Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1135 E. 2019/340 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1135
KARAR NO : 2019/340
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ: 03/12/2018
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili …Şti.nin 26.10.2018 tarihinde şirket merkezinde Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildiğini, işbu genel kurulun tüm ortakların katılımı ile yapıldığını, yapılan genel kurul sonrasında alınan kararların tescili ve ilanı için … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 16.11.2018 tarihinde müracaat edildiğini, … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil talebinin reddedilmiş olduğunu, red nedenlerinden 1 nolu gerekçenin ”Kesin red” şeklinde olduğunu, iade sebebi olarak belirtilen diğer hususların ise tamamlanması mümkün eksiklikler olmakla beraber, yukarıda belirtilen red nedeninin kesin red şeklinde olup, Sicil Müdürlüğünün bu kararına itiraz etmek zorunluluğu doğduğunu, davalı Sicili Müdürlüğü tarafından da aynı gerekçe ile tescil talebinin reddedildiğini, Mahkemenizce de takdir edileceği üzere söz konusu ana sözleşmenin 15. Maddesinde belirtilmek istenen ortakların kendileri ile ilgili alınacak kararlarda her 3 ortağın bu kararlara iştirak etmesi anlamında olduğunu, diğer hususlarda alınacak kararlar esnasında bütün ortakların hazır bulunmasına ilişkin bir ana sözleşme hükmü bulunmamadığını, sözkonusu maddenin bu şekilde yorumlanmasının şirketin olağan işleyişine de aykırılık teşkil edeceğini, aksinin düşünülmesi halinde yani tüm ortakların toplantılarda imzalarının bulunmasının zorunlu kabul edilse dahi sözkonusu olağanüstü genel kurul toplantısında mevcut ortakların hazır bulunduğunu, dolayısıyla ana sözleşme hükmünün toplantı nisabı ile olarak kabul edilmesi halinde dahi tüm ortaklar hazır bulunmakla bu gerekliliğin yerine getirildiğini, itiraz eden…ın sözkonusu ana sözleşme maddesinin karar nisabı olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde itirazda bulunmuş ise de bunun kabulü mümkün olmadığını, kararların oybirliği ile alınmasına ilişkin anılan ana sözleşme maddesinin lafzında herhangi bir ibare bulunmamadığını, kaldı ki, ana sözleşmenin 11. Maddesinin kar dağıtımına ilişkin sermayenin en az %51’ini temsil eden hissedarların kararının geçerli olacağınının düzenlendiğini, bu maddenin dahi ana sözleşmedeki 15. Maddenin karar nisabını düzenlemediğinin en açık göstergesi olduğunu, limited şirket müdür ataması işlemi olağan karar alma işlemlerinden olduğu için TTK madde 620’de belirtilen şekilde, yani toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğuyla alınarak müdür ataması yapılabildiğini, bu noktada en önemli hususun TTK ile düzenlenenin karar nisabı olması olduğu, toplantı nisabı konusunda maddede bir açıklık olmadığını, bu doğrultuda herhangi bir alt sınır olmaksızın genel kurulda kaç pay temsil edilirse edilsin (tek bir sermaye payı dahi katılsa) genel kurul karar alabileceği, böylelikle gündemde özel nisap gerektiren maddeler bulunmadığı takdirde genel kurulun nisapsız olarak toplanabileceğini, toplantıda temsil edilen oyların (salt)çoğunluğu ile karar alabileceğinin hukuken kabul edildiğini, bu nedenlerle de; Ticaret Sicili Müdürlüğünün red kararının hukuka ve ana sözleşmeye aykırı olup, itirazımızın kabulünün gerektiğini, Ticaret Sicili Müdürlüğünün, ana sözleşme hükmünü yorum yoluyla genişletmiş olup, bunun kabulünün mümkün olmadığını, ana sözleşmede toplantı ve karar nisaplarının açıkça belirtilmediği ortada olup, bu durumda TTK hükümlerinin uygulanmasında zorunluluk bulunmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle, itirazlarının kabulü ile kararın tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve duruşma günü davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Delillerin toplanması aşamasında davacı vekili 14/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, beyan etmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde yetki durumu incelendiğinde davada feragata yetkili olduğu anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 44,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının, hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip