Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/977 E. 2019/712 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/977
KARAR NO: 2019/712

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 08/11/2017
KARAR TARİHİ: 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı ile 25.06.2013 tarihli sözleşme yaptıklarını, bu sözleşmeye göre ramazan ayı boyunca yayınlanacak bir programın çekimleri konusunda anlaştıklarını, ancak davalının söz konusu sözleşmeye göre programı hazırlayıp kendilerine teslim etmediğini, sözleşmeye göre 90.000,00 TL ceza koşulu ödemeyi kabul ettiklerini, davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen davalının ceza koşulunu ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin …sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazdan 07.08.2017 tarihinde haberdar olduklarını, bu tarihten itibaren de süresi içinde itirazın iptali davasını açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, sözleşmeye uygun olarak on üç bölüm çektiklerini, ancak davacı tarafın çekilen bölümleri beğenmediğini, davaya konu sözleşmenin bir örneğinin kendilerine de verilmediğini, bölümlerin çekimi için masraf yaptıklarını, sözleşmeye göre kendi yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, sözleşmeye göre kendilerine ödenmiş bir ücret bulunmadığını bu nedenle de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı ceza koşulu alacağı için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, sözleşmeyi, İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, ticari defterleri, yemin delilini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, sözleşmeyi, çekilen bölümlerin kayıtlarını içeren CD örneğini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı ceza koşulu alacağı için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu icra takibi 14.08.2013 tarihinde yapılmış, davalı tarafından 22.08.2013 tarihinde itiraz edilmiştir. İtiraz dilekçesi davacı alacaklıya tebliğe çıkartılmamıştır. 2004 sayılı İİK m. 67’ye göre itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Davalı borçlunun itirazından sonra icra dosyasında davacı alacaklının gerçekleştirdiği başkaca bir işlem gözükmemektedir. Bu nedenle davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazdan 07.08.2017 tarihinde haberdar oldukları yönündeki beyanları kabul edilerek davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilmiş ve davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470’e göre; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı maddesinde “İş bu sözleşme “…….” adlı yemek programının her gün şehir şehir gezilerek ve her bir bölümde yöresel bir kaç yemeğin bizzat yöre halkından birinin eşliğinde yapılmasının sağlanması şartıyla ramazan ayı boyunca toplamda 30 gün bant yayın olarak yayınlanmak üzere yapımcı tarafından hazırlanması ve sunulması …tarafından da söz konusu programın …kanalında başta yayınlanması olmak üzere TV 8’in sahip olduğu diğer fikri mülkiyet hakları ve tarafların karşılıklı hak ve yetkilerini konu almaktadır.” hükmü yer almaktadır. Sözleşmedeki bu maddeye göre taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğindedir.
Dava konusu uyuşmazlık sözleşmeye konu eserin davalı tarafından meydana getirilip getirilmediği noktasındadır. Davacı taraf sözleşmeye göre kendilerine teslim edilmesi gereken beş bölümlük yayın bandının kendilerine teslim edilmediğini, davalı taraf ise teslim ettikleri halde beğenilmediğini ileri sürmektedir. Davalı taraf davacı tarafa teslim ettiklerini ileri sürdükleri yayın bandının bir örneğini CD içinde dosyaya delil olarak da sunmuştur.
Davalı tarafın dosyaya delil olarak sunduğu CD incelenmek üzere 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişiye verilmiştir. Hazırlanan 22.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda görüntülerin 13 değil 5 bölüm olduğu, program adının, jeneriğin ve kurgunun bulunmadığı dolayısıyla da yayına hazır durumda olmadığı, ham görüntü niteliğinde olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Yapımcının Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı maddede davalının programın editöryel çalışmalarını yapacağı, İlk beş bölümlük bant kaydının 15.06.2013 tarihine kadar teslim edilmesinin sözleşmenin geçerlilik koşulu olduğu, bandın davacı şirkete yayın olarak teslim edileceği, bandın …yayın kalitesine uygun olmaması durumunda da sözleşmenin yok hükmünde olacağı, bu durumda da sözleşmeyi haklı olarak feshedip sözleşme bedelini uhdesinde tutma hakkına sahip olacağı kararlaştırılmıştır.
İlk beş bölümlük bant kaydının sözleşmede yazılı olduğu gibi 15.06.2013 tarihine kadar davacı tarafa verilip verilmediği konusunda dosyada bir bilgi bulunmadığından sözleşmenin geçerlilik kazanıp kazanmadığı da belli değildir.
Hazırlanan 22.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitlerden davalının hazırladığı programın sözleşmeye göre yayına hazır durumda olmadığı dolayısıyla …televizyonunda bu haliyle yayınlanmasının mümkün olmadığı açıktır. Bu nedenle davacı tarafın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmekte ve sözleşmede belirlenen ücreti uhdesinde tutmakta hukuken hakkı bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 179’a göre; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” Bu maddenin aksi yorumundan ifaya eklenen ceza koşulunun talep edilebilmesi için sözleşmede açık hüküm bulunması gerektiği sonucu çıkmaktadır.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin ceza koşulunu içeren maddesinde “yapımcı “…..” adlı programı sözleşme bitim tarihinden önce mücbir sebepler mevcut olmaksızın yapmaktan vazgeçer ise yapımcı …kanalına ceza koşulu olarak 90.000,00 TL ödemeyi kabul eder” hükmü düzenlenmiştir. Bu maddeye göre ceza koşulu yapımcının sözleşme bitim tarihinden önce programı yapmaktan vazgeçmesi koşuluna bağlanmıştır. Hal bu ki davalı programı yapmaktan vazgeçmemiş ilk beş bölümlük bant kaydını davacı şirkete vermiştir. Bu durumu da davacı tarafa gönderdiği… Noterliğinin 16.07.2013 tarih ve… sayılı ihtarnamesi ile kanıtlamaktadır. Ancak hazırladığı bant kaydı davacı tarafından kabul edilmemiştir. Dolayısıyla davacının ceza koşulunu talep edebilmesi için sözleşmede yazılı olan davalının sözleşme bitim tarihinden önce programı yapmaktan vazgeçmesi koşulu gerçekleşmemiştir.
Davalının hazırlayacağı ilk beş bölümlük yayın bandının …yayın kalitesine uygun olmaması durumunda da sözleşmenin yok hükmünde olacağı kararlaştırılmıştır. Bilirkişi incelemesi ile davalının hazırladığı yayın bandının yayına hazır durumda olmadığı anlaşıldığından sözleşmenin yok hükmünde olduğu açıktır. Yok hükmünde olan bir sözleşme için de davacının ceza koşulu talep etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır.
Ceza koşulunu düzenleyen sözleşme maddesi sözleşmenin yok hükmünde kabul edilmesi durumunda ya da devamında ilk beş bölümlük yayın bandının …yayın kalitesine uygun olmaması durumunda da sözleşme bedeli olan toplam 90.000,00 TL tutarındaki ücretin kendi uhdelerinde tutulmasının yanında ayrıca ceza koşulu ödeneceğine ilişkin bir düzenleme içermemektedir. Yani ifaya eklenen bir ceza koşulu düzenlemesi bulunmamaktadır. Bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı şirketin davalı ile yaptığı sözleşmeye göre ilk beş yayın bandının yayın kalitesine uygun olmaması nedeniyle sözleşmenin devam etmediğini bildiği ve sözleşme hükümlerine göre de sözleşme bedelini kendi uhdesinde tuttuğu halde ifaya eklenen ceza koşulu içermeyen ceza koşuluna dayanılarak icra takibi başlatmış olması iyiniyetli bir davranış olarak görülmemiş ve davalı lehine tazminata hükmedilmiştir.
Temmuz 2019 tarihinde hakim değişikliği olmuş ve dosya mahkememize atanan Hakim … tarafından karara bağlanmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-%20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 1.101,34-TL harçtan mahsubu ile artan 1.056,94-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 10.044,93-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır