Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/188 E. 2020/651 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/188
KARAR NO:2020/651

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/02/2018
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında süre gelen ticari ilişki neticesinde davacı tarafın cari hesap ve faturalardan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafın alacağını ödemekten kaçınması neticesinde … İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın başlatılan icra takibine haksız itirazda bulunarak takibin durmasına sebep olduğunu, davalı tarafın haksız olarak yapmış olduğu itirazın davacı tarafa tebliğ edilmediğini, bu nedene dava açmak için aranılan bir yıllık hak düşürücü sürenin itirazı öğrenilen tarih olarak 02.01.2018 esas alınarak belirlenmesinin gerektiğini, davacı şirketin vekâletinin yeni alındığından ve icra dosyalarına yeni vekâlet sunulması sonucunda dosyadan ve dolayısıyla itirazdan yeni haberdar olunduğunu, bunun üzerine bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2011/10921 Esas, 2011/2655 Karar sayılı 22.02.2012 tarihli kararında; davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyasında davalıların takibe itiraz dilekçelerinin davacıya tebliğine dair bir delile rastlanmadığujıı, bu durum karşısında dava açmak için aranılan bir yıllık hak düşürücü sürenin davacı alacî klannm itirazı öğrendiği tarih esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, itiraz dilekçesi tebliğ olunmadıkça hak düşürücü sürenin başlamayacağı gözetilmeksizin mahkemece yazılı şekild|e hüküm tesisinde isabet görülmediğinin yazıldığını, borca yapılan itirazın hukuki dayamaktan yoksun, farazi ve köftü niyetli olduğunu ve kabul edilemeyeceğini, borçlu şirket ile davacı arasında ki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, bu hesaba dayalı yapılan takibijn hukuka ve usulüne uygun olduğunu, tarafların ticari defterleri incelendiğinde iş bu cari hesaba dayalı alacağın varlığının kesin bir şekilde ortaya çıkacağını, bu nedenle fazlaya ve sair hususlara ilişkin her türlü talep ve dava hakkının saklı kalmak kayıyla, davanın kabulü ile borçlunun haksız itirazın iptalini, … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyanın devam edilmesini, borçlu şirket aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılara’ giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 22/01/2019 tarihli ara karar ile davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
24/05/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; mahkememizce tayin olunan inceleme gününde davalının incelemede hazır olmadığını, taraf vekilleri ile yapılan görüşmede davacı tarafın ilgiji dönemde e-defter mükellefi olduğu, kayıtlarının dijital ortamda incelendiği, davalı tarafın defter sunmayacağının bilgisinin verildiğini, davacı taraf 2016 yılı ticari defterlerinin incelemeye sunulduğu, üzerinde inceleme yapıldığı, ilgili dönemlerde ticari defter beratlarının sürelerinde yapıldığı, defterlerin dav^ef taraf lehine delil vasfını taşıdığını, Davacı …Ş. ile davalı … Tic. A.Ş. arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, davacının defter ve kayıtlarında takip konusu alacağın bulunduğu, davacı şirketin davalı şirketten 31.07.2016 tarihi itibari ile 1.928,44 USD alacaklı olduğunu, davacı ile davalı arasında imzalanan 22.09.2016 tarihli mutabakat formunda davacının davalıdan 1.928,44 USD alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf cari hesaptan alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise cevap dilekçesi sunmayarak bütün hususları inkar etmiş durumdadır.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 1.928,44 USD asıl alacağın ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %7 oranına USD Amerikan doları 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu e-faturalara süresinde itiraz etmemiştir. Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı taraf dosya kapsamında uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesinde sunmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna karşı da herhangi beyan ve itirazda bulunmamış olup davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamıştır.Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının … İcra Dairesi … Esas (Eski Esası : …. İcra Müdürlüğünün … Esas ) sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 1.928,44 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar takip dosyasındaki taleple bağlı kalınarak yıllık %7 faizi geçmemek üzere 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca yürütülecek faizi ile birlikte tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL üzerinden faiz işletilmesine,
2-Asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur esas alınarak asıl alacağın %20’si 1.199,48 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 410,04 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 102,52 TL harcın mahsubu ile eksik 307,52 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince
hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 950,62 TL (102,52 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 650,00 TL BK, 157,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır