Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/216 E. 2020/45 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/216
KARAR NO : 2020/45

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/03/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında düzenlenmiş ve imza altına alınmış olan hizmet ve işbirliği sözleşmesinin uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 14. maddesinin sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların çözümünde İstanbul icra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiğini, tarafların her ikisinin de tacir olması nedeni ile görevli mahkemenin TTK 4. maddesi gereğince Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, borçlu davalı İle müvekkil şirket arasında yapılan 11.11.2016 tarihli sözleşmenin (Ek-1) birinci maddesinde, “reklam veren” in … Projesi ile ilgili olarak talep ettiği tür ve nitelikte çalışma kurallarını reklamveren standartlarına uygun pazarlama ve satış stratejisi oluşturma, gerekli görsel malzemenin hazırlanması, tasarımların hazırlanması, uygulanması, bunların süresinde ve İşbu sözleşme hükümlerine ve reklamveren talimatlarına uygun olarak teslimi, işin bedeli ve ödeme şartları ile tarafların diğer hak ve yükümlülüklerinin imza ve taahhüt altına alınmasıdır.” denildiğini, müvekkil şirketin sözleşmenin birinci maddesinde ve sair maddelerindeki edimlerini eksiksiz kusursuz olarak yerine getirdiğini, hak edişlerini davalı tarafa fatura ettiğini, 2017 yılının ikinci ayından itibaren fatura bedelleri ödenmemeye başladığını ve 24.02.2017 tarih 29.500,00 TL muhtevalı ödenmeyen faturayı aynı muhteva ile 24-03-2017, 24/04/2017, 24/05/2017, 28/06/2017, 24/07/2017, 24/08/2017, 25/09/2017 ve 24/10/2017 faturalarının takip ettiğini, 11.11.2016 tarihli sözleşmenin 5. maddesinin ödemeler şartlan başlıklı maddesinde “işbu sözleşme kapsamında tahakkuk edecek bedeller, reklamveren tarafından fatura tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ajansın …bank …Şubesi nezdindeki (…) nodu hesabına nakden ödenecektir.” denildiğini, yani faturanın reklamveren borçlu davalıya tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde borcun eda edilmesi gerektiğini, TTK 1530/2 maddesinde “ Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu gecikmeden sorumlu tutulamayacağı haller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme suresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.”, TTK 1530/3 maddesine göre “mûtemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır, bu nedenle, borçlu davalının faize ve faiz oranına yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığını” kaldı ki takip talebinde talep edilen faiz oranının yasal faiz olduğunu, alacaklı müvekkilin, davalı borçluya 30.10.2017 tarihi itibariyle bakiye borç miktarını bildirdiğini, borçlunun aynı gün borçlarının 265.510,00 TL olduğu konusunda mutabakat mektubunu imzalayarak geri gönderdiğini, bu tarihten sonra hiçbir ödeme yapmamalarına rağmen taraflarınca yapılmış olan icra takibine 06.02.2018 tarihinde yapmış oldukları itirazda *takip alacaklısı görünen ….’ne herhangi bir nam ve ad altında borcumuz yoktur” diyerek kötü niyetli olarak borcu inkar ettiğini, bu nedenle borçlu davalının % 20’den aşağı olmamak kaydı ile inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, alacaklarının belirgin ve likit olduğunu, müvekkili şirketin ticari defterlerinin tam ve eksiksiz olduğunu, ticari defterleri delil olarak ibraz edeceklerini, ayrıca, alacaklı müvekkil şirketin ilgili vergi dairesine ödenmeyen faturaların bildirimini süresi içerisinde düzenli olarak yapmış olduğunu, borçlu davalının icra takibine yapmış olduğu İtirazın kötü niyetli ve zaman kazanmaya yönelik, haksız itirazın iptali İçin işbu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, her türlü cevap ve delil ibrazına karşı cevap ve delil sunma haklan saklı kalmak kaydıyla, yukarıda arz ve izah ettikleri nedenlere ve delillerinin değerlendirilmesi sonucunda yapmış oldukları icra takibine kötü niyetli ve haksız itirazın iptaline, alacak likit olduğundan borçlunun inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından alacak iddiası ile haksız icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket tarafından icra takibine “Takip alacaklısı olarak görünen davacının müvekkil şirketten herhangi bir alacağı olmadığı, takibin kötü niyetli yapıldığı” hukuki nedenlerine dayalı olarak itirazda bulunulduğunu, ancak davacı şirketin haksız işlemlerini sürdürdüğünü, müvekkil şirket hakkında itirazın iptali davası açıldığını, davacı şirketin, taraflar arasındaki sözleşmeye göre edimlerini yerine getirmediğini, bir kısmını ise eksik ifa ettiğini, işi anlaşılan şekilde teslim etmediğini, müvekkil şirketin kontrol ve onayından geçmeyen faturalar ve mutabakatlar ile haksız taleplerde bulunmakta olduğunu, davacı şirketin müvekkil şirketten hiçbir şekilde alacağı bulunmadığım, haksız davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin dava dilekçesi ile birlikte delillerini taraflarına tebliğ ettirmeyen davacı yana kesin süre verilmesini talep ettiklerini, 6100 sayılı HMK’nın 119 ve devamı maddeleri ile dava açılırken davacının dava dilekçesi ve dayanağı eklerinden bir fazla suret hazırlayarak Mahkemeye sunması hususunun düzenlendiğini, somut olayda ise, davacı yanın delil listesi ve dava dilekçesi eklerini taraflarına tebliğ ettirmediğini, bu nedenle davacının sunduğunu ve beyan etmiş olduğu delil ve dava dilekçesi eklerine karşı beyanda bulunma haklarım saklı tuttuklarını, anılan nedenle; -davacı yanca sunulacak delillere karşı ek delil ve karşı deli! sunma haklan ile fazlaya dair her türlü haklan saklı kalmak kaydıyla- davacıya delillerini taraflarına tebliğ ettirmesi için kesin süre verilmesine, bu süre içinde eksikliği tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacının, taraflar arasındaki anlaşmaya rağmen üstüne düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediğini, sunmuş olduğu sözleşmede davacının imzası yer almamakta olup sözleşmenin değiştirilip değiştirilmediği bilinmediği gibi delil vasfına da haiz olmadığını, bunun dışında tarafların …Projesi ile ilgili olarak müvekkil şirketin talep ettiği nitelikte standartlara uygun pazarlama ve satış stratejisi oluşturma, gerekli görsel malzemeyi hazırlama ve tasarımlan yapma, uygulama ve bunun karşılığında davacıya ödeme yapılması konusunda anlaştıklarını ancak davacı Arasta Reklamcılık, kendisinin sözleşme gereği yerine getirmesi gereken işleri tam ve eksiksiz olarak, ayıptan ari şekilde yerine getirmemiş olup haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli iddialarla icra takibi başlattığını, akabinde sayın mahkeme huzurundaki itirazın iptaline konu işbu davayı açtığını, işbu davanın bu nedenle reddi gerektiğini, keza, sözleşmenin onay başlıklı 2.8. maddesinde; “İşbu sözleşme kapsamında verilen her bir hizmet ancak reklamverenin yazılı onayı ile başlatılabilir ve işleme alınabilir. Söz konusu onay olmadan tamamlanmış bir hizmete dair reklamverenin hiçbir mali sorumluluğu yoktur. Ajansa ilgili hizmete dair onay yazılı olarak verilir Onayların işin başlamasından önce verilmesi asildir İvedi işlerde zaman darlığı nedeniyle istisnai olarak verilen sözlü onayların yazılı teyidi 24 saat içinde alınması esas olup; bu süre İçinde yazılı onay olmayan işlere devam edilmez” şeklinde olduğunu, davacının işleri eksik ve ayıptan ari yaptığına dair beyanlarına halel gelmemek kaybıyla- davacının yapmış olduğu işlerle ilgili de onay almamış olup yaptığı işlerin dökümünü çıkarmamış, müvekkil şirket ile mutabık kalmamış olduğunu, bu nedenle fahiş rakamın kabulünün mümkün olmadığını, aynca yine davacının sunmuş olduğu mutabakat formunun müvekkil şirket yetkilileri tarafından İmzalanmadığını, müvekkil şirketi temsile yetkili ve aynı zamanda ortak olan … ve … olup; bu ortakların müşterek imza ve yetki hakkı bulunduğunu, gerekirse bu hususta …Ticaret Odasına yazı yazılmasını talep ettiklerini, davacının geçersiz mutabakat formuna dayalı alacak talebinde bulunması haksız olup davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafın dava dilekçesindeki icra inkar talebi haksız olup, söz konusu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf likit olmayan alacak talebinde bulunmuş olup dava dilekçesiyle birlikle icra inkar tazminatına hükmolunmasını istediğini, ancak haksız ve dayanaksız nedenlerle başlatılan icra takibine müvekkil şirket tarafından yapılan İtiraz üzerine icra inkar tazminatı isteminin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, öncelikle davacının hazırladığı faturaların afaki rakamları taşıdığını, asla kabul anlamına kaybıyla talep edilen alacak miktarı fahiş olup kabulünün mümkün olmadığım, alacağın varlığı için yargılama gerekmekte olup aksi iddiaları kabul etmediklerini, alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatına ilişkin talebinin mevcut koşullar dikkate alınarak reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkil aleyhine haksız alacak talebinde bulunduğunu ve icra takibi başlattığım, icra takibine yapılan itirazın usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle davacı tarafin müvekkil şirkete haksız icra takibinden dolayı % 20 oranında kötü niyet tazminatı ödemek zorunda olduğunu, açılan dava haksız ve dayanaksız olup davanın reddi ile müvekkil şirket lehine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesin! talep ettiklerini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının haksız ve kötü niyetlerle açtığı işbu davadaki talepleri zaman aşımına uğradığını, Sayın Mahkeme huzurunda görülen bu davanın zamanaşjmı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, eksik ifa, ayıplı ifa ve gecikmeden kaynaklanan fazlaya dair dava, talep ve tüm yasal haklan saklı kalmak kaydıyla, davacı yanca sunulacak delillere karşı ek delil ve karşı delil sunma haklan ile fazlaya dair her türlü haklan saklı kalmak kaydıyla davacı yana delillerini taraflarına tebliğ ettirmesi için kesin süre verilmesine aksi halde delil sunmaktan vazgeçmiş sayılmasının kabul edilmesine, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, TTK. 67/2 maddesi uyarınca haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatan davalı aleyhine %2Ö oranından az olmamak üzere tazminata hükmolunmasına, davacı tarafın ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK’nın 67. maddesine dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davacı tarafın 265.500,00 TL asıl alacak ve 14.096,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 279.596,96 TL alacağına tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte ödetilmesi istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafın yasal süresi içinde itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK’nın 67. maddesinde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış ve gerekli araştırmalar yapılmış, mahkememiz 22/01/2019 tarihli ara kararı ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
02/05/2019 tarihli raporunda bilirkişi heyeti özetle; Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerden açılış ve kapanış noter tasdikleri zamanında yaptırılmış olup, kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunması nedeniyle kayıtlarının lehine kesin delil vasfının bulunduğunu, davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerden Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin E-Defter olduğunu, Yevmiye ve Defter-i Kebir E-Beratlanın Oluşturma tarihlerinin süresi içerisinde olduğunu, Envanter Defterlerinin açılış noter tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olduğunu, kayıtlanma düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunması nedeniyle kayıtlanma iehîne kesin delil vasfının bulunduğunu, davacı …. ile davalı …A.Şt arasında 11.11.2016 tarihinde “HİZMET VE İŞBİRLİĞİ SÖZLEŞMESİ” nin imzalandığını, dava kapsamında sunulan deliller kapsamında yapılan işler incelendiğinde Kentplus Yalova Projesi için çalışmaların yapıldığı ve hizmetin verildiği kanaati oluştuğunu, davalı tarafın, davacı şirketin, taraflar arasındaki sözleşmeye göre edimlerini yerine getirmediğini, bir kısmını ise eksik ifa ettiğini, işi anlaşılan şekilde teslim etmediğini yönündeki beyanları ile ilgili olarak dava dosyası içerisinde herhangi bir belge bulunmadığını, tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 265.510,00 TL alacaklı olduğunu, bu bakiyede mutabık olduklarını, davacı tarafından icra takibinde 265.500,00 TL talep edildiğini, 13.114,97 TL işlemiş faiz talep edilebileceğini bildirmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna davalı vekilinin celse arasında itiraz ettiği görülmekle itiraz konusu hususların raporda cevaplandığı anlaşıldığından itirazlar reddedilmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ve davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun, denetime elverişli bilirkişi raporunda davacı ile davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Usulüne uygun tutulan ticari defterler tarafların leh ve aleyhlerine delil vasfı taşımaktadır. Davacının defter kayıtlarını davalının defter kayıtılar doğrulamaktadır. Davalı defterlerinde borç görüldüğüne göre davalı ödeme yaptığını belge ile ispat etmek zorundadır. Somut olayda davalı taraf defter kayıtlarında bulunan borcunu ödediğini ispata yarayan bir delil sunmamıştır.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup taraflar arasında 11/11/2016 tarihinde imzalanan …Projesi kapsamında reklamcılık alanında hizmet ve işbirliği sözleşmesi nedeniyle düzenlenen irsaliyeli faturalar ve bu faturalara konu bakiye borç miktarı olan 265.510,00 TL üzerinden 30/10/2017 tarihli Mutabakat Mektubuna istinaden alacaklı olunduğu iddiasının incelenmesi için alınan bilirkişi raporunda 2016 yılında 3 adet ve 2017 yılında 11 adet irsaliyeli faturaların davacı ve davalı ticari defterlerine kayıtlı olduğu 31/12/2017 tarihi itibariyle 265.510,00 TL nin davacı ticari defterlerinde alacak olarak kayıtlı olduğu ve aynı şekilde 265.510,00 TL nin davalı ticari defterlerinde borç olarak kayıtlı olduğu , fatura bedellerinin birbiriyle örtüştüğü, davacı ile davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu mutabakat formunun dosyaya ibraz edildiği, faturaya karşı 8 günlük yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı,reklam konusundaki teknik bilirkişi tespitlerinde yapılan işlemlerin fazlalığı ve akış sırası bakımından onay alınmadığı iddiasının mümkün olmadığının belirtildiği, davalının eksik ifa ve onay alınmaması yönündeki iddiasını destekler delil sunmadığı, davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu mutabakat formunun da 265.510,00 TL olduğu incelendiğinde TTK m.18 gereği tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği dikkate alınarak bu mutabakat mektubuyla davlı şirketin bağlı bulunduğu tespit edilmekle yapılan bilirkişi incelemesinde 265.510,00 TL asıl alacak ve 13.114,97 TL işlemiş faiz belirlenmiş olmakla birlikte dava dilekçesinde 265.500,00 TL asıl alacak ve 14.096,96 TL işlemiş faiz talep edildiği anlaşılmış olup takibe konu fatura ve cari hesap ilişkisinden davacının takip tarihi itibariyle taleple bağlılık ilkesi gereğince 265.500,00 TL asıl alacak ve 13.114,97 TL olarak hesaplanan bedel kadar işlemiş faiz olduğu anlaşılmış olup taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının oluştuğu hususunun ispatlandığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 265.500,00 TL asıl alacak ve 13.114,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 278.614,97 TL üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yasal faiz işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 53.100,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 19.032,19 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.376,84 TL harcın mahsubu ile eksik 15.655,35 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 27.953,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 981,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 3.417,94 TL (3.376,84 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH) harcın davalıdanalınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.482,00 TL (1.300,00 TL Bilirkişi Ücreti, 182,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.476,80 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …