Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1081 E. 2023/346 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1081 Esas
KARAR NO : 2023/346
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/04/2014
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 08/05/2012 başlangıç tarihli belirli süreli bir acentelik sözleşmesi mevcut olduğunu, bu sözleşme ile 3 yıllık belirli süreli bir acentelik sözleşmesi imzalandığını, merkez …’in talimat ve tavsiyeleri doğrultusunda acentenin … apartmanındaki faaliyetleri sırasında 01/05/2012 – 31/12/2012 tarihleri arasında yaptığı harcamalardan belgelendirilebilir olan harcamaları toplamının 62.434,84 TL olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye dayalı tüm yükümlülüklerini eksiksiz kusursuz ve iyi niyetli olarak yerine getirdiğini, bu nedenlerle müvekkilinin şimdilik 104.021,84 TL değerindeki faturalı ve ispatı kabil maddi zararı ile iş bu zararların davalının temerrüde düştüğü 07/08/2013 tarihinden dava tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi ve sözleşmenin feshini bildiren ihtarnamenin müvekkilince davalıya keşide edildiği 26/08/2013 tarihinden işbu davanın kesinleşmesi tarihine kadar işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, müvekkilinin ticari itibar, ün ve geleceğinin zarar görmesinden ve tehlikeye girmesinden kaynaklanan 60.000,00 TL değerindeki manevi zararın davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle mahkemenin yetkisiz olduğunu, işbu sözleşmeden kaynaklanacak davalarda İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafından davalı olarak gösterilen … … …/… … çalışanı olduğunu, söz konusu davada taraf olma sıfatı bulunmadığını, bu nedenle müvekkili açısından davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini; esasa ilişkin olarak da, müvekkili ile davacı arasında 08/05/2012 tarihli acentelik sözleşmesinin 02/07/2013 tarihinde davacının sözleşmeye aykırılık teşkil eden iş, davranış ve işlemleri nedeni ile sözleşmenin müvekkili tarafından noter kanalı ile gönderilen fesih ihbarnamesi ile sonlandırıldığını, davacı tarafın 15 – 16 – 17 – 18 maddelerini ihlal ettiğini, sözleşme ve ticaret kanunu ile belirlenen sorumluluklarına aykırı davranığını, müvekkilinin davacının ofis kiralamalarında kesinlikle kendisine talimat vermediğini, taleplerde bulunmadığı tam aksine davacı taraf ilk ofisini ara sokakta olması nedeni ile iş yapamadığını bu durumu nasıl çözebileceği konusunda müvekkilinden tavsiyelerde bulunmasını istediğini, bu nedenlerle tazminat talebinin yersiz olduğunu, davacı müvekkili ile çalışmak istemediğini, davacı acentenin bu tutumlarından dolayı müvekkili şirket piyasada müşterileri nezdinde büyük bir güven ve itibar kaybına uğradığını, karşı dava olarak da; davacının acentenin mezkur sözleşmenin 15, 16, 17, 18 maddelerine aykırı davrandığının müvekkili şirketin bilgisi dışında kayıt aldığını, öğrencilerden aldığı paraları müvekkili şirkete bildirmediğini, öğrencilerden işlem yapmak üzere para tahsil ettiğini, ancak bir işlem yapmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin uzun yıllar büyük emekler sonucu piyasada oluşturulan güven ve itibarın zedelenmesine neden olduğunu, bu sebeple 50.000,00 TL manevi tazminat talep etme zorunluluğu doğduğunu, davacı karşı davalı acente … …’ın davasının reddini, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Asıl dava yönünden taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshinden doğan maddi ve manevi zararı tanzimi ile portföy ve denkleştirme tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkin olduğu, karşı dava yönünden ise acentenin sorumlulukları ile ilgili maddelerin aykırılık nedeniyle manevi tazminat isteminden ibaret olduğu görüldü.
Yetkisizlik kararı öncesi …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… esas, 2017/… karar sayılı dosyasından alınan 08/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalılardan … …’nün pasif husumet ehliyetine ilişkin olarak; davaya konu 08.05.2012 tarihli acentelik sözleşmesinde, … ticari işletmesinin işleten gerçek kişi tacir olarak davalılardan … …’nün taraf olduğu ve diğer davalı … …’nün sözleşmeye taraf olmadığı görülmekle, acentelik sözleşmenin feshi nedeniyle doğduğu iddia edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin ileri sürüldüğü inceleme konusu dava kapsamında, davalılardan … …’nün pasif husumet ehliyetinin (davalı sıfatının) bulunmadığı ve davaya konu taleplerin davalılardan … … açısından değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşmak mümkün olup, konuyla ilgili nihai takdir Sayın Mahkemeye aittir. Davalının davacı acenteyle ilgili internet iletişimi ve tanıtım vasıtalarını yayından kaldırmak suretiyle sözleşmeyi ihlal ettiği iddialarına ilişkin olarak; davalının sözleşmeyi fiilen tek taraflı olarak sona erdirmek anlamına gelen bu eylemlerinin, davacı acente açısından sözleşmenin feshine haklı sebep teşkil edip etmeyeceğinin belirlenmesinde, davalının bu tutumunu dayandırdığı gerekçelerin, yani davacı acentenin davalının bilgisi dışında öğrenci kaydı aldığı, öğrencilerden aldığı paraları bildirmediği ve öğrencilerden para tahsil etmesine rağmen hiçbir işlem yapmadığı yönündeki iddiaların gerçek ve haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hususta, davalının iddialarında, davacı acentenin … … isimli öğrenciden 22.03.2013 tarihinde davalının bilgisi haricinde 12.395,00.- TL. tahsil ettiği, davalının bu durumdan öğrencinin 26.06.2013 tarihinde öğrencinin merkez ofisi araması ile haberdar olduğu ve davacının bu süre boyunca ne bir işlem yaptığı ne de bu durumdan davalıyı haberdar ettiği ve ayrıca, davacı acentenin öğrenciden sadece 100 GBP peşin ödeme alması gerektiği halde işlemleri tamamlanmadan bütün ücreti aldığı hususları ileri sürülmüş olup, dava taraflarının karşılıklı beyanlarından, davacı acentenin … …’dan tahsil ettiği 12.395,00.- TL. tutarındaki ücreti 27.06.2013 tarihinde adı geçen öğrencinin hesabına iade ettiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık, davalı vekilinin dosyaya sunduğu deliller arasında yer alan, davalı … … ile … …’un annesi … … arasında yapıldığı ileri sürülen WhatsApp ve e-mail yazışmalarının suretlerine (bu belgelerin delil niteliği konusundaki nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere) göre, davacı acentenin 12.395,00.- TL. tutarında ücret tahsil ettiği sabit olan … … isimli öğrencinin annesi tarafından davalı hakkında şikayetlerde bulunulduğu görülmekte olup, eğer davacı acente tarafından … … isimli öğrenci için kendisi ya da annesinden 12.395,00.- TL. tahsil edildiği halde, davalıya makul bir süre içinde bu durumdan haber verilmemiş ise, 6102 TTK m. 110/1’de yer alan; “Acente, üçüncü kişilerin kabule yetkili olduğu beyanlarını, bölgesindeki piyasanın ve müşterilerin finansal durumunu, şartlarını, bunlarda meydana gelen değişiklikleri ve yapılan işlemlere ilişkin olarak müvekkilini ilgilendiren bütün hususları ona zamanında bildirmek zorundadır.” hükmüne aykırılık teşkil edebilecek olduğundan, davacı acentenin sözleşmeyi feshetmesinin haklı olup olmadığına dair dava konusu uyuşmazlığın çözümünde doğrudan etkili olan bu hususun sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için, öncelikle davacı acente … …’ın cevaba cevap dilekçesinde belirtilen 733-58608 no.lu … hesabına ilişkin 01.01.2013 ile 30.06.2013 tarihleri arasındaki hesap ekstrelerinin dosyaya getirtilmesi suretiyle, davacının … … adlı öğrenciden (ya da annesi … …’tan 12.395,00.- TL. tutarındaki ücreti hangi tarihte tahsil ettiğinin belirlenmesi ve ayrıca, davacı acentenin İngiltere’de tahsil için gereken işlemlerin yerine getirilmesi amacıyla öğ renciden aldığı 12.395,00.- TL. tutarındaki ücretin öğrenciden peşin olarak tahsil edilmesinin sektördeki ticari uygulamalara uygun düşüp düşmediği konusunda, yurt dışı eğitim danışmanlığı hizmetleri sektörü alanında deneyimli ve uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulmasının uygun olacağı sonuç ve kanaatlerine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 04/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Davacının (karşı davalı) ve davalının (Karşı davalı) karşılıklı olarak talep ettikleri manevi tazminatın ve davalı karşı davacının ileri sürdüğü, husumet meselesinin değerlenildirmesinin ancak sayaın mahkemece yapılabileceği, her ne kadar … …’ye husumet yöneltilemeyeceği fikri Heyetimizde tekemmül etmiş ise de, bu yön usule ilişkin olduğundan nihayetinde sayın Mahkemenin takdirine muntazır olduğu davacıya (karşı davalı) verilen yetkinin sözleşmenin 6. Maddesi itibariyle ege Bölgesini İhtaa etmediği, İzmir ile sınırlı olduğu; Davacı (karşı davalı) tarafın, davalının ticari defter ve kayıtlarının mühasır delil teşkil ettiği gerekçesi ile incelenmesinde talep ettiği, davalı yanın ise, müddeinin iddiasını ispatla mükellef olduğu gerekçesi ile ticari defter ve kayıtlarını mali müşavir bilirkişiye ibraz etmekten imtina ettiğini … nın mali müşavir bilirkişi tarafından tetkik olunan kayıtlarına göre, davalının işbu raporun tanzim tarihi itibari ile gayr-i faal olduğu, davacının öne sürdüğü harcamalarla ilgili olarak dosyaya sunduğu belgelerin Vergi Usul Kanunu çerçevesinde fatura ve benzeri vakıalarla davalıya yansıtılıp yansıtılmadığının, yansıtılmış ise davalının bu faturaları ya da dekontları 8 günlük yasal süre içinde kabul edilip etmediğinini dosya içeriğinde yer alan vesaikten tespit edilemediği, davacının dosyaya sunduğu işletme defteri kayıtlarında yapılan masrafların davalı taraf ile ilgili olduğu ya da davalı tarafa fatura ve benzeri evrak ile 7 günlük yasal süre içinde yansıtıldığına dair bilgi ve belge bulunamadığı davalı tarafından heyetimize defter ve belge ibrazı olmadığından davalının öne sürdüğü harcama belgelerinin davalıya yansıtıldığına dair kayıt iznin bulunmadığı, davaya konu sözleşmede öngörülen bir tazminat tutarı bulunmadığı, sözleşmede yer alan hükme göre davacı tarafın … (davalı) üzerinden kayıt ettirdiği ve ödemelerin tamamını yapan her öğrenci üzerinden komisyona hak kazanacağı, komisyon mutabakatının her ayın sonunda davacı acentenin hazırlayacağı ve …in davalının onaylayacağı aylık satış tablosu ile sağlanacağı ancak davacı tarafından hazırlanmış böyle bir tablonun dava dosyası içinde yer almadığı, denkleştirme tazminatının acentelik sözleşmesinin sona ermesiyle acentenin oluşturduğu müşteri çevresinden ayarlamaya devam eden işletmenin, sözleşmenin sona ermesiyle ücret hakkını kaybeden acenteye ödediği bir karşılık olduğu acentenin son beş yıllık faaaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon ve diğer ödemelerin tutarlarının dosya içeriğinde yer alan belgelerden teyit edilemediği sözleşmenin haksız sona erdirildiği savı benimsense bile Türk Ticaret Kanunu 122. Maddesine göre portföy tazminatı hesaplanmadığı, ancak sözleşmenin sonra erdirilmesinin haksız olup olmadığının takdirinin sayın Mahkemeye ait olduğu, eğer sonar erdirmenin haklı sebebe dayandığı delillerle doğrudan temas eden yüce Mahkemece benimsenecek olursa, TTK md. 121/4’de anılan konstrüksiyon itibariyle davacının zaten denkleştirme tazminatı isteyemeyeceği; sebebin haklı olup olmadığı tartışmanın uzmanlığımız dışında kaldığı, sayın Mahkemenin uygun görmesi halinde o konuda heyetimizden müstakil bir eğitim danışmanlığı uzmanı bilirkişinin görevlendirilmesi noktasında sayın mahkemenin muhtar bulunduğu; dava dilekçesinden ne kadar miktarda denkleştirme tazminatı istendiğine dair bir rakamın da açıkça yer almadığı, maddi tazminat hesaplanmasını uygun olan tek verinin ( eğer bunun davada davacı yanca istendiği ve talebe salih bulunduğu hususları muhterem Mahkemece kabul edilecek olur ise) sözleşmede yer alan temsilcilik bedeli olduğu, sayın mahkemenin davacının tazminat talebinin haklı olduğununu takdir etmesi halinde ( eğer davada ileri sürülen talep dahilinde görülecek olursa) davanın dava dilekçesindeki anlatım ve istem kalemleri bakımından istem itçinde görülecek ve tümden talep edilebilirlik arz ettiği de yüce Mahkemece benimsenecek olursa davalının aleyhine 7.500,00-TL ana para ve sayın Mahkemece uygun da görülürse dava ikame anına kadar işlemiş 12.163,68 TL ticari faiz olmak üzere toplam 49.663,68 TL tazminat hesaplandığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; Asıl dava yönünden taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshinden doğan maddi ve manevi zararı tanzimi ile portföy ve denkleştirme tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkin olduğu, karşı dava yönünden ise acentenin sorumlulukları ile ilgili maddelerin aykırılık nedeniyle manevi tazminat davasıdır.
Asıl dava yönünden yapılan incelemede; 27/04/2022 tarihinde icra edilen duruşmada, duruşmanın 14/09/2022 tarihine bırakıldığı ve davacı vekilinin bu duruşmada hazır bulunduğundan yeni duruşma gününün 14/09/2022 olduğundan bilgisi ve haberinin olduğu, ancak 14/09/2022 tarihli duruşmaya davacı vekilinin gelmediği gibi herhangi bir mazeret de bildirmediği, bu itibarla mahkemizce HMK’nun 150.maddesi uyarınca işlemden kaldırma kararı verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından 21/12/2022 tarihli celsede davanın yenileneceği beyan edilmiş, 21/12/2022 tarihli dilekçesi ile davanın yenilenmesi talep edilmiş ve mahkememizce 28/12/2022 tarihli yenileme tensip tutanağı ile davanın yenilenmesine karar verilmiş ise de, HMK 150/5 maddesinin emredici hükmü gereği işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içerisinde yenilenmeyen davaların sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği anlaşılmakla mahkememizin 17/05/2023 tarihli celsesinde mahkememizin 28/12/2022 tarihli ara kararından dönülerek asıl davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 20/12/2022 tarihli dilekçede işlemden kaldırma kararının taraflarına tebliğ edilmediğinden bu kararın geçersiz olduğu şeklinde beyanda bulunulmuş ise de … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2017/… esas, 2019/… karar sayılı ilamında da “Davacı vekili, her ne kadar işlemden kaldırmaya ilişkin kararın kendilerine tebliğini istemiş ve bu konuda Yargıtay kararı sunmuş ise de, söz konusu kararda davacı vekilinin duruşmaya gelmediği ancak mazeret verdiği, mazeretinin reddedilmesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bunun üzerine Yargıtay’ca da mazereti reddedilen ve mazeret dilekçesine masraf da ekli olması nedeniyle bu durumun kendisine bildirilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği anlaşılmış olup istinafa konu dava dosyasında ise davacı vekilinin duruşma için herhangi bir mazeret vermediği, dolayısıyla mazeretin reddi gibi bir durum olmadığı için kendisine haber verilmesine gerek olmadığı anlaşıldığından…” şeklinde belirtildiği üzere işlemden kaldırma kararı verilen duruşmada davacı vekilinin mazeretinin reddedilmediği gibi esasen davacı vekilince sunulan herhangi bir mazeret dilekçesi de sunulmadığı görülmekle işlemden kaldırma kararının tebliği zorunluluğu bulunmaması sebebiyle bu yöndeki beyanlar mahkememizce kabul görmemiş ve davanın HMK 150/5 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan incelemede ise; taraflar arasında davalı/karşı davacı …/… …’yü temsilen davacı/karşı davalı … …’ın yetkili acente olarak yurtdışı eğitim danışmanlığı hizmeti vermesine yönelik temsilcilik sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 3 yıl süreli olduğu ve sözleşmede acentenin İzmir ilinde tek yetkili acente olacağı kararlaştırılmıştır. Karşı davacı tarafça, karşı davalının sözleşme gereği acenteye yüklenen sorumluluklara aykırı davrandığı, karşı davacının bilgisi dışında kayıt işlemi yapıp, müşterilerden para aldığı ve bu paraları kendilerine bildirmediği, alınan paralar karşılığında hiçbir işlemin yapılmadığı iddiasıyla 50.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiştir. Bu yönde yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmeden önce …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/137 esas, 2017/438 karar sayılı dosyasından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 08/06/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda, “davacı acentenin … … isimli öğrenciden 22.03.2013 tarihinde davalının bilgisi haricinde 12.395,00.- TL tahsil ettiği, davalının bu durumdan öğrencinin 26.06.2013 tarihinde öğrencinin merkez ofisi araması ile haberdar olduğu ve davacının bu süre boyunca ne bir işlem yaptığı ne de bu durumdan davalıyı haberdar ettiği ve ayrıca, davacı acenteniın öğrenciden sadece 100 GBP peşin ödeme alması gerektiği halde işlemleri tamamlanmadan bütün ücreti aldığı hususları ileri sürülmüş olup, dava taraflarının karşılıklı beyanlarından, davacı acentenin … …’dan tahsil ettiği 12.395,00.- TL. tutarındaki ücreti 27.06.2013 tarihinde adı geçen öğrencinin hesabına iade ettiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık, davalı vekilinin dosyaya sunduğu deliller arasında yer alan, davalı … … ile … …’un annesi … … arasında yapıldığı ileri sürülen WhatsApp ve e-mail yazışmalarının suretlerine göre, davacı acentenin 12.395,00.- TL Tutarında ücret tahsil ettiği sabit olan … … isimli öğrencinin annesi tarafından davalı hakkında şikayetlerde bulunulduğu görülmekte olup, eğer davacı acente tarafından … … isimli öğrenci için kendisi ya da annesinden 12.395,00.- TL. tahsil edildiği halde, davalıya makul bir süre içinde bu durumdan haber verilmemiş ise, 6102 TTK m. 110/1’de yer alan; “Acente, üçüncü kişilerin kabule yetkili olduğu beyanlarını, bölgesindeki piyasanın ve müşterilerin finansal durumunu, şartlarını, bunlarda meydana gelen değişiklikleri ve yapılan işlemlere ilişkin olarak müvekkilini ilgilendiren bütün hususları ona zamanında bildirmek zorundadır.” hükmüne aykırılık teşkil edebilecek olduğundan, davacı acentenin sözleşmeyi feshetmesinin haklı olup olmadığına dair dava konusu uyuşmazlığın çözümünde doğrudan etkili olan bu hususun sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için, öncelikle davacı acente … …’ın cevaba cevap dilekçesinde belirtilen … no.lu … hesabına ilişkin 01.01.2013 ile 30.06.2013 tarihleri arasındaki hesap ekstrelerinin dosyaya getirtilmesi suretiyle, davacının … … adlı öğrenciden (ya da annesi … …’tan) 12.395,00.- TL. Tutarındaki ücreti hangi tarihte tahsil ettiğinin belirlenmesi ve ayrıca, davacı acentenin İngiltere’de tahsil için gereken işlemlerin yerine getirilmesi amacıyla öğrenciden aldığı 12.395,00.- TL. tutarındaki ücretin öğrenciden peşin olarak tahsil edilmesinin sektördeki ticari uygulamalara uygun düşüp düşmediği konusunda, yurt dışı eğitim danışmanlığı hizmetleri sektörü alanında deneyimli ve uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulmasının uygun olacağı kanaatine varılmıştır.” Taraflar arasında imzalanan temsilcilik sözleşmesinde müşterilerden alınacak bedelin hangi usulle alınacağına dair bir hüküm bulunmadığından bilirkişinin tespiti doğrultusunda mahkememizin 16/09/2022 tarihli celsesinde Dosyanın eğitim alanında uzman (özellikle yurtdışı eğitim danışmanlığı) tevdii ile davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı arasında imzalanan yurtdışı eğitim danışmanlığı hizmeti temsilciliği sözleşmesinden kaynaklı, davacı-karşı davalı tarafından müşterisi olan öğrenciden ücretin tamamının peşin alındığı iddia edilmekle, ücretin tamamının peşin alınmasının eğitim sektöründeki ticari uygulamalarda yerinin olup olmadığı ve ne şekilde uygulandığı hakkında rapor düzenlenmesinin istenilmesine, bilirkişinin celse arasında resen seçilmesine, bilirkişiye 1.000,00-TL ücret takdirine, bilirkişi ücretini yatırması için karşı davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde bu deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılarak mevcut dosya kapsamına göre karar verileceği hususunun ihtarına karar verilmiş olup, ihtarat duruşma hazır bulunan karşı davacı vekilinin yüzüne karşı yapılmasına rağmen karşı davacı vekilinin belirlenen sürede bilirkişi ücretini yatırmadığından karşı davasında iddia ettiği hususları ispat edemediği anlaşılmakla karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl davanın H.M.K.’nun 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karşı davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
a-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.801,10 TL harcın mahsubu ile artan 2.621,20 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACI KARŞI DAVALIYA İADESİNE;
b-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan miktar üzerinden hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
b-) Davacı karşı davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karşı dava yönünden;
a-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu red harcının karşı davacıdan tahsiline, peşin alınan 25,20 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 154,70TL harcın davalı karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan miktar üzerinden hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
b-)Davalı karşı davacı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar tarafların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/05/2023

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır