Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/1036
KARAR NO:2023/826
DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:08/11/2018
KARAR TARİHİ:30/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin 13/11/2016 tarihinde saat 03:15 sıralarında davalı sigorta şirketine sigortalı … poliçe nolu … adına kayıtlı olay günü …’ın kullandığı … plaka sayılı aracın müvekkili murisi … …’ya … Asfaltı Caddesi … … Caddesinde … istikametinde …. … isimli iş yerinin önünde çarpması sonucu … …’nın trafik kazasına bağlı olarak 13/11/2016 tarihinde kaldırıldığı … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde EKS olarak vefat ettiğini, davalı araç sürücüsü …’ın çarpmadan sonra olay yerinden kaçtığını, maktulü ölüme terk ettiğini, kazanın meydana gelmesinde aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, bu kaza nedeni ile … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/… no ile yürütülen soruşturma kapsamında alınan kusura ilişkin adli tıp raporunda müteveffanın kusurlu bulunduğunu, ancak alınan bu raporu kabul etmediklerini, mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını, savcılıkça Adli Tıp İhtisas Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporun taraflarına tebliğ edilmeden karar verildiği için hiçbir itiraz ve beyanda bulunamadıklarını, iş bu raporda eksik inceleme ve değerlendirme ile düzenlendiğini, hüküm kurmak için yetersiz olduğunu, raporda maktulün asli ve tam kusurlu, davalının ise kusursuz bulunduğunu, davalının kusurlu olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, olay yerini terketmesinin aracın duruşuna göre kusurun tespit edildiği bir durumda aracı olay yerinden kaçırmasının kusurlu olduğunu gösterdiğini, savcılıkça alınan raporla yetinilmesinin hatalı olduğunu, ölümlü bir kazada ve sadece sanığına ifadesine göre delillerin şekillendiği bir olayda maktulün durduğu pozisyona göre çilen olay yeri krokisi, davalının ikrarı, yolun ve havanın durumu da dikkate alınarak savcılıkça keşif yapılarak belirttikleri diğer tüm delillerde toplanarak Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan ya da bu konuda rapor veren … Trafik Kürsüsünden ya da yine Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden de resen rapor alınması gerektiğini, savcılıkça ölüm olayının gerçekleştiği bir dosyada eksik inceleme yapılarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, dosyanın mevcut hali ile dahi davalının kusurlu olduğunun açık olduğunu, iş bu sebeplerle savcılık aşamasında alınan kusur raporunun yetersiz olup kabul etmediklerini, kusur araştırması yapılarak yeni bir rapor alınmasını, müteveffanın ölüm tarihi itibariyle bekar olup mirasçıları olarak çocukları … ve … İmanov’un bulunduğunu, çocuklarının yaşı küçük olup müteveffanın annesinin velayeti altında olduklarını, veraset ilamı için …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın devam ettiğini, müteveffanın 25/06/1988 doğumlu olup vefat tarihi itibariyle 29 yaşında olduğunu, vefat tarihi itibari ile ikamet izninin kısa dönem başvuru formunda beyan ettiği üzere aylık gelirinin 1.500,00 TL olduğunu, tazminat hesaplaması yapılırken belirtilen gelirlerin toplamı üzerinden hesaplama yapılmasını, davalı … Sigorta A.Ş’nin … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının olduğu şirket olduğunu, poliçe nunarasının … olduğunu, davalıya sorumlu oldukları tazminat miktarının ödenmesi için başvuru yapıldığını ancak davalı sigortanın çeşitli evrak isteminde bulunduğunu, ödeme yapmadığını, müvekkilleri müteveffanın yaşının küçük çocukları ve annesi olduğunu, müvekkilleri çocukların müteveffanın ölümü nedeni ile destekten yoksun kaldığını, küçük yaşlarında annesiz kaldıklarını, kendilerine bakan müvekkili anneannelerinin durumunun maddi olarak çok kötü olup ölüm nedeni ile manevi olarak da yıkım yaşadıklarını, çocukların babalarının da ölüm öncesi müteveffa ile ayrıldıklarını, çocuklara hiçbir destek sunmadığını, müvekkillerinin maddi ve manevi olarak çok zor durumda olduğunu, izah olunan sebeplerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat, müvekkillerinin yaşadığı manevi zararlarının bir nebze olsun giderilmesi ve davalılar üzerinden caydırıcı olması umudu ile davacı çocuklardan … için 100.000,00 TL, … İmanov için 100.000,00 TL, … imanov için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminat talepleri bulunduğunu, öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile; … plakalı aracın trafik kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, yine sigorta şirketleri hariç diğer davalıların uyap ortamında mal varlığı sorgusunun yapılarak taşınır taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalan davacı çocuklar için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 6100 Sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca yapılacak yargılama ve toplanacak delillerde müvekkillerinin alacaklarının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat, kaza tarihi olan 13/11/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta … Sigorta A.Ş talepleri sorumlu oldukları oranda maddi tazminat ve sigorta poliçesinde mevcut ise sorumlu olduğu miktarda manevi tazminat ile sınırlıdır) tahsiline, davalılara ödetilmesine karar verilesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazanın olduğu gece saat 3 sularında … Asfaltı Caddesinin … giden yolun sol şeridinden ilerlediğini, yol dikkatli incelenirse yol üzerinde 80 KM hız sınırı olmakla birlikte yol üzerinde EDS sisteminin de mevcut olduğunu, hatta bu sistemin hız koridoru sistemi olduğunu, yani belli bir kilometre boyunca yolda ortalama 80 km hızla gidilecek, aşılırsa ceza yeneceğini, müvekkilinin de bu hız sınırlarına uygun bir şekilde yolunda ilerlediğini, yolun fiziki şartlarına bakıldığında ise yolun aydınlatmasız olup, 4 şerit geliş ve 4 şerit gidişten oluşan yayaların geçişinin yasak olduğu bir otoban olduğunu, yine yol üzerinde herhangi bir yaya geçidi de olmadığını, yani karşıdan karşıya geçecek yayaların ancak yol üstünde trafik ışıklarının bulunduğu yere giderek ve kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçeceğini, mütefevvanın ise trafik ışıklarının olduğu yere gitmek yerine yoldan direk karşıdan karşıya geçmek istediğini, müvekkilinin de bu geçiş esnasında 4 şeritli yolun en sol şeridinden 80 km hız ile kurallara uygun bir şekil de seyir ettiğini, yolda aydınlatmanın olmayışı ve kazanın gece 3 te gerçekleştiği düşünüldüğünde müvekkilinin hız sınırlarına uygun davrandığını, müvekkilinin bunu da sağladığını, bu hususta gerekirse EDS sistemleri üzerinde araştırma yapılmasını, zira müvekkilinin davacıların iddia ettiği gibi hızlı bir sürüş içerisinde olsa idi EDS sisteminden ceza yiyeceğini, zeminin ıslaklığı, hava koşulları vs. noktasında ise yine EDS kayıtlarından hız sınırı aşılmış mı aşılmamış mı her şeyin net bir şekilde anlaşılacağını, müteveffanın yaya geçidi olmayan herhangi bir trafik ışığı olmayan bir noktadan geçerek kazaya tamamen kendisinin sebebiyet verdiğini, asıl sorgulanması gereken hususun bu olduğunu, yine davacı yanın müvekkilinin uzun farlarının yakmamasını kusura etki edecek bir olgu gibi aksettirmek istediğini, ancak uzun farların yanık olsa dahi bu kazanın meydana gelme olasılığının yüksek olduğunu, çünkü mütefevvanın 4 şeritli yolun sağ baştan 3. şeridinden kendini bir anda arabanın önüne attığını, bu yüzden uzunları yanık olsa dahi müvekkilinin bu kazaya engel olmasının mümkün olmadığını, ayrıca mütefevvanın kendinde olmadığını, uyuşturucu ve alkol etkisinde olduğunu, iddia edilenin aksine mütefevvanın … … isimli restauranttan çıkmadığını, kazanın belirtilen restaurantın 500-600 metre ilerisinde meydana geldiğini, bu mesafede de ormanlık bir alan olduğunu, şahsın çıkış noktasının orman olduğunu, üstelik …ikametli birisinin gece 3:00 sıralarında 2 tarafı da ormana bakan bir yolda bulunmasının akıllara birtakım soru işaretleri getirdiğini, yine iddia edilenin aksine mütefevvanın çarpma sonrası yola değil, olay yeri polislerinin de ifade ettiği üzere aracın solunda bulunan bariyerlerin arasına düştüğünü, akabinde ambulansın geldiğini, yaralı halde şahsı alıp hastaneye götürdüğünü. Şahısın iddia edilenin aksine olay mahalinde değil hastane de vefat etiğini, iddia edildiği gibi şahısın çarpma sonrası yola düştüğünü ve üzerinden başkaca araçlar geçmiş olsa idi mütefevvanın hastahane de değil olay yerinde vefat edeceğini, şahsın hastane de vefat etmesi hususunun hastane kayıtlarında mevcut olduğunu, müvekkilinin davaya konu kazanın gerçekleştiği andan hemen sonra fren yaptığını ancak fren yaptığı olay mahalinden 100-150 metre uzaklaştığını, şolun otoban oluşu ve arkadan gelen araba ışıklarını görmesinden dolayı başka bir kazaya sebebiyet vermemek için derhal ambulansı aradığını, kaza mahali ile müvekkilinin ikamet ettiği evin yakın oluşu nedeniyle müvekkil inin kardeşini de alarak …… Karakoluna teslim olduğunu, kaza anı ile müvekkilinin karakola gitmesi arasında 12 dk’lık zaman aralığı olduğunu, davacının sırf bu husustan dolayı ateş olmayan yerden duman çıkmaz mantığı ile kaçmasının kusurlu olduğunu gösterir demesinin hukuki gerekçelerle izanın mümkün olmadığını, daha sonraki süreçte … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın müvekkili hakkında 2016/… Sor. No’lu dosyası üzerinden soruşturma başlattığını ancak alınan Adli Tıp Uzman Trafik İhtisas Raporu’nun açıkça müvekkilinin kazadan dolayı herhangi bir kusurunun olmadığına işaret ettiğini, bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı müvekkili lehine tamamen haklı gerekçeler ile takipsizlik kararı verdiğini, müvekkili … açısından müvekkilinin kazadan sonra girdiği sağlık kontrolünde kanında olan alkol oranının 0 olarak tespit edildiğini, mütefevva … İmamova açısından; mütefevvanın vefatından sonra 23/12/2016 tarihinden alınan adli tıp kurumu raporunda; kimya ihtisas dairesinin raporuna göre kanda 153 mg/dl etanol bulunduğu, metanol bulunmadığı, 411,6mg/ml ketamin, 15,5 midaozam bulunduğu , göz sıvısında ise ; 239 mg/dl etanol bulunduğu, , safra da ise ketamin bulunduğunun kayıt altına alındığını, mütefevvanın kaza esnasında kanında bulunan alkol seviyesinin 1.9 promil olduğunu, bu tutarın yasal sınırın neredeyse 4 katı tutarında olduğunu, 1.9 Promil alkolün ise kişinin fiziksel olarak duyumlarını azaltacak şekilde ağır derecede olduğunu, mütefevvanın olay anında açık bir şekilde sarhoş olduğunu ve bilinçsiz bir şekilde karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını, bilinci yerinde olan normal birisinin karşıya geçmeyeceğini, hatta yaya geçidi olmayan bir yoldan geçmek yerine trafik ışıklarına doğru yol alacağını, davacının yan kaza esnasında uyuşturucu madde etkisi altında olduğunu, hem aldığı alkol hemde uyuşturucu maddenin kişiyi bilincinden yoksun kıldığını, kuvvetle ihtimal halisünülasyon görme ihtimalinin bile mevcut olduğunu, bu koşullar altında hız limitlerine uyan, gerekli tüm kuralları harfiyen yerine getiren müvekkilinin aşırı doz uyuşturucu ve alkol etkisi altında bulunan mütefevva karşısında kusurlu olduğunun düşünülemeyeceğini, tüm bu nedenlerden dolayı müvekkilinin kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğunun düşünülemeyeceğini, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddini talep etiklerini, kaldı ki aksi bir durumda maddi tazminattan kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketinde olduğunu, bu mihvalde işleten sıfatı ile dava açılan müvekkili … ve sürücü …. açısından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili ….’un sürücü olarak hiçbir kusurunun söz konusu olmadığını, tıbbi açıdan bu kadar fazla alkol ve uyuşturucu madde alan bir kişinin kendinde olmasının olanaksız olduğunu, davacıların müvekkilerden toplam 300.000,00 TL tutarında manevi tazminat talep ettiklerini, davacıların açıkça manevi tazminatla zenginleşmek istediklerini, mütefevvanın ekonomik durumunun geçim koşulları nazara alındığında bu taleplerin fahiş derece de fazla olduğunu, huzurdaki davanın da yasal zamanaşımı sürelerinin geçirildiğini, davanın bu yönü ile dereddinin gerektiğini, tüm bu nedenlerden dolayı davanın tüm davacı talepleri yönünden reddinin gerektiğini, izah edilen nedenlerden dolayı davacılar tarafından açılan davanın tüm talepleri yönünden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın beyanından da anlaşılacağı üzere davacıların müteveffanın mirasçısı olup olmadıklarının henüz belirlenmediğini, müteveffanın bekar olduğunun belirtildiğini ve davacıların müteveffanın annesinin velayetinde olduğunun açıkça ifade edildiğini, davacıların müteveffanın desteğini görüyor oldukları hususunda net bir delil sunulmadığını ve destek şartının davacı yanca ispatlanmamış olması sebebi ile davacı yanın davasının aktif husumet ehliyeti bulunmaması sebebi ile reddinin gerektiğini, davacılar tarafından alınmış ödemeler ve açılmış tüm dava bilgilerinin bildirilmesi gerektiğini, bu hususta davacı tarafa kesin süre verilmesini, adli tıp trafik ihtisas dairesinden alınan rapora göre müteveffanın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olup davanın bu sebeple reddinin gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla; müvekkili şirketin davacının teminat kapsamında yer alan taleplerinden yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesini, zira müvekkili şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, tazminat hesaplamalarının trafik sigortası genel şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkilin her halükarda, kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigorta teminat limiti ve kusur oranıyla sınırlı olduğunu, buna göre, manevi tazminat talepleri teminat dışında olduğundan davanın bu kısım bakımından müvekkili için reddini talep ettiklerini, açıklanan sebeplerle; davacının haksız ve mesnetsiz davasının müvekkili şirket bakımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu … plakalı aracın trafik sicil kayıtları celp edilmiştir.
… Sigorta A.Ş’ye müzekkere yazılarak dava konusu hasar dosyası celp edilmiştir.
… Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılarak dava konusu hastane kayıtları celp edilmiştir.
…. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
…. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
… CBS’ye müzekkere yazılarak 2016/… Soruşturma sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir. Celp edilen dosyada aldırılan 27/09/2017 tarihli ATK raporunda; sürücü …’ın kusursuz olduğu, yaya … …’nın asli derecede ve tam kusurlu olduğunun bildirildiği, soruşturma dosyasında 22/01/2018 tarihinde şüpheli …’ın olayda taksirinin bulunmaması nedeniyle atılı suçtan dolayı kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına celp edilen … CBS’nin 2016/… Esas sayılı dosyasında alınan 27/09/2017 tarihli ATK raporu da değerlendirilmek suretiyle 13/11/2016 tarihinde sürücüsünün … olduğu … plakalı aracın yaya halde davacıların murisi … …’ya çarpmasına ilişkin kazada tarafların kusur oranlarının tespiti için … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyetinden oluşacak bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış olup, 18/09/2023 tarihli talimat bilirkişi raporunda; meydana gelen kazanın oluşmasında; davalı araç sürücüsü …’ın herhangi bir kusuru bulunmadığı, meydana gelen kazanın oluşmasında; maktul yaya … …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. Maddesini ihlal etmesinden dolayı % 100 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup müteveffa … …’nın mirasçıları davacılar … ve … … tarafından maddi ve manevi, müteveffanın annesi … … tarafından manevi tazminat talebi istemiyle açılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin ZMM sigortacısı olduğu davalı …’ın sürücü …’nün işleteni bulunduğu … plakalı aracın 13/11/2016 tarihinde müteveffa … …’ya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında maddi ve manevi tazminat taleplerinin tespiti yönünde dosya kusur bilirkişisine gönderilmiş olup alınan 18/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda davalı sürücünün kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Trafik kazalarından doğan tazminat davaları kusur sorumluluğuna dayanmaktadır. Destek, gerçekleşen kazada yaya olup tam kusurludur. Bu durumda sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı tazminat talebinde bulunmaları halinde her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak vekalet ücreti belirlenmiş, ayrıca maddi tazminat talebinde bulunan davacıların tazminat taleplerini kuruşlandırmadıkları dikkate alındığında toplam 1.000,00 TL olarak talep edilen maddi tazminat tutarı eşit olarak bölüştürülerek hesaplama yapılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 1.028,07 TL harçtan mahsubu ile bakiye 758,22 TL harcın talep halinde davacılara iadesine;
3-Davacı …’ya velayeten … …’nın maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ya velayeten … …’dan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı … …’ya velayeten … …’nın maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’ya velayeten … …’dan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı …’ya velayeten manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ya velayeten … …’dan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı … …’ya velayeten manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’ya velayeten … …’dan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı … …’nın manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalılara verilmesine,
9-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 7.500,00 TL bilirkişi ücretinin davacılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Dosyaya yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçesi ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2023
Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır