Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/134 E. 2019/583 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/134 Esas
KARAR NO: 2019/583

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/02/2018
KARAR TARİHİ: 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yapı/ev dekor ve yapı malzemesi üretimi ve satımı ticaretinde bulunduğunu, davalı yan ile mal alımı/satımı yaptığını malları davalıya teslim ettiğini, davalının tüm uyarılara rağmen ödeme yapmadığını müvekkilinin alacağınının temini için İstanbul …İcra Müdürlüğü nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalı borçlu … tarafından yetkiye,borca,faize ve tüm fer ilerine haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini icra takibinin durmasına neden olunduğunu, dava konusu borcun götürülecek kabul edilen para borcu olduğundan icra takibi ve dava tarihi itibarı ile müvekkilinin … ilçesinde kaldığını ve istanbul icra daireleri ve Mahkemesinin yetkili olduğunu itirazın haksız olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davalı tarafça yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asilin cevap dilekçesinden özetle; Davacının kendisini borçlu göstererek İstanbul … icra Müdürlüğü… E. dosyası ile takip başlattığını, ancak bu şirket ile arasında herhangi bir hukuki ya da ticari ilişki olmadığını, bu sebeple bir borcu olmadığını, takibe bu sebeple itiraz ettiğini, ikametgahının Ereğli olması sebebi ile de yetki yönünden itiraz ettiğini, başlatılan icra takibinin yetkisiz icra dairesinde ve davanın da yetkisiz Mahkemede açıldığını talep edilen icra inkar tazminatının haksız ve dayanaksız olduğunu, davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, vekalet ücreti ve dava masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İtirazın iptali davasında cevap dilekçesinde ve takip dosyasnıda borca itirazla birlikte yetki itirazında bulunduğu anlaşılmış olup, taraflar arasındaki …, … A.Ş yetkili servis sözleşmesi m.50’de İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı göz önüne alınarak HMK m.17 gereğince yetki itirazının reddine karar verilerek dosyanın esasına yönelik, incelemeye devam edilmiştir.
Dava, yapı ev dekor ve yapı malzemesi alım satım kaynaklı fatura ve cari hesap alacağı nedeniyle alacaklı olunduğu idiası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir
Davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için 11/03/2019 tarihli ara karar ile Çan Adliyesi Asliye Hukuk mahkemesine talimat yazıldığı, Çan Asliye Hukuk Mahkemesininin … Talimat sayılı dosyasında bilirkişiden rapor alınmıştır.
29/03/2019 Tarihli Çan Asliye Hukuk Mahkemesi Talimat Bilirkişi Raporunda;
Bilirkişi raporunda davacı …A.Ş. 2016 ve 2017 yıllarına ait yasal E -Defterlerinin Beratlarının yasal sürelerinde onaylandığını, Muhasebe kayıtlarının günlük ve Muhasebe Standartlarına uygun tutulduğunu, Davacı firmaya ait Defterler yasal delil teşkil edilecek şekilde tutulmuş olduğunu. Düzenlenen Faturaların Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’ nun gerektirdiği yasal belge niteliğini taşıdığını. …’in Cari Hesap Hareketlerinden de görüleceği üzere …A Ş. ‘nin 6.544,81 TL. alacağının olduğu sonuç ve kanaatine vanlmış olduğu görüşünü bildirmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…D. İş sayılı dosyasının dosya arasına alındığı, itirazın iptaline ilişkin taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirilerek, davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için bilirkişiden rapor alınmıştır.
06/05/2019 Tarihli Bilirkişi Raporunda;
Mahkememiz dosyasında talimat yoluyla alınan Bilirkişi raporu ile davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının karşılaştırılması için alınan bilirkişi raporunda, Talimat raporunda davacının ticari defterlerinin incelendiği, davacının ticari defterlerinde davacının icra takibine dayanak ettiği faturaların davacının ticari defterlerindeki yevmiye kayıtları ile tespit edildiği ve netice olarak davacının 03.01.2018 takip tarihinde davalı/borçludan olan alacak talebi gibi, 6.544,81 TL asıl alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının faaliyet adresinin; Kdz. Ereğli/Zonguldak adresi olduğu, Davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmediği, buna göre; Davalı yanın kendi iktidarında bulunmasına rağmen kendi defterlerini ibraz külfetini yerine getirmediği, bu halde davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınıp kaçınmadığı hususunun takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu, davcı ile davalı arasında …A.Ş. Yetkili Servis Sözleşmesi başlıklı tarafların kaşe ve imzası ile 26.08.2016 tarihinde 9 sf.dan ve 50 maddede ibaret bir sözleşme imzalandığı, davacının talimat bilirkişi raporu ile davalıdan 03.01.2018 tarihinde 6.544,81 TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden; TCMB verilerinden 03.01.2018 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının talep gibi %9,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 6.544,81 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği görüşü bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğe çıkarılmış, davacı tarafça raporlara beyan dilekçesi sunulduğu görüldü.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Davacı… A.Ş 2016 – 2017 yılları yasal E defterlerinin beratlarının yasal süresinde onaylandığı, muhasebe kayıtlarının günlük ve muhasebe standartların uygun tutulduğu, düzenlenen faturaların Vergi Usul Kanunu ve TTK’nın gerektirdiği yasal belge niteliğinde bulunduğu, davacının ticari defterlerinin HMK m.222 gereğince kendi lehine delil teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle cari hesap alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan defter incelemesi sonucunda, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmış olup, davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve asıl alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-İstanbul … İcra Müd’nün… esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptıkları itirazların iptali ile takibin 6.544,81-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 değişen oranlarda ticari faiz yürütülmek suretiyle devamına,
3-Kabul edilen asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalılardan tahsiline
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 448,00 TL nispi karar harcından peşin alınan 79,05 TL harcın mahsubu ile eksik 368,025 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 2.295,25 TL’nin (79,05 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 875,10 TL tebliğ ve müzekkereler, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …