Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/202 E. 2021/377 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/202
KARAR NO:2021/377

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:02/03/2018
KARAR TARİHİ:26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACILARIN TALEBİ:

Davacılar … vekili verdiği dava dilekçesinde, müvekkillerinin eğitim ve tatil için geldikleri …’da kaldıkları otelde sahile indiklerini, otele dönecekleri esnada geri manevra yapan davalı …’in kullandığı ve diğer davalı … A.Ş.’nin sigortaladığı …plakalı aracın müvekkillerine çarptığını, her iki müvekkilinin de yaralandığını, kaza esnasında müvekkillerinden …’in gözlüğünün kırıldığını ve 1.200,00 € vererek yenisini satın aldığını, tedavi görmeleri sebebiyle de tatil için otele harcadıkları 596,00 € paranın da boşa gittiğini, toplam 1.796,00 € maddi tazminat ile yaşanan olay nedeniyle de manevi ızdırap yaşamaları sebebiyle …için 10.000,00 TL, … için de 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da davacıların talep ettiği zararların dolaylı zararlar olduğunu bu nedenle de genel şartlar kapsamına girmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle zamanaşımı definde bulunmuş, yetkisizlik itirazında bulunarak, haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesi olarak … mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiş, görevsizlik itirazında bulunarak asliye hukuk mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Davanın esasına ilişin olarak da davacıların taleplerinin 6098 sayılı TBK m. 54 kapsamında sayılan zararlar içinde yer almadığını, bu nedenle de bu taleplerde bulunamayacaklarını, manevi tazminat taleplerinin de yüksek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49’a göre maddi tazminatı davası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56’ya göre manevi tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacılar, hastane raporlarını, ifade tutanaklarını, gözlük faturasını, otel makbuzlarını, fotoğrafları ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı … A.Ş. cevap dilekçesi vermiş ancak delil sunmamıştır.

Davalı …, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49’a göre maddi tazminatı davası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56’ya göre manevi tazminat davasıdır.

2918 sayılı KTK m. 97’ye göre davacının sigortaya başvuru zorunluluğunun yerine getirilmediğinin anlaşılması sebebiyle 09.11.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekiline sigortaya başvuru zorunluluğunu yerine getirmesi için iki hafta kesin süre verilmiştir. Davacı vekili 14.11.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunarak başvuru ön koşulunu yerine getirmiştir.

Davalı … görevsizlik itirazında bulunarak asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmiştir. Davalılardan birinin sigorta şirketi olması ve davacının taleplerinden birinin de sigorta poliçesi kapsamında sigorta tazminatına ilişkin olması nedeniyle dava konusunun 6102 sayılı TTK’da düzenlenmiş konuya ilişkin olmasından ötürü 6102 sayılı TTK m. 4’e göre ticaret mahkemeleri görevli olduğundan davalının görevsizlik itirazının reddine karar verilmiştir.

Davalı …’in yetkisizlik itirazı, 6100 sayılı HMK m. 6’ya göre davalının yerleşim yeri mahkemesi ile m. 16’ya göre haksız fiilden kaynaklanan davalarda haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesi davacı için seçimlik yetkili mahkeme olarak belirlenmiş olup, davalılardan … A.Ş.’nin yerleşim yerinin mahkememiz yetkisi sınırları içinde kaldığı anlaşılmakla davalının yetkisizlik itirazsının reddine karar verilmiştir.

Davalıların her ikisi de zamanaşımı definde bulunmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 72’inci maddesine göre; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 109/I ve II’ye göre; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olay nedeniyle davalı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının 2015 / 1820 Soruşturma sayılı dosyasından savcılık soruşturmasına başlanılmıştır. Bu nedenle dava zamanaşımı süresi hem 6098 sayılı TBK m. 72/II’ye göre hem de 2918 sayılı KTK m. 109/II’ye göre Türk Ceza Kanununun 66’ncı maddesindeki uzamış zamanaşımı süresine bağlıdır. Bu maddeye göre de beş yıl ve altındaki cezalarda zamanaşımı süresi 8 yıl olup bu sürede dolmadığından davalının zamanaşımı defi reddedilmiştir.

Davacı taraf, 6098 sayılı TBK m. 49’a göre kırılan gözlük zararının ve yaralanması nedeniyle tatil için otele harcadıkları paranın kaybından doğan zararlarını talep etmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 92’de mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan durumlar sayılmış olup bunların içinde davacıların taleplerine ilişkin zararlar bulunmamaktadır. Ayrıca Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3. “Sigortanın Kapsamı” başlıklı maddesine göre; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” düzenlemesi getirilmiştir. Genel Şartların “Tanımlar” başlıklı A.2.d maddesinde de “Zarar: Motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan mal varlığında doğrudan azalma olmasına veya vücut bütünlüğünde eksilmeye, sürekli sakatlığa veya ölümüne sebebiyet verilmesi nedeniyle ilgililerin uğradıkları bu Genel Şartlar ile içeriği belirlenen maddi kayıpları,” şeklinde tanımlanmış olup Genel Şartların A.5 maddesindeki kapsama giren teminat türlerinden “Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Dolayısıyla davalılardan … A.Ş.’nin sorumluluğu bu mevzuat hükümlerine göre diğer davalı …’in sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK m. 49’a göre değerlendirilecektir. Buna göre kusur, zarar ve uygun nedensellik bağının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak her iki davalının da sorumluluğu yoluna gidilebilmesi için öncelikle kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.

Bu amaçla dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş ve meydana gelen kazada kusur oranlarının tespiti istenilmiştir. Hazırlanan 18.10.2019 tarihli raporda olay yerinde keşif yapılmadan kusur durumunun tespitinin mümkün olmadığının bildirilmesi üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak olay yerinde trafik bilirkişisi eşliğinde keşif yapılması ve hazırlanacak raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiştir. … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan keşif ve sonrasında hazırlanan 06.01.2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize gönderilmiştir. Keşif ve keşif sonrası hazırlanan raporla birlikte dosya tekrar Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş hazırlanan 24.03.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda davacıların kusursuz oldukları, davalı …’in ise % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacıların her iki davalıya karşı da tazminat davası açmalarının ilk koşulu gerçekleşmiştir.

Davacılar vekili müvekkilinin gözlüğünün kırıldığını belirtmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre dosyanın metalurji uzmanı bilirkişiye verilerek zarar gören gözlük camının değerinin tespitinin yapılması istenilmiştir. Hazırlanan 03.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda fatura bedelinin 3.360,00 TL olduğu, piyasa değerinin ise 5.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf fatura bedelini talep etmekte olup fatura bedeli Euroya çevrildiğinde 1.091,88 € yapmaktadır.

Davacıların talep ettikleri tatil ücreti zararlarının tespiti için de dosya turizm otelcilik uzmanı bilirkişiye verilerek zarar hesabı yapılması istenilmiştir. Hazırlanan 24.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir olması ve davacıların tatillerine devam etmiş olmaları gerekçesiyle tatil harcamalarının ödenmesini gerektirecek bir durum olmadığı tespitine yer verilmiştir. Hazırlanan raporda bilirkişiden sadece hesaplama istenildiği halde tatil harcamalarının ödenmesini gerektirecek bir durum bulunup bulunmadığı gibi tamamen hakimin yetkisinde olan bir konuda görüş beyan edilmiş olması nedeniyle bu rapor hükme esas alınmamış ve hesaplama yapılmak üzere dosya tekrar aynı bilirkişiye verilmiştir.

Hazırlanan 21.10.2020 tarihli ikinci bilirkişi raporunda da sadece otel fiyatları hakkında bilgi verilmiş ancak davacıların kaza yaptıkları tarih ile konaklamalarının bittiği tarih olan 17.11.2015 – 25.11.2015 tarihleri arasındaki 8 günlük konaklama ücretinin hesabı yapılmaması nedeniyle dosya aynı bilirkişiye tekrar verilerek ek rapor hazırlanması istenilmiştir.

Hazırlanan 21.12.2020 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda davacıların 8 günlük tatil ücretlerinin 1.722,00 TL yaptığı tespit edilmiştir. Konaklamanın yapıldığı tarihteki kur üzerinden Euro karşılığı 560,00 € yapmaktadır.

Hazırlanan bilirkişi raporları sonucunda zarar koşulunun da gerçekleştiği kusurlu hareket ile zarar arasında uygun nedensellik bağının da bulunduğu anlaşılmakla davalıların davacıların uğradığı zararlardan sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Her bir davalının meydana gelen zarardan sorumluluklarının ayrı ayrı ve yukarıda belirttiğimiz yasa hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 90’a göre; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri ise m. 49’da düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile hazırlanan kusur bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde davalı sigorta şirketinin sigortaladığı aracın sürücüsü davalı …’in meydana gelen trafik kazasında % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Hazırlanan 03.03.2020 ve 21.12.2020 tarihli bilirkişisi raporlarında davacıların toplam zararları hesaplanmıştır. Davacıların gözlüklerinin kırılmasının kaza nedeniyle meydana geldiği açıktır. Bu nedenle davacının gözlüğünün kırılması ile doğan zararla davalının kusurlu hareketi arasında uygun nedensellik bağı bulunmaktadır. Davacıların tatil ücretlerini talep etmelerine gerekçe gösterdikleri durum ise kaza nedeniyle tatil yapamadıklarını, tatil süresini hastanede geçirdiklerini belirtmeleridir. Meydana gelen kazanın davacıların tatilden bekledikleri faydayı sağlamalarını engellediği açıktır. Bu nedenle davacıların tatil ücretini de maddi zarar olarak talep etmelerinde hukuki yarar bulunmaktadır. Bu gerekçelerle 1.091,88 € gözlük bedeli, 560,00 € tatil ücreti olmak üzere toplam 1.651,88 € maddi zarardan davalı … hukuken sorumludur.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 97’ye göre; “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” Davalı … A.Ş., tarafından yapılmış olan zorunlu mali sorumluluk sigortasına göre davalı … A.Ş., davacının uğradığı zararlardan poliçe limiti dahilinde hukuken sorumlu durumdadır. Ancak yukarıda açıkladığımız gibi davalı sigorta şirketinin zarar sorumluluğu doğrudan zararlarla ilgilidir. Davacıların iki maddi zarar talebi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kırılan gözlük bedeli ikincisi ise yaralanmaları nedeniyle tatillerini yapamamalarından kaynaklı tatil ücretleridir. Davacıların gözlüğü kaza esnasında kırıldığından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesine göre doğrudan zarar kapsamındadır. Bu nedenle 1.091,88 € gözlük bedelinden davalı sigorta diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6.k maddesinde “Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri,” sigorta tazminatı kapsamı dışında bırakılmıştır. Madde de sayılan durumlar maddede yer alan “gibi” ifadesinden de anlaşılacağı üzere sınırlı olarak değil örnek olarak sayılmıştır. Dolayısıyla zarar verici olguya bağlı olarak talep edilen tatil ücreti yansıma zarar durumunda olup tatil ücretini davacılar davalı sigorta şirketinden talep etme hakkına sahip değildir. Bu gerekçelerle 560,00 € tutarındaki tatil ücretinden sadece davalı …’in sorumlu olduğu kabul edilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacıların davalı …’den ikinci talepleri meydana gelen kaza nedeniyle manevi tazminata ilişkindir. Meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı …’in % 100 oranında kusurlu olduğu hazırlanan kusur raporuyla sabittir. 6098 sayılı TBK m. 49’a göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Aynı yasanın 56’ncı maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi manevi tazminat talep etme hakkına da sahiptir. Dosya içerisinde bulunan belgelerden davacıların kaza esnasında yaralandıkları ve bir süreliğine hastanede tedavi gördükleri anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalılarda belli bir manevi ızdırabın meydana geldiği açıktır.

Manevi tazminatın kişide zenginleşmeye neden olmayacak derecede ve aleyhine hükmedilecek kişi yönünden ise fakirleşmeye neden olmayacak derecede olması gerekmektedir. Meydana gelen olay trafik kazası nedeniyle haksız fiildir. Davacıların beden bütünlüğünün zarar gördüğü sabittir. Bu durumun kendilerinde manevi bir ızdırap yaratmış olduğu, davacılar lehine manevi tazminat şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Manevi tazminatın zarara uğrayanlarda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği tespitlerini içeren 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar yukarıda belirtilmiştir.

Bu gerekçelerle davacıların yaralanmış olmaları, tatillerini sağlıklı şekilde yapamamış olmaları, davalının kusurlu olması dikkate alınarak …için 2.000,00 TL, … için de 1.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten alınarak davacılara verilmesine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacı vekili dava dilekçesinde faiz talep etmemiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine,
a-1.091,88 € gözlük bedelinin davalılar … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
b-560,00 € tatil ücreti bedelinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine
c-560,00 € tatil ücreti bedeli yönünden davalı … A.Ş.’ye karşı açılan davanın reddine,
2-Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabul kısmen reddine,
a-2.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
b-1.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 776,48-TL nispi karar harcının peşin alınan 79,82-TL harçtan mahsubu ile eksik 696,66-TL harcın 166,65-TL’sinin davalı … A.Ş’den, 530,01-TL’sinin davalı …’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacılar tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 4.232,15-TL (1.400,00-TL BK ücreti, 1.373,90-TL Talimat, 723,00-TL ATK Faturası, 735,25-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 2.058,75-TL’nin davalılardan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
5-Ayrıca davacılar tarafından dava açılırken yatırılan toplam 120,92-TL ( 35,90-TL BH, 79,82-TL PH, 5,20-TL VH) harcın davalılardan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
6-Gözlük bedeli üzerinden; kabul edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, DAVACILARA VERİLMESİNE,
7-Gözlük bedeli üzerinden; reddedilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 503,70-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, DAVALILARA VERİLMESİNE,
8-Tatil ücreti bedeli üzerinden; davalı … yönünden kabul edilen maddi tazminat bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.608,88-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak, DAVACILARA VERİLMESİNE
9-Tatil ücreti bedeli üzerinden; davalı … yönünden reddedilen maddi tazminat bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 167,72-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, DAVALI …’E VERİLMESİNE,
10-Tatil ücreti bedeli üzerinden; davalı … A.Ş yönünden tamamı reddedilen maddi tazminat bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.776,59-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, DAVALI … A.Ş’YE VERİLMESİNE,
11-Davacı …yönünden kabul edilen manevi tazminat bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak, DAVACI …’E VERİLMESİNE,
12-Davacı … yönünden kabul edilen manevi tazminat bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak, DAVACI …’E VERİLMESİNE,
13-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat bakımından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/2 maddesi gereğince hesap olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak DAVALI …’E VERİLMESİNE,
14-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat bakımından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/2 maddesi gereğince hesap olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak DAVALI …’E VERİLMESİNE,
15-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda, maddi tazminat yönünden kesin olmak üzere , manevi tazminat yönünden gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2021
Katip 204500
¸

Hakim
¸