Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1208 E. 2021/603 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1208
KARAR NO:2021/603

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:31/12/2018
KARAR TARİHİ:30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkilleri şirket arasında gerçekleşen ticari ilişkiye istinaden müvekkilleri şirket davalı şirkete ambalaj ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, bu kapsamda faturalar tanzim edildiğini, tanzim edilen faturaların davalı tarafından ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını ve başlatılan takibe istinaden ödeme emri tebliğ edilmişse de buna müteakiben davalı borçlu, itirazda bulunarak borcu kabul etmediğini beyan ettiğini, davalı tarafından 13.07.2018 tarihinde 160.000,00 TL tutarlı ödemede bulunduğunu, davalı şirketin bakiye 31.791,00 USD borcu kaldığını, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; akibe konu faturalardan kaynaklı borçlara karşılık, davalı şirket tarafından alacaklı firmaya 05.07.2018 tarihli 160.000,00 TL tutarlı çek verildiğini, söz konusu çek bedelinin ödendiğini, davacı tarafça itirazın iptali dava dilekçesinde takip talebinde gösterilen borcun sebebi değiştirildiğini, davacı haksız ve kötü niyetli olarak, takip talebinde borcun sebebi olarak gösterdiği 4 adet fatura bedeli çek ile ödenmiş olmasına rağmen icra takibi açmış olduğundan davacı aleyhine İİK 67/2 fkrası uyarınca kötü niyet tazminatına ve davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 29/01/2020 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
06/10/2020 tarihli raporunda bilirkişi; dava konusunun, davacının davalıyla yapmış olduğu ticari ilişki çerçevesinde 31.791,00 USD tutarlı cari hesap bakiye alacağının tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı davalı tarafından iş bu takibe itiraz edilmesi neticesinde durduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile alacağın tahsili noktasında toplandığı, davacının 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde; davacının takibe konu ettiği faturaların tümünün davacı kayıtlarında mevcut olduğu, iş bu faturalara istinaden davalı tarafından davacı yana 07.03.2018 tarihinde 160.000,00 TL tutarlı ödeme yaptığı, davacı yanın cari hesap olarak davalı yandan takip tarihi (14.12.2018) itibariyle 75.089,91 TL alacaklı olduğu tespit edildiği, davalının 2017, 2018 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde; Davacının takibe konu ettiği faturaların tümünün davalı kayıtlarında mevcut olduğu, iş bu faturalara istinaden davalı tarafından davacı yana 07.03.2018 tarihinde 160.000,00 TL tutarlı ödeme yaptığı, davalı yanın cari hesap olarak davalı yana takip tarihi (14.12.2018) itibariyle 67.747,00 TL borçlu olduğu tespit edildiği, avalı yan fatura bedellerine karşılık 5.07.2018 tarihli 160.000,00 TL tutarlı … … Şubesine ait çek verildiğini, takibe konu faturalardan dolayı borçlarının olmadığını beyan ettiği, davacı ve davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davalının 5.07.2018 tarihli 160.000,00 TL tutarlı … … Şubesine ait çekin her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, çek bedelinin 07.03.2018 tarihinde davalı yan tarafından davacı yana ödenmiş olduğu görüldüğünü, tarafların ticari defterlerinde cari hesap fark tutarının (75.089,91 TL – 67.747,00 TL=) 7.342,91 TL olup cari hesap farklılığının kur farkından dolayı farklılık gösterdiği anlaşıldığı, neticeten, davalı yanın 5.07.2018 tarihli 160.000,00 TL tutarlı … … Şubesine ait çek ile davacı yana yapmış olduğu ödeme dikkate alındığında davalı yanın takibe konu faturalardan dolayı takip tarihi (14.12.2018) itibariyle davacı yana borcunun bulunmadığı, cari hesap olarak değerlendirildiğinde ise davacı yanın davalı yandan takip tarihi (14.12.2018) itibariyle 75.089,91 TL alacaklı olduğu, mahkememizin davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihinden (14.12.2018) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraf vekillerine tebliğ edilmiş, 18/11/2020 tarihli ara kararla taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi ve çelişkilerin giderilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
20/04/2021 tarihli ek raporunda bilirkişi; dava konusunun, davacının davalıyla yapmış olduğu ticari ilişki çerçevesinde 31.791,00 USD tutarlı cari hesap bakiye alacağının tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı davalı tarafından iş bu takibe itiraz edilmesi neticesinde durduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile alacağın tahsili noktasında toplandığı, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde; Davacının takibe konu ettiği faturaların tümünün davacı kayıtlarında mevcut olduğu, iş bu faturalara istinaden davalı tarafından davacı yana 13.07.2018 tarihinde 160.000,00 TL tutarlı ödeme yaptığı, davacı yanın cari hesap olarak davalı yandan takip tarihi (14.12.2018) itibariyle 75.089,91 TL alacaklı olduğu tespit edildiği, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde; Davacının takibe konu ettiği faturaların tümünün davalı kayıtlarında mevcut olduğu, iş bu faturalara istinaden davalı tarafından davacı yana 13.07.2018 tarihinde 160.000,00 TL tutarlı ödeme yaptığı, davalı yanın cari hesap olarak davalı yana takip tarihi (14.12.2018) itibariyle 67.747,00 TL borçlu olduğu, 01.12.2019 tarihi itibariyle ise borç ve alacağın bulunmadığı bakiyenin sıfır (0) olduğu, davalı yan fatura bedellerine karşılık 5.07.2018 keşide tarihli, 13.07.2018 tarihli 160.000,00 TL tutarlı … … Şubesine ait çek verildiğini, takibe konu faturalardan dolayı borçlarının olmadığını beyan ettiği, davacı ve davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davalının 5.07.2018 keşide tarihli 160.000,00 TL tutarlı … … Şubesine ait çekin her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, çek bedelinin 13.07.2018 tarihinde davalı yan tarafından davacı yana ödenmiş olduğu görüldüğünü, neticeten, Taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davalı yanın 5.07.2018 keşide, 13.07.2018 ödeme tarihli 160.000,00 TL tutarlı … … Şubesine ait çek ile davacı yana yapmış olduğu ödeme dikkate alındığında davalı yanın takibe konu faturalardan dolayı takip tarihi (14.12.2018) itibariyle davacı yana hesaben borcunun bulunamayacağı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan ek bilirkişi raporu usulüne uygun taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmuşsa da mahkememizce davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu anlaşıldığından reddedilmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 31.791,00 USD asıl alacak ve asıl alacağa yıllık %6 Amerikan Doları Merkez Bankası azamı mevduat faiz oranları yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, faturadan kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan denetime elverişli raporda, davacı ve davalı şirketin uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin iş bu dosyası tüm ibraz edilen delillerin toplanması sonrasında hesaplama yapmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir. 06/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin incelenen 2018 yılı defterinde takibe konu fatura bedellerinin davalı tarafça 05/07/2018 tarihli 160.000,00TL bedelle … Bankası … Şubesine ait çek verildiği, çek bedelinin davalı tarafından ödendiği, ancak davacının davalı yandan 75.089,91TL cari hesap yönünden alacaklı olduğu, kur farkından kaynaklı 7.342,91TL cari hesap farklılığının olduğunun bildirildiği görülmüştür. Takip dayanağı yapılan faturalar ve tüm dosya kapsamı da değerlendirilerek kaydedilen faturalardan sonra davalı şirketçe herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının yapıldı ise hangi tarihlerde ve ne kadar yapıldığı hususunda ek rapor tanzim edilmesi için dosyamız yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş ve ek rapor alınmıştır. Usul ve yasaya uygun denetimme elverişli Ek raporda özetle; yapılan değerlendirme ve inceleme sonucunda,davacının takibe konu ettiği faturaların tümünün davalı ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davalının bu faturalara ilişkin olarak 13/07/2018 tarihinde davacı yana 160.000,00TL lik ödeme yaptığı, bu ödeme ile davalı yanın 14/12/2018 takip tarihi itibariyle takibe konulan faturalardan kaynaklı davacı yana borcunun kalmadığının bildirildiği, a görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın İİK’nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, davalı taraf davaya konu faturalar nedeniyle davacıya bir borcu olmadığını savunmaktadır. Davanın temelini oluşturan icra takibinde 4 adet satış faturasına dayanıldığı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 11.05.2015 tarih ve 2014/18888 E. 2015/6936 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere itirazın iptali davaları, dayanağı olan takiple sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki tüm cari hesap ilişkisi değil takibe konu faturalarla sınırlı olarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Takip ve davaya konu faturalar 22/02/2018tarih -0455162 numaralı ,14/02/2018 tarih-454977 numaralı, ve 31/01/2018 tarih-454713 numaralı 24/01/2018 tarih-454601 numaralı faturalar olup, faturaların toplam bedeli 31.791,00USD’dir. Faturalardan sonra yapılan ödemeler toplamı ise 160.000,00TL olduğu, ödeme zamanındaki kur üzerinden kök ve ek bilirkişi raporuna göre faturalardan kaynaklı borcun kalmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, tarafların tacir olduğu, faturalardan kaynaklanan alacağa dayalı olarak icra takibi yapıldığı, davalı tarafın takibe itirazında tüm ödemelerin yapıldığını beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri gereğince, davalıdan faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca davacının kötüniyeti mevcut dosya kapsamı ile davalı tarafından ispat edilemediğinden şartları oluşmayan kötüniyet tazminatına hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.062,15 TL harçtan mahsubu ile artan 2.002,85 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 20.170,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 33,00 TL ( Müzekkere ve tebliğler ) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır