Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1151 E. 2020/553 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1151
KARAR NO:2020/553

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/12/2018
KARAR TARİHİ:25/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete farklı tarihlerde taşıma hizmeti verdiğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, icra takibinde belirtilen tutarın müvekkiline ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından kötü niyetli itirazda bulunulduğunu, takibin bu nedenle durduğunu, takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, yetkili icra dairesinin Karacabey olduğunu, taraflar arasında imzalanmış cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının taşıma sözleşmesini dava dışı … ile imzaladığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 03/01/2020 tarihli ara karar ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
08/07/2020 tarihli raporunda bilirkişi heyeti özetle; Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere-göre davacı, taşıma işi sebebiyle bekleme ve ordino ücreti adı altında talep edilen bedellerden davalının sorumlu olduğunu iddia ederken, davalı ise taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığını ileri sürdüğünü, bu bağlamda uyuşmazlık davacı … AŞ tarafından bekleme ve ordino ücreti olarak talep edilen bedellerden davalı yanın sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığını, uyuşmazlık konusu taşıma işi İtalya’dan Türkiye’ye olduğundan milletlerarası bir nitelik taşıdığını ve uygulanacak hukukun tespiti gerektiğini, dosya kapsamında hukuk seçimi yapıldığına dair bir bilgi olmadığı gibi Türkiye’nin taraf olduğu CMR vd. düzenlemeler bekleme ücretine ilişkin bir hüküm içermediğini, bu sebeple MÖHUK m. 29 uyarınca uyuşmazlığa TTK uygulanacağını, TTK’da ise bekleme ücreti özellikle düzenlendiğini ve taşıyıcının bekleme ücretini taşıma bedeline ek olarak talep edebileceği düzenlendiğini, öte yandan ordino ücretinin hangi iş ve işlemlere ilişkin talep edildiği anlaşılamamakla beraber, TTK m. 870 uyarınca taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderlerin taşıma ücretine dahil olduğu ve yine muhatabının taşıma sözleşmesinin tarafı olan gönderen olduğu sabit olduğunu, bu bilgiler ışığında somut olaya gelirsek, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre taşıma sözleşmesi … AŞ ile … arasında akdedildiğini, bu husus davacı tarafın dilekçelerinde de kabul edildiği gibi taşıma sözleşmesinin davalı yan ile akdedildiğini gösterir herhangi bir sözleşme veya taşıma ücretinin davalı tarafından ödendiğini gösterir bir bilgi ve belge de mevcut olmadığını, öte yandan dosyada yer alan özel hamule senedinde ödemenin “freight prepaid” şeklinde olduğu, yine gümrük beyannamesinde de CİF teslim şeklinin kararlaştırıldığı görülmektedir. “Freight prepaid”, navlun bedelinin gönderici-ihracatçı tarafından ödendiğini (veya ödeneceğini) gösterir. Keza CİF kaydı da, taşımaya ilişkin navlun bedelinin ihracatçı-gönderici tarafından ödeneceğini gösterdiğini, taşıma sözleşmesinin davacı ile dava dışı … arasında akdedildiği, giderek navlun ücretinin … tarafından ödendiği bu bağlamda davacı tarafından talep edilen bekleme ücreti ve diğer bedellerinin muhatabının dava dışı … olacağı kanaatine varıldığını, sonuç olarak bekleme ve ordino ücretinin akdi ilişkinin tarafı olmayan davalı yandan talep edilmesinin mümkün olmadığı, bekleme ücretinin muhatabı davalı olmadığından beklemenin gerçekleşip gerçekleşmediği veyahut beklemenin kimin kusurundan kaynaklandığı incelenmediğini, ordino ücretinin de muhatabı davalı olmadığından, ordino ücreti olarak talep edilen bedelin yerindeliği incelenmediğini yukarıda arz ve izah edildiği üzere, bekleme ve ordino ücretinin akdi ilişkinin tarafı olmayan davalı yandan talep edilmesinin mümkün olmadığı kanaatine ulaşıldığını bildirmiştir.
08/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi heyeti özetle; davacı firmanın davalı şirket ile olan ticari münasebetini 120 – ALICILAR 120 03 050 ALICILAR no.lu cari hesap kodu altında takip ettiği davacı firmanın düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna, buna karşın davalı tarafından yapılan ödemeleri ise aynı hesabın alacağına işlemek suretiyle defterlerine kaydetmiş olduğu, Davacı taraf ile davalı arasında oluşan hesap hareketlerinin defterlere yansımasınındavacı …Ş. firmasına ait Mevcut Muavin -Yevmiye Defter kayıtların incelenmesi neticesinde, 2018 yılında taraflar arasında aşağıdaki gibi bir alışverişin cereyan ettiği, taraflar arasında ticari ilişkinin 04.05.2018 yılında başladığı, Davacı tarafından davalı adına dava konusu;04.05.2018 tarihinde TAHMİL TAHLİYE KDVLİ ORDİNO GELİRİ177,00TL, 04.05.2018 tarihinde YURT İÇİ BEKLEME ÜCRETLERİ 4.514,56TL,olmak üzere toplam 4.691,56TL.lık davalı adına 2 adet E-FATURA kesildiği,Davalı tarafından E-Faturaya karşılık bir itiraz ya da ödeme olmadığı davacının davalıdan 04.05.2018 tarihinde 4.691,56TL alacaklı olduğu, Davalı defterlerinde yapılan incelemede davacının kesmiş olduğu dava konusu faturaların davalı hesaplarında yer almadığı, Davacı tarafından 04.05.2018 tarihinde kesilen 2 adet E-FATURA ile ilgili itiraz veya iade talebinin dava dosyasında yer almadığı, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre taşıma sözleşmesi … AŞ ile … arasında akdedilmiş olduğu bekleme ve ordino ücretinin muhatabı davalı olmadığından beklemenin gerçekleşip gerçekleşmediği veyahut beklemenin kimin kusurundan kaynaklandığı incelenmediği belirtilmiştir.
Dava, İİK 67 mad.dayalı olarak davalıların hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davalı tarafın İİK 66 Mad. uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 mad. belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.6098 sayılı TBK’nın 89/1. ve 6102 sayılı HMK 10. maddesi gereğince para borçlarının götürülecek borç olması nedeniyle davalının yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava uluslararası karayolu taşımacılığından kaynaklanan bekleme ücreti ve ordino geliri nedeniyle düzenlenen fatura ve cari hesaptan kaynaklı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu taşıma işi İtalya’dan Türkiye’ye şeklinde gerçekleşmiş olduğundan yabancılık unsuru taşımakta olup uygulanacak hukukun tespiti gerekmektedir. CMR 15. Maddesi “Yükün teslim yerine varışından sonra koşullar bunların teslimini engellediği hallerde taşımacı göndericiden talimat isteyecektir eğer alıcı yükü kabul etmez ise gönderici sevk mektubunun 1. Nüshasını vermeden yük üzerinde tasarruf etme hakkına sahiptir.” yine
CMR 16. Maddesi “Taşımacı talimat istemiyle yaptığı ödemelerle bu talimatı yerine getirmenin gerektirdiği masrafları geri alma hakkına sahiptir. Ancak bu masrafların taşımacının kendi kusur ve ihmali yüzünden yapılmamış olması gerekir. Madde 14 paragraf 1 de ve Madde 15 de ön görülen durumlarda taşımacı yükü onları tasarruf etme hakkına sahip olan kişi hesabına derhal boşaltabilir bunun üzerine taşıma işi sona ermiş sayılır, ondan sonra taşımacı malı bu hakka sahip kişi adına koruma altına alır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
CMR Madde 16 hükmünde yer alan masraflar ve yükümlülüklere katlanma bakımından yükün ilgilisine verilen sorumluluk ticari uygulamada taşıtın beklemesinde de bekleme ücreti ödenmesini gerektirir şekilde uygulanmaktadır. Dosya kapsamında uygulanacak hukuka ilişkin bir seçimde bulunulmadığı anlaşılmış olup Türkiye’nin tara olduğu CMR Konvansiyonu kapsamında bekleme ücretine ilişkin olarak özel bir düzenleme bulunmadığından MÖHUK m.29 uyarınca Türk Hukuku uygulanacaktır. Nitekim 6102 sayılı TTK madde 863/3 ile bekleme ücreti yasal bir zemine kavuşturulmuş olup “Taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse, bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır.” şeklinde hükme bağlanmıştır. bekleme ücreti taşıma bedeline ek bir talep olarak taşıma sözleşmesinin tarafı olan gönderenden talep edilebilecektir.Ayrıca ordine gideri TTKm.870/f.1 “Taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenir. Taşıyıcı, taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderleri de isteyebilir.” hükmü gereğince muhatabı taşıma sözleşmesinin tarafı olan gönderendir.
Dosyada yer alan özel hamule senedinde ödemenin “freight prepaid” şeklinde olduğu, “Freight prepaid”, navlun bedelinin gönderici-ihracatçı tarafından ödendiğini (veya ödeneceğini) göstermekte olduğu, gümrük beyannamesinde de CİF teslim şeklinin kararlaştırıldığı, CİF kaydının, taşımaya ilişkin navlun bedelinin ihracatçı-gönderici tarafından ödeneceği anlamına gelmektedir.
Sonuç olarak taşıma sözleşmesinin davacı ile dava dışı … arasında akdedildiği, navlun ücretinin … tarafından ödendiği bu bağlamda davacı tarafından talep edilen bekleme ücreti,ordino gideri ve diğer bedellerinin muhatabının dava dışı … olacağı kanaatine varılmıştır.
Bu durumu bilirkişi raporunda yer alan Yargıtay kararı da ortaya koymaktadır.
Yargıtay 11. HD, T. 26.11.2019, E. 2018/2174, K. 2019/7534 sayılı kararında da benzer şekilde sonuca varılmıştır:
” … 36gün beklemeden kaynaklı 6.480 Euro bekleme ücreti alacağının doğduğu, taşıma sözleşmesinin davacı ile davalılardan Ateş Dek… arasında akdedildiği, davacının sözleşmeye dayalı olan haklarını sadece akdin tarafı olan davalıdan talep edebileceği, davacının akdi ilişkide taraf olmayan ve aralarında herhangi bir hukuki ilişki bulunmayan davalı Dağdeviren şirketinden navlun alacağı ve bekleme ücretini isteyemeyeceğinden bu davalı yönünden davacının davasının reddi gerektiği… “
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının taşıma sözleşmesinin tarafı olan … yerine nakliyeyi yapana karşı dava hakkını kullandığı, davalının gönderen olmadığı anlaşıldığından davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Pasif Husumet Ehliyeti yokluğundan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca maktu 54,40 TL harcın peşin alınan 56,67 TL harçtan mahsubu ile artan 2,67 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır