Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1039 E. 2021/558 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1039
KARAR NO:2021/558

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:08/11/2018
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalıya ait … ilçesi … Mah. … ada … parselde yapılacak olan … yerleşkesinin elektrik tesisatı projesi için 01.12.2017 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı şirketin çalışmalara başladığı, ancak davalı şirketin 21.05.2018 tarihinde …. noterliğinden davacıya çektiği ihtarname ile (davalının sözleşme kapsamında proje de yapmak istediği değişiklik talebinin davacı şirket tarafından kabul edilmemesi beyan ve iddiasıyla) sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ettiğini davacıya tebliğ ettiği, davacının da yine aynı sözleşmeye istinaden fesih tarihine kadar yaptığı işlerin (hizmet ve emek) bedelini davalıdan talep ettiği, davalının ise bu talebi reddettiği, davacının da buna karşılık davalıya (01.06.2018 tarihinde …. noterliğinden hak ediş alacağının ödenmesi amacıyla) İhtarname çektiği halde davalının ödeme yapmadığı, akabinde de davacı şirketin davalı aleyhine …. İcra müdürlüğünde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresi içinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, davacının da buna mukabil huzurda ki itirazın iptali davasını açıldığını, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkiline eksiksiz ve kusursuz bir hizmet verilmediğini, davacı tarafından müvekkiline avansa ilişkin fatura dışında kesilmiş, tebliğ edilmiş bir fatura bulunmadığını, sözleşmeye uygun isteklerin yerine getirilmediğini, müvekkilince yapılan proje revizyon taleplerini de reddettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 18/07/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
11/11/2019 tarihli raporunda bilirkişi heyeti; Davacı yanın sözleşmenin davalı taraftan kaynaklanan bir kusur sebebiyle sona erdirildiğine dair bir teknik veri görülemediğini, asli ve nihai takdir delillerle doğrudan tema eden mahkememize ait olduğunu, davalının akdi feshinin haksız olduğunun mahkememizce mütalaa edilmesi halinde, kaideten TBK md. 484 ve 485. maddeler gözetilmek gerekeceğini, somut çekişmede ise, davacı yanın talebi itibariyle sadece TBK md. 484 hükmünün gözetilmesi gerektiği düşünülebileceğini, TTK md. 20 hükmü dikkate alındıkta, davacının fatura kesmemiş bile olsa, uygun ücret lalep etmesi mümkün olacağını, buna nazaran, davacının takip anında 23.600,00 TL asıl alarak miktarında alacaklı olduğu ve bu meblağı talep ettiği ihtarının davalı yana 5.6.2018 tarihinde ulaştığı ve orada 3 gün mehil verildiği gözetilerek, eğer takip talebinde veya dava dilekçesinde bu yönde bir istem bulunduğu mahkememizce benimsenecek olursa, ilkesel zeminde mezkur meblağ için ayrıca 8.6.2018 tarihinden itibaren kısa vadeli avans faizi ölçüsünde faiz (temerrüt faizi) talep edebileceğinin değerlendirilebileceği düşünüldüğünü, davacı yan ise takip talebinde yasal faiz istediğini beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu, usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, 05/02/2020 tarihli ara kararla tarafların itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
20/05/2020 tarihli ek raporunda bilirkişi heyeti; Yapılan tetkikata nazaran, sözleşmenin sona erdirilmesinde dava yanlarından hangisinin kusurlu olduğu, hukuki tavsifi gerektirmekle; bu konu da mahkememizin münhasır yetkisi içinde kalmakla, özellikle 6754 sayılı Kanun’un md. 3/3 hükmünü gözetilerek o konuda bir kesin hukuki kanaat serdetmemiş ancak teknik yönden, davacı yanın talep edebileceği meblağ ile ilgili hesaplamayı tetkik ve takdire sunulduğunu, kök raporda değişiklik yapacak bir durumun bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce bu kez 11/11/2020 tarihli ara karar ile Yangın Koruma Yönetmeliği konusunda uzman bilirkişiden dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
22/04/2021 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı tarafından çizilen ve dosyada bir örneği bulunan Yangın güvenlik sistemleri elektrik projesinin yasal mevzuata uygun ve proje onayı konusunda yetkili kurumlar tarafından kabul edilmemesi için bariz ve somut bir eksiği veya hatası olmayan bir proje olduğu, davalının sözleşme kapsamında olduğunu iddia ettiği (… standartlarını … ile değiştirilmesi şeklinde ki talebinin revizyon, düzenleme, ekleme vb şekilde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davalının proje revizyon talebinin köklü ve tam bir değişiklik talebi olduğu, bazı kurumların bu projeleri … normlarına uygun olmadığı için onaylamadığı da bilindiğini, diğer taraftan yangın güvenlik sistemi projelerinde … den … geçiş yapılması projede sınırlı bir düzenleme, hatayı düzeltme, eskiyi yenileme değil, standartın veya yapılan işin baştan aşağı kökten değiştirilmesi eylemi olduğunu, diğer taraftan dosya ekinde ki davacı firma tarafından çizilen projenin sözleşmeye ve BYKY ne uygun olduğu, buna rağmen davalının, davacı tarafından devam eden proje çizim eyleminin devam ettiği süreçte dava dışı bir firmanın ” mevcut BYKY’nin … projesini … standartlarına uygun proje ile değiştirmek uygun olur” teklifi ile hiçbir yasal zorunluluk ve davacı kusuru yokken projenin kökten değiştirilmesi talebi eskilerin değimi ile “dereyi geçerken at değiştirmek” şeklinde nitelenebilecek hukuki/yasal ve teknik bir zorunluluktan kaynaklanmayan ve davalının sözleşme öncesi planlama eksikliğine veya keyfiyetine istinaden ortaya çıkmış, sözleşmeye aykırı köklü bir değişiklik talebi olduğu düşünüldüğünü, dosya içeriğinde ki evraklarda yapılan incelemelerde, davalının davacıya sözleşme maddeleri kapsamında (proje teslim süresi, proje eksikliği veya hatası vb konularda) sözleşme fesih bildirimi haricinde ve öncesinde her hangi bir yazılı bildirim, uyarı, ihtar veya cezai işlem uyguladığına dair somut bir bilgi, belge ve delil olmadığı tespit edildiğini, diğer taraftan dosyada birisi kök, diğeri ek olmak üzere iki adet Bilirkişi Raporu olduğu, bilirkişilerin söz konusu raporlarda tarafların beyan, iddia ve taleplerini mevcut yönetmelikler, hukuki mevzuat ve teknik olarak değerlendirdiği, ancak 6754 sayılı yasanın 3/3 maddesine atıfta bulunularak kusurlu taraf, kusur oranı ve kusur sebebi konularında kesin bir görüş ve kanaat bildirmediği, mahkememizin yapacağı yargılama neticesinde ulaşacağı muhtemel hukuki kanaatleri ve vereceği hükümlere göre alternatif görüş ve kanaat bildiriminde bulunduğu anlaşıldığını, davacının sözleşme fesih tarihine kadar yapmış olduğu hizmet, harcamış olduğu emek ve mesainin karşılığı olan miktarı, sözleşmenin davalı tarafından yasal dayanaktan yoksun olarak veya yasal dayanağa (haklı sebebe istinaden) sahip olarak tek taraflı fesih edilmesi nedeniyle davalının veya davacının uğramış olduğu maddi zararı sözleşme kapsamında davacının davalıya veya davalının davacıya ödemesi gerektiği veya gerekmediği konusunda tek yetkili karar mercinin mahkememiz olduğu kanaat ve sonucuna ulaşıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 24.544,00 TL asıl alacak, 1.018,58 TL işlemiş faiz olmak üzere 25.562,58 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık %9 yasal faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı iş sahibi, davacı ise yüklenicidir.
Taraflar arasında ileri sürülen temel ilişki değerlendirildiğinde, hukuksal niteliğince bir “eser” sözleşmesi ( istisna akdi ) olduğu ve eldeki davada da bu sözleşmeye dayalı olarak yapılan işin bedelinin istendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 01/12/2017 tarihli Elektrik Tesisatı Proje Hizmetleri Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 2. maddesine göre sözleşmenin konusu davalı işverenin … ili, … Mahallesi … Ada … parsele kayıtlı arsası üzerinde inşa edilecek 17.000 metrekare brüt inşaat alanına sahip … Projesi mimari tasarımına uygun olarak elektrik tesisatı projelerini günümüz teknolojilerine ve mesleki standatlar dahilinde hazırlanması olarak düzenlendiği görülmektedir. Maddenin devamında, projelerin ilgili yönetmeliklere uygun olarak hazırlanması işin yapılması sırasında meydana gelebilecek tüm değişiklikler de dahil olmak üzere yürürlükeki kanun, yönetmelik, standart ve tüm ilgili mevzuata uygun hale getirilmesi , yine bu sözleşmede belirtilen şartlar dahilinde yapmayı taahhüt ettiği işlerin tamamının sözleşme şartlarına, geçerli norm ve standartlara, fen ve sanat kaidelerine ve iş programına uygun olarak tam, kusursuz ve zamanında işveren arafından kabul edilebilecek şekilde yapılması,tüm inşai ölçüler, büro ve şantiyedeki her türlü çalışma ve imalat safhasında kullanılailecek nitelikte ve kolayca anlaşılabilir, ilgili meslek odası standartlarına ve ilgili ruhsatları verecek olan belediye ve diğer kurumlar ile kuruluşların talep ve mevzuatlarına uygun olarak olması, Proje müellifi, işveren ve sözleşme gereklerine, yürürlükteki şartnamelere, projelere ve iş programına uygun olarak yapılması için projelendirme hizmetleri vermeyi kabul ve taahhüt edeceği belirlenmiştir.
Projelerin durdurulması veya iptali başlığı altında 6. maddde de İşveren projenin seyrine göre bir hafta öncesinden haber vermek kaydıyla Ek 1’deki işlerin tamamı veya bir kısmını herhangi bir gerekçe bildirmeksizin durdurabilir veya ilgili aşamanın tamamlanmasının 1 hafta öncesinden yazılı şekilde haber vererek projeyi iptal edebilir. Projenin durdurulmasına veya iptaline karar verildiği anda EK 1’deki işlerin kısmen yapılmış olması durumunda ,Müellifin o ana kadar yapılan işleri eksiksiz olarak İşverene teslim etmek kaydıyla durdurma veya iptalin yazılı olarak bildirlmesi anında yapılmış olan işler karşılığı olan kısmi bedel hesaplanarak ödenir.
M. 9.1 de proje müellifi elektrik tesisat projelerini günümüz teknolojilerine uygun olarak mesleki standartlar dahilinde hazırlayara kişi işverene onaylatılmasını sağlayacaktır.
EK-1 Elektrik Tesisatı Proje Hizmetleri Tarif ve Kapsamında tüm elektrik tesisatı projelerinin KATY, EİTY, TY, TS, TSE, YKY, TYKY standartlarına uygun olarak Türkça hazırlanacağı, bu standartların yetersiz kaldığı durumlarda CIE, IEC, VDE, BS, IEE, NPA, NEC, VDES standartlarının dikkate alınacağı düzenlenmiştir.
M. 16’ya göre İşveren, projenin iptaline ya da durdurulmasına kar verilmesi halinde madde 6 da belirtildiği şekillerde sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir.
Davalı iş sahibi tarafından ise, davacının geç ve eksik ifada bulunduğu, bu nedenle sözleşmenin tarafınca feshedildiği belirtilerek, davanın reddi istenmiştir.
Mahkemece, taraf delilleri toplanarak bilirkişi heyetinden 11/11/2019 tarihli kök rapor ile itirazlar doğrultusunda 20/05/2020 tarihli ek rapor alınmış, daha sonra ise yangın yönetmeliği konusunda uzman bilirkişiden 22/04/2021 tarihli kök rapor alınmıştır.
Sözleşmenin 3. maddesinde işin süresi 90 gün olacağı, 4. madde de davacıya KDV dahil toplamda 40.000,00TL ödeneceği, 1.2.1 maddesine göre davacı ile davalı arasındaki her türlü iletişim yazılı olarak yapılacağı, 1.2.3 te proje müellifi olan davacının elektronik posta adresi olan … ve … adresine işveren veya yetkililerince yapılacak bildirimlerin geçerli bir tebligat sayılacağı belirtilmiştir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan mailler incelendiğinde 27/04/2018 tarihli davalı taraf şirket yetkilisi tarafından davacı taraf yetkilisine atılan mailde “… biz bu binnada yabancı firmalara kiralama/satış yapabiliriz. Dolayısıyla … standartını baz … firmasından … beyle görüşübilirsiniz.” 26/04/2018 tarihli Protek firmasından davalı tarafa atılan mailde “..Eğer… baz alınmışsa farklı , … kulllanıldıysa farklı proje ve sprinkler yerleşimi ortaya çıkacaktır..” şeklinde … standartlarına göre projede olması gerekenlerin anlatıldığı mailin davacı tarafa da iletildiği , buna karşılık davacı tarafça 27/04/2018 tarihli mail ile davalı tarafa “Biz bu binayı … …’da yapıyoruz. … ve … da olsa kiracılar bu ülkenin kullandığı yönetmelikler her konuda geçerlidir.Türkiye Yangınndan Korunma Yönetmeliğinde yazıllı esaslar ve … e göre uygulama yapılmasını emreder.”
14/05/2018 tarihli davacı taraftan davalı tarafa gönderilen mailde “… Sözleşmenin 6. maddesine istinaden tarafınızdan tek taraflı fesih edilmesi nedeniyle çalışmalarımız aynı gün içinde durdurulmuştur.Projelerin kaldığı yerdeki son durumuna uygun olarak tarafınıza elektronik kopya olarak sunulmuştur.Durdurma tarihi itibari ile kesin proje hakedişimiz ekte sunulmuştur.”
Davalı tarafça …. Noterliği 21/05/2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile taraflar arasındaki 01/12/2017 tarihli sözleşmenin feshedildiği, davacının …. Noterliği 01/05/2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarname cevap verdiği, 24.544,00TL nin tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesini talep ettigi görülmektedir.
Her ne kadar davalı iş sahibi tarafından sözleşmenin 21/05/2018 tarihinde davacı tarafa gönderilen ihtarname ile feshedildiği ileri sürülmüş ise de, mahkemece alınan her bilirkişi heyeti kurulu kök ve ek raporlarında ayrıntılı ve gerekçeli olarak açıklandığı, üzere davalının talep ettiği … YERİNE … STANDARTININ uygulanmasının talebinin asıl olarak mekanik projede değişiklik gerektirdiği, yangın pompalarıın kapasitesinin, Otoparklardaki hidrolik hesapların, tavan mesafelerinin , boru çaplarının değişmesinin gerektiği ve bunların mekanik projeyi çizen firma ile ilgili olduğu davacının sözleşme gereği yaptığı hakediş tutarının 23.600,00TL olarak hesaplandığı, yangın yönetmeliği konusunda incelemeye yönelik 22/04/2021 tarihli raporda da davacı tarafından elektrik işlerine ilişkin olarak sözleşme kapsamında yapılan projenin yasal mevzuata uygun ve proje onayı konusunda yetkili kurumların aradığı şartları taşıdığı,… YERİNE … ile değiştirilmesi talebinin revizyon olarak değerlendirilemeyeceği, bu talebin başlı başına köklü ve tam bir değişiklik olduğu tespit edilmiş olup taraflara arasındaki sözleşmenin 2. maddesi, 6. maddesi ve EK -1 incelendiğinde projenin Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği ve … standartına ugun olarak yapıldığı, kiracıların … veya … olmasının … yerine projede tamamen değişikliğe neden olacak … standartının uygulanması için geçerli sebep sayılamayacağı, bu standartların yetersiz kaldığının davalı tarafça ispatlanamadığı, projenin ruhsat veren belediye ve kurumların talep ve mevzuatlarına uygun olduğu,davalı tarafça haklı sebeple feshe ilişkin olarak ispata yeterli delillerin dosyaya sunulamadığı,bu nedenle yapılan fesih haklı olarak yapıldığının mümkün bulunmadığı kanaati hasıl olmuştur.
Bu durumda davalı iş sahibi tarafında davacı yükleniciye sözleşme kapsamında fesih aşamasına kadar yapmış olduğu işlerin bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Bu iş bedeli 1.bilirkişi heyetinin 11/11/2019 tarihli kök ve 20/05/2020 tarihli ek raporunda, ayrıntılı ve gerekçeli olarak açıklanmak suretiyle, tablo şeklinde gösterilerek toplam 23.600,00 TL olarak tespit edilmiştir. Söz konusu bedel ve hesap yöntemi usul ve yasaya uygun denetime elverişli olması nedeniyle yerinde bulunmuştur. Sözleşmenin 6. maddesine göre EK 1 deki işlerin kısmen yapılmış olması durumunda ,Müellifin o ana kadar yapılan işleri eksiksiz olarak İşverene teslim etmek kaydıyla durdurma veya iptalin yazılı olarak bildirlmesi anında yapılmış olan işler karşılığı olan kısmi bedel hesaplanarak ödeneceği kararlaştırılmış olup 14/05/2018 tarihli davacı taraftan davalı tarafa gönderilen mailde projenin son halinin ve hakedişin davalı tarafa gönderildiği, yine sözleşmenin 1.2.3 maddesine göre projenin ve hakediş faturasının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.Sonuç olarak , yukarıda açıklanan nedenlerle davacının hesaplanan bedel yönünden alacağını ispatladığı bu hali ile davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 23.600,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip doyasında yıllık %9 yasal faiz talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.Ayrıca alacak bilirkişi incelemesi ile hesaplanarak netlik kazanmış olup asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 23.600,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olmadığından reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.612,11 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 308,42 TL harcın mahsubu ile eksik 1.303,69 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.962,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yapılan toplam 349,52 TL ( 308,42 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH ) harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 2.468,50 TL ( 2.250,00 TL BK, 218,50 TL Müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.279,00 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır