Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1087 E. 2021/44 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1087
KARAR NO:2021/44

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:21/11/2018
KARAR TARİHİ:20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı tarafın…’de yayınlanan “…” isimli televizyon dizisine 3 sezon boyunca ses malzemelerine ilişkin ekipman kiralamış olup, bu kapsamda müvekkilleri tarafından kesilen serbest meslek makbuzlarından kaynaklı ödenmeyen cari hesap alacağı için, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ilamsız takibi ile takip başlatıldığını, davalı taraf, işbu takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz etmiş olup, itirazın iptali ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … Tic. Ltd. Şirketi sektörün önde gelen saygın yapım şirketi iken, yaşanan sektörel ve diğer sorunlardan ötürü borca batık hale geldiğini, bu sebeple de …. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı dosya nezdinde iflas başvurusu değerlendirildiğini, öncelikle bu dosyanın sayın Mahkemede görülmekte olan işbu dosya için bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, davacı taraf her ne kadar anılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia etse ve işbu iddiasını dayandırdığı …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas numaralı dosyasına sunulan 10.08.2017 tarihli bilanço olduğunu söylese de, tüm bu evrakların ve fiili borç durumunun gerçekliğinin tespiti için anılan Mahkeme tarafından bir Kayyum Heyeti görevlendirildiğini, taraflarına vekaletin de heyet tarafından verildiğini, her türlü borç ve alacak durumunun zaten o dosyada gerçek olarak tespit edileceğini, şirketin bu yönde karar ve tasarruf yetkisinin artık bulunmadığını bildirme zarureti hasıl olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 03/01/2020 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
06/10/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Dava konusunun, davacının davalıyla yapmış olduğu ticari ilişki çerçevesinde 168.740,00 TL tutarlı cari hesap bakiye alacağının tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı davalı tarafından iş bu takibe itiraz edilmesi neticesinde durduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile alacağın tahsili noktasında toplandığı, davacı yan dava dosyasına 13.01.2020 tarihli dilekçesi ekinde 2017-2018- 2019 yılı Yevmiye Defteri dökümü sunulmuş olduğu, sunulan yevmiye defteri dökümü incelendiğinde; Takibe konu edilen faturaların tamamının davacı yan ticari defter dökümlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın davalı yandan takip tarihi (07.02.2018) itibariyle 168.740,00 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu tespit edildiği, davalının 2016, 2017, 2018 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacının takibe konu ettiği faturaların tamamının davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yanın davacı yana takip tarihi (07.02.2018) itibariyle 168.740,00 TL cari hesap bakiye borçlu olduğu, takip dosyası, davacı ve davalı yana ait ticari defterler ile belgeler ve dosya münderecatı üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacının takibe konu ettiği faturaların tamamının taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında cari hesap yönünden bir çekişmenin mevcut olmadığı, davacı yanın davalı yandan takip tarihi (07.02.2018) itibariyle 168.740,00 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, mahkememizce davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan 168.740,00 TL asıl alacağına takip tarihinden (07.02.2018) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın168.740,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa yıllık %10,75 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ele alınıp bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı asil hakkında celpedilen vergi müdürlüğü cevapları incelendiğinde davacının hesap dökümlerine göre esnaf üst sınırını aştığı anlaşılmakla uyuşmazlığın esası yönünden inceleme yapılmıştır.
Davalı vekilinin …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. dosyasında iflas davasının bekletici mesele yapılması talebi bakımından ilgili davada herhangi bir iflas kararı verilmediğinden İİK m.194 uygulama alanı da bulamayacağından yerinde görülmemekle dosya karara bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.Bu kapsamda usul ve yasaya uygun denetime elverişli talimat mahkemesince aldırılan ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davalı ve davacı tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, yapılan mali hesaplamalara göre davacının ticari defter kayıtlarına göre dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle 168.740,00 TL’nin davalıdan alacak olarak işlendiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre de dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle 168.740,00 TL’nin cari hesap olarak davacı tarafa borç olarak işlendiği tespit edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriğide hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir. Uyuşmazlığa konu taraf defterleri incelenmiş olup taraflar arasında ticari ilişki kurulduğu, “…” dizisi ses malzemelerine ilişkin hizmet verildiği ve bu kapsamda cari hesap ilişkisinin oluştuğu belirlenmekle; birlikte hükme esas alınan bilirkişi raporlarında 168.740,00 TL’nin tarafların ticari defterlerinde karşılıklı olarak kayıtlı olduğu ,davacının dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle ticari defter kayıtlarına göre HMK m.222 uyarınca incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil ve davalı aleyhine delil oluşturduğunun kabulü ile 168.740,00 TL olarak davalıdan alacaklı olduğunun kanıtlandığı anlaşılmış olup dava dilekçesinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak 168.740,00 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tarfların tacir ve yapılan işin ticari olması nedeniyle takip dosyasınndaki taleple bağlı kalınarak %10,75 ticari temerrüt faizi işletilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 168.740,00-TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,75 ticari temerrüt faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 33.748,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 11.526,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.037,96 TL harcın mahsubu ile eksik 9.524,96 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 19.980,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.070,36 TL ( 2.037,96 TL, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 800,00 TL BK, 191,30 TL Müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır