Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/231 E. 2020/698 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/231
KARAR NO:2020/698

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:13/03/2018
KARAR TARİHİ:21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … … ile 28.05.2015 tarihli sözleşme yaptıklarını, bu sözleşmeye göre davalının kendisinden 100.000,00 USD borç para aldığını ve 30 gün sonra ödemeyi vadettiğini, ancak davalı tarafın edimini yerine getirmediğini, sözleşmede borcun aynı para birimi ile ödenmesinin yazılı olduğunu, 6098 sayılı TBK m. 99’a göre de davalının temerrüte düştüğünü, davalı tarafından akdedilen borç miktarının temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 28.05.2015 tarihli sözleşmeyi, tanık beyanlarını, banka hesaplarını ve yemin delilini delil olarak sunmuştur.
Davalı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır. HMK m. 186’ya göre usulüne uygun şekilde çağrıldığı sözlü yargılama duruşmasına da katılmamıştır.
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386’ya göre; “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Davacı tarafın dosyaya sunduğu 28.05.2015 tarihli sözleşme incelendiğinde davacının davalıya 30 gün sonra geri ödenmek koşulu ile 100.000,00 USD verdiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılan sözleşme niteliği itibariyle tüketim ödüncü sözleşmesidir.
Davacı taraf davayı açarken harca esas değer olarak dava dilekçesinin başında 10.000,00 TL değer göstermiş ancak dava dilekçesinin sonuç kısmında dava değerini belirtmemiştir. 19.11.2019 tarihli duruşmada dava değerinin açıklaması için kendisine iki hafta kesin süre verilmiş ve davacı vekili verdiği dilekçesinde dava değerinin 100.000,00 USD olduğunu belirtmiştir.
Davacı davayı açarken harca esas değeri 10.000,00 TL olarak göstermiş ve dava harcını da bu değer üzerinden yatırmıştır. Dava değerinin 100.000,00 USD olduğunu açıklaması üzerine 24.12.2019 tarihli duruşmada alınan ara kararla davacı tarafa 100.000,00 USD tutarındaki dava değerini sözleşmenin düzenlenme tarihi olan 28.05.2015 tarihindeki 2,66 TL kur karşılığı olan 266.000,00 TL üzerinden eksik harcı tamamlaması için iki hafta kesin süre verilmiştir. Harç davacı tarafça tamamlanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386’ya göre; “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Davacı tarafın dosyaya sunduğu 28.05.2015 tarihli sözleşme incelendiğinde davacının davalıya 30 gün sonra geri ödenmek koşulu ile 100.000,00 USD verdiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılan sözleşme niteliği itibariyle tüketim ödüncü sözleşmesidir. Bu sözleşmeye göre davalı aldığı tüketim ödüncünü 30 gün sonra iade etme yükümlülüğü altına girmiş olup bunu yerine getirdiğine ilişkin bir yazılı delili dosyaya sunabilmiş değildir. Davacı taraf 100.000,00 USD tüketim ödüncünü verdiğini yazılı olarak kanıtlarken davalı taraf geri verme edimini yerine getirdiğini 6100 sayılı HMK m. 190, 191 ve 200’e göre kanıtlayamamıştır. Bu gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 99’a göre “Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” Taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmeye konu 100.000,00 USD’nin aynen iadesi kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla bu madde kapsamında davacının aynen iade talep etme hakkı bulunmaktadır. Davacı vekili de dava dilekçesinin açıklanması için oluşturulan ara karar sonrasında taleplerinin 100.000,00 USD olduğunu belirterek aynen iade talep etmiştir. Bu gerekçeyle hüküm 100.000,00 USD’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi olarak kurulmuştur.
Davacı taraf dava konusu alacak için ticari faiz talep etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 387/II’ye göre; “Ticari tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebilir.” Bu maddeye göre istenebilecek faizin ticari faiz olacağı da yasa hükmünde yazmasa da ödünç sözleşmesinin ticari olmasının doğal sonucudur. Dolayısıyla davacı tarafın ticari gecikme faizi talep etmesinde hukuki yararı bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre ödünç verilen paranın 30 gün sonra geri verileceği kararlaştırılmış olup sözleşme tarihi olan 28.05.2015 tarihinden sonraki 30’uncu gün olan 28.06.2016 tarihi borcun muaccel hale geldiği tarihtir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” Sözleşmeye göre borcun ifa edileceği gün birlikte belirlendiği için davalı borçlu temerrüte düşmüştür. Davacının davalıyı temerrüte düşürmesi için ayrıca ihtarname göndermesine gerek yoktur. Bu nedenle davacının faiz başlangıç talebi sözleşmeye göre ödünç verilen paranın 30 gün sonra geri verileceği kararlaştırıldığından sözleşme tarihi olan 28.05.2015 tarihinden sonraki 30’uncu gün olan 28.06.2016 tarihi olarak kabul edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 9’a göre; “Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.” Bu madde hükmüne göre uygulanacak olan kanun 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun olup bu kanunun 4/a maddesine göre; “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” Davacı alacağını döviz olarak talep etmiş olması nedeniyle alacağına 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesindeki faiz hükümleri uygulanacaktır. Bu gerekçelerle davacının ticari faiz talebinin reddine ve faiz talebinin de 3095 sayılı Kanun m. 4/a hükmüne göre faize hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-100.000,00 USD’nin 28/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanun madde 4/a’ya göre devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat faizine ödediği en yüksek faiz oranı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının ticari faiz talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 18.170,46-TL nispi karar harcından peşin ve tamamlama harcından alınan 4.713,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.457,03-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 27.070,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 4.971,93-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 170,78-TL Peşin Harç, 4.542,65-TL Tamamlama Harcı, 217,40-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır