Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1108 E. 2020/279 K. 16.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1108
KARAR NO : 2020/279

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı …Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … Ticaret A.Ş.’den mal ya da hizmet alımı yapmadığı halde kendisi aleyhinde İstanbul… İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, 2018 yılı içinde ekonomik sıkıntı yüzünden hiç bir faaliyetlerinin bulunmadığını, kendilerine hiç bir faturanın teslim edilmediğini belirterek davaya konu icra dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … Ticaret A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde İstanbul Boğazında Türk Gecesi ismi ile tekne turları düzenlediklerini, davalı şirketin de müşteri getirerek bu turlara katıldığını, bu sebeple 31.08.2017 tarih,…sayılı ve 13.955,64 TL bedelli ve 21.10.2017 tarih,… sayılı ve 11.876,37 TL bedelli iki tane faturaya konu alacaklarının bulunduğunu, davacının bu alacakları ödemesi için kendisine Üsküdar … Noterliğinin 15.02.2018 tarih ve…sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, fatura borcunun ödenmemesi üzerine de icra takibi başlattıklarını, davacı şirket yetkilisinin kendileri ile …numaralı telefondan temas kurmakta olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre menfi tespit davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, ticari defterlerini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, faturaları, ticari defterlerini, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre menfi tespit davasıdır. Yargılama devam ederken davacı icra takibine konu parayı davalıya ödemiş ve dava istirdat davasına dönüşmüştür.

Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alacak borç durumunun tespiti için her iki tarafında ticari defterlerini mahkememize sunmaları istenilmiş ve 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davalı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş davacı taraf ise usulüne uygun şekilde ticari defterlerini mahkememize sunması istenildiği halde sunmamıştır. Davalı taraf, ticari defterlerini sunamama gerekçesi olarak şirket merkezine hırsız girdiğini ve ticari defterlerin de aralarında bulunduğu bir kısım evrakın çalındığı gerekçesini ileri sürmüştür. Ancak davacı vekilinin dosyaya sunduğu davacı şirket yetkilisinin savcılık ifade tutanağında hırsızlık olayı esnasında şirketin sadece karar defterinin çalındığı diğer ticari defterlerinin çalındığına ilişkin bir şikâyetinin olmadığı anlaşılmıştır.

Hazırlanan 22.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmadığından inceleme yapılamadığı, davalı şirketin 2017 ve 2018 dönemine ilişkin defterleri incelendiğinde 13.07.2018 tarihine göre davalı taraf ticari defterlerine göre davalının davacı taraftan 25.695,97 TL alacaklı olduğu ve bu alacağını da 18.01.2019 tarihinde tahsil ettiği tespit edilmiştir.

6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davalı defterlerindeki kayıtların aksi davacı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davalı defterleri kendi lehine delil hükmündedir. Davalı taraf kendi ticari defterleri ile alacağının varlığını kanıtlamakta olup davacı taraf ise borçlu olmadığını kanıtlayacak bir delil dosyaya sunabilmiş değildir. Bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacının kendi ticari defterlerini mahkememize sunmamış olması, davalı taraf ticari defterlerine göre de borçlu olduğunun tespit edilmiş olması, 2017 ve 2018 yıllarında da davalı tarafla ticari iş içerisinde bulunduğunu bilebilecek durumda olması nedeniyle icra takibine yaptığı itiraz iyiniyetli görülmeyerek davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-%20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 441,15-TL harçtan mahsubu ile artan 386,75-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.874,80 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokulğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸