Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1060 E. 2020/820 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2018/1060 Esas – 2020/820 Karar
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1060
KARAR NO:2020/820

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:14/11/2018
KARAR TARİHİ:25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında 30.11.2015 tarihinde … Nolu sözleşmeyi imzalayarak 1 adet … model jeneratör gruplarının imalat ve ihracatına ilişkin anlaşmaya varıldığım, anlaşma bedelinin 6170 USD olup, bunun 1.110,60 USD’ sinin ödenmediğini, aşağıda bilgileri belirtilen icra takibi TL üzerinden olup faizde sözleşmenin 8.4 maddesindeki gibi olduğunu, ekte yer alan faturaların zamanında ödenmemesi Üzerine davacı firmanın davalı aleyhine öncelikle …. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyadan icra takibi başlatılmış olduğunu, davalının yapmış olduğu itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalının İcra Dosyası1 na sunulan tarihli dilekçe ile borca, faize ve tüm ferilere itiraz ettiğini, iş bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklan saklı kalması kaydı ile huzurdaki davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, davalının icra dosyasına vâki haksız, kötü niyetli, usûl ve yasaya aykın itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ve davacının alacağını tahsil hakkı engellendiğini, davalının bu haksız ve kötü niyetli itirazının yasal dayanaktan yoksun olup, usule ve tüm yasal mevzuata ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeye açıkça aykın olduğunu, davalının davacı kuruma borcunu zamanında ödemeyerek …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe kendisi kusurlu davranışı ile sebebiyet verdiğini, icra takibine konu asıl alacak ve bu alacağa işletilen faiz, mevzuat ve sözleşmeye uygun olarak tespit edildiğini, bu nedenle yapılacak yargılama sonrasında ortaya çıkacağı üzere davalı şirketin davacı firmaya borçlu olduğunu, neticeten arz ve izah edilen nedenlerle, davalının borca ve kabul ve taahhüt ettiği faiz oranına yapmış olduğu haksız İtirazın iptaline, davalının icra takibini sürüncemede bırakmaya mâtuf itirazı aynı zamanda haksız ve kötü niyetli olduğundan, borcun likid olması nedeni ile de davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebiyle huzura gelmek zarureti hasıl olduğunu, arz ve izah olunan nedenler ile, davalının huzurdaki davaya konu icra takibini sürüncemede bırakmaya mâtuf, haksız, kötü niyetli, yasal mesnetten yoksun itirazının iptali ile fazlaya ilişkin haklan saklı kalması kaydı ile faiz masraflar ve icra vekalet ücretinin bilirkişi marifetiyle hesaplanarak takibin devamına, davalı aleyhine itiraza konu meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, muhakeme giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından huzurdaki iş bu itirazın iptali davası ile davalının aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğümün … E- sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali talep edilmişse de davacının talebinin yerinde olmadığını, îcra dosyasına sunmuş oldukları itiraz dilekçesinde de beyan ettikleri üzere davalı şirketin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde bahsettiği faturaların davalı şirkete tebliğ edilmediğini, davacının, icra takibinde İşlemiş faiz talep etmişse de davalının temerrüde düşürülmediğinden davacı tarafın işlemiş faiz talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, bununla birlikte işlemiş faiz oranı ve işlemiş faiz alacağının neye göre hesaplandığının da belli olmadığını, davacı tarafından icra takibinde talep edilen takip tarihinden sonra asıl alacağa işleyecek olan faiz oranlarının da fahiş olduğunu, bununla birlikte davacının faize %18 KDV talep etmesinin de hukuken mümkün olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı şirketin davacı tarafa borcu bulunmadığından icra takibine itirazlarının yerinde olup haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, haksız ve dayanaksız davanın tümden reddine, davacının % 20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, jeneratör gruplarının imalat ve ihracat işi için anlaşma nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklı alacaklı olunduğu iddiası ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 3.195,31 TL asıl alacak ve 3.676,80 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 6.872,11 TL alacağın ve asıl alacağa aylık %5 oranında faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırma yapılmış, 11/09/2020 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
28/01/2020 tarihli raporunda bilirkişi, davacı tarafın, davalı taraftan 03.11.2017 takip tarihi itibarı ile 3.195,31 asıl alacak ve 3.676,80 TL, işlemiş faiz olmak üzere toplam 6,872,11 TL, alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında imzalanan Protokol kapsamında satılan jeneratör bedelinin ödenmeyen kısmı nedeniyle bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu e-faturalara süresinde itiraz etmemiştir. Mahkememizce 11/09/2019 tarihli ara kararı ile tarafların uyumazlık konusu döneme ait ticari defterlerini inceleme gün mahkememizce seçilen bilirkişiye sunmaları aksi halde HMK m.222/5 gereğince defter ibrazından vazgeçmiş sayılacağı hususunun taraflara ara kararın tebiliği suretiyle ihtar edildiği, davalı tarafın yerinde inceleme günü uyumazlık konusu döneme ait ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmış olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı taraf dosya kapsamında uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesinde sunmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna karşı da herhangi beyan ve itirazda bulunmamış olup davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamıştır.Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Alınan
bilirkişi raporuna ve toplanan deliller kapsamında davacının 3.195,31TL asıl alacak ve 3.676,80 TL işlemiş faiz toplam olarak 6.872,11TL cari hesap alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, bu haliyle talep edilen miktar kapsamında itirazın iptali yönünden açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 3.195,31 TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 3.676,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.872,11 TL üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %5 ticari faiz işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 639,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 469,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 117,36 TL harcın mahsubu ile eksik 352,07 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 987,66 TL (117,36 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 700,00 TL BK, 129,20 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır