Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1080 E. 2020/52 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1080
KARAR NO : 2020/52

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2020
KAR. YAZ. TAR. : 31/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Marmara İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından 19/07/2018 tarihli 207.719,46 TL tutarlı banka haciz yazısı gönderildiğini, müvekkili banka tarafından “”dosya borçlusu …’ın … şubemizde … no’lu 7.545,63-TL, … no’lu 567.922,47-TL bakiyeli mevduat hesaplarına ve … no’lu mevduat hesabına bağlı muhtelif üye işyeri nolu… hesabında bulunan tutarın ne kadarının müşterinin mevduatına dönüşeceği bu aşamada belli olmayıp, müşterinin alacağına dönüşen tutar, ilgililerin muhtemel itirazları ile buna bağlı diğer işlemlerin sonuçlanmasından sonra anlaşılmaktadır. Dosya borçlusunun Bankamıza borçları mevcut olup, ilgili sözleşmeler uyarınca mevcut olan/olabilecek hak ve alacakları üzerinde Bankamız rehin, hapis, takas ve mahsup hakları bulunmaktadır. Bu nedenle hesaplarda bulunan tutarlara bankamızın rehin hakkından sonra gelmek üzere hacziniz işlenmiş olup, bakiye dosya alacağınız için haciz talebinizin yerine getirilemediği” belirtildiğini, verilen yazı cevabından sonra 10/10/2018 tarihinden sonra 211.600,70 Tl tutarlı 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bu ihbarnameyede “”takip borçlusunun hesabındaki mevduat bildirilmiş, takip borçlusunun Bankamıza borçları/riskleri mevcut olduğundan Bankamızın rehin, hapis, takas ve mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiği” belirtiltildiğini, daha sonra tekrar 22/10/2018 tarihli 212.149,66 TL tutarlı 89/2 haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, bu ihbarnameye de müvekkili banka tarafından “”takip borçlusunun hesabındaki mevduat bildirilmiş, takip borçlusunun Bankamıza borçları/riskleri mevcut olduğundan Bankamızın rehin, hapis, takas ve mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiği” belirtildiğini, aynı icra dosyasından bu kez 213.588,13 TL tutarlı 05/11/2018 tarihli 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bu ihbarnameye 89/1 ve 89/2 ihbarnamelerine verilen cevapların sunulduğunu, İİK mad. 89/3 gereğince bu davanın açılmak zorunda kalındığını, müvekkili bankanın davalıya borcu bulunmadığını, öncelikle 89/3 haciz ihbarnamesi nedeniyle yürütülen takip işlemlerinin tedbiren durulmasına, borçlu olunmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir talebinin yasaya aykırı olduğunu, haciz ihbarnamelerinin yasaya uygun olup olmadığı hususunun menfi tespit davasında tartışılamayacağını, davacı bankanın borçlu olmadığını ispat etmesi gereken kişinin takip borçlusu Hüsnü Yarar olduğunu, borçlu hesabına davacı banka tarafından haciz konulduktan sonra hesaptan para çekildiğini, davacı bankanın muaccel alacaklarını ispat etmesi gerektiğini, ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde;
Dava, İİK’nın 89. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olup üçüncü kişi tarafından takip alacaklısına karşı açılmış bir dava söz konusudur.
Davacı ile davalı arasında bir akdi ilişki söz konusu değildir. Bu durumda davaya bakmak genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kalmaktadır.
6102 Sayılı TTK’ nın 3. maddesi, 4. maddesi ve 5. maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, mahkemece yargılamanın her aşmasında re’sen dikkate alınacağı, davacının başlatılan icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, uyuşmazlığın İİK’nun 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca İİK’nun 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu (aynı yönde Yargıtay 19.HD’sinin 12.04.2016 tarih ve 2016/3568 Esas, 2016/6425 Karar sayılı kararı) görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği ve görevin dava şartlarından olması itibarıyla mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c ve 115/2 Mad. Gereğince Davanın usulden REDDİNE; Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE;
2-Karar kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmiş ise kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahekemelerine gönderilmesine,
3-HMK’nın 20.Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK’nın 331. Maddesi uyarınca harç-vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …