Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/996 E. 2019/407 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/996 Esas
KARAR NO : 2019/407

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/11/2017
KARAR TARİHİ: 18/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Müvekkillerim, gıda sektöründe faaliyet gösteren … tarafından işletilen işyerinde hizmet akdi ile çalışmakta olup … müvekkillerimin eşi ve annesidir. Davalı şirket ile ticari ilişkiler çerçevesinde … adına hareket eden müvekkillerim ticari faaliyetler kapsamında teminat olmak üzere imzalı ve cirolu şekilde ancak düzenleme tarihi, düzenleme yeri, borç miktarı ve vadesi yazılmamış şekilde kambiyo senedini güvenerek teslim etmişlerdir. Davalı şirket ismi geçen senedi kendince ve gerçek bir olguya dayanmayan şekilde müvekkillerimin rızası hilafında doldurmak suretiyle kambiyo senedi vasfım haiz hale Müdürlüğünün… Es sayılı dosyasıyla işleme koymuştur. Kesinleşen takip neticesinde müvekkillerimin çalıştığı ve … adına kayıtlı işyerine gelmek suretiyle haksız haciz tatbik etmişlerdir. Senet metni incelendiğinde müvekkilim …’in adresi, T.C kimlik numarası ve imzasını atmakla yetindiği diğer kısımların başka bir el yazısıyla sonradan doldurulduğu açıkça görülecektir, Borcun sebebi olarak da davalının ‘NAKDEN* borç para verdiğine dair kayıt gerçek dışı olup müvekkillerim böyle bir para almadığı gibi davalı şirketinde faaliyet konusu arasında ikrazarçıhk bulunmamaktadır. Aralarında baba-oğul ilişkisi bulunan müvekkillerim arasında borç para alışverişinin olması ve bunun bir senede bağlanması, senedinde 3. kişiye ciro edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Tacir olan ve basiretli bir iş adamı gibi davranmakla yükümlü olan davalının senet metninde beyan edildiği üzere müvekkillerime borç verme hukuki ilişkisi gerçek ise eğer bunun davalının ticari defterlerinde resmi olarak kayıtlı olması icap eder, Böylece davalının takip dayanağı senede karşılık senet olarak ticari deflerler lehimize delil teşkil edecek nitelikte ve durumu açıkça ortaya çıkarabilecek güçte ispat kuvvetini haizdirler, Davalının senedin kendisine ciro yoluyla geçtiğini muhtemel savunmasına karşı da müvekkilim …’e senet karşılığında ne teslim eniği veyahut da neyi sattığı, hangi hukuki İlişkiye karşılık senedi aldığı açıklanmalı ve dayanacağı hukuki ilişkiye göre ticari defterlerinde bu kayıtlara yer verilmiş olmalıdır. Hülasa, müvekkillerimin davalıya herhangi bir borçlan söz konusu olmayıp davalı takipte haksız Yukarıda tafsilen açıklanan sebeplerle; Müvekkillerimin davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es sayılı dosyasından borçlu bulunmadıklarının ayrı ayrı tespitine, takibin bu sebeple iptaline, Takipte haksız olan davalının yüzde 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûmiyetine, Müvekkillerim haksız icra takibi neticesinde icra tehdidi altında olduğundan dava neticesine kadar takibin takdir edilecek teminat karşılığında tedbiren durdurulmasına, Dava harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesi vekâleten arz ve talep olunur ” ifadelerine yer vermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;‘‘Davacılar ile hizmet akdi ile çalışmakta olduklarını İddia ettikleri …, arasında akrabalık ilişkisi bulunmaktadır, …, davacılardan …n annesi ve …1 in de eşidir, Davacılar ve … arasında muvaazalı bir ilişki bulunmakta olup davacılar ticari hayatta borçtan kurtulmak için işlerini … üzerinden yürütmekte olup adeta dolandırıcılık kastıyla hareket etmektedirler. Muvazaa, tarafların üçüncü şahıslan aldatmak maksadı ile kendi iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır. Mutlak muvazaa, taraflar arasında, üçüncü kişileri aldatmak maksadıyla yapılan ve gerçekte var olmayan ve taraftan bağlamayan hukuki işlemlerdir. Yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktrine göre muvazaalı işlemler hükümsüzdür. Bu durum 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19. Maddesinde de *‘Bır sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarım gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak İradeleri esas alınır” şeklinde düzenlenmiştir. Davacılar ticari ilişkilerde borç altına girmemek ve üçüncü kişileri aldatmak maksadıyla faaliyetlerini … adı altında yürütmektedirler. Bu nedenle hukuki işlemlerde hak ve alacaklarda asıl muhatap davacılar olup …’İn sorumluluğu yalnızca görünüştedir. Davacılar ticari ilişkilerde adeta dolandırıcılık kastıyla hareket ederek borçlandıncı işlemlerde borç altına girmekten kurtulmak kastıyla … adı altında işlerini yürütmektedirler. Davacılar aleyhine tarafımızca 22.09.2017 tarihinde fiili haciz işlemi yapılmış ve davacılar. Sayın Mahkemenize sundukları şekilde işyerinin … adına kayıtlı olduğundan bahisle istihkak iddiasında bulunulmuş ve istihkak iddiası üzerine İstanbul … tera Hukuk Mahkemesi, istihkak iddiasını incelemiş ve … E., … K, sayılı karan ile tarafların birlikte zilyet olmaları sebebiyle” davacıların istihkak iddiaları yerinde görülmeyerek ret edilmiş ve takibin devamına yönelik karar verilmiştir. Davalı müvekkil şirket ile davacılar arasındaki ticari ilişkide davacılar davalı şirketten mal ve Takibe konu senet metni üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmamakla birlikte işbu ibare bulunsa dahi hangi ilişkinin teminatına ilişkin olduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece teminat senedi olarak kabul edilemez. Bu husus Yargıtay hukuk genel Kurulucun 14,03,2001 tarihli … e. … k. Sayılı karan ile hükme bağlanmıştır. Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız ve Sayın Mahkemenizce re1 sen göz önüne alınacak sebeplerle; Huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine, Haksız olarak açılan dava nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacılar aleyhine icra inkâr tazminatına bükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına, dair karar verilmesini Sayın Mahkemenizden saygılarımızla vekâleten arz ve talep ederiz.” İfadelerine yer vermiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosya örneği, … Gelir Daiersi Müdürlüğü kayıtları celp edilmiş, alacağın varlığı yönünden dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş aldırılan 12/11/2018 tarihli raporda ” Davalı yan incelemeye gelmeyip, ticari defterlerini ibraz etmediğinden, takibe konu senedin ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı, davacı yandan herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığı hususlarının ticari defterlerden tespit edilemediği,Davacı yanın incelemeye geldiği ancak, tacir olmadığını beyan ederek ticari defter ibraz etmediği,Davalı yan tarafından dava dosyasına sunulan … ve …numaralı “alıcılar” hesaplarına ait muavin ekstrelerine göre davacı yanın … ve 05.12.2015 tarihleri itibarıyla davalı yana her iki hesap bakiyesi toplamı 10.659,21 TL borçlu göründüğü, ancak söz konusu muavin hesap ekstrelerinde yer alan işlemlerin davalı defterleri ile tevsik edilemediği,Bununla birlikte davalı yanın 24,01.2018 havale tarihli dilekçesinde, davacı yan ile aralarındaki ticari ilişkinin kayıt dışı devam ettiğini beyan etmiş olması karşısında, davalı yanın takibe konu senetten dolayı davacı yandan ticari ilişkiye dayalı bir alacağının bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilemediği ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, takipten sonra açılan menfi tespit davası olup davacılar İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına dayanak 28/12/2016 tanzim tarihli, 28/02/2017 vade tarihli 13.315,00 TL bedelli bonodan ötürü borçlu olmadıklarını … tarafından işletilen işyerinde … nam ve hesabına hareket ederek teminat olarak senedin verildiğini iddia etmişler ise de davacılardan …’in …’in oğlu, davacılardan …’in …’in eşi olduğu, hizmet akdi ile çalıştıkları iddia etmişlerse de ispat edilemediği, … nam ve hesabına hareket edildiğinin somut delillerle kanıtlanamadığı, teminat senedi olduğu hususunun yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği halde bu yönde delil ibraz edilmediği gibi davalı tarafın sunduğu muavin defter kayıtlarına göre taraflar arasında mal alım-satım yönünde ticari ilişkinin mevcut olduğu, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı istihkak davasında davacılar ile …’in mallara birlikte zilyet olduklarının tespit edildiği, davacılar takibe konu bonunun … adına teminat senedi olarak verildiği kanıtlanmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40 TL maktu karar harcının peşin alınan 227,39 TL harçtan mahsubu ile artan 182,99 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …