Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1156 E. 2018/1304 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1156
KARAR NO : 2018/1304
DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/12/2018
KARAR TARİHİ: 12/12/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı taraf 01/01/2018 tarihinde bir yıllık süreli olarak mülkiyeti müvekkile ait olan ” … – … – … – … – … ” plaka numaralı araçların kiralanması hususunda karşılıklı olarak anlaştıklarını, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere her araç için aylık 2.000,00-TL olmak üzere aylık toplam 10.000,00-TL kira bedelinin ödeneceği hususunda anlaştıklarıın, müvekkil sözleşme gereği tüm araçların bakımlarının eksiksiz yapmış, kira müddeti boyunca kullanıma hazır halde tuttuğunu, ancak davalı taraf Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarına ilişkin aylık kira ödemelerini yapmadığın ayrıca yine davalı tarafın Ekim Ayı İtibari ile de sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirerek “…, …, …, …” Plakalı araçları iade ettiğini, sadece … plakalı aracı teslim etmediğini, Davalı taraf ile yapılan sözleşmede de ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere, fiili kullanım süresi boyunca HGS/OGS ücretleri ve trafik cezaları davalı tarafın ödeyeceği kararlaştırılmış ise de hiçbiri ödenmemiş olup araçlar müvekkilin üzerine kayıtlı olduğu için tüm ödemeleri müvekkilim ödemek zorunda kaldığını, yine ayrıtılar sözleşmede kararlaştırıldığının aksine, davalı tarafa kiralanan … plaka sayılı araç davalı şirket ile hiçbir ilgi ve alakası bulunmayan … isimli bir kişinin sevk ve idaresine vermiş olup bu kişi 08/10/2018 tarihinde tek taraflı olarak bir trafik kazası gerçekleştirildiğini, bu kazadan kaynaklı tüm ödemeler müvekkil tarafından karşılandığını, davalı tarafa sözleşmeyi süresinden önce haksız olarak feshine sebep olunmasından dolayı kira dönemi içinde kalan aylara ilişkin olmak üzere toplam 30.000,00 TL’nin sözleşme gereğince %3’lük faizi ile birlikte ödenmesi talebi ile Gaziosmanpaşa… Noterliğinin …Yevmiye Numarası ile 22/10/2018 tarihinde ihtar çekilmiş ancak cevap alınamayınca bu suretle İstanbul … İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış. Ancak davalı taraf haksız ve kötü niyetli olarak likit, net ve sözleşmede her türlü husus ayrıntılı düzenlenmesne rağmen alacağı sürüncemede bırakmak için kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı taraf iş bu itiraz ile alacağı sürüncemede bırakmak ve mal kaçırmak veyahut adres değiştirmek amacıyla yapmış olduğu alacağın tahsilinin imkansız hale glememesi için davalı tarafın tespit edilekcek mal varlığı üzerine bedelsiz olarak ihtiyati tedbir veyahut sayın mahkeme aksi kanaatte ise davalıdır şerhi konmasına, öncelikle ve özellikle haksız itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve asıl alacağa reeskont avans faizinin işletilmesine, davalı taraf açık ve net olan sözleşme hükümlerine aykırı olarak haksız ve kötüniyetli şekilde itiraz etmiş olduğundan dolayı %20’den az olmamak üzere İcra inkar Tazminatına, tüm yargılama gider, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafta yükletilmesine,karar verilmesini talep etmiştir.
Dava Kira sözleşmesinin hila nedeniyle feshi davası niteliğindedir.
HMK nun 1. maddesi “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK’nın 4. maddesi incelendiğinde, üç grup ticarî davanın bulunduğu, ayrımın 1- Mutlak Ticari Davalar, 2- Havale, Vedia ve Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticarî İşletmeyi İlgilendiren Davalar 3- Nispi Ticari Davalar olarak yapılabileceği, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davaların (mutlak ticarî davalar); ticarî sayılması için en azından bir ticarî işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar (nispî ticarî davalar) olarak nitelendirilebileceği, Mutlak Ticarî Davaların, 6102 Sayılı TTK’ nın 4/1.a bendinden f’ bendine kadar sayılan hususlardan doğan davalar ile özel kanun hükümleri gereği (Mutlak) ticarî sayılan davalar olarak ikiye ayrılabileceği, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın belirtildiği gibi bu tür davaların mutlak ticarî dava sayılacağı ve Ticaret Mahkemelerinin görevine gireceği, havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlığın ticarî dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın, taraflardan birinin ticarî işletmesiyle ilgili olması koşulu aranmayacağı (TTK 4.1, son cümle), nispi ticari davalar ile ilgili olarak ise; TTK 4/1 Maddesinde yer alan hükme göre “her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının” ticarî dava sayılacağı, taraflardan yalnız birinin ticarî işletmesi ile ilgili olarak yasada sayılanlar dışında sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların, ticarî davaya vücut vermeyeceği, taraflardan birinin ticarî işletmesini ilgilendiren bu tür sözleşmelerin, her ne kadar TTK 19.2 uyarınca diğer taraf için de ticarî iş sayılırsa da, bu durumun, davanın TTK 4/l’e göre (nispî) ticarî dava sayılmasını gerektirmeyeceği anlaşılmıştır.
Somut olayda; HMK’nın 4/1-a md.sinde “kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların” sulh hukuk mahkemesi görevi içerisine gireceğinin belirtilmiştir. HMK’da yapılan bu yasal düzenleme, icra hukukundan kaynaklanan tahliye davaları hariç olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalara, tarafların sıfatlarına ve miktarına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde bakılacağını açıkça ifade etmektedir. Anılan hükme göre, kira ilişkisinden kaynaklanan bütün dava ve işlerde genel görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesinin olduğunun belirtildiği, somut olayda; dava dilekçesi içeriğine göre davalı … tarafından gönderilen …Noterliğinin 28/08/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 15/03/2017 tarihli kira sözleşmesi ile 3 yıllığına kiralanan dorse ve çekici tırın teslim edilmesini istediği, kira sözleşmesinin hile nedeniyle feshine ( iptaline ) karar verilmesini istediği taraflar arasındaki uyuşmazlığın belirtilen kira sözleşmesinden kaynaklandığı, kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi görevi içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına konu uyuşmazlığın da araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmış olmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin E. … , K. 2018\953, Karar Tarihi 30\05\2018 Sayılı istinaf kararı da dikkate alınarak mahkememizin görevsiz olduğuna karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın ” Görevsizlik ” nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2. Maddeleri gereğince usulen Reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 mad. Gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepde bulunulmaması ve süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememize davanın açılmamış sayılacağının karar verileceğinin ihtarına(ihtar edildi)
4-HMK 331 md gereğince harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece karar bağlanmasına,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …