Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1090 E. 2019/279 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1090 Esas
KARAR NO : 2019/279 Karar
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/06/2016
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirketinin fabrikasında kullandığı elektirik enerjisinin davalılar tarafından sağlandığını, davalı şirketler tarafından müvekkilinden kayıp/kaçak, trafo kaybı, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım, enerji fonu adı altında haksız ve hukuksuz olarak bedel tahsil edildiğini, geriye dönük 10 yıllık süreçte fazla alının bedellerin ödemiş olduğu tarihten itibaren değişken ticari faiz oranı uygulanmak sureti ile 10.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınmasını ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı… A.Ş. Vekilinin Cevap Dilekçesinde Özetle; husumet itirazları olduğunu, davanın dağıtım şirketi olab …’a yöneltilmesi gerektiğini, dav konusu alacak bakımından zamanaşımı süresinin dolsuğunu, müvekkili kurumun EPDK mevzuatına ve tarifelerine uygun hareket ettiğini ve buna göre faturalandırma yaptığını, EPDK kararına dayanılarak açılan davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği, kayıp kaçak tahakkukunun kaçak enerji kullanımından dolayı faturada yer alan bir bedel olmadığını, bu bedelin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedef oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, söz konusu kayıp kaçak bedelinin EPDK karan doğrultusunda alındığını, alınan bu bedelin geri istenemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı …Ş. Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Zamanaşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, davanın reddi gerektiğini, görev itirazlarının olduğunu, kayıp-kaçak bedellerinin bir maliyet unsuru olmasının mevzuat gereği olduğunu bu hususun 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişikli Yapılmasına Dair Kanun’un 15, 21 ve 26 maddelerinde belirtildiğini, EPDK tarafından tarife yolu ile belirlenen bedellerin başvuruculara idaresi durumunda hukuk düzeninin bozulduğunu, müvekkilinin şirketin abonelerle yapmış olduğu sözleşmelerde kararlaştırılan edimlerin kapsamı dışında taleplerinin olmadığını, 21 elektrik dağıtım şirketi tarafından ülke genelinde uygulanacak tarifelerin içinde bulunan uygulama döneminin yıllar bazındaki ilgili tarife dönemleri için dağıtım şirketlerinin dağıtım ve perakende satış lisansı kapsamındaki parametlerinin EPDK tarafından belirlenmekte olduğunu, elektrik dağıtım şirketlerinin ilgili mevzuat kapsamındaki maliyetlerinin karşılanması bakımından EPDK Kurul Kararları ile onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren söz konusu tarifelere dağıtım şirketlerince uygulanmasnın yasal bir zorunluluk olduğunu, davacı tarafından faiz talep edilemeyeceği husununun esas hakkında hüküm kurulurkan dikkate alınmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıdan tahsil edilen kayıp/kaçak, trafo kaybı, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve enerji fonu adı altındaki bedellerin istirdadının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce verilen … Esas, … Karar Sayılı ilama yönelik kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul BAM 3. Hukuk Dairesinin… Esas, … Karar Sayılı ilamı ile:
“Davacı tarafça, davalı olarak … ve …’a husumet yöneltilmek suretiyle dava açıldığı ve …’ın (…AŞ) taraf olarak gösterilmediği halde cevap dilekçesi sunarak, yargılama aşamalarına katıldığı, bu konuda davacının, davalı sıfatı yönünden, esasen gösterdiği 2 davalı da aynı ünvanlıyken, bu konuda açıklamasının sorulmadığı, karar başlığında, davalı olarak … ve …AŞ olarak yazılı olduğu, kararın … unvanı ile tebliğ edildiği, buna rağmen…’ın istinaf başvurusu yaptığı ve bu başvuruya karşılık harç makbuzunun davalı … adına kesildiği ve böylece, bu hatalı birbirini takip eden işlemler karşısında, dosya kapsamından pasif husumetin hangi davalı şirket yönünden yürütüldüğünün anlaşılamadığı, istinaf incelemesinde taraf ehliyetinin resen gözetileceği, böylece mahkemenin öncelikli olarak bu hususu çözümlemesi gerekirken, esastan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
… AŞ dağıtım şirketi olup, … iken şimdiki ünvanı … AŞ, ayrı bir perakende satış şirketidir. Davacı dava dilekçesinde, ikinci davalı ünvanının başına “…” yazmakla eğer perakende satış şirketini hasım göstermek istemişse (ki bu ünvan dağıtım şirketine değil perakende satış şirketine aittir) bunun sorularak açıklattırılması, yok eğer, bu ünvanı hatalı yazmış ve sadece dağıtım şirketini hasım olarak göstermek isterken, dilekçesine davalı olarak mükerrer biçimde dağıtım şirketi adını yazmışsa, bu konuda da beyanını almak, buna göre de yargılama yapılıp karar başlığının ve hükmün buna göre düzenlenmesi gerekeceği açıktır.
Mahkemece, davacının bu durumu açıklamasını istemesi, açıklama sonrası, eğer gerekirse 6100 sayılı HMK’nın “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığı veya bunun maddi hata kabulü gerekip gerekmediği değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi, bu haliyle pasif husumet sorunu çözülmeden esas hakkında karar verilemeyeceği kanaatiyle, HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, taraf teşkili çözüldükten sonra yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Davacı taraf 30/04/2019 tarihli dilekçesi ile Bam Dairesinin kaldırma ilamına konu husus bakımından: “Sayın Mahkemenizde görülmekte olan davada Davalı taraf olarak aynı şirkete ait iki ayrı unvan sehven yazılarak hasım gösterilmiştir. İşbu davada; hasım olarak göstermek istediğimiz taraf son ünvan değişikliği ile adı … A.Ş. olan elektrik satış şirketidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 30/04/2019 tarihli celsesinin ara kararı ile HMK’nin 124. Maddesi gereğince husumetin maddi hatadan kaynaklı olarak …A.Ş ve … A.Ş şeklinde yöneltildiği kanaatiyle dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü ile davaya …A.Ş’ye yönelik olarak devam edilmesine karar verilmiştir….’ın (… AŞ) taraf olarak gösterilmediği halde cevap dilekçesi sunarak, yargılama aşamalarına katıldığı anlaşıldığından bu tarafa yeniden tebliğ yapılmasına usul ekonomisi gereğince gerek görülmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Konusu Asıl Alacak Yönünden Yapılan Değerlendirme:
17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye 10. fıkra eklenmiştir.
6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19. Madde; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici 20. Maddenin ise; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17’nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
15.02.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 28.12.2017 tarih, … Esas, … Karar Sayılı ilamı ile 6446 Sayılı Yasanın 17. maddesinin (6) numaralı fıkrasının değiştirilen (a), (ç), (d) ve (f) bentleri ile Geçici 19. ve geçici 20. Maddelerinin Anayasaya aykırı olmaması nedeniyle iptal talebinin reddine dair karar verilmiş, 6446 Sayılı Yasanın 17. Maddesine eklenen 10. fıkranın ise Anayasa aykırı olması nedeniyle iptaline dair karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasa değişiklikleri, emsal Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/20106 Esas, 2017/9319 Karar sayılı ilamı ve Anayasa Mahkemesi’nin 28.12.2017 tarih,… Esas, … Karar Sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Açıklanan bu sebeplerle mahkememizde açılan davanın konusuz kalmış olduğu sabit olmakla karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yargılama Gideri ve Vekâlet Ücreti Bakımından Yapılan Değerlendirme:
… Yönünden:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda yargılamaya devam edilerek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunun tespit edilmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafa yargılama giderinin yükletilmesi gerekmektedir.(Yargıtay 3. H.D. 2016/16610 Esas, 2017/1011 Karar Sayılı Emsal İlamı)
Yukarıda ki açıklamalara göre dava dosyası incelendiğinde somut olayda, davanın açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar Sayılı ilamı ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin kararları gereğince davacı tarafın dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereğince davanın kabul edilmemesine rağmen davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla, davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin ve maktu vekâlet ücretinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
… Yönünden:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesinin 4. fıkrası ile düzenlenen “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü gereğince davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden bu şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmiş, bu şirket tarafından yapılan yargılama giderinin davacı taraftan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın konusuz kalmış olması nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40-TL’nin peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 126,38-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 255,80-TL yargılama giderinin (153,30-TL istinafa gönderilmeden önceki harç ve gider, 102,50-TL karar tarihinden sonraki tebliğler) …’nden alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak …’ne verilmesine,
6-… tarafından yatırılan istinaf karar harcı, istinaf yoluna başvurma harcı ve vekalet harcı toplamı olan 134,00-TL’nin iade edilmemişse tarafın isteği halinde iadesine,
7-… tarafından dava gideri olarak harcanan (posta/tebligat gideri) 90,70-TL’nin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.