Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1092 E. 2020/839 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1092
KARAR NO:2020/839

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :21/11/2018
KARAR TARİHİ:02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Ticaret A.Ş. ile davalı …. A.Ş arasında satıştan kaynaklanan bir borç ilişkisinin bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketin talebi üzerine mal satış, gerçekleştirdiğini davalı şirketin satıştan kaynaklanan 15.107,72 TL bakiye borcunu müvekkiline ödemediğini, müvekkili tarafından davalıya 19.04.2017 tarihinden 30.10.2017 tarihine kadar toplamda 72.852,46 TL tutarında fatüraiı mal satışı gerçekleştirildiğini ve davalı yanın bu satış faturalarına hiçbir itirazının olmadığını, 41.335,40 TL tutarlı 24.11.2017 vadeli çeki de 31.10.2017 tarihinde cari hesap borcuna istinaden müvekkili şirkete teslim ettiğini, faturaların yanı sıra fatura edilen malların gönderildiğine dair sevk irsaliyesinin de davalı şirkete ürün satışı ve gönderimi gerçekleştiğini, davalı yan tarafından müvekkiline e-posta yoluyla gönderilen sipariş talep formlarının da incelendiğinde satışın davalı talebine istinaden gerçekleştiğini, davalı şirketçe müvekkilinden mal alınmasına ve bir kısım bedelin çek ile karşılanmasına rağmen bakiye 15.107,12 TL bedelin ödenmemesi üzerine …. İcra İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, yapılan takibe davalı yanın herhangi borcu olmadığından bahisle itiraz ettiğini, davalı yanın ödeme yapmaktan kaçındığını alacaklarının tahsilini uzatmak maksadıyla itiraz ettiğini, mahkememize sunulan fatura sevk irsaliyesi ve cari hesap ekstresinin incelendiğinde davalı yanın 15.107,12 TL borcunun olduğunu haksız ve kötü niyetli itirazın kabul edilemez olduğunu, bu hususların mahkeme tarafından yapılacak ticari defterlerin incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını, dava konusunu uyuşmazlığın taraflar arasında ki satış ilişkisinden kaynaklandığını, bu alacağın tahsili maksadı ile icra takibinin başlatıldığını tüm bu sebeplerle itirazın iptaline davanın devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalı yana usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya itiraz dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 21/06/2019 tarihli ara karar ile talimat yoluyla davalı tarafın uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları ile dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
08/08/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davalı …. A.Ş.’nin 2017-2018 yıllan ticari defterlerinde yerinde yapılan incelemeler neticesinde, ticari defterlerin E-defter uygulamasında olduğu (elektronik ortamda kayıt/muhafaza edildiği) Muhasebe usul ve esaslarına uygun bir şekilde tutulduğu (TTK md. 64/1) ticari defterlerin kendi içinde birbirini teyit eder nitelikte olduğu tespit edildiğini, tarafların tacir olduğu, karşılıklı mal alım / mal satımından kaynaklanan, bir ticari ilişkinin var olduğu, taraflann tacir olmasından kaynaklı açık hesap şeklinde çalışıldığı davalı firmanın ticari defter ve kayıtlanndan görüldüğünü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin önceki yıl/yıllardan süregeldiği 01.01.2017 tarihli muhasebe açılış fişinde davalı yanın davacıya 16.409.94 tl borçlu olduğunu, yıl içinde Davacı taraf … Ticaret A.Ş. tarafından Davalı yana 6 adet satış faturası düzenlendiği toplamda 72.852,47 TL tutannda Malın/Emtianın satışının yapıldığı davacı tarafça toplamda 57.745.34 TL tutannda ödemenin (Çek ve Havale işlemi) yapıldığı davalı yanın ticari defterlerinden tespit edildiğini, 72.852,47 TL toplamda satın alman malın/emtian tutarından 57.745334 TL tahsil edilen paranın düşüldüğünde, 15.107,13 TL kalan borç tutarı bulunduğunu, 2018 yılında ise taraflar arasında bir başka işlem/muhasebe hareketinin olmadığı, 2017 yılından devir gelen 15.107,13 TL’nin muhasebe fişine yazıldığı davalı firmanın ticari defterlerinden görüldüğünü, sonuç olarak davalı tarafça ibraz edilen 2017-2018 yıllan ticari defterlerinin, davaya ve takibe konu edilen işlemlere ilişkin olarak ilgili yasal defterlerin mevzuata, VUK 215-219 TTK ve Muhasebenin Genel Kabul Görmüş İlkelerine uygun olarak tutulduğu, Dava ve Takip tarihi itibariyle davalı yan …. A.Ş.’nin davacı … Ticaret A.Ş.’ye 15.107,13 TL borcu olduğu dosya kapsamından tespit edildiğini beyan etmiştir.
Alınan talimat bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş, bu kez alınan talimat raporu ile davacı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
17/07/2020 havale tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı tarafın davalı taraftan 2016 yılından devreden ve 01.01.2017 tarihli açılış fişinde kayıtlı olan 16.409,93 TL alacaklı olduğu görüldüğünü, davacı taraf davalı tarafa, 2017 yılı içerisinde muhtelif tarihlerde 6 adet toplamı 56.442,53 TL bedelli e-fatura düzenlemiş ve ticari defterlerine alacak olarak işlediğini, davacının davalı taraftan, 16.409,93 TL 2016 yılından devreden + 56.442,53 TL 2017 yılı fatura alacağı – 72.852,46 TL alacağı oluştuğunu, davacı taraf 2017 yılında davalı taraftan toplam 57.745,34 TL tahsilat yapıldığını, davacı tarafın davalı taraftan, 72.852,46 TL fatura alacağı -57.745,34 TL tahsilat =15.107,12 TL alacaklı hale geldiğini, dosya içerisine sunulan davalı taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre düzenlenen bilirkişi raporuna göre, “…Dava ve Takip tarihi itibariyle Davalı yan …. Tic. A.Ş’nin, Davacı … Ticaret A.Ş.’ye 15.107,13 TL borcu olduğu dosya kapsamından tespit edilmiştir.” tespit edildiğini, davacı taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalı taraftan 15.107,12 TL alacaklı olduğu, davalı taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafa 15.107,13 TL. borçlu olduğu, her iki ticari defterlerinde yer alan borç- alacak bakiyesi arasında 0,01 Kr. fark olduğu görüldüğünü, davacı tarafın davalı taraftan 11.06.2018 takip tarihi itibariyle 15.107,12 TL alacaklı olduğu görüldüğünü, davacı taraf …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile davalı taraftan 15.107,12 TL cari hesap ve fatura alacağı talebinde bulunduğunu, davacı taraf icra dosyası ile takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmadığı için faiz hesabı yapılmadığını, sonuç olarak; davacı tarafın davalı taraftan 11.06.2018 takip tarihi itibarı ile 15.107,12 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 15.107,12 TL cari hesap ve fatura alacağın ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 avansfaizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.Bu kapsamda usul ve yasaya uygun denetime elverişli talimat mahkemesince aldırılan ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davalı ve davacı tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, yapılan mali hesaplamalara göre davacının ticari defter kayıtlarına göre dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle 15.107,12TLnin davalıdan alacak olarak işlendiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre de dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle15.107,13TLnin cari hesap olarak davacı tarafa borç olarak işlendiği tespit edilmir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriğide hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir. Davalı tarafça faturalara karşı yasal süresi içinde yapılmış herhangi bir itirazının dosya kapsamında ve ticari defter kayıtlarında bulunmadığı da dikkate alınarak hükme esas alınan bilirkişi raporlarında 15.107,12TL’nin tarafların ticari defterlerinde karşılıklı olarak kayıtlı olduğu, davacının dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle ticari defter kayıtlarına göre HMK m.222 uyarınca incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil ve davalı aleyhine delil oluşturduğunun kabulü ile 15.107,12TL olarak davalıdan alacaklı olduğunun kanıtlandığı anlaşılmış olup dava dilekçesinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak 15.107,12TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tarfların tacir ve yapılan işin ticari olması nedeniyle takip dosyasınndaki taleple bağlı kalınarak %9,75 avans faiz işletilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 15.107,12 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 avans faiz işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 3.021,42 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.031,97 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 182,46 TL harcın mahsubu ile eksik 849,51 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.775,74 TL ( 182,46 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 1.400,00 TL BK, 152,18 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır