden düzenlenmiş olan zirai sigorta primlerinin % 50’si devlet tarafından Tarsim’e ödenerek karşılanmıştır. Bu durumda bilirkişi raporlarında ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi; 5363 sayılı Kanun hükümleri ve taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 22. maddesi göre acentenin ancak primini tahsil etmiş bulunduğu sigorta sözleşmelerine ait komisyona hak kazandığı, acentenin portföyünden düzenlenmiş olmakla birlikte tahsile yetkili bulunmadığı devletçe ödenen prim tutarına isabet eden komisyonu talep etmesinin mümkün olmadığı nazara alınarak asıl davada davacı… Şti’nin takip tarihi itibariyle davalı …Ş’den herhangi bir alacağının bulunmadığı kanaatine varılarak asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan incelemede; bilirkişi tarafından kayıtlarda yapılan incelemede … A.Ş’nn 20/02/2014 birleşen dava tarihi itibariyle… Şti’nden 163.121,79TL asıl alacaklı olduğunun tespit edildiği, söz konusu miktarın… Şti’nin sigorta yaptıranlardan tahsil ettiği halde … A.Ş’ye ödememiş bulunduğu primlerden kaynaklandığının tespit edildiği, söz konusu miktarın müvekkilinin yedinde bulunduğu hususunun birleşen davalı vekili tarafında da ikrar edildiği, davalılardan … ve …’ın acentelik sözleşmesinin müşterek ve müteselsil borçlu/kefili oldukları, Borçlar Kanununun 483 ve devamı maddeleri gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yapıldığı anda kefilin sorumlu tutulacağı miktarın gösterilmiş olması gerekmekte olup, dava konusu olayda acentelik sözleşmesinden doğacak olan borcun limiti belli olmadığından … ve …’ın diğer Davalı … Acentesinin bu acenteliğinden doğan borcundan sorumlu tutulamayacağı, bu bağlamda; davacı … şirketinin davalı … acentesinden 163.121,79 TL alacaklı olduğu, davalının kötüniyetinin kanıtlanamadığı, diğer davalıların borçtan sorumlu olmadıkları kanaatine varılarak birleşen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Birleşen İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/60 Esas 2014/32 Karar sayılı dosyasının davalı … Şti yönünden KABULÜ ile; 163.121,79TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı …Şti’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Birleşen davada davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE;
4-Birleşen davanın diğer davalılar yönünden …, … yönünden REDDİNE;
Asıl Dava Yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40TL maktu karar harcının peşin alınan 445,35TL harçtan mahsubu ile artan 400,95TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ASIL DAVADAKİ DAVACIYA İADESİNE,
2-Karar tarhinde yürürlükte Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.621,41TL vekalet ücretinin asıl davadaki davacıdan alınarak ASIL DAVADAKİ DAVALIYA VERİLMESİNE;
3-Bozmadan önce yazılan 27/03/2016 tarihli harç tahsil müzekkeresine konu 1.635,29TL harcın Asıl Davada davalı …Ş tarafından ödendiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde ve bu harcın davalı …Ş’ye hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından asıl davada yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Birleşen Dava Yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 11.142,85TL nispi karar harcının peşin alınan 2.785,75TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.357,10TL harcın Birleşen Davada davalı …Şti’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
2-Karar tarhinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.737,31TL vekalet ücretinin Birleşen Davada davalı … Şti’den alınarak BİRLEŞEN DAVADAKİ DAVACI’YA VERİLMESİNE;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.735,31TL vekalet ücretinin Birleşen Davadaki davacıdan alınarak BİRLEŞEN DAVADAKİ DAVALILAR … VE BAHADIR BEHZAT POLAT’A VERİLMESİNE;
4-Birleşen dosya davacısı tarafından yapılan 350 TL yargılama giderlerinin birleşen dosya davalısı …Şti’den alınarak BİRLEŞEN DOSYA DAVACISINA VERİLMESİNE,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır