Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/194 E. 2020/15 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/194
KARAR NO : 2020/15

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/03/2018
KARAR TARİHİ : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
… A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, dava dışı… A.Ş.’ye ait emtiayı sigortaladıklarını, söz konusu emtianın davalı şirketler tarafından taşındığı esnada taşımayı yapan aracın kusurlu olarak kaza yapması nedeniyle tamamen hasarlandığını, meydana gelen hasar nedeniyle kendi sigortalıları dava dışı …A.Ş.’ye 78.338,00 TL ödeme yaptıklarını, yaptıkları bu ödemenin 41.983,00 TL tutarlı kısmının … A.Ş.’den tahsil edildiğini, kalan 36.455,00 TL içinde taşımayı yapan davalı şirketlere karşı İstanbul… İcra Dairesinin… sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalı şirketlerin icra takibine itiraz etmeleri nedeniyle de itirazın iptali davalı açtıklarını belirtmiştir.

DAVALILARIN TALEBİ:
Davalı …. vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da hasarın taşıma sırasında değil ara taşıma esnasında meydana geldiğini, bu nedenle de meydana gelen zarardan sorumluluklarının bulunmadığını, kazanın alt taşıyıcı olan diğer davalı şirket … Şti.’nin malı taşıdığı esnada meydana geldiğini, sorumluluğun bu şirkete ait olduğunu, bu şirketi kendilerinin denetleme olanaklarının bulunmadığını, hasarın meydana gelmesinde emtianın ambalajlanmasının da etkili olduğunu, emtianın ambalajlanmasından kendilerinin sorumlu olmadığını, CMR Konvansiyonuna göre sorumluluğun malın sahibi olan şirkette olduğunu, sigorta poliçesinin 10.02.2017 tarihinde yapıldığını, kazanın da aynı tarihte olduğunu bu nedenle geçerli bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, talep edilen miktarın üst sınır sorumluluğunu aştığını, hasara ilişkin olarak kendilerinin imzaladığı bir belge bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla ödenmiş sigorta tazminatı alacağı davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, sigorta poliçesini, abonman sigorta sözleşmesini, kaza tespit tutanağını, taşınan emtiaya ilişkin fatura ve sevk irsaliyesini, ekspertiz raporunu, tazminat makbuzunu ve ibranameyi ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı …., sigorta poliçesini, abonman sigorta sözleşmesini, kaza tespit tutanağını, ticari defterlerini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … Şti. cevap ve delil dilekçesi sunmamıştır.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla ödenmiş sigorta tazminatı alacağı davasıdır.
Davalı taraf zamanaşımı defini ileri sürmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Davacı … yapmış olduğu ödemelerle kendi sigortalısına halef olmuş ve yapmış olduğu ödemeyi, meydana gelen hasardan sorumlu olan şirketlerden isteme hakkına sahip olmuştur. Dolayısıyla kendi sigortalısının talep haklarına sahip olmuştur. Bu durumda davacı … şirketinin bağlı olacağı zamanaşımı süresi de 6102 sayılı TTK m. 1482’de düzenlenen sigortacıya yöneltilecek zamanaşımı süresine bağlı olup bu süre TTK m. 1482’de on yıl olarak düzenlenmiştir. On yıllık zamanaşımı süresinin de dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davacı … kendi sigortalısına yaptığı ödemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472’inci maddesine göre halefiyet yoluyla tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmektedir. Bu maddeye göre davacı taraf öncelikle kendi sigortalısına yaptığı ödemeleri ispatlamalıdır. Davacı … sigortalamış olduğu emtianın meydana gelen trafik kazasında zarar görmesi üzerine kendi sigortalısına sigorta tazminatı ödediğini dosyaya sunduğu ödeme makbuzları ile ispatlamaktadır.
Dosyaya sunulan sigorta poliçesinin incelenmesi sonucunda davacı tarafın kendi sigortalısı ile aralarında yapılmış geçerli bir sigorta poliçesi olduğu da görülmektedir. Dolayısıyla davalı ….’nin davacı … şirketinin geçerli sigorta poliçesi olmadığı yönündeki iddiası doğru değilidir.
Sigorta şirketinin kendi sigortalısının haklarına halef olabilmesi için gerçekleşen zarardan dolayı kendi sigortalısının sorumlulara karşı tazminat davası açma hakkına da sahip olması gerekmektedir. Meydana gelen trafik kazasında davacı … şirketinin sigortaladığı dava dışı …A.Ş.’ye ait emtia zarar görmüş dolayısıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49 ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 85’e göre dava dışı … A.Ş.’nin kazaya sebebiyet veren davalılara karşı haksız fiil sorumluluğu nedeniyle tazminat davası açma hakkı doğmuştur. Davacı … 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre halefiyet yoluyla bu dava hakkını kullanma hakkına sahiptir.
Davacı … şirketinin ödediği sigorta tazminatını hasar sorumlularından halefiyet yoluyla isteyebilmesi için ödediği tazminat miktarının meydana gelen hasar miktarı ile uyumlu olması gerekmektedir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre dava konusu olayda zarar gören emtiada meydana gelen zarar miktarının ne kadar olduğunun tespiti için dosya taşımacılık ve lojistik uzmanı bilirkişi ile iki öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyetine verilmiştir. Hazırlanan 19.04.2019 tarihli raporda kazanın davalıların yardımcı kişisi konumundaki araç sürücüsünün tek taraflı kusurundan kaynaklandığı ve bu nedenle de her iki davalının da müştereken ve müteselsilen meydana gelen hasardan sorumlu oldukları tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyetinde taşınan emtianın niteliğine göre metalurji mühendisinin olmaması nedeniyle taşınan emtiada meydana gelen hasarın metalurji bilimi yönünden tespitinin yapılması ve sigorta poliçesi kapsamında değerlendirmesinin yapılması için dosya metalurji mühendisi ve sigorta uzmanından oluşan bilirkişi heyetine verilerek ikinci rapor alınmıştır.
Hazırlanan 18.11.2019 tarihli ikinci raporda da taşınan emtianın galvaniz malzeme olduğu, galvanizin malzemenin tamamını bir zarf gibi homojen ve Fe atomlarıyla atomik bağ kuracak şekilde sarması gerektiği, her hangi bir yerde bu zarfın yırtılması yapılan tüm prosesi sonuçları itibariyle riske atacağı, galvaniz zarfı bozulan parçaların yüzeylerinin temizlenerek yeniden galvanizlenmeleri gerektiği, eğer galvanizde oluşan hasarın tamirat masrafının parça birim fiyatını aşacak tamiratı maliyet açısından mantıklı kılmıyorsa parçanın hurdaya ayrılacağı, davaya konu olayda hasarsız olan parçalar ayrıldıktan sonra hasarlı olanlar için mekanik temizleme ve lokal olarak uygulanan tamiratın yapıldığı, bunun da doğru bir yaklaşım olduğu tespit edildikten sonra; toplam onarım bedelinin 72.709,82 TL olduğu, davacı … şirketinin …A.Ş.’den tahsil ettiği 41.983,00 TL düşüldükten sonra 30.726,82 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalılardan …., yaptığı taşımacılık sözleşmesi ile dava dışı …A.Ş.’ye ait emtianın taşınmasını üstlenmiştir. Diğer davalı… Şti. ise alt taşıyıcı konumundadır. Kaza yapan… plakalı çekici ve … plakalı yarı römork alt taşıyıcı konumundaki davalı … Şti.’ne aittir.
6102 sayılı TTK m. 875/I’e göre; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” Bu madde kapsamında davalı ….’nin tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
6102 sayılı TTK m. 876’ya göre; “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” Bu madde kapsamında taşıcı olan davalı ….’ye getirilen kurtuluş kanıtı getirme yükümlülüğü kapsamında davalı şirket hasarın meydana gelmesinde en yüksek özeni göstermesine karşın sonuçlarını önleyemeyeceğine ilişkin bir delili dosyaya sunamamıştır. Ayrıca ara taşımada görevlendirdiği diğer davalı taşıcı şirketi seçerken özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini de kanıtlayabilmiş değildir. Hasar diğer davalı şirkete ait aracın freninin patlaması sonucu meydana gelmiştir. Dolayısıyla davalı …. ara taşıma için seçtiği şirketin araçlarının bu tür taşıma faaliyetine uygun olup olmadığını araştrmak konusunda gerekli özeni göstermiş değildir.
Taşıyıcının kurtuluş kanıtına ilişkin özel durumları düzenleyen 6102 sayılı TTK m. 878/I’e göre; “Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur: a) Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması. b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama. c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması. d) Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği. e) Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi. f) Canlı hayvan taşıması.” Dava konusu olayda hasar taşınan emtianın yetersiz paketlenmesinden değil taşıma yapılan aracın frenlerinin arızalı olmasından meydana gelmiştir. Bu nedenle davalı ….’nin bu madde kapsamında da tazminat sorumluluğundan kurtulması mümkün değildir. Bu gerekçelerle davalı ….’nin hazırlanan 18.11.2019 tarihli ikinci raporda tespit edilen tazminat miktarından sorumlu olduğu kabul edilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Diğer davalı…Şti. yönünden ise, emtia bu şirkete ait araçla taşınırken kaza meydana gelmiştir. Kazanın meydana gelmesine davalı şirkete ait aracın frenlerinin patlaması neden olmuştur. 6102 sayılı TTK m. 877’ye göre; “Taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.” Davalı … Şti. davaya cevap dilekçesi vermeyerek dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiş sayılmıştır. Dolayısıyla meydana gelen hasardan asıl taşıcı konumunda olan davalı …. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu gerekçelerle davalı … Şti. yönünden de davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı … tazminat ödemesini kendi sigortalısına yaptıktan sonra davalı şirketlere halefiyet yoluyla başvurmadan doğrudan icra takibi yapma yoluna gitmiştir. 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre davacı … kendi sigortalısına tazminat ödemesini yapması ile davalı şirketlere karşı tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. 6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir.
Dosya içerisine alınan İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 36.455,00 TL asıl alacak ve 3.101,17 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 39.556,17 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak ödediği tazminat bedellerinin tarafına ödenmesi için davalıları temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek asıl alacak yönünden hazırlanan 18.11.2019 tarihli ikinci bilirkişi raporunda tespit edilen 30.726,82 TL üzerinden itirazın iptaline ve faiz talebinin reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacının talep ettiği tazminat miktarı yargılama sonucu belirlenir hale gelecek nitelikte olduğundan likit olmadığı kabul edilerek icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalıların itirazının kısmen iptali ile takibin 30.726,82 TL üzerinden devamına,
2-Faiz talebinin reddine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.098,95-TL nispi karar harcının peşin alınan 477,75-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.621,20-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 3.915,00-TL (3.650.00-TL BK ücreti, 265,00-TL tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 3.040,36-TL’nin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 518,85-TL ( 35,90-TL BH, 477,75-TL PH, 5,20-TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.609,02-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Davalı … tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 46,70-TL ( tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 10,43-TL’nin davacıdan alınarak, davalı …’ye verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALILARA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸