Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/992 E. 2019/916 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/992 Esas
KARAR NO : 2019/916

DAVA : Yönetim Kurulu Karar İptali
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Kooperatif yönetim kurulunun 08.08.2010 tarihli ve 40 sayılı kararıyla aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle kooperatif Üyeliğinden ihracına karar verdiğini, borçlu aidat tutarını ödememesi gerekçesiyle adresine ikaz yazısı gönderilmediğini, kanunda belirtilen süreler beklenmeden kooperatif üyeliğinden ihraç kararı alındığını, bu ihraç kararının kanuna vc kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu, tebligatların davacının yaşamadığı ve herhangi bir bağlantısının olmadığı adrese gönderildiğini, tebliğin muhatabın ikamet adresine yapılması gerektiğini, Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından üyelikten çıkarılma kararının Ekim 2017’de kooperatif merkezine gidildiğinde sohbet esnasında şifahen haberinin olduğunu, öğrenir öğrenmez itiraz ettiğini, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararının örneği yerine kararın tüm gerekçelerinin belirtildiği bir yazının bildirilmesi gerektiğini, İtiraz davasının açılması için tanınan 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde öğrenildiği kadarıyla, daha önceki tarihlerde Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından ihtarname ve çıkarılma gerekçeli kararının tebliği edildiğini ve bu tebligatların tamamının ikamet edilmeyen adrese ve davacının tanımadığı şahıslara yapıldığını, ayrıca … Noterliği tarafından yapılan ihtarnamenin ikamet edilmeyen farklı bir adrese yapıldığını, belgeleriyle de sunulan noterlikçe tebliğ edilen: Muhatap …’e Gönderilen tebligatın tebliğ adresinde muhatabın işe gittiğini beyan eden aynı konutta daimi ikamet eden ehil eşi …’in imzasına 26,10.2009’de tebliğ edilmiştir, içerikli tebligatla belirtilen adresin davacıya ait olmadığını, … isimli kişinin eşi olmadığını ve tanımadığını, dolayısıyla bu tebligatın geçersiz olduğunu, … Noterliği tarafından 23.02.2010’de gönderilen diğer bir tebligatta “PTT vasıtası ile muhatabına tebliği istenen iş bu ihtarnamenin, muhatabın komşusu …muhatabın tatilde olduğu sözlü beyanı üzerine, tebliğ evrakı 21. Madde uygulanmak için muhtara gidildiğinde T.C. Nosu olmadığından mahalle muhtarının da evrakı almaya imtina etmesi nedeni ile evrakın merciine geri iade edildiği gelen mazbatasından anlaşılmıştır” denildiğini, o tarihte Haydar Salman îsîmli şahsın komşusu olmadığını, Haydar Salman isimli şahsı tanımadığını, verilen beyanın geçersiz olduğunu, yapılan tebligatın yanlış adrese yapıldığını, tebliğ edilen başka ihtarnamenin davacıya edilmediği, davacının imzasının söz konusu olmadığı ve geçersiz olduğunu, 3 aylık hak düşürücü sürenin tebliğden itibaren başladığını, ortağın toplantı da olması gerektiği, üç aylık sürenin tebligatın yanlış adrese ve muhatap yerine tanımadığı kişilere yapılması sonrasında başlamayacağını, ortaklıktan ister genel kurulca ister yönetim kurulunca çıkarılan ortağa çıkarılma kararının onaylı örneği tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere verileceğini, kooperatiften çıkarılan ortağa çıkarma kararının adi posta ile tebliğ edilebileceği gibi taahhütlü, İadeli taahhütlü, özel ulakla ve A.P.S. ile mümkün olduğunu, ancak ispat amacının sağlamlığı yönünden uygulamada noter aracılığı ile tebliğlerin yapıldığını, ortağın itiraz etme veya dava açma hakkı ortaklıktan çıkarılma kararının kendisine noter aracılığı İle tebliğ tarihinden itibaren başladığım. Kooperatifler Kanunu’nun 16/4. maddesindeki üç aylık İtiraz veya dava açma süresinin hak düşümü süresi olduğunu, İkamet edilen adrese noter aracılığıyla herhangi bir tebligatın gelmediğini ve bu zamana kadar haberinin olmadığını, Kooperatif tarafından davacının haberi olmadan, yanlış adrese ve tanımadı şahıslara karşı yapılan usulsüz İhtar ve üyelikten çıkarma işleminin iptali İle konu olunan aidat borcunun davacıya bildirilerek kooperatif tarafından belirlenecek ihtar süresi İçerisinde ödeneceğini beyan ettiğini, açıklanan nedenlerden dolayı yönetim kurulunun 08,08.2010 tarihli ve 40 sayılı ortaklıktan ihracına ilişkin kararının iptalini, davacı tarafından atılmayan hukuken geçersiz olan imzanın incelenmesini ve yargılama giderlerinin davalı kooperatife yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Huzurda açılan davanın haksız ikame edilmiş olup öncelikle usulden aksı halde esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, İhraç kararının iptali davası 3 aylık hak düşürücü süreye tabi olup, davacının kendi beyanlarından da anlaşılacağı üzere süresinde açılmadığını, davacı yanın bu konuda tarafına yapılan tebligatların tebliğ tarihlerini de bizzat belirttiğini, Yargıtay uygulamalarına da paralel olarak, davanın süresinde açılmamış olması halinde artık başka bir hususun incelenmesine bakılmadan ihracın kesinleşmiş olduğunun kabulünün gerektiğini, İhraç prosedürünün, usulüne uygun olarak yapılmadığını, ihraç kararının davacıya birinci ve ikinci İhtarnamelerle tebliğ edildiğini, İhtarnameler arasında gerekli en az 10 günlük süreye ve ikinci ihtarda da 1 aylık ödeme süresi verilmesine müvekkil kooperatifçe riayet edildiğini, bu nedenlerle ihraç/ortaklıktan çıkarılma kararı ve gönderilen ihtarnameler usul ve yasaya uygun açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarcaa gösterilen deliller toplanmış, … İlçe Emniyet Müdürlüğü, …Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden yazı cevabi celp edilmiş, ihraç kararının değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 26/04/2019 tarihli raporda ” Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından alınan 08.08.2010 tarihli ihraç kararına karşı açılan iptal davasının üç aylık hak düşürücü süre içerisinde ikame edilip edilmediğinin irdelenmesi gerektiği; bunun için ise söz konusu ihraç kararının usulüne uygun olarak doğru adreste doğru kişiye tebliğ edilip edilmediğinin tespit edilmesi gerektiği; gerekçeli kararın tebliğ tarihi olan 2010 yılında davacının, şirket kayıtlarındaki adresinin “…” olduğu; İhraç kararının bildirim metninde yer alan “…’ adresinin davacıya ait olmadığının görüldüğü ve şirket kayıtlarıyla örtüşmediği; oluşa göre kararın usulüne uygun tebliğ edilmediğinin söylenmesi gerektiği ve davanın süre yönünden hukuka uygun ikame edildiğinin söylenebileceği; Çıkarma kararının alınmasında gerekli usule uyulup uyulmaması yönünden; ihtarnamelere ilişkin olduğu kanaatine vardığımız Tebliğ Şerhleri incelendiğinde davacı ortağın parasal yükümlülüğünü verine getirmesi için bir aylık yasal süreye riayet edildiği, fakat burada da davacının iddiaları doğrultusunda ihtarnamelerin tebliğlerinin usulüne uygun olup olmadığının irdelenmesi gerektiği ve varılacak sonuca göre ihraç kararının iptaline veya geçerliliğine hükmedilmesi gerektiği, her durumda ispat yükünün davalı Kooperatifte olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kooperatifin çıkarmanın usulüne uygun gerçekleştirildiğini ispat edememiş olduğu; Bu izahat çerçevesinde davacı talebinin yerinde olduğu,” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava Koop. yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı Koop. tarafından 08.08.2010 tarihli ve 40 sayılı verilen ihraç kararının usulüne uygun davacıya tebliğ edilmediği ve kararın geçersiz olup iptali talep etmektedir.
Davalı taraf, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı iddiasına dayanmış ise de hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tebligatların incelemesi yoluyla tespit edilebileceği Koop. şirket kayıtlarında davacının adresinin “…” olduğu, oysa yapılan tebligatların “…” adresine tebliğ edilmiş olduğu, yapılan tebligatların hatalı ve usulsüz olması nedeniyle hakdüşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı ve davacı tarafından süresi içinde davanın açıldığının anlaşıldığı, Koop. K. 16 Md’de Ortaklıktan Çıkarma Esasları belirlenmiş olup parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağın ihraç edilebilmesi için usulünce tebligatların yapılmasının gerektiği, ilk bildirime uymayan ortağa ikinci tebligatın yapılarak bir aylık süre verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Buna göre ihraç kararın geçerliliği usulüne uygun yapılan tebligatlara bağlı olup somut davada … Mahalle muhtarlığından alınan belgede davacının 10.06.1991’dan beri aynı adreste ikamet ettiği ve adresinin “…” olduğu belirtilmiş, ayrıca sunulan nüfus kaydına göre davacının … ile evli olduğu anlaşılmıştır. İhraç kararının tebliğ adresinin davacının ikamet adresinden ve şirket kayıtlarındaki adresinden tamamen farklı bir adres olması ayrıca tebligatı alan …’in nüfus kayıtlarıyla ispatlandığı üzere davacının eşi olmaması nedeniyle tebligatlar hatalı ve usulsuz olup alınan ihraç kararı geçersiz olduğundan Koop. Yönetim kurulu kararının iptaline ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
Davalı … Konut Yapı Kopoeratifinin 08/08/2010 tarih ve 40 sayılı yönetim kurulu kararının İPTALİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile eksik 13,00.TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNİYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 301,40 TL’nin ( 31,40 TL Başvurma Harcı, 4,60-TL Vekalet Suret Harcı, 31,40 TL Peşin Harç, 234,00 TL tebliğler) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dosya Adli Yardım Talepli olduğundan yargılama aşamasında yapılan toplam 2.4000,00 TL yargılama giderinin (2.400,00TL bilirkişi ücreti) davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA; hüküm kesinleştiğinde harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …