Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/225 E. 2020/694 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/684
KARAR NO:2020/863

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:26/07/2018
KARAR TARİHİ:11/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … mühendisi olarak müvekkilinde 01.03.2015 tarihinde çalışmaya başladığını, evlilik nedeniyle çalışma akdinin sonlandığını, davalının müvekkili şirket ile aynı faaliyette bulunan …’de çalışmaya başladığını, davalının müvekkiline ait bilgi, ticari sır ve teknik verileri paylaşması halinde müvekkilinin zarara uğrayabileceğini, taraflar arasındaki sözleşmede iş sözleşmesinin bitiminden itibaren 2 yıl süre ile aynı ve benzer pozisyonda çalışması halinde son 6 aylık toplam ücret karşılığı olan 24.176,04 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; cezai şart niteliğindeki rekabet yasağı sözleşmesi TBK’na aykırı olarak düzenlendiğinden geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacı işyerinde yapmış olduğu iş ile şu anda çalıştığı iş birbirinden tamamen farklı olduğunu, rekabet yasağı kapsamında olmadığını, iş sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğinden rekabet yasağının kendiliğinden geçersiz hale geldiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki belirsiz iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin hükümlerine aykırılıktan kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir.
Mahkememizce gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 24/04/2019 tarihli ara karar ile dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde, tarafların iddia ve savunmalarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
07/09/2020 tarihli raporunda bilirkişi heyeti özetle; İş sözleşmesinin 4. maddesine not edilen, “…ancak personelin iş sözleşmesini haklı nedenle feshinde veya işverenin geçersiz ya da haksız fesih yaptığı hallerde bu yükümlülükler geçersizdir denildiğini, davalı, davacı şirketten evlilik nedeniyle ayrıldığını, tanık ifadelerinden anlaşılacağı gibi davalı haklı nedenle işinden ayrılmış ve davacının bilgilerini kullandığına dair dosyada bir belge bulunmadığını ayrıca davalının internetteki titri de dosyada belirtildiği gibi “… …. Assistant Product Development Manager, … olarak gözüktüğünü, davacı şirkette ise iş sözleşmesine göre … mühendisi olarak görev verildiğini, davacı dilekçelerinde bahsedilen davacının ortak üretim kalemlerinde üretim miktarının düştüğüne veya üretilen mamullerinden herhangi ortak ürün satış miktarında bir düşüklük olduğuna dair bir belge bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dosya kapsamında Davalı Tanığı olarak dinlenen …,
Tanık beyanında; … tanıyorum, 2016 ağustos ayında çalışıyordum, kendisi 2017 mayıs ayında işten ayrıldı, 2018 mart ayında ben …’e başladım, … kendisi … Güneş Kremlerinin geliştirilmesi konusunda çalışıyordu, … … ve … markalarının ürün geliştirmesinde kimya mühendisi olarak çalışıyordu, formülasyonlar farklıdır, … merkezden gelmekteydi, … ise sadece iklim şartları yönünde ufak değişikliler yapılıyordu, gerekli süreler test ediliyordu, … hanım …’tan evlilik sebebiyle ayrılmıştı, … hanımın … edindiği bilgiyi …’de kullanması mümkün değildir, dedi.
… … ürünleri ile … arasında ne fark vardır, dedi.
Tanık; … … çamaşırlarda, … ise kişisel bakım ürünü olarak kullanılır, kategoriler ayrıdır, dedi.
Davalı vekili söz alarak; … ile … arasında deterjan ürünleri … ve … açısından rekabet var mıdır, dedi.
Tanık; yoktur, dedi.
Davacı vekili söz alarak; … … Hanım döneminde toz deterjan üzerine bir çalışma oldu mu, dedi.
Tanık; bebeklerle ilgili sabun olarak hatırlıyorum, … hanım deterjan bölümünde çalışmadı, çalıştığı … bölümünde deterjan yapılmıyordu, dedi.
Dosya Kapsamında tanık …,
Tanık beyanında : ben … şirketinde çalışıyorum, davalıyı tanıyorum, Ağustos 2014 yılından bu yana çalışmaya ilk başladığı günden bu yana tanıyorum, … bölümünde … mühendisi olarak çalışıyordu, o geliştirme bölümünde çalışıyordu, 2,5 yıla yakın çalışmıştır, şu an …’de çalıştığını biliyorum, … pazarda rakibimiz olan bir firmadır, … de çalıştığı için ilgili kritik bilgileri, satın alma kanadında kritik tedarikçileri, üretim teknolojilerini, üretim sistemlerimizin neye elverişli olup olmadığını, yeni yatırım lansman kararlarını bilebilir, dedi.
Davalı vekili söz alarak; … hanım hangi ürün üzerinde çalışmaktaydı, dedi.
Tanık beyanında; … hanım … Nem olarak cilt bakım ürünlerinde çalışmaktaydı, ancak diğer bölümler ile ilgili inovatif alanlarda, yeni yapılacak ürünler ile ilgili olarak formül geliştirme işlerinde detaylı olarak çalıştı, dedi.
Davalı vekili söz alarak; …’ta toz deterjan üretimi yapılıyor muydu, dedi.
Tanık beyanında; şu an bu konuda bir çalışma var, hatırladığım kadarıyla 2017 yılında bu ürünün lansmanını yaptık, … hanım bu kategori de çalıştı mı bilmiyorum, özel olarak bu kategori de çalışmadı ama bilgisi olup olmadığı konusunda emin değilim, dedi.
Dosya kapsamında Davacı Tanığı …,
Tanık beyanında : … hanımı 2014 yılı sonunda … mühendisi olarak şirkete katıldı, ben laboratuvar müdürü olarak görev yapıyordum, kozmetik ürün geliştirme özellikle cilt bakımı üzerinde çalıştı, şu anda … firmasında çalışmaktadır, bu firma çok sıkı rekabet içerisinde olduğumuz firmadır, dedi.
Davalı vekili söz alarak; toz deterjan üretiyor musunuz, dedi.
Tanık beyanında; şu anda pazarda toz deterjan konusunda rakip değiliz, … hanım döneminde çalışmaları yapılıyordu, o dönemde lansmanı yapılmamıştır, dedi.
Dosya kapsamında Davalı Tanığı …,
Tanık beyanında : 2017 yılı mayıs ayından itibaren … hanımla beraber çalışmaktayız, … ve … toz deterjan ürün geliştirme-formülasyon bölümünde kimya mühendisi olarak çalışmaktadır, … hanımın çalıştığı bölümde cilt bakımı hususunda bir çalışma yapılmamaktadır, önceki işyeri ile ilgili herhangi bir bilgi paylaşımı olmamıştır, dedi.
Davalı vekili söz alarak; şirketinizde … hanım herhangi bir formülasyon yapabilmekte midir, dedi.
Tanık beyanında; şirketimizin formülasyon bilgileri merkezi …’dadır, bilgiler buradan gelmektedir, formüllerin geliştirildiği küçük bir laboratuvar vardır, dedi.
Davacı vekili söz alarak; formülasyon üzerine neler yapılıyor, … çalışması ile ilgisi var mıydı, dedi.
Tanık beyanında; tüketicin kullanım ve iklim şartlarına göre dizayn edilmektedir, … hanımın çalıştığı dönemde özel bir formül geliştirilmemiştir, dedi.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda; taraflar arasındaki ihtilafta hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen Rekabet Yasağı’na aykırılığı düzenleyen 6098 saylı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve 447. maddelerinin uygulanması gerektiği açık olup, uyuşmazlığa ilişkin davaların mutlak ticari dava niteliği taşıması sebebiyle Asliye ticaret mahkemeleri görevlidir
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir.
Taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin, Rekabet Yasağı başlıklı 4. maddesinde; ‘…Personel, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesinden itibaren 2 yıl müddetle … Bölgesi içinde İşverenin iştigal mevzuuna doğrudan giren ve asıl iş sayılan sabun,kozmetik, kişisel bakım sektöründe faaliyet gösteren resmi ya da özel müessese, şirket, ortaklık, şahıs ve sair işyerinde anılan 2 yıl boyunca aynı ve benzeri pozisyonda çalışmamayı, böyle bir işletmeye doğrudan veya dolaylı suretle ortak olmamayı, söz konusu işleri, faaliyeti kendi namına ya da başkası hesabına yürütmemeyi kabul ve taahhüt etmektedir.” ve yine 5. madde de iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki ücreti esas alınmak kaydı ile son 6 ayık ücreti toplamı tutarında cezai şart hükmünün düzenlendiği görülmektedir.
TBK 445. maddesi uyarınca rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve konu bakımından hakkaniyete uygun olmayan sınırlamalar içermesi halinde rekabet yasağı hükmünün geçerli olmayacağı, TBK 445/2 maddesinde ise hakimin aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlendiği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle kapsam ve süre bakımından sınırlandırabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, rekabet sözleşmesinde rekabet yasağı süresinin 2 yıl ve rekabet mahalli olarak … Bölgesi’nin belirlendiği, bu surette rekabet yasağı sözleşmesinin içerdiği coğrafi koşul aşırı nitelikte ise de davalının davacı iş yerinden ayrıldıktan sonra 2 yıl dolmadan davacının faaliyet gösterdiği alanda ve aynı il sınırları içerisinde başka bir işletmede işe girmesi karşısında, rekabet yasağının aynı il sınırları içinde geçerli olduğunun kabulü ve coğrafi sınırın aynı il ile sınırlandırılması neticesinde, TBK’nın 445/2. maddesindeki hüküm ve koşullar bakımından rekabet yasağı hükmünün geçerli olduğu sonucuna varılmıştır. (Emsal nitelikte Yargıtay 11.HD’ nin 11.02.2019 tarih, 2017/3977 E., 2019/990 K.sayılı ilamı).
Davacı evlilik sebeiyle istifa ettiğini beyan etmiş, bu konuda tanık …’in tanık ifadelerinde de “… hanım …’tan evlilik sebebiyle ayrılmıştı .” bu durum tasdik edilmiş durumdadır.
Davacı Tanığı …, “.. kozmetik ürün geliştirme özellikle cilt bakımı üzerinde çalıştı, şu anda pazarda toz deterjan konusunda rakip değiliz, … hanım döneminde çalışmaları yapılıyordu, o dönemde lansmanı yapılmamıştır.”
Tanık …, deterjan konusundaki soruda “.. toz deterjan üretimi yapılıyor muydu, Tanık beyanında; şu an bu konuda bir çalışma var, hatırladığım kadarıyla 2017 yılında bu ürünün lansmanını yaptık, … hanım bu kategori de çalıştı mı bilmiyorum, özel olarak bu kategori de çalışmadı ama bilgisi olup olmadığı konusunda emin değilim.”
Davalı Tanığı …,
Tanık beyanında 2017 yılı mayıs ayından itibaren … hanımla beraber çalışmaktayız, … ve … toz deterjan ürün geliştirme-formülasyon bölümünde kimya mühendisi olarak çalışmaktadır, … hanımın çalıştığı bölümde cilt bakımı hususunda bir çalışma yapılmamaktadır, önceki işyeri ile ilgili herhangi bir bilgi paylaşımı olmamıştır,
Sözleşmenin 4. maddesinin son cümlesinde “Ancak personelin iş sözleşmesinni haklı nedenle feshinde veya işverenin geçersiz ya da haksız fesih yaptığı hallerde bu yükümlülüklür geçersiz hale gelecektir”. Davalı taraf yukarıda açıklanan tanık ifadelerinden de anlaşılacağı üzere şimdiki işyerinde deterjan bölümünde ürün geliştirme müdür yardımcısı olduğu, davacı şirketteki işinin ise kozmetik bakım ile ilgili … mühendisliği olduğu, evlilik nedeniyle işten ayrılmış olduğu dolayısıyla taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olduğu, dosya kapsamında davacı şirketin davalının çalıştığı şirket ile ortak üretim kalemlerinde üretim miktarının düştüğüne veya üretilen mamullerinden herhangi ortak ürün satış miktarında bir düşüklük olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davalının iş sırlarını yeni işinde kullandığının ve davacı işverence önemli bir zarara uğrama ihtimalinin de somutlaştırılmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan maktu 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 422,09 TL harçtan mahsubu ile artan 367,69 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 52,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır